üzücü bir haber. umarım diğer gençlere caydırıcı bir yanı olur. hayatınızı boşuna riske atmayın gençler, arkada bıraktığınız gözü yaşlı anaların, babaların hakkı ödenmez. hele bir de boş bir heves uğruna...
şakirtler doluşmuş hemen. allah yok arkadaşlar, rahat olun. birisini sevecekseniz, o insanı, hoşunuza giden vasıflarından dolayı seviniz. yanlışını görünce de uyarınız, düzeltiniz. allah bizi sevmiyor bir kere, sevseydi sonlu günahlarımız için sonsuz acı çektirmezdi bize. annem bile o kadar gaddar değil. anamı öldürsem, hatta işkence etsem bana muadili kadar cezayı bile layık görmez. yine sever beni, ya da en azından benim kötülüğümü istemez.
kendisi bakir değilse ve kadında bekaret arıyorsa ikiyüzlüdür. kendisi bakirse ve kadından da aynı şeyi talep ediyorsa (kadın da bu durumu kabulleniyorsa) bir sorun vardır diyemeyiz. yalnız kadının da aynı şeyi talep etme hakkının olduğunu kabul etmek gerekir. kısacası, birbirini seven iki insanın bekaretlerini birbirlerine saklamaları güzel bir şey ama sanırım burada anlatılan başka bir şey. "ben erkeğim, her boku yerim, ama evleneceğim zaman eli erkek eline değmemiş kadın ararım." diyorlar. işte öyleleri yalancının, şarlatanın önde gidenidir.
benim o. izlemedim, izlemeye de niyetim yok. dün sorrentino'nun "Youth" adlı filmini izledim. herkese tavsiye ederim. http://www.imdb.com/title/tt3312830/
aynı italyan yönetmenin "The Grand Beauty" filmine benziyor. Sahneler muhteşem, diyaloglar da öyle.
Evinde pijamalarıyla oturan bir eve girip, silahsız bir insanı anne babasının gözü önünde, devletin onlara vediği silahla öldüren polisleri göstermiştir. Canlı bomba olup onlarca sivil insanı havaya uçuran IŞiDciler yakalanınca haklarında yeterli delil yok deyip bırakanları hatırlatıyor ister istemez. Katil devlet katilliğine devam ediyor. Buradaki faşistler de uluyorlar ha bire, yok teröristmiş, yok ya sev ya terk etmiş... Bir akıllanmadınız gitti...
matematiğin çöktüğü falan yoktur. sıfır bölü sıfır belirsizdir (indeterminate). dolayısıyla sıfırı sıfıra bölerek bir elde edemeyiz. ancak sıfıra doğru ilerleyen iki fonksiyonun birbirine oranlarının limitini hesaplayabiliriz. dolayısıyla yukarıda yazılanların hepsi saçmalıktan ibarettir çünkü ortada limit yoktur.
sen koyarsan olur. kendiliğinden ya da dışarıdan bir anlamının olduğunu düşünmek insanı boş ümitlere yönlendirir. güzel yaşa, iyi yaşa, insanlara yararın olsun, olamıyorsa zararın olmasın. çok zor değil aslında.
ateizmin tek bir argümanı vardır. O da "içinde yaşadığımız evrenin var olması için evrenin dışında (üstünde) ondan daha büyük ve güçlü, aşkın ve bilinçli bir tanrının var olmasına gerek olmadığı" düşüncesidir. Bunun dışında ateistlerin hayatlarını şekillendirmek için üzerinde hemfikir oldukları prensipler vardır. Seküler etik ile hayatlarına yön verirler. Yardımseverlikte dindarlardan daha aşağı bir yanları yoktur. Ayrıca sosyalist ateist de vardır, liberal ateist de. Vejetaryen ateist de vardır kebap delisi ateist de. Suç işleyen ateist de vardır masum ateist de. evrenin bir yaratıcısının olmadığını düşünmek bir insanı ne iyi yapar ne de kötü. sadece ateist yapar. bir insana neye inandığını sormazsanız, kafayı takmaz ve güzel arkadaşlıklar kurabilirsiniz.
maalesef yoktur canım kardeşim. bu yüzden işleri öteki dünyaya bırakmamak gerekir. ne varsa burada halledilecek ya da halledilmeden kalacak. bu dünya elimizdeki tek cevherdir, tek atımlık kurşunumuz vardır. adil olmaya, iyi olmaya, güzel olmaya, mutlu olmaya, başkalarına zarar vermemeye çalışmalıyız. işleri öteki dünyaya bırakan halkların ne halde olduklarını görüyoruz hep birlikte. bu dünyayı tek fırsat olarak görenler de en azından diğerlerine nazaran daha mutlu bir şekilde yaşıyorlar. Not: soru eki olan -mi, -mı ayrı yazılır. Virgülden sonra bir boşluk bırakılır.
benim o. hafta içi, hafta sonu, yaz, kış fark etmez. her sabah altıda kalkarım. bazen uyku tutmaz sabah beşte kalkarım. akşamları da saat on oldu mu sızarım yorgunluktan.
hiçbir zaman evlenmemelidir. gereksiz yere yaralamasın gönülleri, yoluna gitsin. evrendeki toplam acıyı ya da lişi başına düşen ortalama acıyı artıran her eylemden kaçınmak lazım. sevemiyorsan seviyorum demeyeceksin, beceremeyeceksen yükselmeyeceksin. çok pişman olursun sonra.
içeriği seni mutlu edecekse, okuduğunda hayatın anlamı üzerinde seni düşündürecekse 25 TL çok para değildir. insan bazen bir yemeğe daha fazla para veriyor, yiyorsun bitiyor. kitap oku, bitir, bir daha oku, çocuklarına bırak, torunlarına bırak...
et yemeyi bırakalı yaklaşık iki ay oldu. çok güzel bir duygu. hiçbir hayvanın benim gırtlak zevkimden dolayı acı çekerek ölmediğini bilmek baya rahatlattı beni. sağlık yönüyle de iyi bir durum. daha az yağ, daha az kolesterol, daha çok vitamin...
hiçbir zaman evlenmemelidir. gereksiz yere yaralamasın gönülleri, yoluna gitsin. evrendeki toplam acıyı ya da lişi başına düşen ortalama acıyı artıran her eylemden kaçınmak lazım. sevemiyorsan seviyorum demeyeceksin, beceremeyeceksen yükselmeyeceksin. çok pişman olursun sonra.
en sevdiğim yazarlardan birisidir. yer altından notlar'ı fırsat buldukça okurum. Saint Petersburg'a gidince evini ziyaret etmiştim. muhteşem bir deneyimdi benim için. karamazov kardeşlerin ikinci cildini bu evde yazmışmış. yalnız, ruslar pek iplemezler dostoyevski'yi. onlar için Puşkin Rusya'nın ruhudur. Tolstoy ise hayattan daha büyüktür.