türkiye'deki seks turizmi trabzon'dan başlamıştır. trabzon limanından rusya'nın soçi limanına. tabi zamanla işler değişti, seks turizminin başkenti de istanbul oldu. ruslar da eski popülaritesini kaybetti. trabzon'da da gürcüler ve azeriler kaldı. çocuklarımıza nasıl bir trabzon bırakacağız, bilemiyorum.
hayran olduğum insan. video ve yorumlarına http://www.versohaber.com dan ulaşılabilir, ayrıca kendisini her hafta pazar akşamı saat 22:00 de flash tv izleyebileceğiz artık.
Ankara'da 1959'da doğdu. Bürokrat ve öğretim üyesi bir ailenin çocuğu. 1976'da Hacettepe Tıp Fakültesi'ne girdi. Ardından ekonomi doktora eğitimini yaptı. Politik psikoloji üzerine çalıştı. 1968-1983 arasında yüzme-sutopu ve basket oyunculuğu ile 1991-92'de basket antrenörlüğü yaptı. Bütün bu faaliyetleri sırasında hekimliğe devam etti. 1987'de Ankara Numune Hastanesi'ndeki görevinden istifa etti. 1983-87 arasında Türkiye'nin yurtdışındaki lobi faaliyetlerini yürüttü. Politik danışmanlık hizmetlerine, 1989'da Verso Siyasal Araştırmalar Merkezi'ni kurarak Adnan Kahveci ile birlikte başladı.
Sırasıyla siyasi danışmanlık yaptığı liderler: Turgut Özal, Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Aydın Güven Gürkan, Hikmet Çetin, Deniz Baykal, Mesut Yılmaz. Mesut Yılmaz'la 1999 seçimleri öncesi ayrıldı. Ayrıca 1996'da Bulgar Başbakanı Kostov'un, 1999'da Kazakistan Devlet Başkanı Nazarbayev'in başkanlık kampanyalarını yaptı. 1998-2000 arasında ABD'de Başkan Yardımcısı Al Gore'a Ortadoğu danışmanlığı yaptı. Halen Türkiye dışında ABD'de ve Çin'de de ofisleri bulunmakta ve siyasi danışmanlık faaliyetlerini siyasiler dışında uluslararası şirketlere de yapıyor.
rusyada devlet için çalışan eski kgb ajanları. rusyada yönetim değiştikten sonra başıboş kalmış, orda burda serserilik yapmış bu insanları yeltsin ve bilhassa putin biraraya toplamış çeşitli amaçlar için kullanmaktadır.
diğer adı pobeda dır. muhteşem bir piramittir. kar leoparı ünvanını almak için tırmanılması gereken dağlardan biri. yanlış hatırlamıyorsam, yapılan istatistiklere göre bugüne kadar oraya tırmanmaya çalışmış her altı dağcıdan biri hayatını kaybetmiş. hava açık,rüzgar yok, herşey yolundayken bile, son birkaç yüz metrede birden şartlar değişebiliyormuş.
türkiye nin içine çekilmek istendiği yer. kaç aydır bu terör olaylar devam ediyor. hiç duydunuz mu f-16 lar kalkmış gitmiş, biyerleri bombalamış gelmiş diye? hayır. çünkü uçakların dost düşman tanıma sistemleri var ve bu sistemler maalesef başka güçler tarafından kontrol edilebilir durumda. ve o güçler uçaklarla girmemizi istemiyo. ne ilginçtirki bu sistemler üzerinde çalışna 3 aselsan mühendisi yakın tarihlerde, 1 yıl önce öldü. bunla alakası yok deniliyor ama alakası varmış gibi geliyor!..
bir aralar cnnturk de finans programı yapıyordu(hala yapıyor mu bilmiyorum). izleyenler ve daha önce o tür konularla biraz olsun ilgilenmiş olanlar yiğit bulut'un aslında bi bktan anlamadığını bilecektir. sürekli grafiğe çizgiler ekler, destek noktası, direnç seviyesi der dururdu. şimdi çıkmış kuzey ırak sorunundan bahsediyor. bunlar garip şeyler işte.
Cindy Lauper tarafından 20. yüzyıl sonlarında söylenmiştir.
ilk okuduğunuzda yada duyduğunuzda "olmaz öyle şey" , "bu ne laubalilik" , "ayıp denen bişey var" diyebilirsiniz ama bu bilimsel temelleri olan bir teoridir. toplum tarafından genel olarak kabul görmese bile, yeterli süre geçtikten sonra herkes gerçeği kavrayacaktır.
eğer size saçma geliyorsa, eskiden saçma olan başka teori örnekleri vereyim:
dünya yuvarlaktır(eratosthenes, m.ö. 300)
insanoğlu birgün uçacak(L. da vinci, 15. yüzyıl)
dünya evrenin merkezi değildir(N. kopernik, 16. yüzyıl)
hareket görelidir(A. einstein, 20. yüzyıl başları)
bu liste uzar gider. söylenmek istenen, "saçma"nın bizim mevcut görüşümüze göre anlaşılmaz görünmesidir.
ben cennete hala inanıyorum
ama artık en azından gitmek istediğim gibi bir yer olmadığını biliyorum
çünkü nereye gittiğinizle değil,
hayatınızın parçası olmaya başlayan o anlar hakkında hissettiklerinizle ilgili.
ve o anı bulursanız
sonsuza dek sürer...
geçenlerde msn'de kuzenimle, ölen 3 aselsan mühendisiyle ilgili konuşuyorduk. ordaki yani almanca forumlardan birşeyler okuyup bana anlatıyor. hayret edilecek şey, bizim buralarda ben bundan bahseden kimseye rastlamadım ama elin gevuru neler yazmış neler. yorumlardan bir tanesi harbiden süper ama, "türkiyenin aselsanı var, cep telefonu üretiyor ama türkler bir elinde türk bayrağı diğer elinde nokia ile gezmeyi daha çok seviyor."
youtube'da pixies videolarının altında kurt cobain'in pixies'den etkilendiği, onlar gibi çalmaya çalıştığına dair bir sürü yorum var. bu kadar insan yanılıyor olamaz! harika bir grup, inanılmaz güzel şarkıları var. here comes your man, hey, gigantic, video killed the radiostar, where is my mind, the happening, is she weird, debaser, holiday song bunlardan sadece birkaçı.
genel anesteziyle yapılıyor. majör depresyonda en son kullanılan tedavi yöntemiymiş, bundan önce lityum var. nirvana şarkısını bile yapmış bu lityumun.
abi ben bu filmi çözdüm, harbi diyorum. nasıl oldu derseniz, nette bulduğum bir link sayesinde, adamın biri yabancı bir sitede açıklamış bunu. bir sürü sembol var ama asıl önemli olan o tuhaf şey, nasıl desem, film tamamiyle tuhaf zaten. neyse, burda asıl kahramanımız olan fred'di galiba filmdeki adı, işte bu fred kafayı yemiş abi, muhtemelen cinsel sorunları ve sorunlu kişiliği yüzünden. işte o mavi ışıktan sonrası tamamen fred in hayal ürünü. yani cornelius/burton/jack yada neyse işte edward norton için tyler durden neyse bu filmde de o genç, yakışıklı araba tamircisi fred için öyle oluyor ve olylar gelişiyor. tabi bu sadece bir kısmını açıklıyor.
Yunus'un vefâtından sonra şiirlerinin bulunduğu divan Molla Kâsım adlı bir kaba softanın eline geçer.
Sakarya kıyısına oturarak şiirleri tek tek okuyan Molla Kâsım kendince dine aykırı (!) gördüklerini bir kenara ayırır.
3.000 adet şiirden ayırdığı 1.000 tanesini yakar.
Bir başka gün kalan 2000 ini inceler ve bunlardan da binden fazlasını nehre atar.
işte tam bu esnada eline gelen şiirde şu dize çıkar karşısına;
Derviş Yunus bu sözü
Eğri büğrü söyleme
Seni sıygaya çeker
Bir Molla Kâsım gelir
Bu dize ile sarsılan Molla Kâsım pişman olup nehre atlasa da şiirlerden çoğu gitmiş, elden çıkması gereken çıkmıştır artık!
3.000 şiirden 300 küsur kadarı elimizde bugün.
haktan gelen şerbeti içtik elhamdülillah
şol kudret denizini geçtik elhamdülillah
kuru idik yaş olduk, ayak idik baş olduk,
kanatlandık kuş olduk, uçtuk elhamdülillah
dirildik pınar olduk, irkildik ırmak olduk,
artık denize dolduk, taştık elhamdülillah.
bence en güzel şiiri bu, eksik mısralar var ama böylesi daha sade, daha güzel.
mevlana ile yunus emre aynı asırda yaşamışlar ama görüşmemişler.hatta mevlananın bir sözü var yunus'la ilgili, " hangi makama çıksam bu yörük çocuğunun izini görüyorum." şeklinde. demekki görüşmemeleri yunus tarafından!..
1988'deki bir pixies konserinden alınmış bir videoya şöyle bir yorum yapılmış(hatırlayabildiğim kadarıyla çevireceğim) : "ben de o konserdeydim adamım, ne günlerdi be. şimdi frank black'e bakıyorum da, kilo almış ve biraz yaşlanmış. evet sanırım ben de biraz kilo aldım ve yaşlandım. aman tanrım rolling stones hayranlarını düşünemiyorum!"
"Yaşamın devreler halinde sürmesi güzel.
Ama benimki tek devreli, o bile tam değil.
En önemli kısmı eksik.
Onun adını aklımda öylesine çok yazdım ki
işte burada, şu anda, hiç bir şeyi tamamlayamıyorum..
Yalnızım."
panik atağa giden yolda ilk adımlardan biri. ayıptır söylemesi bana öyle olmuştu da. sebep tabiki stres ve gerginlik. en belirgin şikayetler nefes almakla ilgili sorunlar,yorgunluk ve uyku problemleri galiba. nefese doyamamak felan, hatta uykudan bile uyandırabilir bu. bir de göğüs ağrısı oluyorsa hemen doktora gidersiniz. iyi bir doktor başka tetkiklere gerek kalmadan şikayetlerinizden anlar ve sizi psikiatriye sevk eder ve hayatınızın ilk antidepresanını alırsınız. başlarda kabullenmesi zor da gelse aslında abartılacak bir durum değildir. ama burda işler biraz karışıyor, çünkü salak doktorunuzu kontrole gittiğinizde sizi doğru dürüst dinlemeyip daha yüksek dozlarda ve iki tane daha antidepresan ekleyince reçetenize, siz de benim gibi celallenip ilaçları çöpe atıp birkaç gün sonra tamamen iyileştiğinizi farkedebilirsiniz.
böyle bir durumla karşılaşmamak için yapmanız gerekenler çok basit. hayatınızın bir düzeni olsun, işleriniz yada dersleriniz altından kalkamayacağınız bir duruma gelmesin. uykunuzdan taviz vermeyin. spor, yoga felan yapın ve mümkün olduğunca boş vakitlerinizi dolu dolu geçirin.
hakkaten ya kadınlar bu adamda ne buluyorlar! zaten şarkıları da bişeye benzemiyor. zaten ben o tarz müzik de dinlemem. lanet olsun, benim bu başlıkta ne işim var!!!
bazen tam sigarayı yakmışsınız keyifli keyifli içiyorken gelir otobüs. biraz daha içsem mi, sonra dolmuşla giderim nasılsa, yok canım derse de geç kalmam hem sorun olmaz kalsam da dersiniz. sizin kafanızdan bu düşünceler geçerken durakta bekleyen o güzel kız önünüzden geçer, otobüse yönelir. az önceki bütün o beyin fırtınası ve ikilemler bir anda kaybolur ve sigarayı atıp kızın peşine takılırsınız. birşey olacağından değil de işte can sıkıntısı.
A. C. Weisbecker'in yazdığı dilimize "Kozmik Haydutlar" olarak çevirilen, ayrıntı yayınları yeraltı edebiyatı serisinden çıkan müthiş kitabında çok iyi bir şekilde tanımlanan insan tipi.
"kişi sonunda ancak kendini yaşar" demiş üstün insan.
good will hunting filminde robin wiliams ın senin hiç arkadaşın yok mu gibisinden sorusuna, will hunting in verdiği cevapta geçen isimlerden biridir ayrıca.
born to be wild adlı şarkısında steppen wolf söylüyor bizler için, heavy metal thunder. burdaki heavy metal muhtemelen o gürültülü, eski model ve büyük ihtimalle üstü açık olan araba. bir rivayete göre heavy metal müziğin ismi burdan gelmektedir. neyse biz şarkıya dönelim, ... i like smoke and lightning, heavy metal thunder, ...
bütün çiçeklerin renkleri, bir tek gül vardır ki onun rengini gizlemek içindir. yine bütün çiçeklerin kokuları da bir tek gül vardır ki, onun kokusunu gizlemek içindir....