ve o'na,
acımı dindirmekle kalmayıp, beni hayatı sevmeye ilk defa bu kadar yaklaştırmış, yanımda olduğu zamanlarda, sadece o'nun yanımda olduğu zamanlarda gözümün sağa sola takılmadığı, başka şeyler düşünmediğim ama artık ne kadar sevsem de geri donmeyeceğim ** hatun kişiye;
herkesin bir gun öleceği bir dunyada, birisi ya da bişey olmayı başarmış, başı göğe ermiş, götü tavana vurmuş insan.
-spirit, anxious spirit.
+öküz, bildiğin öküz.
söylenirken kolay gibi görünen fakat iş eyleme gelince göt isteyen durum. şahsen o götü kendimde bulup, on yıl boyunca elime sadece kalp kırıklıkları vermiş olmasına rağmen, gucenmeden, darılmadan, karşılık beklemeden sevdiğim bu şehirden siktirip gidiyor olmanın haklı gururunu, buruk sevincini * yaşamaktayım şu an. aferin bana amk.
sevgili çüküm,
biliyorum son zamanlarda bana dargınsın. seninle eskisi kadar ilgilenmiyorum diye kızıyorsun. "eyvah bu adam yakında ibne olur, ben de burda kurur giderim" diye içlendiğini duyar gibiyim.
ah be çukum hiç olur mu! ben seni ne zaman boynu bukuk bıraktım ha!
hatırlar mısın cok eskiden seninle pek aramız yoktu, öyle gunde üç-beş kez merhabalaşırdık sadece.
sonra o gün, orta son sınıftaydım, abimlerde kalıyordum da bi akşam beni evde yalnız bıraktılar, ben de yatağın altındaki o dergileri bulmuştum. işte o gun başlamıştı seninle bu sıkı dostluğumuz. birden kanımız kaynamıştı birbirimize. ne gunlerdi değil mi? sonra sıkıldım dedin dergilerden cd lerden, seni en çıtır hatunlarla tanıştırdım. bunları bulamayan nice çukler ızdırap çekerken sen zevk-i sefa içinde yuzuyordun. ama bunlar da yetmedi sana, eyvallah dedim. turlu milletlerden, türlü ırklardan hatunları diz çokturdum onunde. birlikte neler neler yaptık. hatta hatırlamıyor musun bazen "yeter be adam, arada bi-iki gun mola ver" derdin, seni yine kırmazdım.
ha kötü günlerimiz de oldu tabi ama biz ustesinden gelmeyi bildik. sen mutlu ol diye elimden ne geliyorsa yaptım hep. birlikte nice zorlukları yendik. n'olursa olsun hayata karşı hep başımız dik durmasını bildik.
ahh be cukum, sen hep benim en iyi dostum oldun. kimler geldi kimler geçti biz hiç ayrılmadık. benim senden başka kimim var ki zaten? şu fani dunyada tek dikili taşımsın sen.
biliyorum sen de cok sevmiştin onu sen de unutamadın biliyorum, ama neylersin, hayat be cukum. sen gonlunu ferah tut. bu kotu gunler gececek, bak önümüz haftasonu. yaparız bişeyler merak etme. hadi bakiyim...
yanıbaşınıza uzanmış, ota boka gülen kafası güzel sevgiliden duyulabilecek belki de en güzel cümledir. basit bi sigara gibi görünse de bi emek vardır işin içinde, sevgili kişisinin size duyduğu, o saf, tertemiz, sıcacık aşkının bir ifadesidir o an için o sigara. alınır, özenle yakılıp dumanı içine cekildikten sonra tekrar sevgiliye uzatılır. akabinde bu guzel paylaşımı ölümsüzleştirecek bi öpücük kondurulur sevgilinin dudaklarına.
pek hatırda kalmaz tabi bu kucuk ama özel an, ta ki yıllar sonra yine bi sigara sarana dek. ama bu sefer yanınızda diildir. nerde ya da kiminle olduğu mechul sevgiliye ithafen sarılır o sigara. önce sıkı sıkı tutarsın dumanı ciğerlerinde sanki içine çektiğin o'nun saclarının kokusuymuş gibi, ve sonra üflersin o dumanı yaşanan butun bu kucuk ve özel anların ruhuna.
--spoiler--
o sarmalayıcı karanlıkta, başka birinin kollarına hapsolmuşken, hayatta elde edebileceğiniz her şeyin sonunda çope gideceğini anladığınız zaman ağlamak çok kolaydır.
--spoiler--
sağ el bileğimdeki çatlağın yegane nedeni olan yazar. birilerine kızıp, guya sinirlerine hakim olamayıp cama, kapıya, duvara yumruk atıp hastanelik olanlara "salak, yemin ediyorum geri zekalı bunlar" diye düşünerekten uyuz olurken, aynı şeyin bu sevgili şahıs sayesinde bigün benim de başıma gelebileceğini nerden bilebilirdim ki.
o'na ilk rastladığımda garip haller içindeydim. hani bi boşlukta hissedersiniz ya kendinizi, hani etrafınızdaki onca kalabalığa rağmen sanki evrendeki en yalnız, en mutsuz, en umutsuz kişi sizmişsiniz gibi gelir ya. hani sanki tek başınıza sizi uzaya fırlatmışlar, açlıktan susuzluktan ya da havasızlıktan ölmemenizi sağlamışlar da belli bi eksende öylesine dönüyormuşsunuz gibi. işte o boşlukta suruklenip giderken rastladım o büyük, o parıl parıl parıldayan, ıslak, ela gözlerine.. ve düştüm bilmem kaç bin km/sa. ışık hızıyla yeryüzüne, tam "noluyo lan! öldüm mü acep?" derken dokundu bana ama sanki tenime değil ruhuma dokundu, sanki kalbime dokundu o bembeyaz ellerini göğsüme daldırıp ve kalbim yeniden atmaya başladı onunla, nefes alıyordum, yaşıyordum, yeniden...
sonrası malum işte pek bahsetmeye gerek yok. ilk sevişme, ilk kavga, sonra barışıp tekrar sevişme ve hiç bitmeyecek sanılan bi aşk. evet, hiç bitmeyecek sanırsın ama aklının derinliklerinde bi yerde hep vardır o soru işareti arada sırada cıkar 'ya biterse lan' deyip kacar. aslında zaten biliyorsundur da sadece gormezden gelmeye çalışırsın, düşünmek istemezsin ihtimalleri ama cok gecmeden gelmeye başlar ilk sinyaller, anlarsın yavaş yavaş uzaklaşmaya başladığını, gözlerindeki o parıltı yoktur artık sana bakarken. ha gitti ha gidecek derken paniğe kapılırsın, bişeyler yapmalısındır ama elinden gelmez aksine sen cabaladıkca daha da kötüye gitmeye devam eder herşey. başlamıştır artık ayrılığa giden süreç ne yapsan engel olamazsın, geri döndüremezsin.
ve o kacınılmaz son apansız geliverir bir sabah, seni hayata döndürmüş, seni alıp bulutların üstüne çıkarmış olan insan o gün seni aşağıya itiverir tekrar. üstelik bunu öyle acımasız, öyle alçak ve öyle haince yapar ki bu sefer yere düştüğünde kurtulma şansın yoktur. sadece bileğin değildir kırılan vucudundaki butun kemikler kırılmış, butun organların paramparca olmuştur. kalbin zaten atıcak halde değil, bi nefesin kalmış, o da ha bitti ha bitecek...
kesinlikle yanlıştır ama illaki vurmak gerekiyorsa vurulacak yer dikkatli seçilmeli, sonradan öpülüp sevilecek yerlere gelmemelidir. en uygunu poposunu tokatlamaktır.
yapılmamış olsa bile butun bu saçmalıkların üzerine "yaptık lan .mına koyım, cok mu zorunuza gitti yine olsun yine yaparız" dedirtmeye ramak kalmış meseledir. insanlara, özellikle genclere bu kini aşılamanın kime ne faydası var diye sorulasıdır.
gerçekleşmesi halinde gelecek nesilleri dunyanın en keyifli eylemi olan orgazm sigarasını tatmaktan yoksun bırakacak kampanya. yapmayın, kıymayın genclere.
kurtlerin değil pkk nın soylemidir. ileri gidip karşılıklı ateşkes yapalım gibi densizlikleri de vardır.
-sizinle masaya oturabiliriz.
-hassiktir ordan.
arayışta olan yazardır. zira birileriyle tanışmak için haddinden fazla site vardır, guneş gözlüklü, kirli sakllı resimlerini oralara koyması tavsiye edilir.