Askerligine kadar hicbibok yasamayan insana muhakkak katacak cok seyi vardir ama zaten askerde ogrenilecek seyleri gunluk hayatinda da yasamissan herhangi bisey katamaz.
Koguslardaki kokularin dayanilmaz hazzina karsi gosterilen direnc disinda.
her birinin mensuplarının bir diğerini kötülediği,kendi dininden olmayanların cehenneme gideceklerini düşünen ve sırf bu karşıtlıklar yüzünden gözünü kırpmadan inandıkları tanrının vermiş olduğu canı alabilecek (ki hepsini detaylı olarak incelememiş olsam da mantık olarak hiçbir dinin insana zulmedin ya da insanlara zarar verin şeklinde bir emri yada düşüncesi olduğunu sanmıyorum.şayet varsa deistler doğru yapmış insanlardır), geçmişte ve halihazırda bolca örneği bulunan bu düşünce sahibi insanların mensup olduğu dinleri yok sayan inanç.
türkiyenin düşmanı yine türk halkıdır..dışarılarda çok uzaklarda aramaya gerek yok..eğer gerçekten bi düşman arıyosanız dönün kendinize bakın..aziz nesin yıllar önce söylemiş türk milletinin yuzde 60 ı aptaldır diye..aptal oldugunuz sürece düşmanları dışarda aramaya devam edersiniz..
(bkz: ironi)
bi sonraki denemesinde yoldan geçen bi kıza pardon sizinle yatmışmıydık? diye soran karsılıgında da çanta, tokat, alısverış paketi yada poşeti vb o an kızın elinde ne varsa onu kafaya yicek olan kişinin ilk adımı..
son zamanlarda tavlada sürekli yeniliyorum bu zarlarda bi parmağı olabilirmi ki sitrailin..
ek olarak; sanırım bizim takım taraftarın coşkusundan olumsuz etkileniyo..çünkü ne zaman tribünlerden gözgöz goool goool gool sesleri yükselse takıma bişeyler oluyo gol yiyolar.. onu nasıl yapsak ki.. bilemedim bak şimdi..
kursuna gitmesi lazım..
yeni dönem kayıtları ocak başı itibariyle çok uygun fiyatlarla piyasadaymış.. zoksesi yada zonusu olana peşin fiyatına 895 taksit yapıyolarmış.
bide sertifika mı veriyolarmış! yok artık.. kaçmaz bu fırsat..
köy evlerini bilirsin heralde sözlük? bilmeyenler için genelde müstakil ve kocaman avlusu olan evlerdir.. işte bizimde köydeki evimizde öle kocaman bi avlumuz vardı ve avlunun tam ortasında da kocaman bi çam ağacı..
15 yaşına kadar köyde yaşamış ve komşunu eriğine dadanmak başta olmak üzere yapmış olduğum bilimum yaramazlıkların sonucu olarak; dayak yememiz gerekiyo haliyle.. işte tam o zamanlarda kaçıcamı bildiği için o çam ağacına bağlayıp hortumla döverdi beni anacığım.. bide yaz günü kısa şort var tabi (burda empati beceriniz devreye giriyo).. 3 gün totoşumun üstüne oturamadığımı bilirim..
okulların açık oldugu zamanlarda da okulda hocalardan yenen dayak cabası tabi...
unlu avukat petrocelli nin kaybettiği tek dava...
unlu bir futbolcu karisini öldürmekle suçlanıyordu..futbolcu yakalanmıştı... ama karisinin cesedi ortada yoktu..
duruşma amerikan filmlerindeki gibiydi.. futbolcu sanık sandalyesinde oturuyordu..
kucak dolusu parayla tuttuğu avukatı jüriyi ikna etmeye uğraşıyordu:
"sayın jüri, müvekkilimin suçsuz olduğuna yürekten inanıyorum.. buna az sonra sizler de inanacaksınız.. neden mi? bakin, simdi 1'den 10'a kadar sayacağım ve müvekkilimin oldurduğu iddia edilen karisi bu kapıdan içeri girecek.. 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10..."
bütün jüri kapıya dondu... kimse girmedi içeri.. avukat bir savunma dehasıydı; oldurucu hamlesini yaptı..
"bakin, siz de kadının öldüğüne inanmıyorsunuz.. çünkü hepiniz içeri girecek diye kapıya baktınız.. i̇ste kararı
buna güvenmenizi talep ediyorum.."
jüri, unlu futbolcuyu suçlu bulduğunu bildirdi ve dava bu şekilde sonuçlandı.. mahkeme çıkısında avukat, bayan jüri başkanına yaklaştı:
"10'a kadar saydığımda siz de diğer üyeler gibi kapıya bakmıştınız.. neden böyle bir karara imza attınız?"
"doğru" dedi jüri başkanı; "ben de kapıya baktım, ama müvekkiliniz kapıya bakmıyordu !..
yabancı bi ortama ilk girdiğinde diğerlerının farklı telden calmasıyla olusur genelde.. herkesın bıldıgı bı konuda acılan sohbete fransız kalır ya hanı aptal aptal gulumsemeye calısır anlamadıgı halde (ortama beraber gittigi arkadasna ayıp olmasın dıye)..
en tatlı sabahların kendisiyle başladıgını iddaa eden ürün..sevgiliden gelen günaydın ya da like that mesajlardan haberi yok ondan yapıyo heralde.. öğrenir abisi kızmayın..
mamma miyyaaa..en son temmuzda bütün selanik'i alt üst ederek buldugum ve bitürlü tadına doyamadıgım inanılmaz lezzet..hatta iki kılo kadar da hedıye getırcektım paket yaptırdım ama izmire geldiğimde 3 tane kalmıstı içinde..sonra da düşündüm ki;
lan selanikten getire getire 3 tane kurabıyemı getırdın derler (hediyenin küçüğü büyüğü olmaz ama gelde anlat) diye kalan o 3ünüde yiyip nırvanaya ulaşmıştım.. iyi yapmısım dimi.. evet evet iyi yapmışım aferinler bana..