biber
445 (süper mario)
beşinci nesil yazar 1 takipçi 23.30 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    devrimden sonra

    56.
  1. eh fragman üzerinden filmi yerme telaşı nihayet bittiğine göre, gerçek film değerlendirmesi yapılabilir.

    şimdi ilk olarak; benim en ön değerlendirmem, bu film bildiridir. bugünün insanına devrim nasıl olacak, ne olacak, neyi değiştirecek bunu anlatmak için kurgulanmıştır. tanıtımdır. art niyetli arkadaşlar tkp tanıtımıdır diyorlar ama, nasıl bir türkiye de yaşıyorlar bilmiyorum.
    bugün eğitim bedava dediğinizde, ne tepkiyle karşılaşıyorsanız, film bu tepkiyi vermiş. herkesin oturduğu evin sahibi olacak lafı kimseye mümkün gelmiyorsa bugün film mümkündür demiş.
    napmayı planlıyordunuz? kapı kapı gezip ikna etmeyi mi?
    devrimin dışında kalanlara devrimi anlatmış yani emekli bir çift, yalnız bir kadına, ücra bir köye.
    bakın çok kritik bi nokta.
    devrimden sonra dışında kalacaklara değil, bugün devrim fikrinden uzak kalanlara.
    yoksa devrimin böyle olmayacağını; işçilerin bu kadar bi haber olmasının mümkün olmadığını bilmediklerini mi düşünüyorsunuz sahi?
    devrim gümbür gümbür gelecek tabi. devrim işçilerle gelecek tabi. devrime önce onlar sahip çıkacak tabi. filmde gösterildiği gibi beş kişilik öğrenci korteji değil.
    ama bugün kim uzaksa sosyalizm düşünden onlar içindir bu film.
    başka bir yerde bakıyor yani, çoğu art niyetli gözden uzak.
    korkuyorsanız insanların sosyalizmi hayal etmesinden, bunun için mücadeleye katılmasından korkularınız kendiniz yaşayın.
    "böyle mi olacak mı devrim, peh" demenin elle tutulur yanı yok.

    filmde halk alakasız gibi görünüyor doğru? iyi de hangi şapşal, yönetmenin "bakın biz devrim yaptık ama bilhassa habersiz yaptık bunu da göstermek için film yaptık" dediğini düşünüyor?
    bariz belli ki, propanganda filmi bu. olacak devrimin değil, sosyalizmin programının propagandası.
    8 ...
  2. 2 ekim 2009 başbakanlığa yürüyüş

    0.
  3. artık haddini fazlasıyla aşmış iktidara karşı, parasız eğitim için 2 ekimde saat birde sakarya'da buluşmayla başlayacak, başbakanlığa yürüyüşle devam edecek mitingdir.
    harçlara yüzde beşyüz zammı konuşmuş bir hükümet seneye yüzde 40, 50 gibi oranları kabul ettirecektir bize. asılmadıkça üstümüze gelmeye devam edecekler. "her üniversite mezunu iş bulmak zorunda değil" diyerek, bizlere iş garanti vermeden milyarca liraya imza attıran, emekçinin çocuğunun okumasının önüne yeni yeni engeller koyan, para yok diyerek harç alırken özel üniversitelerin bütçesinin yüzde 45ini destekleyen, işçiye memura sadece yüzde 2 zam yapan, gittikçe dışa bağımlı yapan, sömürüyü arttıran, yalan haberlerle gözümüzü boyayıp bizi körleşiren bu sisteme karşı sesimiz çıkmayacaksa neye ses çıkartacağız?
    2 ...
  4. internet in çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri

    11.
  5. herkesin penisini büyük sanmak.
    0 ...
  6. sevgilisini sevgilisinin babasıyla aldatan kız

    0.
  7. feridun düzağaç

    228.
  8. utana utana konuşmasıyla acaip sempatik olmuş adamdır.
    1 ...
  9. atsızcılar sitesinden sevgili edinmek

    3.
  10. okuldaki karizmatik öğrencinin nesquik içmesi

    1.
  11. ilk okula gidiyordur, karizmasi nesquik içmesinden değil beş dakkalık tenefüste kantine kadar koşup gelmesinden kaynaklanıyordur.
    bir du şu var;
    (bkz: beslenme)**
    (bkz: sempatik adam çocukluğunda taşıdığı beslenme çantasından bellidir)
    0 ...
  12. hacettepe üniversitesi bahar şenlikleri 2009

    4.
  13. bu senenin en iyi ankara festivalidir.
    2 ...
  14. cüzdanında prezervatif taşıyan bakir erkek

    29.
  15. deniz gezmiş in ölüm yıldönümü

    2.
  16. idam edilişinin yıldönümüdür. sembolik olmasının nedeni ecel olmayışıdır!!
    bugünün; bu kadar önemle anılmasının nedeni yaptıklarının çok değerli olması kadar, cuntacı zihniyete hesap sormaktır!
    3 ...
  17. sokakta koşmak varken koşu bandı satın alan insan

    5.
  18. koşarken ne yaktığını önündeki ekrana görmek isteyen insandır.
    tabi genede gazetesini almaya koşarak giden insanları seviyoruz, yaşatıyoruz
    1 ...
  19. sevişirken başkasının adını söyleyen sevgili

    3.
  20. koynundaki siz olabilirsiniz ama o başkasıyla sevişiyordur.
    7 ...
  21. adı ve soyadı aynı olanlar

    7.
  22. küheylan

    5.
  23. mehmet ali erbil'in medya maymunu olmadan evvel, geleceğin en büyük oyuncularından biri dedirtten rolünü oynadığı tiyatro oyunu. aynısı tolga çevik'e de olmuştur.
    1 ...
  24. sözlük yazarlarının itirafları

    3177.
  25. "#5134270
    küçükkene çevik kuvveti çelik kuvvet bilirdim."

    yeni öğrendim bende..
    10 ...
  26. 1 mayıs polis ilişkisi

    6.
  27. sözlükteki çydd liler

    4.
  28. fişleme kültürü değil de iftira kültürü had safhada olan kutuplaşmış ülkede terör örgütüyle bir tutulurlar.
    0 ...
  29. yıllar geçse de unutulmayacak filmler

    7.
  30. sözlükteki çydd liler

    2.
  31. eleştirirken "kafasındaki allahın takdiri" diyenlerin aksine duygu sömürüsüyle hastalığım kullanmaktan kaçındıkları gibi burs almayan yaptıkları işe saygı duyan/aldıkları bursun parasal miktarını geçip, şu ülkeden beş liranın bile okumak için ne kadar önemli olduğunun farkındadırlar.
    1 ...
  32. bir ailenin evladına öğretemeyeceği şey

    1.
  33. (bkz: tecrübenin önemi)

    aama inatla çabalar, bi kere içerik gereği çelişkili, biri ebeveynlere bunu anlatsın allasen..
    1 ...
  34. çydd ile ilgili bilinmeyenler

    2.
  35. çydd'den burs alan öğrencilerle konuşulanlardan, gönüllü işlerinden bulunarak öğrenilenlerdir. verdikleri burs için f tipi cemaatleşmede olduğu gibi dini teminat istemezler, bu yüzden rahatlıkla dinsiz diye suçlanır, annesinin ingiliz olması, katolik olması gibi sebepleri hakaret haline getirebilen zihin yüzünden pişkinle suçlanır. buna rağmen bağış yoluyla işlemeye devam edip, uçumlar arasından köprü olmaktan vaz geçmezler. kendileri ile ilgili en bilinmeyen şey de budur. vazgeçmezler.
    9 ...
  36. hacettepe üniversitesi beytepe kampüsü

    31.
  37. şenliklerini mal gibi amfide değil stadda kutlasa daha güzel olacak, yemekhanesi, cityde kahvaltısı, beyde bilardosu, edebiyatta çayı, amfide toplantısı güzel kampüs.
    0 ...
  38. hacettepe üniversitesi bahar şenlikleri 2009

    2.
  39. ezginin günlüğü bülent ortaçgille geliyormuş da diyolar, üç gündür heyecandan yazamadım.
    0 ...
  40. msn de meşgul takılan sorunlu

    7.
  41. yıllar geçse de unutulmayacak diziler

    44.
  42. 1 mayıs

    176.
  43. cinselliğini doyasıya yaşayan kıza veriyor demek

    134.
  44. doğru tabirdir. çirkin olan bu işe vermek demektir. ama yalan değildir.
    veriyor neticede. hem güzel bişi tabi.
    1 ...
  45. korku filmlerinin hedef kitlesi

    1.
  46. korkunca sevgilisine sarılamak isteyen kitle.
    3 ...
  47. 1 mayıs

    154.
  48. emekçinin bayramı.

    şöyle genel bir gözlemle, neler denmiş sanal dünyada, dedim de hakikaten üzüldüm..
    1 mayıs 2009 tarihin semboluk günlerinden biri olacaktır. 32 yıllık bir özlemin giderilişidir çünkü. ama bu sanıldığı gibi "taksimsiz" işçi bayramının anlamsızlığşı ile ilgili değil, taksim gibi siyasetin sokakta yaşandığı günleri temsil eden bir alanda toplanmanın güzel bir mesajı olmasıdır. gün be gün bencilleşen siyasi anlayışı içinde, özellikle de sol için de "biz bilinci"nin tekrar oluşması için anahtar bir noktadır. bu kilidi açmak için, taksim ısrarından daha önce olan kitlesel bir kutlamadır tabi ki.. bu yüzden, bugün saat 12ye kadar 1 mayıs bir kez daha kaybedilmiş diye düşünülmüştü. 2007/08den farklı olmayacak, ara sokaklarda çatışmalar, taksimden ve verilmek istenen mesajtan uzak, hatta tam da tersi bir anlayışla varolan yargıları biraz daha destekleyecekti. (bugünki kazanıma rağmen hala "provaköter" diye adlandırılmışsa eylemci, başka türlüsünü nasıl olurdu tahmin etmek zor) partiler, ödp/tkp/emep, özellikle disk'e kızgındı çünkü. inatla taksim diyor, ama işçilerini, sendika çalışanlarının çok az bir kısmını hatta sadece istanbulu taksime getiriyor, diğer illerde başka programlar yapıyordu. bu yüzden her yıl, kalabalıklaşamayan gruplar biber gazı yiyip geri dönüyordu. disk'in alamadığı sorumluluk bu yıl iktidarın aldığı çekimser tutum sayesinde yenildi. buna sadece iktidarın siyasi taktiği denilebilir. tıpkı bir mayıs'ı tatil yapıp, pikniğe gidin demek gibi emeği anlamsızlaştırma çabası, bir mayıs öncesinde yapılan korkutma operasyonundan sonra taksime gelen bir kitleye dur demek zaten kıpırdanan muhalif yapıda büyük tepkiye yol açacaktır, iş bu bi eleştiri değil, tespittir. zaten karşı fikirden bir jest(?) beklemek veya bu durumu bu gözden değerlendirmek düpedüz saflık olurdu. ki iktidarın yapması gereken de budur. mantıklı, kimseyi germeyen çözümler üretmek.. hiç bir gün/alan anlamını kendi kendine yitirmez. işte disk'in (birazda şaşırtan) başarısı burdadır. bu bir mayısı önemsizleştirme çabasına direnerek, doğru anda gruplara ulaşarak kortej haline getirip taksime yürümesi, evet, kazanımdır! yaşanan çoşkuyla dalga geçmekse düpedüz çoşkunun öneminin farkında olmaktır. belki işçilerini yığmadı alana, ama uzlaşmacı yaklaşımı, bitirin dedikleri anda bitirmesi ve 32 yıl sonra taksimde olması, marmara otelden açılan pankart, uyandıracağı tepkiler için umut vericidir.
    sendikal başarı, krizin getirdiği elverişli muhalefet şartları ile birleşip işçilerde yaratacağı hareket; yarın için atılmış değerli bir adımdır..
    şimdi bu nokta da bir eleştiriye cevap vermek gerek, "neden orda işçiler değil öğrenciler var" sorusu.. çünkü amaç işçiler arası köprü oluşturabilmek, yok olan gruplar halinde hak arama bilincini yerleştirebilmek, emeğin yanında olup kalabalıklaşabilmek için! yani işten atılan bir işçinin, atıması tehlikesiyle karşı karşıya olan işçiye destek olabilmesini, dar gelirlinin daha dar gelirliyi ezmesine neden olan sömürü anlayışına okulları eğitimleri ile çözümler üretebilmesini, taşeronlaşmanın, yani günü kurtaran ağır iş koşullarının nedenlerini görüp okuyup işçinin yanında olarak daha iyi koşulların mümkün olduğunu anlatabilmek için!!
    ban bundan daha yeterli bir cevap yoktur gibi geliyor.. (sen okumuş etmiş sözlüksün son'um, böyle sığ yaklaşımlarla kırma kalbimi..)
    tabi konu bir mayıs'In siyasi içeriğinden açılmışken belitilmesi gerek en önemli nokta, bir mayıs'a nasıl samimiyet kazandırılır? yani bunu öğrencilerin kaldırım kırma günleri anlayışdan nasıl kurtarırız? sokaklara, alanlara çıkmak ilk adım ama siyasi içerikten önce ilgi çekmek, toplumsal bir duyarlılık oluşturabilmek için bu yıl yapılan çalışmalar diğerlerinden daha farklıydı. bence bugünki başarının bir nedendi budur. bu sene halaylarla, türkülerle yapılan çağrı geçen senelerdeki bildirilerden daha etkili olmuştur..
    halay, türkü demişken, diğer ülkelerde kutlanan bayramları feyz alıp bizde neden böylesi olmuyor eleştirisi bir nebze daha gerçekçidir. olmuyor, ilk neden şimdiye kadar dövüşerek dayanışma yollu gerginliktir. ikinci neden hak arayışının tepkisel olmasının zorunluluğudur. toplumsal bir tepki yokken bugün oraya çıkan dört bin kişiden, tuzlanın hesabını sormasını bekleyemeyiz örneğin. ama o dört bin, 2010da 10 bin olmasını, bir mayıs'ın "arkadaşlar, bu emeğin yanında olmaktır" söylemini gönülden destekleyecektir.
    ankara sıhhıye meydanından edinilen izlenim budur! taksim'in bir mayıs alanı olması, her yeri bir mayıs alanı yapmıştır. ankara'da aynı çoşku yaşanmıştır.. (biraz daha erken dağılsa da)
    bundan sorna görev, sosyalizmi, işi, emeği, sendikayı günümüz koşullarından bir kez daha sorgulamak, oluşan heyecanı kaybetmeden toplumsal çıkış noktalarını yakalayıp gerçekçi çözümcü bir hareket oluşturabilmektir!
    5 ...
  49. 1 mayıs ta alanlarda olacak yazarlar

    25.
  50. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük