-radyasyonu geçtim. ileride o çocuktan telefonunuzu saklamak için atmış gibi yapacaksınız. telefonunuz bozuldu diye gösterirken güç tuşuna basılı tutup telefonu açtığına şahit olabilirsiniz. gereksiz bir şeydir kısacası. Bir de yemek yedirmek için video açanlar var ki (bkz: uçak geliyor) u bitiren annelerdir onlar. nesil değişiyor dostlar tam geçiş aşamasına denk geldik, heralde son tonton dedeler/neneler biz olucaz.
genelde 'güzel' kızlar takıldığından dolayı her sınıftan sap erkeğin aklına gelip hayallerle gittiği sonucu neredeyse her zaman hüsran olan, beyine gelen düşünce. Varsa bi taktiği biri yazsın da faydalanalım.
ne yerseniz yiyin asla hayvanlaşamazsınız, eliniz peçete arar, çorba içerken bile çatal bıçak kullanmaya özen gösterirsiniz. Ne değişik yaratıklarız lan biz.
psst, neredesin? veya cevap vermemişsin, ? gibi mesajlardır. hatta en iyisi başınıza gelen bir olayı anlatmaktır. örnek:
erkek(e) kadın(k)
e- öyle işte ben de çay içiyorum.(18:44)
k-.....
erkek o sırada sık sık telefona bakar ve kontrol eder sonrasında sabrı ve kendini ağırdan satmasının seviyesine bağlı olarak:
e-off akbilimi düşürmüşüm ya :( (19:17)
k-nasıl düşürmüşsün?/ oha/ :D/...
şizofren akıl hastası birisidir. rayting yükseltmesi için seçilmiştir yarışmaya, yükseltmiştir de ama buradaki suç yapımcılarda değil böyle deliliklere rayting veren milletimizde.
yaşlı ak saçlı tenceredeki yemeği ayaklarıyla karıştıran bir amcanın yaptığı bol soğanlı yemeklere muhtaç bir halk varken en iyi ekonomiye sahip ülkelerden birisidir. ne tuhaf yahu (yaşlı dayıdan bahsediyorum. yoksa bu dediğim halk fakir devlet zengin olayı her yerde var)
world cup 98: demo oyunu vardı bizde sadece brezilya ve ingiltere ile oynuyordum, ben brezilya karşımda ise ingiltere oluyordu. ilk yarı bitince oyun da bitiyordu ama çok hoşuma gidiyordu oyun. kaleciye kayarak kırmızı kart görmek hele ki en sevdiğim olaydı. Bir keresinde Şişman Ronaldo ile 30 metre civarından bir gol atmıştım mesela onu hiç unutmuyorum. Frikikler çok zordu hayatta gol atamıyordunuz, düz ve kalın bir çizgi, kare kare adamlar derken topun direk gideceği yeri seçiyordum her seferinde ama meğersem o öyle değilmiş. Sonrasında xp bilgisayar bozulunca bırakmak zorunda kaldım şuan olsa deli gibi oynarım cidden.
size özel bir restoran bir kafe bir park olsun gerisi gelir. gittiğiniz yerlerde oo yenge gelmiş, bugünlük bizden gibi muhabbetler duymak istiyorsanız bunları bulmak için biraz paraya kıymanız gerekir ama kesinlikle değer. bir de birbirinize mektup yazabilirsiniz, beraber bir kitap olmadı bir deneme yazabilirsiniz. sesi güzel olanın söyleyeceği bir şarkıyı çoğaltıp gördüğünüz çiftlere bedavadan verebilirsiniz....
örnek 1:
kişiliklerini az çok bildiğiniz kişilerin yanında haksız olduğunuz bir konumda tartışma veya sohbet içerisindesiniz. daha çok egoya sahip olan kişi hakkında yalan diyolog kurabilirsiniz. Kendi cümlelerinizi söyleyip sonuna sen de öyle demiştin gibisinden bir şeyler eklemeniz o kişiyi sorumlu hale getireceğinden sizi haklı bulacaktır.
e kişisi siz, a kişisi ve b kişisi de diğer tartıştığım insanlar olsun ve ikisi de aynı görüşte. olay yeri araba ve olay araba kullanmanın incelikleri.
a kişisi arabayı kullanan kişi b kişisi de daha egolu ve uzun süredir şoförlük yapan şahıs olsun.
a: b kişisi şimdi fren yapmadan önce her seferinde debriyaja basmam gerekiyor mu?
e: (araya atlayarak) gerekiyor.
b: hayır gerekmiyor. nasıl gerekiyor e kişisi? devirden düşmediği sürece bir şey olmaz, düşerse bile vitesi ondan sonra değiştirir.
e: ama debriyaja basmak arabanın sağlığı açısından daha önemliymiş sen demiştin geçen senin dediğin gibi.
bakınız çok saçma bir cümle kurmanıza rağmen burada b kişisinin cevabı öyle yada böyle sizin açınızdan iyi olacaktır.
örnek 2:
birisinden rahatsız oldunuz ve siz de onu rahatsız ederek sizi rahat bırakmasını istiyorsunuz.
olay yeri otobüs:
sizi oturuyorsunuz ve yanınıza gelen orta yaşlı birisi size dik dik bakıyor yer vermeniz için
bakışlarınızı doğru kullanarak onun anasını belleyebilirsiniz.
seçenek 1 : ayaklarına bakmak: bu insanın içgüdüsünde bulunan değişmez bir uyarı işaretidir. (ani hareketlere birden göz kayması gibi) ve o sizin hedefiniz ve bir anda saldıracakmışsınız hissini verir
seçenek 2: alnının ortasına bakmak : yine içgüdüsel bir olaydır. muhakkak bakmadığınız yere birden saçma bir şekilde bakma ihtiyacı duyduğunuz anda sizi kesen bir çift göz görmüşsünüzdür. gözlerine bakmak ile alnının ortasına bakmak arasında dağlar kadar fark vardır. hem muhattap olmazsınız hem de inanılmaz bir rahatsızlık enerjisi yayarsınız otobüsten bile inebilir.
seçenek 3: saçma bir şekilde ona bakıp gülün. bu onda gülünecek bir durum olduğu psikolojisini yaratacak ve direk üstüne başına bakacak. belki bir kere daha gülebilirsiniz ama dozunu kaçırmayın diyaloğa geçebilirsiniz eğer öyle bir durum olursa sana gülmüyordum sende komik bir şey mi var? dersiniz. bu da müthiş bir algı yönetmedir yine kendin de komik bi'şeyler arar ve paranoyak olur bir anlık şekilde. üstüne başına baktıktan sonra, fermuarını kontrol eder, burnunu eliyle kaşıyormuş gibi yapıp temizlemeye uğraşır vs. bundan sonra son darbeyi yapınca iyice şüphelenecek ve bunu sadece sizin fark ettiğiniz düşünerek sizi görmeyecek bir yere usulca gidecektir.
örnek 3:
*ding ding ding ding
bugünlük seansımız burada bitti bir sonraki seansta görüşmek üzere.
a:101 den 1 kuruşluk alışveriş yaptıysanız (şuan öyle bir şey yok) bile yardım etmiş oluyorsunuz maalesef sistemi çok iyi oturtmuş onun bunun fetösü. ama savcılıktan size kağıt gelmez gelemez. bu konu hakkında pek bilgi sahibi olmamama rağmen ünlü ve ünsüz olan bir çok kişinin fetöye yardım ettiği biliniyor bunlar arasında suç sayılması için belirli miktarlar söz konusudur diye düşünüyorum.
ulan bi entry ile yeni teori buldum bakın şimdi yeni einstein doğacak:
ışık hızı ne öncelikle basit olarak söyleyelim. ışık hızı florasanın hızı değil mlsff. ışık hızının en güzel örneği görmedir. gördüğümüz şeylerin her anını görebiliyoruz bu ışık hızı sayesinde oluyor. ışık hızı aşılırsa maddeyi göremeyeceğimiz için
tez 1: madde yok olur.
tez 2: gözlerimiz kör olur
tez 3: günah işleriz
tez 4: zamanda yolculuk ederiz
sonuç: ışık hızı aşılamaz.
kim ne derse desin var öyle bir şey. 70 yaşında birisi 40 yaşında birisi ile evleniyor diyelim. ben 40 yaşındayken karım daha 3. sınıfa gidiyor mu oluyor yani olgunluk farkı elbet olur bi kere 30 yılda daha fazla insan görmüş daha fazla şey yaşamış olursun. eyvallah aşk diye bir şey var ama 40 yaşına kadar aşık olmamış birisi de -pardon 70 yaşına kadar- miras mektubu yazsın.
şaka lan şaka kimle ne zaman evleniyorsanız evlenin. aman akrabam çıkmayın gençler yetmiyormuş gibi size de bi çeyrek takmayalım.