insan ruhuna zarar veren duygudur. Bedeni anlamda da yorar kin tutmak insanı. içinizde adeta nefret ateşleri yanar. Bu ateşten siz ve çevrenizde bulunan herkes etkilenir. Ne kadar kötü bir histir kin. Bunun yerine sevmediğiniz insanlarla olan muhabbetinizi kesin. Kin gütmek kimseye bir fayda sağlamaz.
Gereksiz heyecan ve duygulara kapılmadan hayatı yaşamaktır. Basit derken anlatılmak istenen şey, bir sıradanlık olmamalı. Hayatımız sıradışı olabilir. Ama bu bizim basit bir hayat yaşamamıza engel değildir. Türlü heyecanlar, aktiviteler, hobilerle dolu olabilir basit yaşam. Ancak bu sayılanlar, kişinin kendisini tehlikeye atacak gereksiz heyecan ve tutkuların peşinden koştuğu anlamına gelmez.
Basit hayat yaşayan insanlar zararsız kişilerdir. Birilerinin hayatına rahatsızlık vermezler. Kimsenin etlisine sütlüsüne karışmazlar. Bu sebeple, aslında olması gereken bir hayattır basit yaşamak.
Sevilen kişiden bir karşılık gelmeyince hissedilen acı çekme halidir. Kalbiniz bir yandan severken, karşılık göremediği için üzüntü ve acı duymaktadır. Bir kuş kadar özgür olsa bile, hüzün içindedir.
Ruhunuz, için için yansa bile sevmeye devam edersiniz. Bu durum bir açıdan şöyle değerlendirilebilir. Acı çekmektir sizi mutlu eden. Ama acının kaynağı, sevginizin karşılığının olmamasıdır. Bir tezatlık vardır bu işte. Ama insan işte bu. Acı çektiğini bile bile sevmeye devam eder ve bu acı garip bir şekilde mutlu eder insanı.
Kaynatılıp içilmesi halinde sakinleştirici ve dinlendirici etkisi bulunan, mısır bitkisinin ucunda, kokusu hoş bir püsküldür. Mısır bitkisinin anavatanı güney amerikadır. Yerli halk tarafından ilk defa denenerek sağlığa faydalı olduğu tespit edilen mısır püskülü, Şekerli bir tada sahiptir. Ayrıca, romatizma ve idrar yolu hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir.
Duygusal insandır. Kapalı hava, ister istemez insanda bir hüzün oluşmasına neden olur. Sonrasında bu hüzün hissi, garip bir şekilde mutluluk verir. Yağmur, tüm serinliği ile sizi sarar adeta.
Sonra belki özgürlüğe kanat çırpan bir kuş görürsün pencereden. Bu esnada her yağmur damlası ayrı bir melodi çalarak vurur penceremize. Sonrasında bir rüzgar eser. Bizlere buz gibi bir toprak kokusunu dağlardan getirir. işte o anda en mutlu insan sen olursun. Bu yüzden severiz biz. Yağmurlu ve kapalı günleri.
Şehir dışına seyahat edince hissedilen korkudur genelde. internette işiniz varsa bu korku giderek yükselir. telefonu Şarj edecek bir cihaz arar durursunuz.
Böyle durumlar için son zamanlarda harici batarya kullanılmaya başlanmıştır. Orta kalitede bir harici batarya telefonu iki kere şarj edebilir. Bu korkuyu yenmek için yanımızda her zaman bir harici batarya bulundurmalıyız.
Uyku anında insanın üzerine çöken bir ağırlık hissidir. Halk arasında, karabasan gelince, kollarını biribirine kavuşturan insanın yattığı yerin altınla dolacağına dair bir batıl inanış vardır.
Aslında karabasan yoğun stresli zamanlarda her insanın yaşadığı bir olaydır. Kimi bunu kalp temizliğine yorar. Fakat ilgisi yoktur. Tamamen fiziksel yorgunluklar nedeniyle uyku anında hissedilen bir psikolojik hastalık olayıdır.
Genelde insana kaybettiren olgu. Duygular gizlenince, anlatmak istediklerimiz hep yarım kalıyor. Sonrasında ise keşkeler hayatımıza yön vermeye başlıyor. Yani pişmanlıklara neden oluyor.
Elbette bazı zamanlarda duygular gizlenmeli. Karşı taraftan ters bir tepkinin geleceği hissediliyorsa böyle yapılmalıdır. Bunun dışında duyguları gizlemek insana hep kaybettiriyor.
Kalbe acı verir. Yıkar ve tarumar eder insanı. Hangi ortamda olursa olsun. insan kendisini teselli etmek için bazı bahaneler ardına saklanır bu durumda. Bende sana/size değer vermiyorum der ama nafile yakarıştır bunlar. Ne bir değer getirir, ne teselli eder kişiyi bu haykırışlar.
Ama bu durumda şöyle dersin. Elden ne geliyor ? Hayat su misali akar. Varsın sana değer veren insan olmasın. Ama değer vermeyi ümit ettiğin insanlar olsun. Yeter bize böylesi bir soluk ümit. Öyle veya böyle hayat geçiyor değil mi ? Değer vermek. Çok yabancı olduğum bir kavram. Tutunamadık bir türlü. Acı bir histir.
Yerine göre haklı olan kadındır. Erkeğin yaptığı harekete ve konuştuğu söze göre bir açıklama bekler elbet kadın. Erkek bu durumda kendisini izah edecek şekilde bir açıklama yapmalıdır. ilişkinin devamını getirmek istiyorsa tabi.
Kıskançlık, kaba davranış ve anlam verilemeyen şeyler kadının kafasını karıştırır. Kafasında soru işareti oluşan kadın bir açıklama bekler. Ancak bu beklenti bir saplantı halini asla almamalıdır.
Yaşamayan insanın pekte anlayamayacağı ağrı. Geceleri daha iyi gelir bu ağrı. insanı uykusundan uyandırır. Nöbetçi eczanelere yolunuzu düşürür.
Diş ağrısı, genelde çürüklerden kaynaklanır. Ancak bunun yanında diş eti iltihaplanmaları nedeniyle olması, ihtimal dahilindedir. Bazen öyle bir derece ağrır ki, beyni yerinden çıkacak sanar insan.
Yediği lokmaları yutma güçlüğü yaşayan insanlarda görülen belirtidir. Bu kişiler genelde hapı, ya ikiye bölerler, veya hapı ağızlarında ekmek gibi çiğneyerek yutmaya çalışırlar.
Erkek veya kadın farketmeksizin evlenememe korkusudur. Toplumsal baskılar nedeniyle oluşur genelde. Yaşı belli bir limite ulaşan insanlar bu duyguyu daha yoğun hisseder. 30 mesela. Fazlaca kafaya takmamak gerekli bu duyguyu.
Bu tarz korkular insanda kendisini hor görme şeklini dahi alabilir. Bir tür hastalıktır aslında bu korku. Yenmek için bazen bir psikiyatrist tarafından yardım bile alınabilir.
Kınama, hor görme. Melamet olumsuz bir anlam teşkil etse bile, bazı durumlarda iyi bir anlam taşır. Hoşunuza giden bir kişiye alaylı bir şekilde sen ne melamet bir insansın derseniz pozitif yönde bu kelimeye anlam yüklemiş olursunuz.
Kimi zaman bir hüzün, Kimi zaman neşedir kadeh. içi boş olduğu zamanlar birşeyler anlatır bizlere. Geçmişe götürür kadeh bizleri. Hep içki anlamı taşımaz kadeh. Bazen bir sudur kadeh dediğin.
Yaz akşamlarını anlatan bir kadeh hep içimizde yazılmayı bekleyen şiirler gibidir. Anlamsız olmaz kadehle hiçbir anı. Hep tazeler, hem kendini hem anıları kadeh. Bir şiirdir kadeh yorgun gönüller için.
Etrafta rengarenk çiçeklerle, yağmurlarla olandır. Her bahar başka umutlara kapı açar. Gülmeyi unutan gözlere bir ışık aralar. Bahar her zaman genç kalan tek mevsimdir.
Daha sosyal, Daha akıcı ve daha çağdaş olması gereken türkiye. Bu saydığımız özellikler kimi yerlerde var kimi yerlerde yok. Mesele bu çağdaşlık olayını tüm ülkemize yayabilmek. Güzel ülkemizi daha çok sevebilmek için.
Asla kötü bir insan olmayan troll. En azından kendim adına ben öyleyim. Burda troll bir yazarım. Evet. Kesinlikle öyle. Vurgun 71 hesabında işin açığı hesabımı sildirmek için aşırı troll yaptım. Bunun nedeni benim aydinoglu nicki dışında başka bir nickle asla yazmak istemeyişim. Öyle öyle. Vallahi öyle. Billahi öyle.
Bu sözlükte kimse benim düşmanım değil. Ama beni düşman görenler var. Ne diyelim. Herkes sağolsun.
Çoğu insanın her sene aynı yöntemle yaptığı şaka. Günün 1 nisan olduğunun farkında olanlar, kendisine şaka yapılabilir olduğunun farkında olurlar. Hazırlıklı olmayanlar ise, bir kötü şakaya maruz kalabilirler.
Aşk yüzünden acılar çekmiş bir insandır. Bu yüzden içinde bulunan nefret, belli bir süre sonra aşkın saçma olduğuna dair yankılar uyandırmaya başlar. içi yanar kişinin. Bu yangını söndürmek, aşkı saçma görmeyi gerektirir. Yani aslında inandığı bir duyguyu, kendisine verdiği zarardan dolayı saçma bulmaktadır insan.
Olumsuz bir hayat yaşayan insanlardır. Bunun nedeni ve açıklaması şu şekildedir. Hayatı pozitif olan bir insan günlük tutmak yerine hayatı anlık yaşamayı tercih edecektir. Ancak hayatı kötü olan bir insan, günlüğü bir sığınak olarak görecek ve yazmaya başlayacaktır.
Elbette her durumun istisnaları mevcuttur. Günlük tutup mutlu olan insanlarda bulunmaktadır.
An itibarıyla moralin yüksek olması halidir. iyi hisseden insan, pozitif düşünmeye başlar. Bu durum çevresinde de olumlu etki yaratır. iyi hissetmek, ruh sağlığı ve beden sağlığı için bir nevi ilaç niteliğindedir.
Flash Tv kanalında eskiden yayınlanan bir reality show programıydı. Kimi zaman korkutur, kimi zaman güldürürdü. Birbirini izleyen konuları değil, her bölümde bağımsız bir konu işlenirdi. Öne çıkan Karakteri sarı bıyık olmuştur.
En umutsuz anlarda yapılması gereken şeydir. Geçmişe gülümsemek. insan geçmişe gülümser daima. Çünkü geçmişte, ilk başta yaşanan bir çocukluk vardır. Çocukluk yılları genelde herkesin güzel geçer. Bu yüzden ilk başta bunun için geçmişe özlem duyarız.
Diğer yandan geçmişe özlem duymak, bir tuhaf mutluluk hissi yaratır insanda. Buruk bir mutluluk hissidir bu anlattığımız.
Kötü gözlerin verdiği zarar diye ifade edilir. Ne kadar gerçektir, orası bilinmez. Ama ben hayatımda nazar değen tek kişi görmedim. Aslında biraz bu, kişinin kendi başarısızlığına kılıf araması gibi birşey.
Rüzgarın etkisiyle yön değiştirme yapan, yağışa sebebiyet veren buhar kitlesi diyebiliriz. Bulutlar ormanların bol olduğu alanlara doğru giderler daha çok. Bunun nedeni alçak basınç etkisinin ormanlık alanlarda daha fazla görülmesidir.
