masklavi, bir yarımada ile adanın deprem şiddetini sönümleme kapasitesi açısından aynı olduğunu iddia edebilir misin gerçekten?
ben mühendis değilim, fizyoloji vs de bilmem. basitçe mantık yürütüyorum. belki alakasız bir kıyas olacak ama, kırık bi dal parçasını mı sarsmak daha kolay, ağaca bağlı bi dalı mı? depremin yıkım etkisi nasıl aynı kalabiliyor? naci görür'ün bu açıdan projeyi eleştirmesi normal değil mi?
kıyafetin karakteri hiç yansıtmadığı varsayımı eksik ve hatalı olur.
dindar olsun veya olmasın genel olarak modest giyinmeyi tercih eden biriyle çıplaklığını ifşa etmeyi sorun etmeyen birini namus algısı açısından hemen bir tutamazsın. gösteriyor ama vermiyor, vay be namusa bak mı demeliyiz.
dolayısıyla namus hem karakterde hem de kıyafettedir.
kamalcı, pozitivist eğitim sistemiyle gerçek bir eğitim aldığını zannedenlerin kıskançlık tablosu.
eğitimi dünya çapında sanayi devrimine kadar, hatta sonrasında da kısmen dindarlar yüklendi. eğitim dediğiniz şey, üniversite, kürsü, cübbe, bilim kurulu, tez dediğiniz kavram ve yapılar dini çevrelerin içinde ilk olarak vuku buldu.
insanlığın sekülerleşmesi bir vaka evet. ama bunun başlı başına eğitim seviyesinin artmasıyla zerre alakası yok. dini eğitim de imkan olarak artıyor. eğitimli dindar insanlar da. seküler güç odaklarının dünya hakimiyeti ile alakalı bu daha çok. ayrıca dinlerin haber verdiği, beklediği bir sonuç (ahir zaman).
neden yapılmasında bu kadar ısrar edildiğini anlayamadığım proje.
geçen bunu akplileri iyi tanıyan bi iş adamına sordum. burdaki rant çok mu büyük neden bu kadar ısrar ediyorlar dedim. asıl mesele getireceği paradan çok askeri savunma amaçlı, istanbul'a saldırılırsa kanalın işgali zorlaştıracağını düşünüyor erdoğan dedi. ikna olamadım ben.
yarım adayı adaya çeviriyorsun bu da depremin yıkım etkisini, hissedilen şiddeti arttıran bi durum. e sözümona işgalciler için yine avantaj sağlıyor bu proje deprem sonrası.
çok ilginç bi ısrar var işin arkasında. sadece ekonomik getiriyle, oluşacak rantla veya arapların mülk almasıyla izah edilir gibi değil. dur bakalım.