liseli troll. trolleri seviyorum genelde, bazıları müthiş bir ironi yeteneği ile bezedikleri eserlerinde, yer yer esprili yer yer düşündürücü anlatımlara sahipler. gel gelelim bu arkadaşın trollük zihniyeti, tam bir liseli ayarında devam etmekte olduğu için okumadan artılıyorum. evet artılıyorum çünkü amacı zaten eksi almak. neden amaçlarına bu şekilde hizmet edeyim ki?
twitter'da official justin bieber tarafından takip edilen yazar. armağan çağlayan da kendisini takip ediyor buna ek olarak. bir nevi twitter celebritysi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. kendisinin twitter hesabını da buradan ileterek bi çeşit reklam yapayım;
az önce msnde gerçekleşmiş bir konuşmadan aynen alıntıdır. arkadaş belgesel izlemektedir ve olaylar gelişir;
Nedim:
Aha yine ceylan.
koyucak şimdi çocugu.
buffalo aslana saldırdı lan
olum asjdlkajsda
Efe / Tevazu gösterimim sona erdi.:
buffalolar
yavru aslan bulurlarsa
sikiyolar
Nedim:
saldırmasını görmen lazım ama hani dükkanların önünde dilenen çocukları kovalar ya dükkan sahipleri
"lan siktir git" diye
aynen öyle.
aslan "ama abi" dedi.
cevap değişmedi.
einstein ve freud örneklerine ise bir yahudi olarak tamamen karşı çıkıyorum. zira freud'un hemen hemen tüm tezleri 20. yüzyılda çürütülmüştür. einstein muhakkak çok zeki bir adamdır ama bugüne etkisi tesla'nın 1/10'u kadardır.
yine de tarihte yer edinmiş nietszche, nostradamus vb adamlar yahudilerin oran açısından diğer milletlerden fazla önemli kişilik çıkardığını göstermektedir. sebebi basittir. aslında tamamen kendi bulundukları yarı köle durumundan kurtulma aşamasında gösterilen yoğun çaba ve birliktelik, bizim bugün uygar kabul ettiğimiz düzeni sağlamak adına doktrinize olmuş ve bilimle hayatın aydınlatılmasını sağlamıştır.
tüm bunlar birliktelik, yoğun bir kültürel tarih ve baskının sonuçlarıdır. dikkat edilirse yahudi imparatorluğu denilen o dönemde bu tarz gelişmelerden hemen hiç biri yaşanmamıştır. ne zamanki yahudiler avrupa'da yarı köle edilmiştir, bu tip şeyler sıkça yaşanmıştır. bunun antropolojik bir dayanağı yoktur, tüm dayanak sosyokültürel etkenlerdir. müslümanlar ayın durumda olsaydı, bu adamlar müslümanlardan çıkardı.
mustafa kemal tarafından oluşturulmuş, türkiye'nin kuruluş niteliklerini taşıyan ideoloji.
iddia ediyorum türkiye'de insanların %98'inin tam olarak ne olduğundan haberi yoktur. geri kalıp bilen %2 de fiili olarak kesinlikle kemalist değildir.
sağda solda kemalist olduğunu iddia eden insanların yaptığı yanlışlarla yargılanamayacak kadar geniş bir ideolojidir. hayranı olduğum, geçerliliğini koruduğuna inandığım bir ideoloji olmasına rağmen benim bile sistem şartları gereği uygulamadığım ideolojidir. konu hakkında detaylı bilgi almak isteyen, neymiş bakalım kemalizm diyen ama bunun için boş saatleri bol olanlar özel mesaj ile iletişime geçebilirler.
kemalizmin en önemli ilkelerinden olmakla birlikte, atatürk'ün diğer ilkeleri bağladığı ilkedir.
şöyle ki;
atatürk, serbest fırka'nın önderliğini üstlenecek olacak fethi okyar'a yazdığı mektubunda şöyle demektedir;
--spoiler--
memnuniyetle tekrar görüyorum ki, laiklik esasında beraberiz. zaten benim siyasi hayatta bir taraflı olarak daima aradığım ve arayacağım temel budur.
--spoiler--
kemalizm'de laiklik, demokrasi anlamındaki cuumhuriyetçiliğin de, milliyetçiliğin de, devrimciliğin de, ve hatta halkçılığın da ön koşulu sayılacağından bu derece önemlidir.
fransız yazar, araştırmacı, türkolog ve siyaset bilimci.
kemalizm ile ilgili olarak yaptığı araştırmaları sonucunda, kemalizm'in 3. dünya ülkeleri (gelişmekte olan ülkeler) için geçerli bir demokratikleşme hareketi olduğunu düşünmektedir. ahmet taner kışlalı'nın kitaplarında sık sık refere etmekte olduğu kişiydi.
dünyaca ünlü, fransız siyaset bilimci, siyaset sosyoloğu.
--spoiler--
Duverger, bu yönetim biçiminin mutlak baskı rejiminden ulus egemenliğine geçişi sağlamak, demokratik rejimin gerektirdiği ortam ve koşulları hazırlamak ve sonunda tam bir demokrasiyi gerçekleştirmek amacına yöneldiği görüşündedir. kemalizmin, demokrasi geleneği bulunmayan gelişmekte olan ülkeler için, demokrasiye hazırlanma ve geçiş yolunda "en uygun ideoloji" olduğunu savunmaktadır.
--spoiler-- ahmet taner kışlalı - siyasal çatışma ve uzlaşma 2. baskı s. 137 -kemalizm-
yine 15-20 kişinin öleceği bölümdür. yürekleri dağlayacak falan diyorlar, siz de yürek olsa her bölüm dağlanır. anasını satiim, dizide her bölüm en az 15-20 kişi ki çoğu evinde çoluğuna çocuğuna ekmek götürmek için bu işlere girmiş güvenlik görevlisi tarzı korumalar vurularak öldürülüyorlar, bir tanesinin bile cenaze törenini göremedik şu ana kadar gel gelelim, bizim kurşun geçirmez yiğit kahramanlardan birinin yakınına bir şey oldu mu tüm türkiye yasa boğuluyor.
aynı kaynaklar, letifi'nin "politik nedenlerden" ya da "düşünce suçundan" yargılandığı şeklinde kategorize ediyorlar. bildiğim kadarıyla iran islam devleti dışarıya doğrudan haber geçmediğinden, haber servis etmediğinden bu bilgiler bize letifi'nin avukatları aracılığı ile ulaştırılıyor. ve ne kadar gerçekleri yansıttığını bilemiyoruz.
demem o ki; iran'daki yönetim şekli zaten belli, hepimiz farkındayız. çok yadırgadığım bir durum değil, iran her ne kadar israil'i haritadan silmeye kendisini adamış bir ülke dahi olsa, pers kültürüne ve tarihine büyük sempatim var. o yüzden bu yönetim durumlarına ses çıkarmıyorum, adamlar dik başlı yapacak bir şey yok. ha bu onları felakete sürükleyecek gibi ama neyse.
o yüzden eğer bu adam, o ülkenin beynelmilel düzenine bölücülük gibi bir ifade ile yaklaştıysa ve bunu icraate geçirecek propoganda çalışmalarını fiili olarak üniversitede sürdürdüyse, bu idam iran'ın üzerine yakışanı giymesidir. (iran siyasi konjonktöründe) ve açıkçası bu bağımsızlığın bayraklı gösterisi olur. temsil-i makamı olur.
yok değilse, iran'daki kürtleri korkutmaya yönelik bir insanlık suçundan ileri gitmeyecektir. konu hakkındaki bilgilerin kısıtlı ve taraflı olduğuna inancım bulunduğundan da sağlıklı bir yorum yapabilme yetim elinden alınmış gibi hissetmekte ve sırf "idam" var diye olaya karşı olmak gerektiğini düşünmemek gibi bir ruh hali içindeyim. **
silik yemiş yazar. gecenin bir yarısı odama gelip, sözlüğe girmemle silindiğini görmem bir oldu. uludağsözlük moderasyonuna buradan en içten gülücüklerimi yolluyorum.
neden biliyor musunuz?
bok çukuruna düştüğünüzde yardım istemeniz gereken kişiler çukurun dışında olanlardır, alttan gelenler değil. siz alttan gelenler için dışarıdakileri görmezden geldikçe, o kuyuda yükseleceksiniz evet, ama kendi pislikleriniz içinde.
kabul edin, zall iyi bir coder olabilir lakin bir topluluğu düzenleyecek liderlik vasıflarına, yönetici zekasına asla sahip değildir, bir insan grubunu düzene sevk etmek ile bir koyun sürüsünü gütmeyi aynı şey kabul edip hata etmiştir. o "liseli" tabir ettiğimiz yazarlarla günü kurtarabileceğini sanabilir ama biz buna "şark" zihniyeti diyoruz kısaca ve bu zihniyet en başarılı ürünlerini bile kendi elleriyle toprağa gömebilir.
hepimize hayırlı olsun. ne 146taksim1'in umrunda yaptıklarınız ne bizim, bizim kaybedeceğimiz bir şey yok, zaten buradaki bir kaç sevdiğimiz adam için uğraşıyoruz, onlarla da çoktan iletişimi reele döktük.
he şimdi diyeceksiniz ki madem umrunuzda değil ne diye gelip burada dil döküyorsunuz;
önce yukarıda verdiğim entryi okuyoruz. ve bu şekilde günümüzden bağımsız yaşayan, uçmuş insanlara örnek olarak bu arkadaşı veriyoruz. ardından da cahillerin cahilliğini almak geri kalanların bilgilerini tazelemek için işe girişiyoruz.
inkılap nedir güzel kardeşlerim? devrim demektir. güncelliğini koruyan devrim diye bir şey olur mu? devrim zaten bir dönem içerisinde yapılır ve kendinden sonraki dönemleri de etkilemeye devam eder. türkiye cumhuriyeti devleti'nin anayasası hâlâ bazı ilkelere ve bu ilkeler de bu devrimlere dayanıyorsa, güncelliği koruduğu teknik ve pratik olarak aşikardır.
atatürk devrimi dünyadaki tüm akademik araştırmalarda "ilerici" bir devrim olarak geçer. bunun sebebi bellidir, ümmet halindeki bir topluluktan çağın gerektirdiği gibi bir "millet" yaratmak amacıyla yapılmış, monarşiden "demokrasi"'ye geçilmesi için adımlar atılmış, dinin siyasi hayat üzerindeki etkisi kaldırılmış, sosyal hayat üzerindeki etkisi de vicdana bırakılmıştır. atatürk devrimleri aynı zamanda, merkantilist bir serbest piyasa ekonomisi tezine dayalı ekonomik sistemi öngörmüştür, bu da mülkiyetin tamamının padişah ve padişahın seçtiklerine bağlı kişilere ait olmasından kurtulunması demektir. dolayısıyla kimden duydunuz bilmiyorum ama, günümüze doğrudan etkisi olan atatürk devrimlerinin, "güncelliği kalmamış" diye nitelendirilmesi "akademik" manada komiktir, günümüze doğrudan etkili bu dersi verenlerin "gerici" olmakla suçlanması ise daha komiktir.
atatürk'ü seversiniz, sevmezsiniz. umrumda değil. lakin iki dakika düşünüp sonra konuşun. ilkokul edebiyatı ile yürümüyor bu işler. açın iki dünya siyaseti tarihi falan okuyun. ha yok bin sayfalık kitapları okuyamam diyorsanız, haklısınız, o zaman "yetkili mercii" imiş gibi konuşmayın. hayır bana giren çıkan yok, gayet iyi sokarım da, vicdan işte, rahat etmiyor.
herhangi bir durumda, birbirine göre üstünlüğü bulunmayan, yani hiyerarşiden uzak ortamlarda iki farklı kişi için iki farklı kuralın uygulanması sorunudur.
özellikle hayatımın son yıllarında, tüm obsesif tutumlarımdan, manik depresif ve benzeri pek çok psikoz denemelerinden uzak durdum. hayata genel olarak soğukkanlı yaklaşabiliyorum, herhangi bir şeyi çok fazla büyütecek karakterde bir yapım yok.
şuanda da gayet sakinim. hatta öyle ki, mouse'umu yavaşça yere bıraktım ve şu resme bakıyorum;
neyse konumuza dönelim. şimdi öncelikle merak ettiğim bir kaç şey var, yaklaşık 6 aydır, sözlüğe çok nadiren giriyordum, onda da genelde eski arkadaşlarımla bir şeyler konuşup çıkıyordum, bir nevi chat olayına döndürmüştüm. sözlük kasıyor msn'e geçelim diyememişim onlara. (olm kız arkadaşım var benim o yüzden temkinli yazıyorum. hiç der miyim ben sözlük kasıyo felan.)
geçen cuma günü, incisözlük'te ibretlik hikaye kalmadı, transformice'da oda boşaldı falan derken işsiz kaldım. ben de girdim uludağ'a biraz sağa sola bakayım dedim. neyse, çok zorlandım bi süre adapte olmakta, çünkü troll olmakla olamamak arasında kalmış bir güruh insan acaip acaip işlerle uğraşıyor, troll olmadığını sanan bir kaç adam "entel" kelimesini iyi bir şey sanarak kendisini "elit ve entel" ilan ediyor, cool adam ve hicbiseyebosunaiclenmeyenadam 'ı özlediğimi hissettim o an, o derece. sonra bir başlık gördüm girdim falan, bir moderatör arkadaş bir espri yapmış, işin o kısmını da kaçırmışım ben en son buralardayken öyle bir moderatör de yoktu. neyse beni ilgilendiren bir şey değil bu, işini yapacaksa, ihtiyaç varsa yüz bin tane mod alsınlar umrumda değil. o espriyi gördüm, yaşamın amacını sorguladım... espri şudur;
daha dikkatli bakayım derken, tanım olmadığını gördüm. önce güldüm, sonra bastım eksiyi, sonra da bastım gammaz butonuna. abandım gammaz butonuna, kökledim gammaz butonuna. bir de ne göreyim, entry daha evvel gammazlanmış. dokunmadım. 24 saat kadar sonra girdim baktım, entry aynen duruyor, bi de ben gammazlıyım dedim, baktım eski gammazlanmış uyarısı da durmuyor, yani sistemi bilmiyorum ama, sanırım yetkili görevini yürüten arkadaşlar entryi salık vermişler. ben yine abandım, gammazladım. 2 gün sonra geldim, hâlâ duruyor. bu arada ne zaman bilmiyorum ama zall efendiye mesaj attım, arkadaşlar düzeldi desin diye bekledim, rüyalarıma girdi. ama yok zall o dillere destan güzelim türkçe'si ile cevap verme yoluna gitmedi arkadaşlar, demedi bana arkadaşlar düzeldi diye.
şimdi burada bir ara not girelim, sözlüğe girilirken bana deselerdi ki sözlük formatı içinde aynen; modlar falan istediği gibi entry girebilir, onlara karışanı sikeriz. eyvallah derdim, ben üye olduysam bu şartı kabul etmişimdir derdim, otururdum. ama şimdi bakıyorum böyle bir kural yok görünürde, ben bu siteye 3 yıl kadar bir süredir, 2000'e yakın entrymle bir şekilde emek vermişim, zira hepimiz farkındayızdır ki bizim tıklamalarımız, bizim yazdığımız entrylerin google'dan bulunması vb istatistikî bilgiler dahilinde sözlük reklam alma ve para kazanma yolunda level atlıyor veyahut level düşüyor. şimdi başlı başına bir server bu işi yapmak adına tutuluyor yıllardır da açık kalıyorsa, bu işten para kazanıldığını da öngörmek mantık dahilinde düşünülebilecek en basit şey olsa gerek. velhasıl ben bu sisteme bu şekilde para kazandıracak şekilde emek harcıyorsam, site düzenleyicisi olan mod arkadaşlar da bana rahatsızlık durumlarımda ve sözlüğün düzenlenmesi konusunda emek vermek zorundalar. yok eğer yapmayacaklarsa çıkıp söylesinler, hepimiz ipimizle kuşağımız sikimizle taşağımız gezelim.
işte bu ahval ve şerait içinde ben eğer kurallarda belirtilmemiş bir "çifte standart" ile karşı karşıyaysam silinmek istediğimi dün gece bdv'den bildirdim. ne bir cevap geldi, ne de account'um silindi.
yani kısacası ben kendimi bazı insanların egoları için ikinci sınıfa düşürtecek derecede karaktersiz görmüyorum, ve basit bir şekilde bu entry ya silinir ya da bana cevap verilir ve account'um tüm entrylerimle birlikte silinir. bunda bir beyis yoktur.
işin komik kısmı bu kadar çok mod var nasıl bir şikayet 24 saat boyunca cevap almaz. uzun yazdım, özet geçtim yine cevap yok. affedersin ama sokarım yapacağınız işe.
özet geç piç diyen gönlü incici arkadaşlar için: abi entry var bi tane mod yazmış, silmiyolar amına koyim, silmiyosan beni sil diyorum, beni de silmiyolar, cevap da vermiyorlar, ben de sokuyorum yapacakları işe. thnx.
