öyle ya da böyle almak zorunda kalınacak hede.Ha doğruluğu yanlışlığı tartışılır.Futbolu iyice endüstriye ve ticarete dökmüştür o doğru fakat futbol daha yeni bu elbiseleri giymiyor.Tuttuğunuz takım milyon dolarları bonservislere yatırırken veya oyunculara çatır çutur borsaya bildirirken nerdeydiniz derler adama madem bu kadar sporun ticarete bulaşmasına karşısın.E bunun da bir gün olacağı belliydi.ikinci tarafı ise yaklaşık 20 yıldır tuttuğum takımın iç saha maçlarını kaçırmam giderim.Tribünün havasını koklamış biri olarak diyebilirm ki bu bire ikilerle bedava biletle giren adamların çoğunun derdi futbol değil olay çıkarmak.Bunu da biraz düşününce hak verirsin çünkü sen stres dolduğunda nasıl haftasonu gidip mekanda iki bira çakıp açılıyorsan bu adam da cepte 5 kuruş yok.maça gelecek kalabalığı orda görecek hatta kadınlara bakacak.elitin barı varsa varoşun stadyumu var olmuştu yani biraz maçlar son zamanlarda.bu uygulama bunun önüne geçer mi?zaten en elle tutulur tarafı bu bunu da beceremezse bi boka yaramaz paso lig.geçme ihtimalini ben pek vermiyorum ama hazır meydanın kan gölüne döndüğü bir zamanda iyi bir tedbir sayılabilir.Rant meselesine gelince sadece stadlar vs değil ki be canım belediyler bile yıllardır kaldırım kenarına park eden arabaların bile rantını yedirecek adam buluyor stadlara gelene kadar daha çok yer var.Böyle gelmiş böyle gider tarzında bir öküzlük var bu coğrafyada ne yazık ki.
kendisini para kazanmak için yazdığı aşk hikayeleriyle tanıyan yeni nesil sözde edebiyast severleri tarafından edebiyatçı değil diye saldırılan , yaklaşık 15 yılı aşkın bir süredir yer yer modern türk edebiyatına öncülük eden kişi.
hayatımda ilk kez bir kitabı okumaktan,sayfalarını çevirmekten korktum.Çünkü yıllardır kendime sakladığım gerçek ben'i anlatıyordu bu kitap.insan psikolojisini Sabahattin Ali'den sonra kanımca en iyi ele alıp işleyen Oğuz Atay'ın saklanmışlıkları,acımasızca dışa vurduğu eseridir aynı zamanda.
25 yıl adanada yaşadıktan sonra bursaya yerleşmiş biri olarak bursanın adanayla karşılaştırılmasının bile bursaya yapılan adaletsizlik olacağını düşündüğüm, trafiği berbat,havası son 15 gündür iyi,doğalgaz faturası inim inim inleten şehir.
Bugünkü 29 ekim protokolü sırasında vuku bulmuş hadise.Esas olay anlatılanlar kadarıyla tören yerinde dağıtılan Türk bayraklarının altına belediye başkanının ismini yazdırmasına valinin atarlanması ile gelişiyor.Bayrağın üzerinden reklam yapmanın savunulacak bi tarafı yok ama valinin belediye başkanını çocuğu gibi azarlanmasınında kabul edilecek bi tarafı olmadığını düşünüyorum.Bu arada hatırlatmak gerekirse ilgili valinin daha önceden bir ildeki diğer parti üyelerini dinleme iddiaları ortaya atıldığı gibi ağır bir akp li olduğu bilinmektedir.Buda sinir bozan ilgili video ;
Bu başlığı ziyaret eden taraflı tarafsız herkesin iki dakikalığına bu heyecanını bir tarafa bırakıp şu yazdıklarıma bir göz gezdirmesini diliyorum.Şahsım 25 yıldır adana demirspor taraftarıdır lisede okulu ekip üniversitede sınavları ekip iş hayatında dosyaları sallayıp bu takım nereye gittiyse peşinden gitmişimdir.Ancak son zamanlarda Adana'da yaşananlar aynı zamanda 25 yıldır adanalılık görevini başarıyla yerine getiren beni fazlasıyla üzüyor.insanların duyarsızlığıda cabası.
Sene 2013 aylardan 10. ay yani ekim.Adana,4. mü 5. mi bunu tartıştığımız şehir,nüfus almış başını gidiyor 3 milyonlara dayanacak neredeyse.Büyükşehir,büyükşehirin göbeğinde bir stadyum.O stadyumda oynayan mazileri başarıyla dolu 2 takım,taraftarları.Fakat gel gör ki bir takıma deplasman trübünü veriliyor ve 2.000 bilet.üstelik internet satma opsiyonu yok,adanada hiç olmamıştır zaten,taraftarlar bırakın geceyi dün akşam 17.00 sularında sıraya giriyorlar bu sabah saat 10.00 da başlanacak bilet satışı için.
Evim stadyum yakınlarında,zira öyle olmasa bu olayları hiçbir şekilde duyamazdım,adanada basın namına birşey de yok çünkü.Üstelik en acı tarafı taraftar gruplarıda bu olaya bir başkaldırıda bulunmuyor bile.Kimsenin umrunda değil yani.Neyse efendim gece 00.00 sularında taraftar sayısı oldu size bine yakın o civarda.Ee çevik kuvvet durur mu.Gezi olaylarından sonra eli kaşınan bir ilkokul öğretmeni edasıyla sorgusuz sualsiz girişmeye başladı o çocuklara.öyle cop kalkan değil sadece,plastik mermi bile var.
Ve sabah oldu efendim.Dün gece hiç bişe yaşanmamış gibi bizimkiler hala adanaspora sallamaya devam ediyor.Gece 13 saat 15 saat gişe önünde yatan,polisten cop yiyen,bacağına plastik mermi isabet eden çocuklar belki de bilet dahi alamadan evlerine döndü.Demirspor taraftarları ise bu olaylar hakkında bir basın açıklaması yapmayacak,eminim.Ama yarın deplasman trübünü 'biz halkın takımıyız' sloganıyla inleyecek,ona da şüphem yok.
Az evvel Altın Koza Film festivali kapsamında izlediğim Onur Ünlü filmi.Sıcağı sıcağına değerlendirmeye girişirsek naçizane bir kaç gözlemim şu şekilde olacak;
Diğer filmlerin aksine Sen Aydınlatırsın Geceyi filminin salonu hıncahınç doluydu.Tabii bunda önemli etken yönetmenin leyla ile mecnunda yakaladığı popülerlikti.Bu açıdan bakıldığında filmin ülkede genel gösterime girmeyecek olması büyük bir hatayı işaret ediyor.
Seyirci kitlesi dizi gibi filminde bir komedi olacağını düşündüğü için filmin başlarında salonda gayriihtiyari alakasız gülme refleksleri duyuldu,fakat film ilerleyen bölümünde öyle bir kasvetlendi ki o kitlede işin ciddiyetine vardı.Fakat siz kasvet dediğime bakmayın içerisinde fantezi unsurları barındıran bi bulanıklık,türk sinema seyircisine çok yabancı olan ama bir mihenk taşı olarak sayabileceğimiz bir film bu.
Oyunculuklar hakkında ise zaten söze gerek yok ama ege şivesi tam oturmamış mı ne.ezgi mola ve demet evgar pek becerememiş sanırım bunu.
Filmin konusuna gelince,derin bir mevzuu bu.Simgesel ögeleri barındıran,toplum eleştrisi olan bir yapıt gözüyle bakıyorum.Ancak festivaldeki en tırt film hakkında yarım saat tartışlabilen biz,bu filmin bitişiyle yerimize çakılmış gibiydik.Düşünmek,özeleştri yapmak gerekiyor bu film hakkında.
edit:bu arada unutmadan filmin müziğinin linkini de verelim biz,zira büyük ihtimalle filmi izleyenler çıktıktan sonra ilk iş bu müziği arayacaklardır ;
Bu sabah saatlerinde washington yönetimince verilen emir.Acil durum çalışanları hariç bütün konsolosluk personeline adanayı terkedin ve güneydoğu bölgesine gitmeyin çağrısı yapılmış Amerikadan.Aynı zamanda güvenlik endişesiyle lübnanıda boşaltın emri verilmiş.Peki sayın başbakanım ben yani adanada ikamet etmekte olan bir vatandaş ne yapacak?
demek ki 10 tane aynı ikiyüzbin liralık arabadan olsa,yahu büyütmeyin aile kalabalıkmış almış işte aynı şeylerden,diyen yazarlarla karşılacağımızı gösteren kahvaltı olmuştur aynı zamanda.
Kısa bir gözlem sonucuda olsa dünyanın en zor meslekleri arasında ilk 3e oynayabilecek işlerden birini icra ettiklerine karar verdiğim sağlık emekçileri.
Oldukça kaliteli bir radiohead şarkısı olmasının yanında tam bir amerikan dizisi.ilk iki bölümde kaliteli olacağının sinyallerini verirken 3. bölümde reyting uğruna biraz da önüne gelen tüm karakterleri biribiriyle seviştirmeye başlamışlardır.Hollywood filmlerinden tiksinen bünyeyi yine yanıltmamıştır.