küba doğumlu, 150. yaşını çoktan devirmiş puro üreticisi. küba'daki kamulaştırmalardan sonra ülkeden taşınmış, nikaragua menşeli purolar üretmeye başlamıştır. bence (bence diyorum) ürettikleri en leziz ürün, plasencia reserva 1898 (ikinci kuşağı temsil eden tarih). yurtiçinde tanesini 300 türk lirasından edinmek mümkün. (tarihe not düşüyorum ki beş sene sonra ulan tanesi yirmi bin lira olmuş diyerek söveyim)
Her şeyiyle ortalama bir puro yahu. Sertliği, lezzeti. Yoklukta gideri var. Yalnız türkiye’de çok yaygın, ya bunun farkındalar ya da ortağı falan türk olmalı ki sitelerinde bile türkçe seçeneği var. Öte yandan ispanya kraliyet ailesinden fırlamış gibi klas amblemli bir yüzüğü de oluyor üstünde. Çözemedim. Tane fiyatı memleketimizdeki yamyam satıcılarda 12 euro civarında, freeshoptan almıyorsanız.
Davidoff’un Kolombiya sargılı, brezilya yapraklı ve benim kimseyi alakadar etmeyecek şahsi görüşüme göre en iyi purosu. Orta yoğunlukta diyebiliriz ve gran toro ile gran perfecto’su muhteşem. Yormaz. After sex purosu diyorum haydi bakalım.
taş gibi robustolar üreten bir puro markası. sungrown ve connecticut'u uzun içimlidir ve keyfiniz yerinde iken sizi alıp latin amerika'ya ışınlayabilir. icardi kalırsa, 2023-2024 için tribün purosu olarak bunu seçtim ben.
elma likörü ile lezzetlendirilmiş jd's. kendiliğinden bir kokteyl gibi. elbette fire'a göre (tarçın likörlü) çok daha hafif ve tazeleyeci, yeşil elma ve şeker doğrudna hissedilse de honey'nin aksine de şekerden bayıltmıyor. dolayısıyla hem kokteyl, hem sek tüketmek için dikkatli tüketilmesi gereken bir lezzet. soda ve birkaç elma dilimi ile daha da güzelleşiyor. lakin kadeh yerine hızlı shotlarla ipin ucu kaçabilir. ya da ben kaçırıyorum en azından.
david duchovny'nin hell or highwater albümündeki en güzel şarkılardan biri. ya da bir kargo, teoman ya da gripin şarkısı gibi geldiği için kulağıma ekstra ısınıyorum.
yanılmıyorsam avustralya menşeli, kadınlar için spor giyim üreten kaliteli marka. ürünleri, bir ila iki asgari ücret civarında fiyatlansa da sapasağlamdır.
aslen karşıyaka çıkışlı, orijinal napoli usulü pizza yapan ve kanyon intema'ya da açılmasıyla istanbullulara da hizmet vermeye başlayan lezzet üreticisi. Yer bulmakta zorlanabilirsiniz ama müdavim olmakta zorlanmayacağınıza eminim.
dört karakomik film arasında en iyi ilk ikiden biri olan cem yılmaz orta metrajı. ben beğendim. kendi içinde bir senaristin becerisini ortaya koyan güzel göndermelerle dolu.
film, birol'un eğilme hareketini yapamadan, onun metaforu olan düşerek ölüşüyle bitseydi harika olacaktı. ne yazık ki olması gerekenden üç dakika uzun.
oldukça iyi yerli progressive metal grubu. tek sıkıntı, bu janrda herkesin ortak derdidir herhalde, fazlasıyla dream theater'ı andırmaktalar. bilhassa six degrees of inner turbulence dönemini.
Herhangi bir sanat eseri (lakin ekseriyetle sinema ve tiyatro için) karşısında inanmazlığa bir ara verip teslim olma halini anlatır. Superman izleyip tat alabilme sebebimiz gibi.
22 nisan'da yayınlanacak, su konulu National geographic belgeseli. Metropol susuzluğu, yaklaşan tehlike ve tüketim alışkanlıklarımıza değiniyor. Sunucu gökhan özoğuz, kadroda özge özpirinççi de var.