Gecenin 11inde mail attigim soruya cevap aldigim, derslerinde en cok guldugum, saka maka bana fizigi sevdiren hocam. Anladigim kadariyla arada adini arayip hakkinda yazilanlara goz atiyor.
Hocam sevgiler saygilar...
tabi ki değildir. ayranın bir misyonu vardır. başbakanımız pardon cumhurbaşkanımız hatta başkanımız erdoğan tarafından milli içki olma görevine atanmıştır.
Surasi guzelmis diyip ulke sectikleri yok avrupa birligine uye olan ulkelerin sinirlarina girmek icin giderler. Gerci bu kez avrupa birligi de multeci politikasinda yetersiz kaldi. Danimarka teller ormus millet girmesin diye. Bakalim bu isin sonu ne olacak.
Bir yandan basmane çevresindeki arapça tabelaları görüp ucuza ve sigortasız çalıştıkları için işsizliği artırdıklarını duyup tayyibin suçlu mu sabıkalı mı bakmadan hurrraaa diye aldığı onlarca ne idüğü belirsiz adamı görüp sinirleniyorum.
Bir yandan da yine fuar duvarlarında oturan aileleri, poşet poşet can yeleği almış babaları, oyun olsun diye onları giyen küçük çocukları, kaldırımlarda kucağında bebeğiyle oturan anneleri görünce içim burkuluyor. Ne desek eksik ne desek fazla.
(bkz: kıyıya vuran suriyeli bebek cesedi)
aşık olmak ama daha çok kendisine aşık olunması, özgür olmak ama kıskanılmak, mutlu olmak ama yeri geldiğinde de ağlamak, uçmak ama aynı zamanda da yere basmak, kısacası beyaz bazen de siyah ister bir kadın.
Girip gazetelerdeki köşe yazılarına göz atayım derken bütün sözcü yazarlarının bugün köşelerini boş bıraktığını anladığım durumdur.
Haklarında açılan onlarca davayı protesto etmektelermiş.
Hangi gazete veya yazar olduğu önemli değil. insanlar düşüncelerini rahatça dile getirebilmeli, diktalarda pek mümkün olmasa da...
Daha da önemli cümleler geliyor.
-7 Haziranda yaşananlar 1 Kasımda yaşanmayacak.
-Teröristler ya silahlarını gömecek ya da ülkeyi terk edecek.
-Hdpnin silah bırakma çağrısını samimi bulmuyorum.
Sözlük iyice incileşti diye isyan etmeler başlamışken sol framede haber nitelikli başlığını gördüm içime bir heyecan bastı.
Nesildaş da olunca haydin +takip kim tutar bizi.
Bu baslik bana kucukken yaptigim seyi hatirlatti.
Gunlugumun ilk sayfasina olur da annem acar okursa diye: anne lutfen bu benim ozelim kapar misin simdi o kapagi!! benzeri seyler yazardim.
Zamanında ne desteklenmişti adam. Baykal tapelerle debelenirken herkesin gözü kılıçdaroğlundaydı. Genel başkan olunca çok bi şey değişecek sandık. Şahsen beni hayal kırıklığına uğratmıştır. Eline geçen yüzlerce fırsatı değerlendirememiş, olaylar her seferinde farkında olarak ya da olmadan akepe ve tayyibin istediği şekilde yönlenmiştir.
Bundan ötürüdür ki erken seçimlerde de kendisinden pek bi aksiyon beklemiyorum.
Yine de kendisine buradan seslenmek istiyorum. Bak seloya seni başkan yaptırmayacağız dedi yürüdü gitti adam. Bi seçim kampanyası yürüt bi istediğini görelim. Küçük çocuklar gibi tayyibi halka şikayet etmekle bir yere varılmadığını anla artık.
Ortaya atan kişi seçim hükümetinde görev yapacak olan aile ve sosyal politikalar bakani Ayşen Gürcan'mış. Bürokratken yayımladığı raporu mr.tayyip bihayli beğenmiş olmalı ki kendisi ilk fırsatta bakan oluverdi.