Demek istediğim, eğer erişmişlik, içtenlik, güvenlik, özgürlük, huzur diye tanımlıyorsak ev'i, ki ben öyle yapıyorum, benim evim onunla birlikte olduğum zaman parçasıydı, mekan değil. Mekan her yer olabilirdi. Bir otomobil, bir otel odası, bir ağacın altı, bir toplantı salonu. Gözlerine ulaşabildiğim an evimdeydim. Dördüncü boyut. Bizim evimiz dördüncü boyuttaydı.
-Ve sonra?
-Ve sonra... Ve sonra, o somuta indi, gözlerimin içine baka baka gitti, bir başkasıyla evlendi, Ay'ın arkasına geçti. Houston, Houston, beni duyuyor musun? Duymuyordu. End of communication !
düşünüyorum da bir insan hz.muhammed (sav) neden sevmez. müslümanlığı geçtim bu insan hayatı boyunca yalan söylememiş insanlar bir birini öldürürken medeniyet getirmiş sevgi kardeşlik getirmiş verdiği her sözü tutmuş hatta bir keresinde sözleştiği biri 1-2 gün gelmemesine rağmen beklemiştir ardından sözünü hatırlayan şahıs yanına geldiğinde kainatın efendisinin sadece bana zulm ettin demiştir. çocukları diri diri toprağa gömerken insanlar bu düzeni kaldırmıştır. elline servet geçtiğinde dahi onu dağıtmış bir keresinde hasırda yatarken hasırın izi üzerine çıkmıştır hz.ömer ağlamıştır ya rasulallah kisralar, krallar kuş tüyü yataklarda yatarken senin böyle olmanı kaldıramıyorum demiştir peygamber ise istemez misin ya ömer dünya onların ahirette bizim olsun. ulan bu adam ne yanlış yapmış da küfür ediyorsun izansız schopenhauer överken bismark överken onu düşmanları bile överken sen neyin kafasındasın olay şu insan bilmediğine düşmandır.
Kağıt mendiller diyerek cebimden bi tomar çıkardım ve sevdiceğime gösterdim. işte bize dayatılan hayat da tıpkı bunlara benziyor. Kullan, işini görsün ve at, unut onu, sonra yenisini alırsın. Bireyin topluma yabancılaşmasının ilk adımı olan tüketim toplumunu çok güzel özetliyor bu mendiller. Ben var ya, bu tüketim toplumu hadisesinin orta yerine sıçayım sevgilim. Dev şirketler insanları sürekli tüketime sevk ediyor. Ve bizim yapabileceğimiz hiçbir şey yok. insanlar yiye yiye dana gibi götlerle gezer oldu. Ha şişmanladın mı? Kolay, aynı firma sana light ürünler sunar. Markaları da insanlaştırdı pezevenkler. Daha doğrusu insanlaştırmadılar da bize öyle sundular. Korur, baştan çıkarır, yolda bırakmaz, güven verir, kıskandırır. Sanki ürün değil bizim mahalledeki Sebahattin abi, öyle mükemmel bir insan evladı sanki.
hayata farklı açıdan bakan insanların da olabileceğini bazı insanlara kabul ettiremeyen yazar.
belki de dersleri kötü olan adam şair olacak ilerde yada çok iyi bir müzisyen veyahut iyi bir yüzücü bilemezsin. sistem bu adamı çözememiştir 'bu adam aptal ne matematik biliyor ne türkçe.' diyerek yaftalamıştır.
evvel zaman içinde kalbur saman içinde bir kız varmış hep pencerenin önünde dururmuş her gün pencerenin önünden bir delikanlı geçermiş ve bakışırlarmış kızın elleri yokmuş birbirlerini sevip evlenmişler sonra masal bu ya kızın elleri çıkıvermiş ve oğlan oturup bu şarkıyı yazmış 'ben seni ellerin olsun diye mi sevdim'. ***