Fazla söze gerek yok.
Sahil1 isimli videodan alıntı :
Şahin Abimiz : ( Denizden çıkarken ) Karıcım denizin soğuk suları beni azdırdı, şimdi ben seni s.kmek istiyorum, sen de istiyor musun denizin soğuk sularından gelen yarra.mı?
Abeci Hatun : eehhtt..
Şahin Abimiz : ( Çakarken )Ha istiyo msn amına kodu.um ?
Sahil2( "yavaş" diye de bilinir ) isimli videodan alıntı :
Abeci Hatun : ( Almaya çalışırken ) El çek de
Şahin Abimiz : ho ho hoh ohh. Yavaş amına koduum s.kimi kırcan, yavaş
Abeci Hatun : Yaaraa girmiş ama
Şahin Abimiz : Yarrak girdi diye öyle mi bastırılır
Abeci Hatun : Ya sen nası basıodun onu nası edioun be anamadm.
Yazar olduğunuzu bildiren mail'in konu başlığıdır. Müthiş bir durumdur yazar olmak, zira kişinin sırtındaki çaylak damgası kallar yerini özgüven alır. Ayrıca ilk anda adamı kitler 'nası yani oldu mu lan yoksa kekliyolar mı beni' modunda siteye giriş yapılır, 'çaylak seni' vari bir yazı beklerken bulamazsınız özel msjlar bölümündeki mesajı görünce artık sevinç katsayınız tavan yapmıştır.
"Spoiler içerebilir !"
Birinci sezonun ilk bölümüyle( "The Routine" ) dizide hiç kimsenin başrol olmadığını anladığınız adamı beyninden vuran dizi. ilk bölümde efsaneleşen karakter Dino Ortalani bölüm sonunda feci bir şekilde ölüyor. Adam italyan, adam body'ci karizma filan tam bir başrol bir de Türk tipi de var bölüm sonunda öldüğünü görüp yok yav o değildir başkasıdır ölen deyip hemen ikinci bölümü açıyorsun bir de bakmışsın ki harbiden ölmüş. Taa 6.sezona kadar haber alınamıyor kendisinden orada da "pompacı=anlatıcı" modundan bulunuyor ihtiyaçtan. Tokat gibi çarpan sahneleri vardır OZ'un. Misal adamın birini duvarın içine canlı canlı koyarlar, sen noluyo lan filan derken örüverirler duvar adam içerde ve canlı tabi. Adamın biri başka bir adamın suratına sıçar, "suratına sıçar" kalıbı mecazi anlamda gibi dursa da ne yazık ki değil.
Bomba literature geçmiş replikleri vardır OZ'un:
Adebisi(zencilerin lideri):(latinlerin o sıradaki lideri Alvarez'e anlaşma teklif edecek) Look, I've been thinkin.
M.Alvarez: It must be a new experience for u,
Tobias Beecher: Sieg heil baby, sieg heil!
Yıllar sonra
Schillenger: Sieg heil baby, sieg fuckin heil!
ve daha niceleri...
Keşke devam etse bu dizi tekrar, ki durum hikayesi modunda olduğu için gayet rahat devam ettirilebilir.
Hayatıma kaymış olan bölüm. Her sabah o güne yetiştirmem gereken ödevlere kasarken tercih kağıdıma ... yım dedirten bölümüm.
Eğer deliler gibi para kazanmazsam gelip bombalayacağım bölüm.
Sonacılar Scofield'i Hotbox'a koyduklarında Bellick'e sarf ettiği "See if he has a tattoo to get out of that one." lafıyla gönülleri bir daha fethetmiş Prision Break yıldızı.
Selçuk Yöntem'in müthiş oyunculuğuyla beraber efsaneleşen Deliyürek karakteri. Lafları, karizması, tripleri inanılmaz. Benim bittiğim sahne Bumerang Cehennemi filminde iki teröristi sorgulamaya başlarken teröristlerden birine "Kimsin lan sen?" dediği sahnedir. Oradaki triplerine bir bakın. Zaten sorgunun devamında şova yönelik hareketler yapıyor. izlemeyenlere şiddetle tavsiye ederim.
interrail'a çıkarken bir hafta biz Makedonya'da ne yapacağız gibisinden hayıflandığımız ama doğal güzelliğini, ucuzluğunu gördüğümüzde keşke daha uzun zaman kalsaydık dediğmiz Balkanlar'ın güzel ülkesi. Ohrid tam bir cennet bu arada.
MATrix LABoratory = MATLAB
Uğraşması eğlenceli, kullanıcısına yol gösteren kral bir programdır kendisi. Hızıyla da ün yapmıştır, ilk başta hocalarımız tarafından "hadi şu ödevi MATLAB'ta yapın gelin bakıyım" modunda bir karşılaşma yaşandığı için biraz itici gelir ama sonra sonra sevdirir kendini.
Video enhancement. Video Processing alanında sıkça karşılaşılan bir kısaltmadır. Adından da anlaşılacağı gibi bir videoyu nasıl daha iyi hale getireceğimizi konu alır. Başlı başına bir sorundur.
Tam bir yeryüzü cenneti. Makedonya halkının her türlü çevre düşmanlığına, nehre halı atan zihniyete rağmen doğal güzelliği bozulmamış tatil yöresi. iki gün geçirdim senelik doydum şerefsizim.
Göztepe diyerek sana yüz vurduk
Sarinin yanina kirmizi koyduk
Yillardan beridir hep seninle olduk
Göztepe sen bizim her seyimizsin
Her seyimizsin her seyimizsin.
Repliklere gel:
Avagado to Bellick : Welcome home,boss!
Theodoro to Bellick : See if he has a tatoo to get out of that one!
Lechero to Scofield : So do not come here saying you can help as we have got some understanding. No,no,no we do not.
Lechero to Sammy : Look at you the power make you mad already.
...
...
...
Ne dizi bea.
cennete yolculuk
dünyanın en iyi dizisi.
Arkasından ama dibinde hemen OZ gelir. Lost filan yalan, pb'de bir an bile gözünüzü ayıramazsınız ekrandan ful aksiyondur zaten bu yüzden muhtemelen daha erken bitecektir Lost'tan (bölüm sayısı olarak) ama Lost'ta gayet bir adamın yürümesi, uzaklara bakma... tarzı Kurtlar Vadisi-Pusu'da görmeye alışkın olduğumuz ve 80 dakikalık diziyi 20dk.'da izlememizi sağlayan boş, hayattan çalan, zaman kaybı sahneler yoktur. izlemeyenler varsa bekletebildiği kadar bekletsinler bu diziyi en üzgün, sıkkın zamanınızda izleyin,çünkü inanılmaz sarıyor. Bir arkadaşım pb için 'Keşke hafızamı kaybetsem.' demişti.
Bir zamanlar sayıları 2'den başlayıp 20'ye kadar çıkan dostlarım. Şu an dünyanın dört bir yanında torunumun torununun torunları cirit atıyor. Bunlar çok tatlı adamlardır insan saatlerde oturup hareketlerini izleyebilir geberene kadar durmamaları, koşuşup dururken birbirlerine çarpmaları, şaşkın şaşkın hareketleri, su içerken ki komik hareketleri, yemleri yanaklarına ölümüne doldurup orayı adeta bir çeşit buzdolabı gibi kullanmaları hangi birini anlatsam. çok şeker adamlar bunlar ya. Her şeyde olduğu gibi bunların da bakımında dikkat edilmesi gereken hususlar var tabi (mesela eşşek gibi dişleri var aha bu kadar, ısırttırmamak lazım) ama bunlara şimdi girmiycem daha geniş bir zamanda yazarım. Diyeceğim o ki bu adamlar tatlı akarı kokarı yok haftada bir hatta ayda bir kafesin talaşını suyunu değiştir yetiyor. Bakımı da zor olmadığından herkese bu matrak ve şaşkın adamlarla arkadaş olmalarını öneririm.
Çaylaklık tokadını yediğim yetmiyormuş gibi bir de çaylakken 40 karakterden kısa entry girelemediğini öğrendim. Ben şimdi napam nerelere gidem 3 harflik entry'mi nereye yazam a dostlar?
Karizmadır abimiz. Seveni de sevmeyeni de çoktur. Digital'deki 1 ve 0 lar gibidir Terim'in hakkındaki fikirler ya çok sevilir takdir edilir ya da nefret edilir. Arası yoktur.
ODTÜ-ee'nin hocalarında 7/24 Quantum bilmem ne binasında yaşar. Bilime olan katkıları oldukça fazlaymış, Tayfun Akın hoca kadar olmasa da. Bilim muhabbetinden falan saygımız sonsuz bu adama ama yaa adam bu kadar da öğrenci düşmanı olunmaz ki. Öğrenci gördüğünde hamam böceği görmüş gibi oluyor içinde zerre öğrenci sevgisi yok gibi sanki. Sınav kağıdı görmeye(objection) gittiğinizde 'Bu soru hangi hocanın? Hımm cengizin mi o zaman itiraz etmeyeyim puanı düşürmeye gerek yok' tarzı cümle yapılarını öğrencilere sıkça kurduran hoca. Nam-ı diyar gargamel. Yine de olsun biz zaten yanığız iki azar daha yemişiz koymaz bize yeter ki hoca bilim yapsın.
Ohh mis. Baba tokat gibi çarptı bu çaylaklık olayı, haftalardır üye olucaktım fırsat bulamıyordum bi fırsattır buldum aklımdakileri yazayım diye coşkulu bir şekilde yaptım üyeliğimi aktive de ettim ama gel gör ki kazın ayağı öyle olmadı(kazın dı de mi). yok yazdıklarımı kimse göremiyormuş o zaman niye yazıyorum ki? yazar olmak için mi, kademe atlamak yani. Ya olamazsam işte bu düşünce beynimi yiyor şu an yazdıklarımı kimsenin okumayabilecek olma ihtimali beni içten içe yiyor. Çok kötü be bu kelime de zaten yeni gelmişiz baba siteye bir de çaylaksın, eziksin, malsın denmesi koydu be. Daha hoş bir kelime olabilir miydi acaba, 'yenisin' felan gibi? Neyse bakalım başa gelen çekilir zaten hangi istediğimiz oluyor ki hayatta?
Not: bir de kafamda milyon tane soru var şimdi, işte birkaçı:
Ben başlık açabiliyor muyum?
Entry'lerimde bilgi vermem filan gerekiyormuş. nassı olcak o iş
falan filan...
şimdi faq vs. tarzı yerlere girerek bu sorularıma cevap bulmaya çalışıcam umarım bulurum.