andre breton un surrealist romanı. paris sokaklarında karşılaştığı gerçeküstü bir imge, bir hayaldir nadja. breton un gözünde hayatın coşkusunun sembolüdür. sonunda şöyle der la beauté sera convulsive ou ne sera pas
güzellik kışkırtıcı olmalıdır *
en çok merak ettiğim soru ve çok güzel garbage şarkısı.
i'm no barbie doll
i'm not your baby girl
so i've done ugly things and i have made mistakes
and i am not as pretty as those girls in magazines
i am rotten to my core if they're to be believed
so what if i'm no baby bird hanging upon your every word
nothing ever smells of roses that rises out of mud
why do you love me
why do you love me
why do you love me
it's driving me crazy
why do you love me
why do you love me
why do you love me
it's driving me crazy
you're not some little boy
why you acting so surprised
you're sick of all the rules
well i'm sick of all your lies
now i've held back a wealth of shit i think i'm gonna choke
i'm standing in the shadows with the words stuck in my throat
does it really come as a surprise when i tell you i don't feel good?
that nothing ever came from nothing man
oh man ain't that the truth
why do you love me
why do you love me
why do you love me
it's driving me crazy
why do you love me
why do you love me
why do you love me
it's driving me crazy
i get back up and i do it again
i get back up... and i do it again
i think you're sleeping with a friend of mine
i have no proof but i think that i'm right
and you've still got the most beautiful face
it just makes me sad most of the time
anlasa da kendinden emin olamayıp hocaya soran öğrencidir. önemli ya da önemsiz her derste soru sorma kapasitesi vardır. amacı nedir bilinmez. soru sormaya gerek kalmadan anlayan öğrencilerin ** en gıcık olduğu öğrencidir.
kompozisyon ya da bir metin yazarken yapılmaması gereken şeymiş. konuşma dilinde kullanılması normal ama yazı dilinde bu yüzden not bile kırabiliyorlar. ama kitaplarda dergilerde vs. sık kullanılır. *
elinde poşetlerle bir hışımla dolmuşa atlayan şişman teyzenin ne kadar yer var bakmadan yanımızdaki boşluğa kendini atmasıyla, bir bacağımızın üzerine oturması sonucunda ezilmemek için iyice kenara yapışıp öne çıkınca yarım göt oturmuş oluruz. bir de teyzenin çocuğu varsa fena.
"Düşünüyorum, o hâlde varım" sözüne paralel olarak, ben de "Hatırlıyorum, o hâlde yaşamışım" diyorum. Ama, hafızanın da -insandan insana değişen-bir dayanma gücü var. Birçok şey, uzun veya kısa bir zaman sonra, hafızadan silinip gider. Bilinmez, hatırlanmaz olur.
...
1932'den 1992'ye kadar, altmış yıl boyunca tanıyıp da, bu kitapta sözünü ettiğim kimselerin çoğu -maalesef- şimdi hayatta değil. Hepsine Tanrı'dan rahmet dilerim. Kendilerinden söz etmem gerektiği hâlde edemediği dostlarımın, giderilmesi elimde olmayan bu eksiklikten dolayı beni bağışlayacaklarını umuyorum.
zehri zakkum uzun zamandır dinlediğim en güzel albümlerden. ah çikolata albümdeki en kötü parça bence, peki neden klip çekilmiş bu parçaya? sanırım piyasa olup milletin diline dolanacağını düşünmüşler ama olmamış, kesinlikle yanlış seçim.peki ne olmuş, herkes placebo - green day özentisi diye adamlara saldırmış. ne diyelim türk milleti işte, takdir etmeyi bilmez.
albüm süper, merak eden alıp dinler, pişman da olmaz.
Kişiler kurtulamadıkları ve anlayamadıkları tek ve dev bir labirentsi kurumdan başka bir şey olmayan bir dünyadadırlar.
Kişiler için olası başka hiçbir dünya olmadığına göre onların bütün varlığı bir hatadan ibarettir.
Cezalandırılan cezanın nedenini bilmez. Cezanın saçmalığı öylesine katlanılmazdır ki, suçlanan kişi huzura kavuşabilmek için cezasına bir doğrulama bulmak ister: Ceza suçu arar.
Kafkaesk dünyada komik trajiği güçlendirmek için değil, onu anlamsız kılmak için kullanılmıştır.
20. yüzyıl edebiyatını etkileyen, fransız şiirinin kurallarını değiştiren akım. sembolistlerin başında Charles Baudelaire(1821-1867) ile birlikte Verlaine (1844-1896), Rimbaud (1854-1891) ve Mallarmé (1842-1898) gelir. ayrıca:
Albert Samain (1858-1900)
Rémy de Gourmont (1858-1915)
Alfred Jarry (1873-1907)
Gustave Kahn (1859-1936)
Jules Laforgue (1860-1887)
Maurice Maeterlinck (1862-1949)
Stuart Merrill (1863-1915)
Éphraïm Mikhaël (1866-1890)
Albert Mockel (1866-1945)
Jean Moréas (1856-1910)
Henri de Régnier (1864-1936)
Adolphe Retté (1863-1930)
Paul Valéry (1871-1945)
Tam adı Edmond Eugène Alexis Rostand olan marsilya'lı yazar. lisedeyken yaptığı bir tercüme ile başlamıştır herşeye. bir çok piyesi şanssızlık yüzünden ilgi görmemiştir, La Princese Lointaineise çok eleştiri almıştır. cyrano de bergerac(1897)'la hakettiği başarıyı kazanmıştır ama bu romanı fransız şair cyrano'nun biyografisi sananlar yüzünden yine çok eleştiriye uğrar. 20. yüzyıla girerken çok büyük bir şöhrettir. Légion d'Honneur'e de layık görülen yazar bu büyük şöhretten sıkılıp Pyrénée'lerde inzivaya çekilip en iyi eseri sayılan Chantecler(1910)'i yazdı. 1918'de Paris'te öldü. diğer eserleri:
Le Gant rouge (1888)
Les Musardises (1890)
Les Romanesques (1894)
La Princesse lointaine (1895).
La Samaritaine (1897)
L'Aiglon (1900)
La Dernière Nuit de Don Juan (1921)
Le Cantique de l'aile (1922)
Le Vol de la Marseillaise (1922)
Thèâtre (1921-29)