Ankara doğumlu, odtülü; Türkiye televizyonlarına birkaç beden büyük gelen, kısa zamanda ustalaşmış muhabir. An demde tv de, türkiye'de başkanlık sistemi ile ilgili bir yakın plan hazırlamıştır ki, zannedersiniz bbc işi. Bir iki Türk işi trik barındırır ama iyi olmuştur yine de. Hülasa, bir gün bir haber merkezinin başında bu ismi görürseniz şaşırmayın...
muhteşem bir, insan ve inanç hikayesi olan Peygamberin Son Beş Günü romanı ile ilgili eleştirilere bakınca, kusmamak elde değil. hikayeyi yalnızca komünizme inanıp yenik düşmüşlerin, komünizme inanıp çark etmişlerin hikayesi olarak yorumladığımız müddetçe tahsin yücelin bu eşsiz eseri hep güdük önyargıların mahkumu olacak. rahmi sönmez karakterinin bir peygamberle don quijote arasında çizilmiş hüzün dolu portresi bence edebiyatımızın en önemli portrelerinden biridir. okunmalı, yerse rahmi sönmez'e biat edilmelidir ! Yemezse Fehmi Gülmez karakteri gibi ona biat edilmese bile çook sevilmelidir !
şehvet demektir. güzel kadın tasvirlerinden, sevişme taktiklerine, üryan insan resimlerine vs. cinsel zevke yönelik birçok farklı içeriğin bulunduğu bahnamelerin kökeni olan sözcüktür.
Bir de 'Batı' toplumlarının isimlerine bakın diye insanın kendisine sorması gereken bir durumdur.incil'den ve Latin'den bağımsız kaç isim var!?Hülasa şu sonuca varılabilir ki,dini etken öne çıkmakta milli etken geride kalmaktadır.
-Bu fena mı?* Bu iyi mi?* -Eee -işte
Bir şahsın gayretkeşliğiyle farklı bir ansiklopedi çalışmasına giriştiren enstrümandır. içinde ud geçen şarkıların derlendiği adres için (bkz: http://oudstouch.tumblr.com)
el-cezire'nin geçtiğimiz günlerde verdiği bir habere göre durum aynen şöyle: yerel kültüre göre eğer bir insan öleceğini hissediyorsa yola çıkarmış, durduğu yerde ölmek zayıflık olarak düşünülürmüş, o yüzden 'ölüm yoluna' çıkılırmış.şu an somali ve etiyopya'da binlerce insan ölüm yolculuğu için mısır'a doğru yol alıyor.insanlığın gözünden bir türlü dökülmeyen her bir damla yaş için bir kuruş iliştirin cebinizden,azınızı değil çoğunuzu verin insanlığınızdan.
riyanın ve paranın hava olarak teneffüs edildiği menzil de, tüm dümenlere göz yuman, gavs-seyda olarak adlandırılan kişidir. iktidarı için oluşturulmuş düzeni göz göre göre devam ettirmektedir. piyano koltuğuna benzer bir koltuğa iki dirseğini koyup sırayla el öptürür. kendini vesile göstererek tövbe verdirir; papazlığın sarıklı biçimi desek yanlış olmaz. kendisini görüntüye almaya kalkışanlara yanındakilerin "nur çekilmez, nur çekilmez deyip" darb etmesini göre göre yoluna devam edebilen kişidir. menzil gibi bir köyde -haydi sofiler sevaba, diye adam çağırıp, şato gibi evlerini yaptıttırmışlardır. hanımı büyük anne olarak adlandırılır. kendisi, gelinleri ve kızları dirseğe kadar altın bileziklerini şıngırdata şıngırdata odaya girer ve onlar da ellerini öptürtmeden yol vermezler... vesair vesair vesaire!
Ülke Tv'de her cumartesi yayınlanan üstad sadık yalsızuçanlar'ın sunduğu, türkiye televizyonlarının en marjinal ve derin programlarından biri. Yalnız band anlayışlarına bir çözüm getirirlerse isabet olacağı; slayt gösterili klibimsi havalı band giren programlardan da biridir aynı zamanda.
asıl açıklanması gereken, neden aç insanın çaldığı ya da sömürülen insanın grev yaptığı değil; neden aç insanların çoğunun çalmadığı ve sömürülenlerin isyan etmediğidir*, sözünün açıklamasını beklediğim insandır.
Böylesi bir derginin yayından kaldırılmış olmasının bende böylesine hüzün ve ümitsizlik yaratacağı bilinmemiş dergidir. Az önce telefonda ciner aboneye - dergim gelmedi dedikten sonra, - yayını durduruldu ama isim hakkı hala bizde denilmesiyle kekelememi ve derin şaşkınlığımı hiç unutamayacağım. istediği kadar isim hakkı ellerinde olsun, böylesi güzel bir ekibi bir daha bulabilirler mi, emin değilim. (bkz: yazık oldu)
Newsweek Türkiye tarafından Türkiye'de umut veren 100 şey arasında gösterilmiş, karikatürist. Newsweek Türkiye 'deki kendisiyle ilgili bölümü Selçuk Erdem kaleme almış ve " ...Cem'in yaptıklarını nasıl yaptığını ben de anlamıyorum, ben de okurla beraber şaşkınlıkla izliyorum sadece....Cem'den öğreneceğimiz daha çok şey var. ." demiştir. Ben de ona umut bağlayanlar vesilesiyle keşfetmiş bulunup, o muhteşem karikatürlerinin tadına varıyorum, şimdi; tam da şimdi...
Arapça kökenli bu sözcük büyük bir paradokstur.Çünkü kelimenin kökeni talihsizlik, üzüntü, acı, sıkıntı anlamları gelmektedir. Eşkiya da bu köktendir...* !
...
şiirden daha siyah bir şey olmalı kelimelerde
yoksa küfür kafiyeli söylenecek şehirde
...
bakmanın sonu yok gözlerinin nereye yetişebilir
dünyada yalnızca körlerin gözleri temiz kalabilir
...*
...
"içinden gül geçerse, gül olursun" diyor Sadi,
içimden sana geçen şeyleri ancak başkası yazabilir
...*
...
Güzeldim de galiba,bunu nasıl söylesem
Eline sağlık Tanrım, Leyla çok güzel olmuş
Tanrım eline sağlık, dünya da güzel olmuş
Keşke biraz ölmesem...*
...
Seni kucağıma alıyorum
Tarifsiz uzuyor bacakların
...*
...
Bir cıgara atmışsak denize
Sabaha kadar yandı durdu*
Doğu Batı dergisinin bölüm posterlerinden birinde de vardı mavi gözlü zenci çouk, neyi anlatırdı; hatırlamak şimdilik söz konusu olmadı, o mavi gözlü zenci çocuğun. Acaba o mavi gözlü zenci çocuk, bu mavi gözlü zenci çocuk mu diye soruyor insan. Ya bu mavi gözlü zenci çocuk, o mavi gözlü zenci çocuk değilse; benim anlatmak istediğim, mavi gözlü zenci çocuk kim ! diye de ayrıca soruyor insan.
Dünyada kaç tane mavi gözlü zenci çocuk vardır artık, onu da bilmiyorum. mavi gözlü zenci çocuk, başka bir mavi gözlü zenci çocukla karışmış durumdadır... diye devam edebilecek bir hikaye kahramanının şiirsel adı olarak da bu başlık kullanılabilir. Yaşa sen mavi gözlü zenci çocuk..*