Aqueritas
197 (mavi jojoba tanesi)
yedinci nesil yazar 4 takipçi 35.99 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    ben bu yazıyı sana yazdım

    30676.
  1. saat 01:22

    Türkiye'ye iki yıl aradan sonra tekrar geldim. Tekrar geldim diyorum çünkü ülkeden gideli baya oldu. Geçen yılı da saymıyorum çünkü geçen yıl sana gelmiştim. Ama ülkem hala benim ülkem yanlış anlama. Onu da çok seviyorum. "O" dediğimi açılımı da bir O harfinin şekli gibi bir kümedir aslında, ne sadece taşı toprağıdır ne de insanlarının tamamıdır. Benim ülkem benim kendime.

    Öykü yazayım diye açtım bilgisayarı, sonra gençliğime saplandım, kaldım buralarda biraz. Bir şeyler yazarken sigaram kül olurdu ilk fırttan sonra sen iyi bilirsin. Arada gelip o son fırtı sen içerdin. Bu ara ilk evimiz hakkında bir öykü yazıyorum. Sana anlattığımda, "ama gerçek adlarımızı kullanmıyorsun din mi" diye korkmuştun. Gözlerinde görmüştüm onu, hatırlıyor musun? Hatırlıyor musun? Beni hatırlıyor musun?

    Biraz o filmlerde gördüğüm yetişkinliği yaşıyorum gibi. Kaldığım evde sabahları kalktığımda aklıma ilk gelen şey sabahları çiçeklere su vermek. Ev sahibi, "günde bir kere sulasanız yeterli" dedi fakat çok mutsuz bence çiçekler bu durumdan. Dişlerimi fırçalar gibi çiçeklere günde iki defa su verdim çiçeklere. Canım isterse bazılarına gün arasında da su döktüm. Çok su döktümse de saksıların altına havlu koydum. Noluyor biliyor musun? Kimse bana "bunu bu kadar yapma" demiyor. istediğim kadar suluyorum her şeyi, beni büyüten suyuysa hala arıyorum.

    Sokağımızın adını "Cumhuriyet Sokak" koydum, her şehirde cumhuriyetin hem mahallesi hem soğaı olur. Seniyse "sen" yaptım. isim aramadım. Zor geldi belki de isim koymak sana.

    Yazarlar hep yazılarının sonuna saati koydular ben başına koymak istedim. Hep de. böyleydim galiba, hiçbir şeyin sonunu bilmiyorum ki. Başını ve başında ne hixsettiğimi biliyorum öyle de gidiyorum. Öykümüz de böyle, başında ev taşıyoruz beraber ama sonunda ne oldu bilmiyorum. Eşya taşırken benim çok terlememi yazdım, eski evinden gelen üçlü koltuğu taşımadan oturup iki bira içmemizi yazdım, arkadaşlarımızı çağırdığımızdaki tedirginiliği yazdım. Belki bu yüzfen bir gecenin başını, bir aşkın ilk zamnalarını ya da bir çocukluğu anlatmak daha kolay.

    "Bu sabah değişik bir şey olacakmış gibi uyanıp, her günkü gibi yatağın tam karşısında duran genişçe penceremden dışarı baktım. Sokağın dünden ya da herhangi bir günden bir farkı yoktu. Dar bir yolda hemen bitişiğimiz sayılabilecek yedi katlı bina ile bizim binanın arasından kafamı kaldırdığımda gökyüzünü görmem dünkü kadar imkansızdı. Üç ay önce seyyar satıcı çocuktan aldığım karanfillerin haline acıdım, bir heves camın kenarına koymuştum ölmesinler diye ama az güneş ve benim ölmesinler kaygısıyla suya boğmamdan iyice yorulmuşlardı. Hatırlarsın bir ötekisini de kütüphaneden unutmuştum zaten. Kahverengine dönmüş yaprakları tek tek ayıkladım. "Bugün su vermek yok" dedim kendi kendime, üç defa. Kafamı kaldırıp karşı binanın duvarına asılmış, "Cumhuriyet Sokak" tabelasına baktım. Dünden farkı yoktu.
    Nerden aklıma geldi bilmiyorum. Buraya taşınırken kan ter içinde iki kişi buzdolabını içeri sokmaya çalışmıştık."
    3 ...
  2. sözlük yazarlarının itirafları

    157007.
  3. Buna ve “ben bu yazıyı sana yazdım” başlıklarına yıllar içinde yazdıklarımı okudum bugün bir dönüp. Sait Faik “Haritada bir nokta” öyküsünde der ki, “Yazmasam deli olacaktım.” Ben de bu başlıklara yazmasaydım deli olacaktım sanırım. Delireceğimi düşündüğüm anlarda sanırım yazmaya devam da ederim. Teşekkürler, kim imkan sağlıyorsa, kim görüyorsa, kim okuyorsa, eksik olmasınlar.
    11 ...
  4. ben bu yazıyı sana yazdım

    29979.
  5. bulutları düşün demiştin,
    aydınlık bir istanbul sabahında.
    bulutları düşünüyorum.
    uçan kaplumbağalar etrafımı sarıyor,
    yüzünü bulutlara bir türlü yakıştıramıyorum.
    oysa gördüğüm her şey hani sendin,
    bulutları düşünüyorum
    serin istanbul sabahında
    kaplumbağalarda bile sen varsın
    bilmiyorum

    Bak iki yıl önce bunu yazmışım gene bu başlığa. yıllar sonra sözlüğe girince önüme taslak bir hayalet gibi çıktı. Yazdım,gönderemeyecek kadar sarhoştum herhalde kaldı böyle. Neler değişti? Şimdi aynı evde kalmıyoruz. Ben şimdi seni o zamanki gibi sevmiyorum ama hala seni sevmiyorum diyemiyorum. Bugün aklıma sana ilk aşık olduğumu farkettiğim gün geldi. Tiyatroya gidecektik topluca, geç gelmiştiniz arkadaşlarınla. Deri eldivenlerin vardı bisiklet sürerken kullandığın 15 yaşında mıydık? Bak şimdi 26 oldu yaşımız. 11 sene geçmiş ve ben hala beğendiğim herhangi bir şarkıyı sana yollamak istiyorum. canım sıkkın olduğunda yanıma gel istiyorum. seni sevmem değişti, ama sevgim tabii ki bitmedi.
    3 ...
  6. 101 dalmaçyalı

    7.
  7. Beyaz saçlı kötü kadın baş karakter ile hatırladığım çizgifilm/filmdir.
    1 ...
  8. domagoj vida

    122.
  9. bu entrynin girildiği tarih itibariyle beşiktaşın stoperidir. Dünya kupasındaki takımının ve kendisinin performansı sonra Fikret orman iyi fiyat verene satacaktır.
    2 ...
  10. kobra panzehiri

    2.
  11. türkiyede bulunmadığı Aref olayıyla anlaşılan panzehirdir. Sebebi ise türkiyede doğada bulunmamalarıymış.
    0 ...
  12. sözlük yazarlarının itirafları

    124020.
  13. hiç cok sevdiğin birinin sana olan sevgisinin eriyişini izledin mi?
    Dur ben anlatayım sana hemen..
    Basta yok lan abartıyorum diyorsun küçücük bir seyden nem kapıp, sonra bir durup Allah Allah diyorsun, sesinde, gözünde, yürümesinde, kolunu kaldırmasında, her şeyinde görmeye başlıyorsun sonra. Sonra çırpınıyorsun her şeyi ama her şeyi düşünüyorsun acaba ne yaptım da böyle oldu? Acaba ne yapsam düzelir? bir yol arıyorsun. Fakat bazen işte hiç gitmeyecekmiş gibi gelenler, ne kadar uzun kalırlarsa kalsınlar ikinci kez düşünmeden, dönüp arkalarına bile bakmadan gidiyorlar. Izlerken olan ise en kötüsü. Bunun olacağını daha olmadan biliyorsun. En kötüsü. Yapacak bir şey yok çünkü bazen. Keşke senin icin daha iyi bir ben olabilseydim diyorsun. Son konuşmayı bekliyorsun. Bazen hiç olmuyor. Hep bekliyorsun. Itiraflarimizsa bunlar, ben hala beklediğimi itiraf etmeye geldim.
    5 ...
  14. ben bu yazıyı geceye yazdım

    62.
  15. Ört üstünü biraz.
    Üşüyorsun.
    1 ...
  16. sözlük yazarlarının itirafları

    119187.
  17. Öyle her yana, herkese anlatacak kadar bir şey yaşamadık biz. Ben tek başıma bitmeyen bir günü bitirmeye, güneş'e yetirmeye çalışıyorum. Ama öyle de bir şey ki, adını tekrar tekrar söylemekten, sesini tekrar tekrar dinlemekten başka umarım yok. zaten olsun da hem isterim, hem istemem. ikircikli yaşıyorum işte. Napıyım, böyle.
    4 ...
  18. bir erkeği kırmadan reddetme yolları

    56.
  19. Erkek-kadın fark etmez. Kırıp kırmayacağın reddetme yoluna pek bağlı değildir. Karşındakinin ne beklediğine ya da ne kadar beklediğine bağlıdır ya da ne kadar sevdiğine. 3 ihtimal vardır;
    1) Umrumda olmaz her gün şansını denediği 10 kişiden birisindir.
    2) Çok çekingendir, belki ilk kez birine karşı hislerini açıklıyordur fakat öyle aman aman aşık değildir. Kırılır ama geçer geçer, sadece olmayan özgüvenini biraz da sen kırmış olursun.
    3) Daha o sana bir şey demeden zaten sen onu reddetmişsindir kafasında... Gene de dener işte belki fiilen de reddedersin, kırılır mı bilmiyorum. Sanırım kırılmaz, zaten zamanla ufalanmıştır ve işte zaman bazen ilaç olmaz. Aşındırır.
    2 ...
  20. sözlük yazarlarının itirafları

    117018.
  21. Zaman geçerken gözlerine bakıp sonra gözlerimi kaçırmayı seviyorum. Sana söyleyemediklerimi seviyorum. Sen lenslerini takarken, saçlarını kuruturken, sabah zoraki kalkmış kızgınken seni seviyorum. Bana, nasıl aşık olduğunu, kimi beğendiğini anlatırken, seni seviyorum. Duruşunu, dünyayı umursamaz oturuşunu...
    Sana dair, sana ait, seni kızdıran, seni sevindiren herşeyi ve bunlardan dolayı seni. Sen olduğun için de seni. Herhangi bir sebebi, bir nedeni, bir nasılı ve birlikte bir geleceğimiz olmadığı için aynı zaman da benim geleceğim olduğun için seni Seviyorum. Bilmezden gelmeyi seviyorum seninle, senin kıyında köşende sana ilişik yaşadığım için seviyorum.
    7 ...
  22. 2014 yılının en beğenilen entry leri

    4.
  23. kuklanın en az 20 entry soktuğu listedir.
    0 ...
  24. ben bu yazıyı sana yazdım

    22600.
  25. Çalmayan telefonlarda arayan sen değilsin. Özleyemiyorum bile seni. Yalnız o da değil, sana dair hiçbir şey yapamıyorum. Gözlerine bakıyorum uzun uzun, ellerini tutuyorum, sen uyurken gözlerinden öpüyorum ve bunların hiçbirini bilmiyorsun. Sen göremeyince beni ben hem sağır hem dilsiz hem de kör oluyorum. Görmek istemiyorsun diye değil, göremiyorsun. Ben yemek yemek istemediğim zaman seni düşünüyorum, yemek yerken de. Yüzerken de, bir filmi sevince de sevmeyince de. Bunları yazarken de.
    1 ...
  26. ben bu yazıyı sana yazdım

    20896.
  27. Yaşım 70;
    Seni hala seviyorum.
    Yaşım 60;
    Bırakmadan, pes etmeden olmayacak sanırım.
    Yaşım 50;
    Sen gelmezsin, bilirim.
    Yaşım 40;
    Evleneli beş sene... çocuğun olsun sevmeye geleceğim dedim. Gelemedim.
    Yaşım 30;
    Peşinden savruluyorum. isyan etmeye çok geç. Geri dönmeye çok geç.
    Yaşım 23;
    Bir kuşa, kediye ne kadar şiir yazılırsa sana da o kadar yazılır.
    Yahut yazılmaz.
    0 ...
  28. hastası olunan dizeler

    237.
  29. Hasretin gibi çarpıyorum kapıları
    Soluk soluğa atıyorum kendimi sokağa
    Taşlarında izmaritlerimi ezdiğim kaldırımlar
    Sicim bir yağmur altında
    Bir yanıtım yoktur
    Seni soran açelyalara

    aydın öztürk
    1 ...
  30. ben bu yazıyı sana yazdım

    17884.
  31. Eskiden kalma hafif buğulu, sepya fotoğraflardan gülümsüyorsun yüzüme. Tuhaf bir anı gözlerimi bulandırıyor. Fotoğraf iyice buğulu..
    4 ...
  32. 117 cm bacak boyuna sahip olan erkek

    17.
  33. 5 cm ile kaçırdığım önerme ( yanlış anlaşılmasın 112 değil 123 bacak boyum) * *
    0 ...
  34. sözlük yazarlarının itirafları

    77519.
  35. Yıllar önce kapım iki defa ardı ardına vuruldu. Şaşırdım tabi haliyle. Evet efendim normaldir. kapı dediğin gelen oldukça vurulur zaten. Benim misafirim olmamıştı ama daha önce. şaşırdım işte. bakmayın lütfen bu kadar sade yazdığıma. o anlardaki çoşkumu ifade edemem size. şiirlerini yazamam -zaten şiir yazamam-. Öykülerle anlatamam. ama hep o anlara yazarım ben. ilk mutluluklar. farkındalıktan uzak sevmeler. Yaşamı anlamlandıran anlardır işte onlar benim hayatımda. Her şey tabi ki çok güzel başlamadı, tabi ki çok güzel bitmedi ve bitmeyecek. Hayır efendim, hayır. karamsar biri değilim. hayatı biliyorum sadece. aşk yürek acıtır. hele ki benim gibi bedbaht bir adam için. O yüzden güzel başlamadı ben hikayelerim. içinde çok mutlu sayfaları var elbet fakat genelinin bir yüzü ayrılığa diğer biri çileye yazılmış sayfalarımın. olsun, mutsuz bir insan da değilim siz de amma yanlış anlıyorsunuz beni. Anlatıyorum işte size.
    Aşk. tanımını yapabilecek misin bu sadece üç harfin yan yana durduğunda oluşturduğu durumun? izahı var mıdır? sevgi. ne kadar bayat fakat güçlü bir kelime değil mi? kirletmesinler diye yeni bir sözcük buldum duygularımı ifadeye. hayır yazmayacağım tabi ki buraya ve size "siz hiç aşık oldunuz mu?" demeyeceğim. Hiç birinizle tanışmadık. Fakat çoğunuzun olduğunuzu hissediyorum. Sözlerinizde.
    Hayatın arka fonunda her insan için farklı müzikler farklı sözlerle değişik tonlardan çalar durur hep bence ve bunlar genelde değişkendir de. Hani hep ritmini arayan kalpler derler ya. kalp atışlarından bahsetmezler işte yürek salınımlarıdır anlatmak istedikleri sizlere. Hepsi vals partnerlerini arar yüreklerin. ne yazık ki bu insan kalabalığında çok yoktur o yüreğin ritminde dansı bilenler. Çaresizlik bizim işimiz değil fakat zordur beraber dans edebilmek. Hayat adımları karıştırır. Eteklere bastırır. Düzeni göremediğimiz için belki de. Doğaçlama dans olmaz tamam ama bize ( size de bana da ) söylemiyorlar bir sonraki adımı. işte hayat sanırım bundan zor. zor olduğu kadar güzel. güzel olduğu kadar da kısa ve en kötüsü karalayıp yazmak, geriye sarıp tekrar denemek yok hayatta.
    çok uzattım değil mi. sıkıldınız da. teşekkürler hepinize. baya yazmışım fakat söylemek istediğim bir iki cümleydi aslında bu yazıyla.
    Taşıyorum;

    Aşktan.

    Hasretten.

    Ne yapıyorsam, ne yazıp ne okuyorsam hep ondan. Hep o'ndan.
    4 ...
  36. en karizmatik dil

    34.
  37. Rus aksanıyla ingilizce kesinlikle ya da shakespeare ingilizcesi de olabilir bilemiyorum kararsız kaldım.
    1 ...
  38. ikinci yeni

    40.
  39. Türk şiirini aşılamayacağını düşündüğüm bir çıtaya yükseltmiş insan topluluğu. Şiirde derin anlamların olması ya da bir mesaj vermesi gerektiğini düşünenlere böyle olmadığını göstermiştir. Şairin illaki ölümü kullanmadan ölümü anlatması ya da yalnızım demeden yalnızlığı anlatması gerekmez. insanlar bu biçimde şiirler yazmaya çalışabilir, anlamda kapalılığı hissettirecek şekilde vermeye çalışabilir fakat Bir gün bir adam çıkar ve der ki;

    Hayat kısa
    Kuşlar uçuyor.

    şimdi nazım gelsin demir parmaklıklardan özgürlüğe şiirler yazsın, cahit sıtkı ölümü bu kadar güzel anlatsın, necip fazıl kaldırımları tekrar yazsın cemal süreya gibi anlatsın koyu griyi. Bana hepsinden çok tat veriyor ikinci yeni şairleri ama şunu da demeden geçemeyeceğim şiir tamamen zevk işidir bana göre ve kimse dünyanın en iyi şairi kabul edilemez (ya da en kötü) çok özneldir ve hatta eleştirisini yapmak bile bence ayıptır. Üstüne haddimiz olmadan yazılar yazabiliriz fakat şiir eleştirilemez. ne haddine insanın şair şurada böyle deseymiş daha güzel olurmuş gibi sözler vallahi adamları mezarlarında ters döndürüyorlar.
    0 ...
  40. can yücel

    896.
  41. Bir insan en fazla bu kadar taciz edilebilir. Adama yapmadıklarını bırakmadılar. internette ne kadar yavşak vıcık vıcık şiir varsa hepsini Can Yücel ustaya kakalamaya çalıştılar resmen. Lütfen bu durumlara müsade etmeyiniz. Sözlükte de bu tarz şiirler bu başlıkta oldukça fazla. Sevdiğin kadar sevilirsin, bağlanmayacaksın vb. buram buram aşk kokan, basit, imgelemden uzak, demagoji yüklü, aciz şiirlerin hiçbiri Can yücel'e kesinlikle ait değildir. Yahu karısına şiir yazarken;
    Akdeniz yaraşıyor sana
    Yıldızlar terler ya sen de terliyorsun
    Aynı ıslak pırıltı burun kanatlarında
    diyerek şiirine başlayan bu kadar üst düzey yaratı gücüne sahip bir şair sizce gidip de;
    Seninle olmanın en güzel tarafı ne biliyor musun?
    Elin elime değmeden (hatırlamıyorum) taa içimde hissetmek.
    Tarzı bir şiir yazar mı ya da;
    O olmazsa yaşayamam demeyeceksin, demeyecesin işte
    Yaşarsın çünkü
    gibi bir şiir? Lütfen arkadaşlar Can Baba'nın tarzı bellidir! Eğer ki toplumsal yönü "çok fazla" baskın olmasaydı, üslubuna bakarak çok rahat ikinci yeni ekolunun bir temsilcisi diyebilirdik. Yakınlarının antolojileri harici hiçbir kaynağa itibar etmeyin lütfen. Vallahi adamın kemikleri ters döndü mezarında.
    Can Yücel'in tarzını çok iyi yansıttığını düşündüğüm bir şiiriyle entryi bitirmek istiyorum;

    Pandoranın Kutusu

    Bir deniz anasıdır umut
    taa suların ortasında,
    açılır
    kapanır
    açılır
    kapanır
    kapanır kapanır açılır...
    0 ...
  42. tayyip i yolcu ederken söylenen şarkılar

    4.
  43. 0 ...
  44. iki ağaç kesiliyor diye ağlayan tip

    26.
  45. Açılan benzer bir başlığa yazdığım entryi aynen buraya da kopyalıyorum. Belki 1-2 insanın daha fikirlerinde en ufak bir değişiklik olmasına vesile olur;
    mesele üç ağaç değil sadece ki sadece üç ağaç bile olsa değer. sene 1995 tayyip erdoğan üçüncü köprü istanbul için cinayettir ormanlar kesilecek diye ağlıyor şimdi nerede? osmanlı padişahlarından yobaz kesimin atatürk'e değer vermediğini ifade etmek icin büyük harflerle bastıra bastıra atamiz dediği fatih sultan mehmet han'ın bir sözü var : bir tek yaş ağaç kesenin kafasını keserim. atalarını da mı takmıyor bu insanlar artık? yoksa yalnız işlerine gelince mi ataları oluyor?
    tarihe baktığımız zaman istanbul dünya üzerinde tarihsel zenginlik açısından ilk 5 e kesin girecek ve zirveye oynayabilecek muazzam öneme ve itibara sahip bir şehirdir fakat gel gör ki bu şehirde şu an koskoca gökdelenler yükseliyor, 93 tane avm yapılmış bir 94.sü için şu an o gezi parkı yıkılmaya çalışılıyor. bu ne kadar normal bir davranış soruyorum. buradaki amaç nedir ben gerçekten anlayamıyorum. new york ticaret merkezi diye geçer hep sadece 7 avm var tarihsel değeri: "yok" berlin 5 avm var bir istanbul mu peki? "hayır" yakınından bile geçemez. bern'e yüzyıldır yeni bina yapılmıyor neredeyse. istanbul bizim korumamız gereken en büyük tarihsel zenginliklerimizden birisi fakat hükümetler bunu resmen mahvediyorlar. belirli bir kesimin ayyaş, anarşist diye gördüğü, yaftaladığı duyarlı insanlar istanbul'u korumaya çalışan insanlar. o kesimin bunu anlamasını beklemiyorum.
    melese 3 ağaç meselesi değil yalnızca anlayacağınız mesele insan olma, mesele duyarlılık. sanatçı duyarlılığına sahip siyasetçiler istiyoruz. rant peşinde koşan, paranın köpeği olan siyasetçiler değil.
    bu vesileyle sırrı süreyya önder'i de tebrik etmek istiyorum. bir dahaki seçimlerde oyum kesinlikle kendisine. adam tek başına bir meclis dolusu adamdan daha aktif çalışıyor. gerçek vekillik yapıyor. istanbul milletvekillerini uyurken o gezi parkında vincin önündeydi daha kameralar gelmeden. sonradan reklam amaçlı gözüken milletvekilleri gibi değil. doğru olduğunu düşündüğü ne var dik duruş sergiliyor. bize lazım olan böyle vekillerdir. ideolojik görüşünü herkesçe beğenilip beğenilmemesi önemli değil. seçmeninin, vatandaşının vekilliğini yapması, aktif çalışmasıdır önemli olan. bugün gezi parkı direniyor, belki düşücek fakat bu kesinlikle orada bulunan insanlar haksız olduğu için değil sayıca az oldukları için olucak.
    brecht bir şiirinde;
    yenilgilerimiz... sayıca azlığımızı kanıtlar yalnızca. seyirci kalanlardan tek beklediğimiz utanç duymalarıdır.
    diyor. aynen bu sebepten o insanlar orada elbet yenilecek. iddaa ediyorum bu göztepe parkı için de geçerli olacak, atatürk orman çiftliği için de, haydarpaşa garı için de. seyirci kalanlar olduğu sürece bu böyle gidecek. dünya kötü bir yer fakat bunun sorumlusu kötü insanlar değil, iyi insanların sessizce üç maymunu oynamaları. seyirci kalmaları.
    1 ...
  46. sırrı süreyya önder

    1093.
  47. Gezi parkı yıkımında dozerlerin önünde söylediği sözleri aynen yazıyorum: "Kimse o kararı veren gelsin milletin vekiline göstersin. Belediye yıkıyor ama yıkım kararı yok. Burada her kesimden, her yaştan, her cinsiyetten insan var. Burada engellenmesi gereken, nefes alma hakkımızı savunan bizler değiliz. Burada engellenmesi gereken, yasadışı, ruhsatsız iş yapan bütün bu kepçeler ve dozerlerdir. Duyanlar geliyor, onlar gelene kadar sakin, vakur, kararlı, inatçı bekliyoruz. Büyük olan sizsiniz, gece burada sabaha kadar bekleyen sizlersiniz, büyük olan bu dayanışmadır. Bizi bırakın. Ben bu bölgenin milletvekiliyim, hizmetkarıyım, görevimi yapıyorum, sorumluluğumu yerine getiriyorum. Yapmayan cahildir"
    Parti kursun tek başına iktidar olur. Yeterli karizmaya kesinlikle sahip. çok fazla insandan duyuyorum. bdpli ya da örgütçü değilim sırrıcıyım. Bir insan halka bunu dedirte biliyorsa bu kadar güzel bu kadar duyarlı vekalet edebiliyorsa seçmenine o adam değerlidir. Bir dahaki seçimlerde oyum kesinlikle kendisinedir. bize böyle sanatçı duyarlılığına sahip vekiller lazım.

    edit: https://www.youtube.com/w...mbedded&v=cJup6rlemfk
    11 ...
  48. 3 ağaç kesilecek diye kuduran güruh

    12.
  49. Başlığı açan arkadaşın karması olayı özetliyor. Mesele üç ağaç değil sadece ki sadece üç ağaç bile olsa değer. Sene 1995 tayyip erdoğan üçüncü köprü istanbul için cinayettir ormanlar kesilecek diye ağlıyor şimdi nerede? Osmanlı padişahlarından yobaz kesimin Atatürk'e değer vermediğini ifade etmek icin büyük harflerle bastıra bastıra ATAMIZ dediği fatih sultan mehmet han'ın bir sözü var : bir tek yaş ağaç kesenin kafasını keserim. Atalarını da mı takmıyor bu insanlar artık? yoksa yalnız işlerine gelince mi ataları oluyor?
    Tarihe baktığımız zaman istanbul dünya üzerinde tarihsel zenginlik açısından ilk 5 e kesin girecek ve zirveye oynayabilecek muazzam öneme ve itibara sahip bir şehirdir fakat gel gör ki bu şehirde şu an koskoca gökdelenler yükseliyor, 93 tane avm yapılmış bir 94.sü için şu an o gezi parkı yıkılmaya çalışılıyor. Bu ne kadar normal bir davranış soruyorum. Buradaki amaç nedir ben gerçekten anlayamıyorum. New york ticaret merkezi diye geçer hep sadece 7 avm var tarihsel değeri: "yok" berlin 5 avm var bir istanbul mu peki? "hayır" yakınından bile geçemez. Bern'e yüzyıldır yeni bina yapılmıyor neredeyse. istanbul bizim korumamız gereken en büyük tarihsel zenginliklerimizden birisi fakat hükümetler bunu resmen mahvediyorlar. Belirli bir kesimin ayyaş, anarşist diye gördüğü, yaftaladığı duyarlı insanlar istanbul'u korumaya çalışan insanlar. o kesimin bunu anlamasını beklemiyorum.
    Melese 3 ağaç meselesi değil yalnızca anlayacağınız mesele insan olma, mesele duyarlılık. Sanatçı duyarlılığına sahip siyasetçiler istiyoruz. Rant peşinde koşan, paranın köpeği olan siyasetçiler değil.
    Bu vesileyle sırrı süreyya önder'i de tebrik etmek istiyorum. Bir dahaki seçimlerde oyum kesinlikle kendisine. Adam tek başına bir meclis dolusu adamdan daha aktif çalışıyor. Gerçek vekillik yapıyor. istanbul milletvekillerini uyurken o gezi parkında vincin önündeydi daha kameralar gelmeden. Sonradan reklam amaçlı gözüken milletvekilleri gibi değil. Doğru olduğunu düşündüğü ne var dik duruş sergiliyor. Bize lazım olan böyle vekillerdir. ideolojik görüşünü herkesçe beğenilip beğenilmemesi önemli değil. seçmeninin, vatandaşının vekilliğini yapması, aktif çalışmasıdır önemli olan. Bugün gezi parkı direniyor, belki düşücek fakat bu kesinlikle orada bulunan insanlar haksız olduğu için değil sayıca az oldukları için olucak.
    Brecht bir şiirinde;
    Yenilgilerimiz... Sayıca azlığımızı kanıtlar yalnızca. Seyirci kalanlardan tek beklediğimiz utanç duymalarıdır.
    diyor. Aynen bu sebepten o insanlar orada elbet yenilecek. iddaa ediyorum bu göztepe parkı için de geçerli olacak, atatürk orman çiftliği için de, haydarpaşa garı için de. seyirci kalanlar olduğu sürece bu böyle gidecek. Dünya kötü bir yer fakat bunun sorumlusu kötü insanlar değil, iyi insanların sessizce üç maymunu oynamaları. Seyirci kalmaları.
    4 ...
  50. yavuz sultan selim köprüsü

    75.
  51. Bir köprüye hele ki asya ile avrupa'yı birbirine bağlayacak olan bir köprüye verilebilecek tonla isim varken gidip de avrupa ile asya'yı en zalim padişah olduğu fikrine bağlayan (yavuz bir insanın ölebileceği en acılı, en ızdıraplı ölümlerden biriyle ölünce avrupa ve feth ettiği coğrafyalarda kanuni'nin tahta geçişi şölenlerle kutlanmıştır.) zamanında bu topraklarda yaşayan yüz binlerce kızılbaş türkmen vatandaşını öldüren, mısır'ı aldığında üç gün üç gece katliam yapan bir padişahın adını vermek provokasyon değildir de nedir? Sırf kendi tarihimden bir padişah olduğu için, bir türk devletinin sınırlarını genişletip, hilafeti türklere geçirdiği için böyle bir insanı savunacak değilim. Yahu adama kendi babasının beddua ettiği söyleniyor (söylenti dahi olsa nasıl bir insan olduğunu ortaya koymaya yeterlidir. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.) sen gidiyorsun onun adını köprü yapıyorsun. Geçmişte yapılan hataları kabullenmeden büyük devlet olunamaz. Uygur Türkleri işkence görüyor, öldürülüyor, bm seyirci kalıyor. filistin'de filistinliler kendi topraklarında katlediliyor diye bas bas bağırmayı biliyorsunuz? Alevi bir aileden gelmiyorum ya da alevi değilim fakat yavuz sultan selim bu topraklarda alevileri katletmiştir. Bu bir iddaa değildir, bu asılsız bir suçlama değildir. Bu bir gerçektir ve kim bu köprüye bu adın verilmesini destekliyorsa bir daha çeçenistandaki mücahidlerin lafını ağzına almasın. Filistin'de, çin'de çocukların ölmesine göz yumsun. Sırplar müslümanları katletti demesin. Hayata karşı net bir duruşu olsun çıkarlarına göre hareket etmesin. Katliamı yapan kendi atası olunca susup, başkaları olunca avazı çıktığı kadar bağırınca o bağırmanın hiçbir değeri kalmıyor. Önce öz eleştiri yapıp "atalarımınız" da dediği gibi iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır. Böyle empati sahibi bir milletin içinden gidip en canisinin adını köprüye veriyoruz ne diyim ki. ne diyim..

    Not: 2 dakikada 5 eksi oy alması entrynin en azından okunduğunu gösteriyor. Şimdi eksi oy verseniz bile bir kişinin dahi az biraz fikirlerini etkileyebildiysem ne mutlu!
    7 ...
  52. ateizmi çökertecek tek soru

    7.
  53. sözlük yazarlarının itirafları

    75835.
  54. Sözlüğü trollemek istesem bir entry girer önce dine sallardım ardından aynı entrynin devamında dini savunan bir yazı yazardım ve tüm sözlük ateisti, dindarı hepsi eksi oy verirdi. işte biz böyle negatif bir milletiz ben de böyleyim açıkçası acaba değişmeli mi, en azından denemeli mi..
    6 ...
  55. bir beşiktaşlının 2013 yılında övüneceği şeyler

    10.
  56. Beşiktaşlı olmak tek başına yeter sebeptir.
    1 ...
  57. sözlük yazarlarının itirafları

    75734.
  58. Odam gene küçüldü ya da dertlerim tekrar büyüdü sığamıyoruz dört duvara birlikte biz.
    4 ...
  59. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük