düşünme engeli kalkmadığı ve doğuştan ya da sonradan baskıyla düşünme engellisi olanlar ortadan kalkmadıkça yetişmemeye devam edecektir şeklinde yanıtlanacak soru.
Üniversiteler arası dil sınavı.Upuzun paragraflarıyla ilk etapta insanı çıldırtan,ilerleyen dakikalarda uykusunu getiren ama kpds'ye kıyasla daha basit bir sınav.Ayrıca paragraflarda yer alan konular insanı çıldırtır.Yıllarca matematik odaklı yetişmiş;bu alana ait kelimelere aşina olmuş insanlara fen bilimleri sınavı adı altında genetik,botanik,elektrik,kimya,ekoloji,astronomi,jeoloji alanlarında devasa paragraflar sorulması da sınava ait can alıcı bir noktadır.Matematikte akademik kariyer düşünen birinin bu alanlarda ne kadar bilgisi vardır,ne kadar yapabilir ya da bunlar ne işe yarar sorularını akla getirir.Kısacası bu sınav lisans mezununun ingilizce yetisini ölçmez,üds soru kalıp bilgisini ölçer.
'There is only one difference between a mad man and me: I am not mad.'sözüne sahip,güneşi yumurtadan çıkarabilecek kadar dahi,akıp giden zaman tasvirine hayran olunası,mucize bir sürrealist.
Sürrealizm(gerçeküstücülük):Bilinç ve bilinçdışını birleştiren bir yoldur.insanın kendi kendisini irdeleyip,çözümlemesinde sanatın yol gösterici bir araç olduğu vurgulanır sürrealizmde.Gerçeküstücülük gerçek dışı anlamında değil,aksine gerçeğin insandaki iz düşümü şeklinde algılanabilecek bir yaklaşımdır.
propaganda ya da demogoji kısmına hiç aldırmadan ve objektif olarak,bir film olarak,bir sanatsal yapıt olarak izlendiğinde çok farklı detaylar,etkileyici sahneler ve akıllardan çıkmayacak sözler bulabileceğiniz;oyunculuğuyla,siyah-beyaz çekilmiş olmasıyla,film müzikleriyle daha da akıllarda kalmış olan bir spielberg filmi.şu sözler unutulmazdır ve unutulmadı da:
-'bir kişinin hayatını kurtaran,dünyayı kurtarmış sayılır.'
-'sizler ya birer katil olarak ya da birer erkek olarak eve döneceksiniz'
-'bu çok da ihtiyacım olmayan arabayla 10 insan daha kurtarabilirdim,şu yakamdaki nazi partisi rozetiyle 2,en azından 1 insan daha kurtarabilirdim.Daha fazlasını yapabilirdim stern.one more person,person!'
ve şu sahne veya detaylar da unutulmazdır:kırmızı paltolu küçük kız,yakılan ölülere bile ateş eden çılgın nazi askeri,upuzun saçları kesilen kadınlar ve banyo,kampta tavuk çalma olayına karşı çocuğun sergilediği zekice davranış,vs,vs.
güzel şarkı nightmare ile tanıdığım, an itibariyle facebookta karşılaştığım videosuyla yeniden aklıma gelen michael/mcauley schenker group'tur.Ayrıca anytime isimli şarkıları bence daha iyidir.
yalnızca ülkeler bazındaki yoksullukla ilgili istatistiklerin kamuoyuna sunulduğu,tahminimce başka da bir şeyin yapılmadığı gündür.çünkü bireyci toplumlarda yoksulluğu ortadan kaldırmak için gün değil yıl armağan edilse dahi ortadan kalkacak şeyin yoksulluk değil de,açlıktan ölen insanlar olacağı ne yazık ki hakikattir.
öncelikle adıyla ve yazarıyla okuyucuyu davet edip güzelce ağırlayan,ikramı bol,sohbeti hoş bir ziyaret misalidir bu kitap da.bir solukta okunan,tekrar okunacaklar listesine alınabilecek,etkileyici ve yunus nadi roman ödülüne sahip bir zülfü livaneli romanı.
zülfü livaneli'nin farklı kültürleri etkileyici bir biçimde anlattığı,oldukça akıcı romanıdır.Daha sonraları filmi yapılmıştır ve film her zamanki gibi kitabı okuyan kitle tarafından beğenilmezken,tümleyeni olan kitle tarafından beğenilmiştir.
asla tarafınızdan sevilemeyecek kişidir.zaten eski sevgilinin eski sevgilisi de tarafınızdan hiç sevilmemiştir.Asıl problem eski sevgilinin sevgilisinin eski ya da yeni olması değil;başkasıyla olmuş,oluyor ya da olacak olmasıdır.
bunun için önce şunu düşünmek gerekir.daha önce okyanusta olup sonradan akvaryuma alınan bir balık için okyanusun anlamı;insan için hapishane,kuş için kafes anlamına gelir.daha önce okyanusta hiç bulunmayıp direkt akvaryuma alınan bir balık içinse,köyünden ilk defa çıkan bir insan için megapolun anlamı neyse okyanusun anlamı odur.
nuri bilge ceylan'dan kısa metrajlı,fevkalade bir film.birkaç defa izleme hissi uyandırır ve sadece hissettirmekle kalmaz,izlettirir.tek bir söze bile gerek duymadan,siyah-beyaz titreyen dallarda üşüyen iki yaşlı yürek hissettirir.
son derece karmaşık olmasının üstüne bir de tersine akan bir kurguya sahip olan,aşmış bir film.baştan ve sondan olmak kaydıyla iki kere izlenmesi tavsiye edilir,çok farklı bir tat veriyor benden söylemesi.
her bir karesi birer yağlı boya tablo misali olan bir özcan alper filmi.ölümünü bekleyen bir adamın hissettiklerini yansıtmak için bundan daha iyi bir mekan seçilemezdi herhalde.Kasvetli,dumanlı,her daim yağışlı karadeniz havası ve küçük,hareketsiz,ölü bir şehir ve de bu atmosferi destekleyen hüzünlü yerel müzikler.Gerçekten başarılı bir film.
soru işareti kullanmadan yaşamak aslında yaşamamaktır.çünkü yaşamın en büyük belirtisi düşünmektir ve düşünmek soru sormayı gerektirir.en sorunsuz insanın bile kendisine ya da başkalarına sorması gereken sorular vardır ki bu durumda sorunsuz insan bile sorusuz insan anlamına gelmez.