tek yunan değil italyalısından,fransızına,ingilizden,yunanına hatta sonradan rusundan amerikalısına alayı boydan geçirirdi. belki ülkenin ismi yine türkiye tarzı birşey olurdu ama hem sömürünün dibine * hem de anlayacağınız belli yerlere vururlardı. kısacası var olmanızı sağlayan o tohum yukarıdaki ülkelerden biri olurdu. gerçi bu bazı kaypakların da hoşuna giderdi o ayrı.
2016 senesinde yaptığınız her şey vücuda zarardır. içtiğiniz sudan tutun, yediğiniz hormonlu besinlere,bindiğiniz taşıttan tutun,bilgisayar başında geçirdiğiniz dakikalara kadar. biraz o zekanızı kullanırsanız günlük hayatta vücudunuza yaptığınız zararları görürsünüz.
vücuda tek zararı veren alkol,sigara,uyuşturucular mı? tek günah olan şeyler bunlar mı? bunlar arasında küçük günah büyük günah tarzı günah değerleri mi var? komik olmayın.
tanrı insanı yarattıktan sonra kutsal kitaplara ihtiyaç duymamalıdır. duyduğu takdirde ne yazık ki o tanrı olmamaktadır. çünkü tanrı kusursuz yaratıcıdır. windowsu bulan adam gibi devamlı güncelleme mi getirmesi gerekiyor tanrı'nın insanlara? bu güncellemeler(kitaplar) her seferinde farklılaşıyor mu? sadece islam tarihini değil bütün dinlerin tarihini araştırırsanız(sadece kutsal kitaplardan bahsetmiyorum) çağını yansıttığını ve birbirininden türetilerek yazıldığını anlarsınız.
din kitaplarını tanrının oluşturduğuna inanıyorsanız, saygı duyarım ancak nostradamus'un yazdıkları ile karşılaştırırsanız sizin tanrınız 3-0 yenik düşer.
edit : eksileyen arkadaşlar. ne yazık ki gerçekler acıdır. dine çok bağlı, din ile yönetilen ülkelerin durumu ortadadır. tanrı'nın size verdiği o kusursuz beyinleri köreltmeyin ve sorgulayın.
şehit cenazesinde ki yarbay diye bir kavram olmamalıdır. ölen yakınının cenazesinde feryat eden insan olmalıdır.
tabutun üstünde ismini söyleyerek ağlaması bunu apaçık göstermektedir. senin ''şehit'' dediğin insan o adamın en yakını. yani senin şehidin değil hemen kendine pay çıkarma.
ayrıca haklı feryattır. senin milletvekillerin bakanların apoyu kahraman ilan etsin, pkklı itleri törenle türkiye'ye sok, çözüm süreci diyerek pkkya yardım ve yataklık et,zaman kazandır,güçlendir. ondan sonra seçimi kaybedince savaş ilan et. pardon da bu ülkede askerlik yapan insanlar o saraylarda gününü gün eden insanların köpeği değil. kimse kimse uğruna ölmek zorunda değil. sen askeri oy için şehit ettiremezsin. parti malzemesi,oy malzemesi,kendi çıkarların için kullanamazsın. asker ülkesi için şehit olur ülkenin başında bulunan şahıslar için değil. yarbayın tepkisi de bu yöndedir. operasyonlar yapılacaksa olağanüstü hal ilan edersin ve pkk leşlerini serersin,türkiye'nin gücünün buna yettiğini tarih kanıtlar. ama amacın oy toplamaksa,başkanlık sistemiyse,ülkenin bölünmesi gram umurunda değilse; çözüm süreci diye bir saçmalık piyasaya sürersin. akkoyunlarda da bunu anlayacak ne zeka vardır ne de göt. o yüzden hadi eyv.
adam neden operasyon yapılıyor demiyor, zamanında yapmadınız beslediniz de neden şimdi yapıyorsunuz diyor. tabi bunu da işinize göre yorumlayın, yine kula kulluk edin.
çözüm süreci denen zırvalık pkkyı beslemekten ve onlara zaman kazandırmaktan başka birşey değildi. zaten öyle olmasaydı, pkklıları kırmızı halılarla, halaylarla, kurban kesmelerle karşılamazdınız. türkiye bunu da ne yazık ki sayenizde gördü.
dünya'nın başka hiçbir ülkesinde çözüm süreci rezilliğini göremezsiniz. araştırın.
her kavime peygamber gönderildi. peki bu peygamberler çürük mü çıktı? neden tek doğru din islam? neden bütün dinler birbirinden alakasız? neden yazılan kutsal kitaplar sadece bölgelerinde kullanılan dilden ibaret? neden hiç bir kutsal kitapta köleliğin yasaklatılması geçmiyor? tanrı'nın yarattığı kitapların hiçbiri neden günümüzü yansıtamamakta?
her kitapta kadınlar bırakın 2.planı 5.plandalar. köleliğin kötü bir şey olmasıyla ilgili tek cümle yok. dine bağlı devletler açlıktan, cehaletten bitap düşerken, dinle ilişkilerini minimuma indiren devletler çağ atlamakta. artık bırakın şu tatlı su müslümanlığını biraz düşünün, araştırın.
edebiyat dersi denilince aklıma hep bizim palavracı edebiyat hocası gelmiştir.
her hafta kompozisyon yazardık. ben 30'dan yukarı zor çıkardım, önümde oturan arkadaş hep 70 üzeri alırdı. kıllanmıştım bir kere. yine geldi çattı bir kompozisyon sınavı. önümde ki arkadaşı gazladım o benim ismimi yazdı ben onun ismini yazdım. döktürdük yine. arkadaşın yazdığı ismim bulunan kağıt yine 30 alırken, benim yazdığım arkadaşımın ismi bulunan kağıt 70 aldı. anlaşılan boşa yazıyormuşuz isimler kazanıyormuş. doğal olarak itirazda edemedik.