islama göre haram işlemiş olan bayandır, günah işlediği kesindir. ama ahiret durumu ancak Allah ın bileceği iştir. kimsenin haddine değildir.
adam troll gelmiş güya başlık açıyor milleti birbirine düşürücek, ciddi bir cevap yazıyorum ki belki sinirden saydırıp oyuna gelecek bir insan evladı okur da bu arkadaşa cevap vermeye tenezzül etmez.
içinde bulunduğum durum.
akp ortada zaten, nefret ettirdi kendinden artık. ki oy da vermişliğim vardır, umut ettik destekledik, sapıttı o da. diktatörlük düzeninde adım adım ilerliyoruz, şimdi bir liderleri var rte diye, cumhurbaşkanı olmasına rağmen akp binalarında fotoğrafı dalgalanıyor, anayasaya ettiği yemini çiğneyip 400 vekil istiyor resmen şaka gibi. tek adam olcam ben diye takmış kafaya. konu mankeni başbakancık falan epey sinir bozucu.
chp ye Allah oy vermeyi nasip etmesin zaten. onu saymıyorum bile.
mhp var, devlet bahçeli olduğu müddetçe düşünebileceğim biri değil, devlet yönetimini kıvırabilecek bir adam gibi durmuyor, liderler arasında akademik anlamda en eğitimlisi o olmasına rağmen adamda sosyal zeka sıfır iki lafı bir araya getiremiyor liderlik vasfı yok. bunca yıldır başarısızlık üstüne başarısızlık yaşamasına rağmen koltuğa çakılı kalması da ayrı sinir bozucu.
muhsin yazıoğlunun partisi üzerinde düşünmeye devam ediiyorum. bakalım ne olacak sonunda. durum vahim.
az evvel yediğim yemek. ayıptır söylemesi güzel yaparım. ben mantarlı yaptım ayrıca kırmızı ve yeşil biber doğrayıp sebzeli de güzel gidiyor.
bir de ben tavukları ayrı soteliyorum, mantarlar ayrı pişiyor sonunda buluşturuyorum, bence bu şekilde daha iyi oluyor.
ve de yukarıdaki arkadaşıma söylüyorum, tadını bilemicem ama biraz kuru gözüküyor. sote o kadar kuru olmaz.
yalan değil zaten, bu sözün de aşk para iş siyaset gibi konularla ilgisi yoktur. ayrıca kızların bir çoğu erkeklerden daha fazla ciddiye alıyor okul hayatını gidin üniversitelere nt ortalamaları falan çıkarın, görün bakın kim haylazlık peşinde kim ilişki peşinde. kim ciddi gelecek düşünüyor?
bu söz bence davranış, insan ilişkileri anlamında sarfedilmiş... ki, bende öyle düşünüyorum. ünide de bizzat yaşadım gördüm.
sizin için sevdiğim bir kaç cümleyi alıntıladım kitaptan, umarım bir gün uzun bir eleştiri yazısı da yazarım *
--spoiler--
-çoğu zaman afrikalı bir kız olacağıma madeni bir ingiliz sterlini olmayı isterim. herkes geldiğimi görmekten mutlu olurdu.
-bütün yara izlerini güzellik olarak görmeliyiz, tamam mı? bu bizim sırrımız olsun. çünkü terübelerime daanarak söylüyorum, ölürken yara izi olmaz, yara izi "ben kurtuldum" demektir.
-bu, dünyanın iyi bir numarası, sarah. kimse birbirini sevmiyor ama herkes u2 yi seviyor.
-aklının iyi olması için, önce özgür olman gerekir.
-durumun ne kadar ciddi olduğunu bildiğini sanıyordum, bilseydin gülümseyemedin.
omuz silktim.
eğer gülümseyemeseydim, sanırım durumum daha ciddi olurdu.
-birsinin hayatında olan güzel şeyleri okumazsan, onun kederiyle nasıl ilgilenesin ki?
-uygar bir ülkede sizi bir tuşu tıklatarak öldürürler. öldürme işi çok uzakta yapılır; krallığın kalbinde, blgisayarlar ve kahve fincanları ile dolu bir binada.
-barış, insanların gerçek adlarını söyleyebildikleri bir zamandır.
ben insanların nasıl olup da bu programa tahammül edebildiğini anlamıyorum diye düşünürken, insanlar nelere tahammül ediyor bu programa mı dayanamasınlar diyerek kendime geldim.
tv de izlenecek hiç bir şeyin olmadığı bu akşam da zaplarken bile durup 5 dk izlemeye tahammül edemediğim bir yapım. 3 parça kıyafet için birbirine demedik laf bırakmayan yarışmacılara, büyük ciddi bir iş yapıyoruz tavrı takınan jüri üyelerine sahipler.
yarışma dahi denemez aslında abuk subuk bir şov bunlarınki. bi aralar bana her şey yakışır vardı, ordaki seviyeyi arattı bunlar.
ciddi ciddi öfkeleniyorum. çok gelişmiş ergen olmalılar. yayınlandığı günleri aklıma not edip karşılaşmamam lazım çözüm bu.
bu film için, kişilerin insani yönleri geri plana atılmadan, güzel diyaloglarla çekilmiş olması büyük artı. oyunculuklar iyi de, nixon u canlandıran frank lagella gerçekten rolüne ciddi anlamda bürünmüş.
bunun yanında, insan ister istemez kendi ülkesini düşünüyor,geçmişteki ve günümüzdeki siyasetçileri. eminim filmi izleyen herkes bunu düşünmüştür. ama bizde hata kabulü diye bir şey çok zor.
"
Nixon: Bu konuda daha önce beyanda bulundum. Bu tamamen Haldman ve Ehrlichman'ın işiydi.
Frost: Eğer onlar gerçekten sorumluysa bunu öğrendiğinizde neden polisi arayıp onları tutuklatmadınız. Bu da başka türlü örtbas değil midir?
Nixon: Belki de öyle yapmalıydım. iktidar sizdeyse birçok şey yaparsınız, bunların bir kısmı bazen dar anlamda yasal değildir. Ama ulusun yüce menfaatine olduğu için yaparsınız.
Frost: Doğru anladıysam, bazı koşullarda ulusun yüce menfaatinin ne olduğuna başkan karar verebilir ve akabinde yasadışı bir şey yapabilir, doğru mu ?
Nixon: Bunu başkan yaparsa yasadışı olmaz diyorum.."
bir kısmını izlediğim, bitirmeye gerek görmediğim film. senaryo harika ona laf yok, o da bizim değil zaten, ama beren saat in oyunculuğuna ayılıp bayılan kişiler ya cidden düzgün izlemiyor, ya da iyi oyuncu görmemişler.. ayça bingöl anası olmuş, ela olmaya yaşı yetseydi keşke beren saatx10 oyunculuk olurdu.
küçük kız da yaşıtı oyunculara göre oldukça iyiydi ama ister istemez insan black teki küçük kızla karşılaştırıyor. o ne harika oyunculuktu öyle.. bizim yavrucak saldırgan olduğu sahnelerde abuk subuk sesler çıkarmayı unutuyordu birde.
yerel seçimmlerde tekrar seçilen kişi, son yazdığım entry nin altından çook sular aktı sözlük, bb tarafından aday gösterilmesine taraftar bulmasına da şaşırmıyorum kesinlikle. ülkede aylardır yaşadıklarımızdan sonra normal.
eskiden yine daha mantıklı verilirdi, şimdi neredeyse bakkaldan kilo işi istenecek. geçen sene bildiğiniz gibi ales ile akademik ortalama nın katkılarıyla verilmeye başlandı.
geçenlerde fakülteye hocalarımı ziyarete gittim ve gördüm ki hepsi bu konudan fazlasıyla muzdarip. zira 70 kişilik açtıkları formasyon kadrosu geen bir mektupla 1500 kişi olmuş. evet yanlış duymadınız. 1500. ve ales puanı aramayın denmiş. herkese ama herkese dağıtılıyor. en haketmediğini düşündüğüm kişilere bile.
bunu kim hangi vicdana sığdırır bilmiyorum.böyle bir adaletsizlik nerde var. hocam matematikten kaç kişi var dedim, 320 dedi, edebiyat daha acı 450 dedi. bu sene kpss ye 17 bin küsür lise mat öğretmeni girdi ve bu sayıya şu an formasyon alanlar dahil değil. işin komik yanı okulun bu seneki ortaöğretim mat öğretmenliğinde öğrenci sayısı 20. kaç senelik mezun veriliyor bir anda!!
neresinden tutarsan elinde kalıyor bu sistem. akademisyenler bilimsel işlerle uğraşacakları yaz dönemini tamamen inanmadıkları bir iş olan formsyona adıyor, asıl mağdurlar ise eğitim fakültesi mezunları. üniversiteye giriş puanları arasında bile büyük fark var bu iki fakültenin. seneye 25 bin olur aday sayısı ve katlana katlana gider. ben matematik üzerinden örnek verdim diğer branşları siz düşünün.
formasyon alanlara da yazık. hem maddi hem manevi zarar. o binlerce kişinin atanma ihtimali yok. insanları küçücük bir umudun peşinde koşturuyorlar. ben sıralarda hamile kadınlar bile gördüm. yazık günah.
bu işe destek veren yök teki komisyonda söz sahibi olan kişileri ise Allah a havale ediyorum. misyonu vizyonu öğretmen yetiştirmekle ilgisi olmayan bir fakültenin hocaları daha baskın diye mahvettiniz her şeyi. mühendisler de iyi mat biliyor onları da öğretmen yapalım o halde.
yakında formasyonsuz ebeveyn kalmayacak ne şanslı ülkeyiz!!
yok sınavda sıfır çekenler, yok okulardaki durumlar falanlarla gelmesinle bana. eğer bu eğitim bugün bu haldeyse bunun bir çok sebebi var. o konuyla alakalı sabaha kadar konuşabilirim ama yeri değil. bu laflar işin bahanesi.
not: bu formasyon olayından canı yananlardan değilim. veryansın ediyorum çünkü bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasıncılardan olmadım hiç.
fb yi zerre sevmem, hala cezasını çekmemiş bir camiadır gözümde saatlerce konuşabilirim o camianın ve destekçi yalakalarının yaptıklarıyla alakalı.
fakat kabul edelim tam troll beyanı. doğudaki birkaç fb li pkk sempatizanını bağlar ancak.
kendisi son yazısında (mezuniyet töreni konuşması) bir defa daha mezuniyet törenlerini konu almıştır, çünkü o aslında yazardan çok hocadır, kendisi de ifade eder, der ki otuz yıl kaftanı yazısında:
"Siz, bu satırları okuyanlar, onu "yazıcı" olarak tanırsınız.
O, bu gün de, kendini raptetmeye çalıştığı belirgin vasfıyla her zamanki gibi hocaydı.
Sırtına görünmez bir kaftan atıldı. Umulur ki veda gününde, Fatih Eğitim'in denize açılan rampası üzerinde, ardı sıra sürüklenir. Kaftanların en güzeli." http://www.zaman.com.tr/n...-yil-kaftani_1057860.html
yazdıklarıyla herkesin yüreğinde bir yere dokunabilir sevgili hocam. dersime girmedi belki ama kendim hocammış gibi hissediyorum. Onun görev yaptığı fakültede okuduğum, onunla tanışma fırsatı bulduğum için kendimi nasipli hissediyorum. yazdıkları hiç abartısız, ta gönülden, içten.. kendisi de ince ve derin bir kişilik çünkü.. bir öğretmen olarak yazınızı satır satır okudum ve kendimce notumu çıkardım hocam.. iyi ki varsınız..
"Sevgili Öğrenciler; yepyeni bir yolun başındasınız şimdi. Âdettendir, birkaç nasihat gerek. Bildiklerinizi tekrarlayacak değilim. Birkaç işaretim var. Çoğunuz öğretmen olacaksınız. Dersinize iyi hazırlanın. Bildiğini iyi anlatır insan bilmediğinde bocalar. Bilmek ise saygınlık getirir. Öğrencilerinize, yaşları ne olursa olsun saygı ile yaklaşın. Unutmayın ki sayılmanın ilk şartı saymaktır. Saygı ve sevgiyi sadece insana göstermekle kalmayın. Evrenin bir bütün olduğunu unutmayın."
"Her şeyin farkında olun ama iyi olmayı seçin, Jean Valjean ve Dr. Faust gibi. insanı insan yapan, kötü olmaya gücü olduğu halde iyi olmayı seçebilmesidir. iyi kalmak büyük mücadele gerektirir. Ama meleklerin ilâhisi de ancak bu çileli yolun sonunda duyulur. "
"Bir öğrencinin gözlerine takılır Halide Edipin gözleri ve ilk cümle ağzından kendiliğinden dökülür: Tahsil, insanları diğer insanlara karşı insanca bir duygu ve anlayışa göre yoğurmadığı takdirde beyhudedir. Benim de size son öğüdüm bu olsun.
Ve Sevgili Öğrenciler; bugün gidiyorsunuz. Ömrünüzün en güzel dört yılını geçirdiğiniz bu sıraları, Fatih Eğitimin meşhur rampasını, bizleri unutmayın. Olur da yolunuz tekrar düşer, burada bir eviniz olduğunu hatırlayın.
Hüzünlüyüm. Sizin de, mezun ederken içinize hüzün dolduracak öğrencilerinizin olması en büyük dileğim. Bir hoca için en büyük bahtiyarlık.Hüzünlüyüm evet ama ümidim daha yoğun. Bu ümitle hepinizi kucaklıyor, elleri öpülesi velilere sevgi ve saygılarımı sunuyorum." http://www.zaman.com.tr/n...ni-konusmasi_2222954.html
şu an twitterda muhteşem yüzyıl izleyip sinir krizi geçiren insanlara cevap yazıp, dizinin krgu olduğunu, gerçeklerin tamamen çarpıtıldığını anlatan değerli bir araştırmacı yazar, sanat tarihçimizdir..
esasen kendisi hakkında çok daha detaylı uzun bir yazı yazmak isterim ama bunu daha sakin bir zamanıma bırakıoyrum nasipse.. kendisi bugün trabzon'da kitap zamanı 2 adlı etkinliğin onur konuğu olarak kitap fuarının açılışını yaptı ve yarın saat 14.00 te imza günü var. uzun uzun kuyrukların oluşacağı bir imza töreni olacak belli ki..
sanırım çoğu zaman gazetesinde yayınlanan makalelerinden derleme.
kesinlikle eleştirmiyorum, zira benim gibi sürekli gazeteden takip edemeyenler için muhteşem bir kaynak olmuş. çabucak okuyup bitirdim, nazan bekiroğlu yine ustalığını konuşturmuş.
bir çok yazarı severek okurum ancak onun kurduğu cümlelerin kimyası farklı, bazı bölümleri tekrar tekrar tekrar okuyorum.. geçmişe dönük mavi lale adlı kitabını da aldım, o da deneme kitabı.
atatürk e mal edilmeye çalışılan proje. o değil de, girilen entryleri hayretle izliyorum, kızamıyorum bile. şunu anlıyor insan, bu kemalist kesime asla, katiyen yaranamazsın. onlar siyaha siyah,beyaza beyaz demezler, topuna kara çalıp çıkarlar işin içinden.. iyi bir şey yapsan, halkına faydası dokunan mesela, onu bile istemezler, içlerine sindiremezler. çünkü nefret besledikleri insanlar yapmıştır bunu..
türk futbolunu kafalarında gs-bjk-fb ye indirgeyip, futbolsever olduğunu zanneden kişilerin ti ye aldığı güzelim karşılaşma. konuşmak parayla değil nasılsa, Trabzon yola devam etsin ama..