öyle bir adam varsa ona sesleniyorum lütfen alt komşumuz olan kızları gelip otobüsle alsın allah aşkına, dünyada bu kadar eğleneceğim başka bir durum var mı bilemiyorum.
her akşam birbirinden lüks arabalar hem de biz balkonda çiğdem çitlerken hiç hoş olmuyor sözlük hiç.
hostesliğin haklı gururunu yaşayan kızlardır. öğretmen olan bir kadın muhabbet kuşuysa mesela hostes olan kuğudur gibi geliyor insana. e bu durumda onların götü kalkmayacak da benim mi kalkacak?
hırsla çakarım kibriti
ilk nefeste yarılanır cıgaram
bir duman alırım dolu
bir duman kendimi öldüresiye
biliyorum sen de mi diyeceksin
ama akşam erken iniyor mapushaneye
ve dışarıda eli kanlı bir bahar
seviyorum seni çıldırasıya.
müşfik kenter'in oynadığı müthiş bir metin erksan filmi. cidden izlemeye değer. öyle güzel çekilmiş, öyle hoş sahneler var ki. istanbul öyle sade ve güzel ki filmde ve filmin sadeliğine pek bir yaraşıyor bu durum. siyah beyaz olması da ayrı bir tat veriyor filme.
bir de "aşkta yalnız ve cesur olmak" diye bir tabir vardı filmde, benim için çok can alıcıydı.
türk kızları olmasa neyi espri konusu yapacaklardı, neyi eleştireceklerdi gerçekten merak ediyorum.
enteresan bir durum tabii; seven var sevmeyen var, beğenen var beğenmeyen var eleştirilebilir de bunun için yaşayan insanlar var gibi hissediyorum bazen.
yazda uyandırmak için fırlama erkek kardeşin aklına uyup yüzünüze su dökmesi daha dur bu bir şey değil göbeğime buz koyduklarını bile hatırlıyorum. çocuk ruhlu adam vesselam.
şiirlerini bir türlü ciddiye alamadığım adam. yani iyi yazıyor belki belki de kötü ama asla ciddi olarak okuyamıyorum, ciddiye alamıyorum ben bu adamı. belki de hayat bilgisindeki o saçma sapan rolden sonra şair olunmazmış, bilemiyorum.
erkeklerin sanal ortamda atıp tuttukları, gerçekteyse peşlerinden ayrılmadıkları kişiler topluluğudur.
burada yok rus kızı kaymak, türk kızı selülitli,türk kızı çekilmez yazan adamlar sonra gidip sokakta gördükleri eli yüzü azıcık düzgün kızların içine düşüyorlar.
sanırsınız ki hepsi rus kızlarıyla büyümüş, her günlerini onlarla geçirmiş de türk kızlarına alışamıyor. hepsinde boy pos endam o yüzden paşamızın yanına varılmıyor, türk kızı 1.60 boyunda, türk kızı kıllı, türk kızı şişman diyor. yani bütün bu kaprisleri çeken, bu adamalarla baş etmeye çalışan kişilerdir aynı zamanda türk kızları.
sen türk kızının kolundaki kıllara kurban ol be ona laf söyleyeceğine git kaşlarının ortasını aldır önce!
ince topuklu ayakkabı giymiş,bütün gün yerine oturmamış kişinin akşam eve dönerken yaşaması muhtemel durumdur.
bir de o süslü püslü halinizle düşmek kadar utanç verici bir şey olamaz.
bunun bir de"o mu daha kilolu ben mi?" versiyonu vardır ki çık işin içinden çıkabilirsen. gerçekten ergenliğini yaşayamamış bazıları, gelmiş kaç yaşına soruya bak!
alternatif cevap ise " senin kolların çok ince bence".
aynadan kendi fotoğrafını çekmek gerçi ayna olmadan da kıro bu durum.
saçlarının bi tutamını alıp farklı bir renge boyamak.
caanım elbisenin altına spor ayakkabı giymek.
"la" diye konuşmak.
yalandır, mutluluk filan getirmez. çünkü insanın doğasında var kendinden güçlü birine inanma ihtiyacı.
yani en zor durumunuzda dua ederek birazcık olsun rahatlarsınız ya da en sıkıntılı anınızda sizi koruyacak şeyler olduğuna inanırsınız ya işte inanmayan insan için zor bence bu durumlar.
edit:inanmamak doğrudur ya da yanlıştır demiyorum yalnızca mutluluk getirmez diyorum.