Ahmet Altanın isyan Günlerinde Aşk adlı kitabında geçen olgu.Kitapta Hasan Efendi şeyhin cüce kızıyla evlenir ama cüce iri yarı Hasan Efendiden daha ateşlidir.Yani boyu değil işlevi önemlidir.
yıllarca süren bir kirli savaştan sonra tarafların kabul edebileceği bir noktada uzlaşılmalı ve artık herkes önüne bakabilmelidir.nitekim Atatürk de bu konuya değinmiştir:'Başlı başına bir Kürtlük düşünmektense, bizim Teşkilat-ı Esasiye Kanunu gereğince zaten bir tür yerel özellikler oluşacaktır. O halde hangi livanın halkı "Kürt" ise, onlar kendi kendilerini özerk olarak idare edeceklerdir. Bundan başka Türkiye'nin halkı söz konusu olurken onları da beraber ifade etmek gerekir. ifade olunmadıkları zaman bundan kendilerine ait sorun yaratmaları daima mümkündür. Şimdi Türkiye Büyük Millet Meclisi, hem Kürtlerin hem de Türklerin yetki sahibi vekillerinden oluşmuştur. Ve bu iki unsur, bütün çıkarlarını ve kaderlerini birleştirmişlerdir. Yani onlar bilirler ki, bu ortak bir şeydir. Ayrı bir sınır çizmeye kalkışmak doğru olmaz.'diyerek bu konudaki düşüncesini açıkça belirtmiştir.O da bölücüydü yoksa?
doğrudur.fakat korucu olan kürtlerin sanki birer iyilik timsali gibi gösterilmesi de yanlıştır.türkler tarafından söylenildiği gibi kürtlerin cahil kısmı pkklı olmamış aksine cahil ve aptal olanlar korucu olmuştur.zoruna giden araştırsın.
ayrıca birileri tarafından ikinci resmi dil olmasının türkiyeyi böleceği dillendirilmektedir.ben ise şunu savunurum bir dil resmi dil oluyor diye bir devlet bölünüyorsa o devlet olmasın daha iyi
hint avrupa dillerindendir.bazılarınca farsçanın diyalekti olduğu ısrarla savunulmasına rağmen üzerindeki tüm baskılara rağmen le mondenin yaptığı dünyanın en zengin dilleri sıralamasında farsçayı geride bırakmıştır.yani birileri kürtçenin olmadığını savunmaya kalkarsa önce bir araştırsın diye söylüyorum
bazılarının zorlanacağı sorudur.sebebi ise bir taraftan toplumun dini sebeplerle yücelttiği bir kişi,diğer taraftan resmi ideoloji tarafından yüceltilen bir kişi.cevaplandırmanızda başarılar.
ikisi arasında karşılaştırma yaparsak kürtlerin 90larda yaşadıklarını uygur türkleri bugünlerde yaşıyor diyebiliriz.Ama önemli olan iki ülkenin zihniyetini karşılaştırabilmektir.Türkiye(bu aralar biraz yumuşasa da)tekçi devlet yaklaşımıyla olaylara yaklaşmış ve sorunu böyle çözmeye çalşmıştır.Çinin zihniyetindeki farklılık ise sözde komunist bir ülke olmasında yatıyor.Örneğin yasalarına göre bir yerde iki resmi dil olabiliyor,eğitim dili olabiliyor.fakat çin bunu uygulamıyorsa başka.Ayrıca çinlilerde bir bebek sınırlaması varken uygulara böyle bir sınırlama da getirmemiştir.Sonuç olarak ikisi de farklı zihniyetlerin zulmune uğramıştır.
Amerikadaki insanların çok yemekten obez olduğunu,Afrikadaki insanın açlıktan öldüğünü görüp 'burada bir terslik var'diyecek kadar kadar kafası çalışan insandır.
Kürtlerin doğrudan 3 de 1 i dolaylı olarak yarısından destek gören,amacı demokratik konfedaralizmi gerçekleştirmek olan,Mao tipi halk devrimi benimsemiş olan örgüt.
80 den sonra başa geçenlerin sistemli bir şekilde uyguladıkları politikaların sonucudur.Çünkü düşünmeyen,yargılamayan,salak kitleleri kontrol edebilmek daha kolaydır.
ayrıca komunizm yüzünden 100 milyon insan öldü safsatalarını bir kenara bırakalım.bunun böyle olduğunu söyleyenler bile sovyetlerin dağılmasından sonra KGB arşivlerinin açılmasıyla bunun atmasyon olduğunu anladılar.fakat türkiyede hala harun yahya gibi yazarların etkisinde kalan bir kısım insan bu entry leri girebilmektedir.lütfen insanların kafalarını karıştırmayalım.gerçekler ortada.
Bu konuda 'bak sovyetler de yıkıldı,komunizm de çöktü'demek gerçekleri görememedir.çünkü sovyetler başta amerikanın ve diğer emperyalist ülkelerin kendisine karşı düşmanca bir tutum içinde olmasından,tüm dünyada bu yüzden anti propagandasının yapılmasından,ayrıca bazı liderlerinin yanlış tutumlarından(stalin) ve son olarak da gorbaçovun 'şu işe bir el atalım'diyerek her şeyi berbat etmesinden dolayı çökmüştür.sorunun komunizmin uygulanamaz olmasının olduğunu söylemek akıldışıdır