shakhtar donetsk' in 28 ağustos 2009 fc barcelona shakhtar donetsk maçında son kez formasını giydiği oyuncusu. peki yeni takımı hangisi, şu an karşısında mücadele ettiği barcelona! yani adam bu akşamki maçta kupayı hem kazanan hem de kaybeden takımın futbolcusu olacak. profesyonellikte yep yeni bir açılım!
aynı zamanda aklıma sepp piontek' i getiren futbolcu. zira yıllar yıllar önce sepp piontek türk milli takımın başına geçmeden önce danimarka' yı çalıştırıyordu ve takımının başında son maçına bir hazırlık karşılaşmasında türkiye karşısına çıkmıştı. bizi o maçta 3-0 yenip sonra da takımımızın başına geçmişti.
bu seneden itibaren düzenlenmeye başlanan ve uefa kupası' nın yerini alan avrupa ligi' nin internet sitesi. sitede ayrıca türk takımlarının tüm avrupa tarihçesiyle ilgili istastikler de mevcuttur.
çok şükür ki gerçekleşmiş bir durumdur. iki yıllığına türkiye kupası maçları trt' den ve şifresiz olarak yayınlanacaktır. inşallah sıra diğer organizasyonlardadır*. tabi uydu yayınlarında biss şifresi mi neyse ondan olacaktır ama herhangi bir çubuk antenle ya da şifrenin decoder vasıtasıyla çözülmesiyle sorun hallolur.
edit: alsa şu yazar: evinde rahat rahat oturup, para vermeden maç izlersin. ha sen diyosan ki; " ben de para bok. saçmak istiyorum digiturk' e, d smart' a falan", bilemem. ama biz orta ve dargelirliler alamıyoruz maalesef o yayınları evimize.
bir kısım kavun beyinlinin kafayı taktığı insan. hayır avcı boy çukuru sanane ulan insanların oruç tutmasından bilmem neyinden inek tersi? sen misin Allah' ın yeryüzündeki temsilcisi de karışıyorsun insanların din dünya işlerine? bi de tutmuş embesil demiş bu insanlar için. şimdi bak benim annem abim falan tutmayacaklar oruç. sen onlara embesil dedin. büyük ihtimal buradaki bir çok kişiye ve akrabasına da embesil dedin. eğer ki delikanlılığın klavyeden ibaret değilse çık benim ve bu insanların kaşısına.
bu arada moderrasyon; bu entryi hede hödö sebeplerinden sileceksen eğer, burada çok byük bir kesime ve yakınlarına "embesil" diyen bu organizmayı da silik yap bir zahmet. eğer ki bu entryi silip de bu homo sapiensi silik yapmazsan acırım sana en zavallısından.
ne diyelim, hadi inşallah. son 15 yıldır şifreli ve dijital kanalların tekelinde olan maçları, ocak ayında açılacak bir ihaleyle trt' nin büyük ihtimalle alacağını, şimdiki yayıncı kuruluşun ödediğinin 3 katını ödeyeceğini, çok sağlam kaynaklara dayanarak bu haberi verdiğini vs vs anlatıyor aykut ışıklar. belki sadece bir iddia, belki yarın öbürgün yalanlanacak bir haber ama düşüncesi bile güzel.
edit: trt, "kamu yayın kurumu" olduğu için şifreli, dijital veya paralı yayın yapamaz. kamuya, yani yayın alanı içerisindeki her alıcıya ücretsiz ulaşmak durumundadır. nereden biliyorsun derseniz ben iletişim fakültesi mezunuyum. bu gibi konuları fazlasıyla işledik.
kendisini eşi bulunmaz bir ayarmatör olarak gören yazarlardır. o anda tuvaletteyken veya burnunu karıştırırken birden akılcığına bir fikirimsi takılıverir; "şu zamanda şu yerde şu durumda hala şunu yapan, şunu diyen, şunu düşünen insan" temalı bi de başlık çıkartır burnundan pardon beyninden. sonra da arkasına yaslanıp eserini büyük bir huşu içerisinde izler.
çengelköy ata sitesinde, bir çiftin sitenin parkında otururken kadının başını eşinin dizine koyması sonucu sitenin güvenlik elemanları tarafından uygunsuz davranış
nedeniyle! darpa uğraması olayıdır.
hollanda birinci lig* takımlarından VVV Venlo'da forma giyen 23 yaşındaki Japon oyuncu. orta saha ve defansın sol tarafında oynayabilen bu oyuncuyla galatasaray' ın ilgilendiği bazı gazeteler tarafından dile getirilmekte.
hangi gün olduğunu hatırlamıyorum, geçen gün sağ ayak baş parmağımın tırnağında bir sızı oldu falan. sonra dedim ki ben hoca' ya; bir gün tırnak sızlaraa o gün parmak da ağrır filan!!!"
sözlükte en çok başvurulan başlık çeşitlerinden biridir. yaratıcılığının ne kadar kısır, yeteneksizliğinin ne kadar ortada olduğunu bilerek veya bilmeyerek afişe eden yazarlar tarafından kaleme alınır. altına yazılacak entry genelde polemik amaçlı olup celebrity olma yollarından birisi olarak görülür.
http://www.divxlerim.com adresinden ulaşılabilecek film indirme sitesidir. adeta bir film cenneti olup çok veya tek link filmlerde fazlasıyla alternatifli bir mekandır (tabi ki kendilerinin de belirttiği gibi filmleri indirdikten 24 saat içinde silmek kaydıyla). özellikle altyazılı teklink film bölümlerinde birden fazla indirme seçenekleri tadından yenmez.
avrupa basketbol tarihi'nde kara leke olarak adlandırılacak basketbol maçı*... avrupa kulüpler kupası (sonradan saporta kupası olarak değiştirildi) finaliydi ve torino'da oynanmıştı; avrupa'da bir türk basketbol takımının oynadığı ilk final maçıydı...
sahada petar naumoski, ufuk sarıca, volkan aydın, larry richard, tamer oyguç'lu muhteşem kadromuz vardı.
maça fırtına gibi giren efes pilsen'imiz, ilk dakikaları 11-1 önde geçti. sonra, hakemler girdi devreye, akıl almaz faullerle takımımızı durdurdular, maçın başa baş hale gelmesine sebep oldular. devreyi takımımız 32-29 önde kapadı. maç sonunda, son saniyelerde naumoski'nin yaptığı top kaybıyla maçı 50-48 yenik kapattık, kupayı kaybettik.
maç sonrasında, yüzlerce azgın yunanlı taraftar, ağızlarından salyalar akarak sahadaki bir avuç efes pilsenli basketbolcumuza saldırdı. italyan polisinin etkisiz kaldığı olaylarda, sandalyeler havada uçuştu; sahadaki bir avuç basketbolcumuz, yüzlerce yunanlı gözü dönmüş fanatik karşısında linçten zor kurtuldu ve soluğu soyunma odasında aldı... unutulmayacak sahnelerden birisi de, tribündeki az sayıdaki türk taraftar arasında bir gencin sahaya uçan tekmeyle dalarak birkaç yunanlıyı yere sermesi ve fanatik sürüsünün duraklamasına sebep olmasıydı...
o esnada yunan televizyonu da, zaferlerini gayet duygusal bir müzik eşliğinde izleyicilerie sunuyordu...
sonra ne mi oldu, aris takımı ceza almasına aldı tabii, ancak yunan lobisinin girişimleriyle ceza meza kalmadı ortada, efes pilsen ise, can güvenliği sebebeiyle kupa seremonisine çıkmadığı için para cezası aldı...
ertesi gün, gazeteler son saniyelerde yaptığı top kaybı sebebiyle naumoski'nin üzerine yüklendi. onun makedon mu yunanlı mı olduğu konusunda spekülasyonlar türedi, naumoski'yi çok üzdü tabi bunlar...
ama bir gerçek vardı ki, her şeye rağmen efes pilsen'in avrupa'yı titretmeye başladığının habercisi oldu bu maç...
abaza, ergen, yeteneksiz, hayatta henüz bir şey olamamış, sanalda osbir çekmek gibi garip davranışları bulunan bir kısım tayfanın açtığı başlıklardır. belki dışarı çıksa, dünyayla bütünleşse, kendine gram güveni olsa, karşı cinsten böylesine acınası bir şekilde korkmasa adriana lima değil ama ona hayatı güzel gösterebilecek bir insan bulacak, adriana lima zırvalıklarına hiç girmeyecek. ama yok, tek yapabildiği adriana lima başlıkları yoluyla kendi hiçliğini tekrarlayıp durmak.
ayrıca; bir başka başlıkta da belirttiğim gibi, sülalenizi de satsanız vermez size o kadın. hiç boşuna hayallenmeyin.
zaman gazetesi spor yazarı. kahvehane muhabbetinden uzak, basmakalıp, beylik laflardan daha da uzak, analiz nedir, yorum nedir kitabını yazacak kadar kaliteli bir futbol yorumcusudur. bu alanda uğur meleke ve mehmet demirkol gibi ülkede örneği az bulunan kişilerdendir.
ilerde ekmek parası kazanıp da hayatta kalmasını sağlayacak bir olumsuz! etkidir. darısı tüm gençlerin başına zira gençliğinde gelecek kaygısı taşımayan insan bunun olumlu! etkilerini ilerde her türlü saçma sapan işi yaparak fazlasıyla gözlemler.
kurtlar vadisi'nde 2003' ten beri oynayan en iyi oyuncudur. o zayıf senaryo ve o zayıf repliklere adeta hayat vermekte,izlenir hale getirmektedir. yanındaki polat alemder, abdulheyi, erhan karakterlerini canlandıran aktörler gibi rol yapmaktan, oyunculuktan aciz adamları da kurtaran, onları katlanabilir hale getiren neredeyse kendi başına takımdır.
bir kaç gün önce bu yazarın babasının da yakalanmış olduğunu öğrendiği şerefsiz hastalıktır. şu ana kadar bir umut başlangıç safhasında olmasını beklediğimiz ve tedavisinin kesin olduğunu düşünmek istememiz sebebiyle dik durmaya çalışmışızdır ama heyhat! dün akşam öğrenmişizdir ki hastalık ileri safhalardadır ve kemoterapi tedavisiyle bir ihtimal ömrü uzayacaktır. hayat nasıl bir orospu çocuğudur ki böyle sinsi ve götveren bir kanser türü benim babamı bulmuştur ve bir ihtimal benim elimden alacaktır. isyanım vardır artık herşeye.
--spoiler--
film sonlarına doğru mahkeme heyeti keşif yapmaya karar verir. buna göre çocuk koyunları kendi ahırına sokamadan koyunlar yan evin bahçesine girecek ve sonrasında da olaylar gelişecektir.
hakim- çocuğum, sürsene koyunları bahçeye.
çocuk- ama hakim amca, o zamanda ben sürmedim ki, kendileri girdiler bahçeye.
hakim- biliyorum oğlum, sen sür de girsinler bahçeye.
çocuğun babası (kemal sunal)- lan sür de girsinler koyunlar bahçeye
çocuk- ama baba bu koyunlar o zaman ki koyunlar değil.
çocuğun babası (kemal sunal) hakime döner- kusura bakmayın hakim bey. koyunlar acemi. daha rollerini bilmiyorlar!
--spoiler--
kamplaşma yaratmanın, toplumda ikilik meydana getirmenin, biz ve onlar ayırımı yapmanın türkiye' de yaşanmış en güzel ve nadide! örneklerinden biri olan oluşumdur.
üniversite son sınıfta, şimdi adını hatırlayamadığım bir derste okuduğumuz ve sorumlu olduğumuz kitap. kitaptaki bir cümle vardır ki beni benden almış götürmüştür;
"beyazların planları siyahların hileleri vardır. beyazların bir plan yaptığı yerde siyahlar iki hile yapar."
ergen, abaza, seviyesiz yazar kısmının yok şunu yapan kız, yok bunu yapan kız, yok şu kızları, yok bu kızları, bilmem ne yapan türbanlı kızlar, bilmem ne yapan mini etekli kızlar vs. şeklinde açtıkları başlıklardır. bir çeşit kendini tatmin ve fantezi paylaşma yoludur, taklitlerinden ve asıllarından kaçınınız.
