1 mayıs işçi bayramı adı ile anılan, 1 mayıs emek ve dayanışma günüdür. emek veren, verdiği emeğin, alın terinin ve haklı kazancının -çalıp çırpmadan- haklı onuru ile dolaştığı-hatırladığı tek gündür.
şöyle bir şey var, nerede ne kadar hesap geleceğini tahmin edemediğiniz zamanlarda oluşur bu hadise. kız arkadaş artist bir tavırla ödemeye yeltenir, ücreti duyunca bir yutkunur ve erkeklerin durumuna kendinden daha fazla üzülerek hesabı öder.
öykücülüğü veya edebi kimliğinden ziyade yaşamı ile tanınan sıkı yazar. kaç kişi tanımlama yaparken en az bir kitabını okumuştur, asıl sorgulanması gereken budur.
ordu ve özgür kelimelerini yan yana getirerek anlam kargaşasının dibine vurmuş oluşum. menşe i kaygısı kuvvetle muhtemel suçluluk psikolojisini ifşa eder.
çocuklarının mesaj yazamaması konusunda esprilerine kızarak ehliyet alan, son sürat araç kullanan annedir. o da tıpkı diğer kadınlar gibi neden sonuç ilişkisinden koparak anlamsız şeyler yapma konusunda uzmandır.
kişilik bozukluklarının temelinde; cinsel saplantılar ve erken yaşlarda yaşanmış deformasyon, istismar gibi olayların yattığı göz önünde bulunduğunda, kurulması olası tümce, mantık hatası barındıran önermedir. dahası olaya dahil olmaya gireceği için ben mevzudan uzaklaşıyorum.
bir çok düşünce gibi insanları kategorize etmeye çabasının karşılaştırma ile beden bulmuş hali gibi görünüyor bu da. günümüz ülke insanlarında da inanmadığı veya kendisine uzak olan düşünce şekillerine karşı, tıpkı bir birey veya metamışcasına bok atma güdüsü ile hareket etmesi, onların kendi düşüncelerine ne denli körü körüne bağlı olduklarının göstergesi gibi. bu insanlara bir şey öğretmek mümkün değildir ve dolayısıyla susmak daha yeğdir.
genelde eline kitap almamış bünye ifrazatlarınca ortaya atılan yerme cümlesi. hayır adam bunu bile başaramıyor, ortaya attığı gerekçelere kendi bile inanmıyor olsa gerek ki mevzuyu bol hakaretle süslemekten kaçınmamış. siz bakmayın böyle tiplere. bu ülkede bir işi yapan ve yapana bok atan diye ayrılan iki kesim var. gerisi hikaye.
sosyal statünüzü, okulunuzu, arabanızı, sevdiğiniz diğer her şeyin bir gün elinizden kaybolabileceğini unutmadan yaşamaya çalışın. yaşam denilen hadisenin ciddiye alınabilir pek bir yanı yok.
uzun saça gıcık olan berber tiplerdir. dükkanlarının önünden geçen uzun saçlılara da küfür eder gibi bakmaları da bir gün işlerini kaybedeceklerini düşünerek kurdukları paranoyak teorilerle ilişkilidir. kısacası, uzun saçlılara göre de çoğu görün tekidir.