antiliberty
-7 (nihilist)
altıncı nesil silik 1 takipçi 6.60 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    komüniste büyük ikramiye çıkması

    1.
  1. gerçek bir komünist milli piyango çekilişine katılmaz. dolayısıyla çekiliş için bilet alan her kişi kapitalist sistemin ürünüdür.
    3 ...
  2. yüksek öss puanlı bölüme yerleşip sevinemeyenler

    1.
  3. muhtemelen aile zoruyla istemediği yeri yazan ve göt üstü oturan zeki kişiler.
    0 ...
  4. düşük öss puanlı bölüme yerleşip sevinenler

    18.
  5. sanıldığının aksine bu bölümlerin artık fakülte ya da üniversite kapsamında olmaması gerektiğini düşünüyorum. bunlar kapatılsın (zaten boş yere bütçe emiyorlar) yerine bu eğitimi verecek açıköğretim okulları ya da fakülteleri kurulsun.

    çünkü artık lisans sayılamayacak kadar önemsizdir bu bölümler, ve mezunlarıda açıköğretim mezunu olarak bilinmelidirler.
    0 ...
  6. antiliberty

    1.
  7. sınava hazırlanmadan yerleştiği ankara üniversitesi fizik bölümünü 2 sene 1.sınıf olarak devam etmiş ve burayı kendi isteğiyle terk etmiş yazardır.
    sonrası da bende kalsın.
    0 ...
  8. düşük öss puanlı bölüme yerleşip sevinenler

    12.
  9. sistem sorunu değil insan sorunu olan durum.
    lakin bunun düzen ile bir alakası yok, uluslar ırklar ve toplumlar eşittir ama bireyler birbirinden zeka bakımdan farklıdırlar. sistemin tek hatası, ota boka ayırğı bütçeleri üniversitede kontenjan artırmaya harcamamasıdir. geri kalan tüm sorun kişi ve insan sorunudur. bugün bu sistem gidip yarın yerine sosyalizm bile gelse, öss'yi kaldıramaz.
    öss iki şekilde değişir, ya batı ülkelerindeki gibi tamamen paralı burslu eğitim olacak, yada parasız eğitim tamamen sağlanıp her türlü vakif üniversitesi kamulaştırılacak ama öss yine kalkmayacak.
    3 ...
  10. düşük öss puanlı bölüme yerleşip sevinenler

    10.
  11. düşük öss puanlı bölüme yerleşip sevinenler

    8.
  12. ne yazıkki inek gibi çalışıp dershanelere milyarları akıtanların hiç bir zaman iyi bir yeri kazanmadığı, derhaneye ihtiyaç bile duymadan (ya da formalite icabi devam eden) ama genelde zekası yeterli kişilerin dişedokunur yerleri kazandığı sınavdır öss.(imkansızlıklar ya da tembellik dışında).

    zaten coğu kişi belli bölümleri hedeflemektedir bu yüzden bu belli bölümlerin puanları yüksektir. paunların yüksek düşük olmasını belirleyen şey ona olan talep ve arz dengesi saptamaktadır. sokaktan geçen 100 kişiye sorun diyin ki "elektronik mühendisliğini mi yoksa biyoloji bölümünü okumak istersiniz" diye 99'unun ilkini sececeğinden eminim. zaten bu yüzden bu bölümün puanları hayvan gibidir.
    3 ...
  13. düşük öss puanlı bölüme yerleşip sevinenler

    6.
  14. bir de bunların öss hazırlık aşamasında kıçını bilgisayar mühendisliğini kazanmak için yırtan ama kazanamayıncada bilgisayar mühendislerine bok atan programcı kırıntısı versiyonu vardır ki hiç sormayın. türkiye'de bilgisayar mühendislerinin yediği bok kadar hiç kimse bok yememiştir, hiç bir guhuh bunlar kadar küfür azar hakaret işitmemiştir.
    bu durumada ekşisözlükte rastlamışlığım var, gidin başlık butonuna bilgisayar mühendisliği ve bilgisayar mühendisi yazın bakın neler çıkacak.
    ne demişler (bkz: kedi uzanamadığı ciğere mundar der)
    2 ...
  15. düşük öss puanlı bölüme yerleşip sevinenler

    5.
  16. gene aynı okulda iken ve gene ilk sınıfta (zaten devamsızlıktan kaldığım için hiç geçemedim) bir gün ENG102 dersine girdim, malumunuz bu ilk sınıflarda okutulan ingilizce dersi. neyse efendim, konu açıldı ingilizce hocasının da biraz çenesi düşüktür başladılar konusmaya. (bkz: üniversitede hoca öğrenci diyalogları)

    mesele üniversite yönetiminin rektörlüğün hangi fakülteye ne kadar bütçe ayırdığı ne kadar bakım yaptırdığı meselesine geldi.
    ingilizce hocası sınıfı yokluyor mu ne yapıyordu anlamadım ama, aü'nün o dönemki rektörü tıp fakültesi mezunuymus ve sırf tıp fakültesi mezunu diye tıp fakültesine cok bütçe ayırıyor geri kalanları önemsemiyor mus..bazı öğrencilerde hocayla beraber koro halinde bunu tekrarlayıp duruyorlardı.

    bana geldi dedi ki "a.liberty sen bu konuda ne düşünüyorsun" içimden "ulan hoca sen salak mısın? adamın mezun olduğu bölümle işinin ne alakası var, besbelliki mühendisliğe tıp ve eczacılığa ayrılan bütçe onların kalitesinden kaynaklanıyor, yüksek öss puanlı daha zeki ve parlak öğrencileri barındırdığından daha iyi bakım yapılıyor" derken açıkta "hım evet olabilir" şeklinde azıcıkta sırıtarak yanıt verdim.

    şimdi çıkıp milletin yüzüne bunu vursam, çevredekilerin tepkisini çekeceğim iyi simi hiç konuşmamak diye düşündüm.

    (bkz: doğru söyleyeni fen fakültesinde sikerler)
    3 ...
  17. düşük öss puanlı bölüme yerleşip sevinenler

    3.
  18. düşük öss puanlı bölüme yerleşip sevinenler

    2.
  19. vaktiyle bu düşük puanlı bölümlerden birine girmiştim. maksadım askerliği uzatmak, ve oyalanabildiğim kadar oyalanmaktı.

    ilk sınıfta iken bir gün mekanik 101 diye bir ders vardı ona girdim, her neyse belli bir süre derse girmeye başladım ama ne not tutuyor ne de dersi dinliyordum.bunun üzerine dersi veren hoca bana takılmaya başladı. "sen casus musun?" "tahtayı görebiliyor musun?" tarzında , bende "dersi önemsemiyorum" diye yanıt verince sınıf birden buz kesti, hoca donakaldı. bunun üzerine bana gelen "okumayacak mısın?" sorusuna içimden " sanane be birader kendi işine baksana" diye yanıt versemde zatı alilerine "bilmiyorum" şeklinde yanıt verdim. aynı hoca bunun üzerine bana dönüp "o zaman burada okumaya can atanların hakkını gasp etme" dedi, burada okumaya can atan zaten belli bir hakka sahip olamayacak kadar salaktır diye düşüntüm ve ortamın gerilmemesi diğer öğrencilerin hevesini kırmama adınada sustum. bunun üzerinede çokbilmiş hoca benim bu mutevaziliğimi bile suistimal ederek "zaten susman gerekiyor" dedi.

    hakikaten aklende geri oluyor bunlar. fazla söze ne hacet.
    10 ...
  20. düşük öss puanlı bölüme yerleşip sevinenler

    1.
  21. evet efendim böyle insanlar çoktur, özellikle düşük öss puanlı (myo'ler fen-edeniyat fakülteleri vb.) yerlerde bunlara sıkça rastlarsınız. bu gibi kişiler 260-300 arası öss puanla yerleştikleri yeri okumaktan haz ederler. görende zannederki bunların tamamı tıp fakültesi ya da elektronik mühendisliği felan okuyorlar. bir de ara sınav dönemi başladığında bunların ağzından "vizeler" son sınav dönemindede "finaller" terimini duymazmısınız. iyi bölüm okuyanlarda bile duyulduğunda bu iki ler larlamalar mide bulandırırken böylesi düşük ve kalitesiz bölümlerde okuyanlardan duymak on kat daha tiksindirici olmaktadır.
    4 ...
  22. tek kaş

    18.
  23. insanı insan yapan şeyin kaşlar olduğunu kanıtlayan unsur. böyle kişiler inanılmaz ölçüde tipsiz olurlar.
    0 ...
  24. astral seyahat

    38.
  25. ruh mu var ki seyahati olsun diye düşündüren hödük. bugün sözdebilimi bırakıp gerçek bilime bakarsak ruh sandığımız tüm işlevleri sinir sistemi ve onun en önemli öğesi olan beyin organi gerçekleştirmektedir, ve düşünce refleks duygu vb. herşeyi sinir sistemi ve üzerindeki elektrokimyasal değişikliklerden ibarettir. dolayısıyla ruh göçü seyahati tarzı martavallarda kökeni psikolojide yatan olgulardır. inanmayınız efendim, neyinize lazım böyle abukluklar.
    10 ...
  26. amerikan filmleri

    7.
  27. hiç olmasalardı dünya daha güzel bir yer olacaktı eminim. hollywood insanlığın geri kalanını filmleriyle sağmaktadır, en iyi tutum aslında film seyretmemek ve boykot etmektir.
    0 ...
  28. uçan dairelere inanan insan

    23.
  29. videolara photoshop aracılığıyla bir adet ucan daire ya da bir alay ucan daire ekleyerek millete kakalayan gerizekalılardır.
    0 ...
  30. uçan dairelere inanan insan

    22.
  31. tencere kapağını havaya fırlatıp fotoğrafını çektikten sonra millete ucan daire çektiğini iddia eden gerizekalılardır.
    0 ...
  32. uçan dairelere inanan insan

    20.
  33. yaşam için "ki bu her yeri bağlar sadece dünyayı değil" protein ve nükleik asit temelli moleküler organizasyonların kendiliğinden olusması ve zamanla gelişmesi gerekir. bilimsel araştırmalar neticesinde bunun dünyamızda 4.6 miyar yıllık bir süreçte gerçekleştiği bilinmektedir.

    güneş sisteminin dışında güneş sisteminin kopyası başka yıldız sistemleride olabilir ve yaşam gelişmiş olabilir, lakin bunların hiç birisinin orada insan ya da ona benzer zeki bir yaratığı evrimleştirebilecek ölçüde yetkin olduklarına pek inanmıyorum. diyeceksiniz ki ; "burada ortaya cıkan insan yada başka zeki yaratıklar orada niye cıkmasın", bir kere zeki yaşam demek insan demektir zaten, homo sapiens'in ya da ona cok benzer başka bir hayvan dışında bir zeki form sözkonusu olamaz. bu biyolojiye işin bilimine aykırıdır. çünkü zeki yaşam için dik yürüme geniş hacimli beyin heceleme ve diğer unsurlar şarttır bu da insana doğru bir ortogeneze yol açar. başka yerlerde insan uygarlıkları olusup cıkıyor belkide yok oluyor ve tekrar yeni uygarlıklar kuruluyor olabilir. ama bunların hiçbirisi ucan dairelerle gelip dünyada ebe-sobe oynamazlar. buna inanmak noel babaya inanmayla özdeş bir şeydir.

    kaldi ki zeki yaşamın dünyada bile çıkması bana cılgınlık gibi geliyor, o kadar düşük bir ihtimalki koca evrende sadece dünyada cıktığına inanmak insana hiçte garip gelmiyor.
    0 ...
  34. uçan dairelere inanan insan

    18.
  35. yaşam için gereken şeyin en temeli ilk olarak metabolizma ikinci olarak üremedir. ilki canlının diğeri neslinin devamı için şarttır. metabolizma için yıkıcı en uygun elementin oksijen olduğu gösterilmiştir, geri kalanı ya cabuk parçalar ya geç. üstelik canlılık demek protein dna ve rna demektir, dolayısıyla dünya dışı yaşam olsa dahi bunların metabolizması ve yapıları bizimkine benzemeli hatta birebir aynı olmalıdır. başka hiç bir madde ister doğal olsun ister sentetik yaşamda rol oynamaz.

    ikinci olarak üremelidirler, yani kalıtım sağlanmalıdır ve bunu becerecek tek molekülde dnadır. ve gene dna'nın dışında hiç bir tür organik bileşimin bilgi işlerini yönetemediği aşikar.

    velhasıl bir yaşam bile olsa bu piyango değildir, onlarla rastlaştığımızda dünyalarının bizim dünyamızdan ve kendilerininde bizden pek bir farkı olmayacaktır.

    yani ufo mufo hikaye, bunların dünya dışı yaşam teorisi ile bir alakası olamaz.
    0 ...
  36. uçan dairelere inanan insan

    15.
  37. karmayı piç ettiniz gene ama devam edeceğim.

    efendim şimdi ufoyu mufoyu siktir edelim, asıl meselemiz dünya dışı zeki yaşam. evrende bizim dışımızda zeki canlılar var mı? sorunsalı.
    zeki yaşamın hatta yaşamın cıkabilmesi için dünyanın dışında başka bir farklı gezegen değil dünyanın ikiz kardeşi başka bir gezegen şarttır. mars buna yaklaşmıştır ama genede becerememiştir, aynı şey diğer bütün milyonlarca gezegen için geçerli. yani yaşamın olduğu yerde gezegen artık gezegenlikten cıkıp dünyanın ruh ikizi haline gelir.

    yaşamın cıkabilmesi için sadece dünyanın değil güneş sisteminin bir kopyasının bulunması gerekir. gerek manyetik alan olsun gerek yerçekimi gerek yörünge sapmaları ve güneşe yakınlık , mevsimlerin ve günlerin olusması vb. gibi şartlar yaşam için ölümcül öneme sahiptir.

    ikinci önemli şey ise suyun doldurduğu çukurluklara sahip katı bir yerküre, metan amonyak ve su buharından olusan bir atmosfer vb. şarttır.

    tüm bunlar yapılacak ve milyarlarca yıl beklenecek ki kıcı kırık bir hücre ortaya cıksın, o da şans elverirse.

    farzı misal tüm bu şartlar sağlandı diyelim, yaşam bu noktada kalıp milyarlarca yıl boyunca ve hatta gezegen ölünceye kadar kıcı kırık basit bir hücre formunda kalacaktır. eğerki fotosentezin ortaya cıkısı, atmosfere oksijen verilmesi ve bunun neticesinde oksijenli solunumun ortaya cıkısı, oksijenli solunumla bol enerji elde edilince okaryot hücrelerin çıkması ve okaryotların bir kolunun hayvanları, hayvanların bir kolunun omurgalı hayvanları omurgalı hayvanların bir kolunun primatları ve primatların bir kolununda zeki yaşamı cıkarması gerekir.

    tüm bu süreç eksiksiz taklit edilmelidir, aksi hiç bir yol zeki yaşama yol açmaz.

    acaba tüm bunları eksiksiz olarak tamamlayabilen kaç gezegen sözkonusu olabilir diyorum.
    0 ...
  38. uçan dairelere inanan insan

    8.
  39. the matrix filmi ne kadar gerçek ise ucan dairelerde o ölçüde gerçektir.
    0 ...
  40. uçan dairelere inanan insan

    2.
  41. evrende mutlaka yaşam var, mars'ta bile bakteriler bulunmuştur. ama dünya dışı zeki yaşam yoktur, zeka sahibi hayvanlar başka gezegenlerde ortaya cıktıysa bile bunlar bizi keşfedecek ve ikide bir ziyaret edecek yetenekte değillerdir. onlarda bizim gibi dünyalarına hapsolmustur muhtemelen. dünya dışındaki gezegenlerin cogu gaz kütlesidir, örneğin jupiter ve saturn aslen birer gazdır, uygun hacımda bir su kütlesi üzerinde yüzebilirler. böyle yerlerde yaşam olanaksızdır. uranus ve neptün gibiler ise gazın tam tersi kristal buz ve yoğun metandan olusan çok soğuk atmosfere sahiptir, venus merkür gibiler ise atmosfersiz ya da atmosferi olsa bile cayır cayır yanmaktadır. bunların arasında yaşama en cok yaklaşan dünya ve mars olmustur ve yaşam dünyada ortaya cıkıp zeki yaşamla taçlanmıştır. dolayısıyla koca evrende elbette yaşama ve belkide zeki yaşama yol açan şeyler vardır ama bunlar cok sınırlı sayıda olup dünyaya mesafe bakımından oldukça uzak kacar.

    evrende yaşam olmayabilir, varsa bile zeki yaşam olmayabilir, zeki yaşam olsa bile bu kesinlikle ufo değildir. bu konuda yapılan bütün calısmalar kullanılan bütün gelişmiş radyoteleskoplar hiç bir sonuc vermemiştir. abd'de bu iş için kurulan seti adlı organizasyon değil zeki yaşam yaşamın kendisini bile bulamamaktadır uzayda. tek bulunan aminoasitler ve bazı organik bileşiklerdir.
    0 ...
  42. uçan dairelere inanan insan

    1.
  43. efendim birde bunların bir kurulusu vardır türkiye "sirius bilmem ne araştırma şeysi" diye. şimdi bana diyeceksiniz ki "ulan bu evrende milyonlarca galaksinin içinde sadece bir fare boku kadar bile etmeyen dünya'da mi yaşam çıktı" diye. benimde yanıtım "niye olmasın" olacaktır. üstelik yaşamın cıkması ile zeki yaşamın cıkması farklı şeylerdir. farz-ı misal diyelim ki bizim dünyamıza benzer gezegenler sözkonusu ve yaşam hatta zeki yaşam bile ortaya çıktı. şimdi bu adamların işigücü bitti bizimle ebe-sobe mi oynayacaklar? ya adam gibi yeryüzüne iner dertlerini anlatırlar ya da siktirir giderler, atmosferde ne bok yiyor bunlar? neden gizlesinler kendilerini?

    üstelik galaksiler arası yolculuk yapabilecek bir uygarlığın ortaya cıkabilmiş olması biraz fantastik kaçmıyor mu?
    2 ...
  44. faşist

    79.
  45. türkan saylan

    328.
  46. thko

    16.
  47. her şey üniversite kütüphanelerinde başlamıştı, her fakültede kurulan fikir klupleri daha sonra tüm ülkede federasyon kurarak dev-genç(fikir klup federasyonu) halini aldı. bu dev-genç'e baglı fikir kluplerinin başkanlarından bazıları (sbf'de mahir çayan, iü-hukuk'ta de deniz gezmiş, aü-fen'de ibrahim kaypakkaya) tip'in gençlik örgütü halinde olan dev-genç'i terk ederek diğer arkadaslarıyla beraber thkp/c thko ve tkp/ml 'yi kurdular.bu kurulum türkiye solunda bir milad olarak kabul edilir.
    0 ...
  48. thko

    15.
  49. 12 marttan sonra tdkp ve tkep şeklinde bölünmüştür.
    1 ...
  50. devrim

    345.
  51. eski toplumsal yapının bütün kurumlarının baştan aşağı değiştirilmesidir. geçmişte feodalizme karşı yapılan 1789 fransız devrimi, ya da almanya'da ki 1848 ayaklanmaları, rusya'da 1905 ve 1917şubat devrimler burjuvazinin soyluluğun egemenliğindeki eski feodal toplumsal yapının bütün kurumlarını (ekonomik siyasal hukuk) yıkıp, kapitalist toplumu yarattığı burjuva devrimlerdir.

    aynı şekilde tarihin diyalektiğini yapan komünizmin kuramcılarından karl marx ve friedrich engels, tarihin salt sınıf çatışmalarından ibaret olduğunu ve üretim güçlerinin her gelişiminin yeni bir toplumsal krizle birlikte sınıf ilişkilerini değiştirdiğini savundular. buna göre kapitalist toplumda kendisinden önceki kölecilik ve hatta yıktığı feodalizm gibi bir sınıflı toplumdur, ve barındırdığı sınıf karşıtlıkları nedeniyle sınıfların ve devletin olmadığı bir toplum düzenine (komünizm) dönüşecektir. üretim güçleri kapitalist toplumda eski ataerkil sanayiyi parçalamış ve yerine dev sanayi ordularının karmaşık makineleri kullanarak üretim yaptığı toplumsallaştırılmış(komün) bir üretime geçişe ugramiştir. işçiler artık kendi işliğini işleyen bölük pörçük dokumacılardan ev-işçilerinden değil büyük fabrikalara doluşmuş yığınlardan meydana gelir. bu da emeğin toplumsallaşma ve üretim güçlerinin gelişiminin son evresidir. üretim toplumsal hal aldığı halde mülkiyet bireyseldir, üretim araçları tek tek kişilerin yada anonim ortaklıkların elindedir. bu çelişkiyi çözümleyecek son şey ise yeni bir toplumsal devrim yani sosyalist devrimdir. bu devrim sonucu eski kapitalist kurumlar yıkılacak üretim araçları üzerindeki özel mülkiyet rejimi son bulacak ve temeli ortaklığa dayanan komünist toplum oluşacaktır.
    0 ...
  52. süper güç olmak için 200 milyon nüfus şartı

    42.
  53. süper güç denilen kapitalist devler, nüfus ile değil sanayi ticaret ve mali gücüyle bunu sağlamaktadır, bir ülkenin askeri ve siyasal üstünlüğü diğerlerine olan ekonomik üstünlüğünden meydana gelir.

    imkb'de yabancı bankaların hisse senedi ve tahvilleri cırıt attığı,ülkenin her tarafından yabancı bankacıların tüccar ve sanayicilerin sermayesi ile kurulan mcdonals lcwaikiki hsbcbank migros gibi kuruluşlar varolduğu sürece hiç bir zaman diğer kapitalist devleri yakalayamayacaktır.

    elbette yerli kapitalizmde gelişmiştir türkiye'de. koç sabancı doğuş vb. holdinglerin mülkündeki sayısız türk bankası ve sanayi-ticaret kuruluşları sözkonusudur. ama ülke ekonomisinin yarısından fazlası yabancı bankaların kontrolü altındadır.bu yerli kapitalistlerde onların uşağı durumunda kalmışlardır.
    0 ...
  54. assembly

    18.
  55. mikroişlemci dilinin sembolleştirilmiş halidir, bu yüzden sembolik makine dili olarak bilinir. c gibi tüm platformlarda derlenemediği daha doğrusu zaten derlenecek değil satır satır yorumlanacak kodlar içerdiğinden için her mikroişlemcinin farklı komut setine göre bir iş farklı biçimlerde yaptırılır. x86 intel serisi işlemciler için olanı meshurdur. bir de windows işletim sisteminde debug adlı program 16 bitlik bir x86 yorumlayıcısıdır, bununla interrupt fonskiyonlarını kullanarak sabit diske takla attırabilirsiniz. ama asm programcılığında kullanılan asıl derleyiciler 32 bitliktir ve bunları internetten beleşe çekebilirsiniz.

    sistem programcılığında bunun yerine çoğunlukla c kullanılır, asm virüs programcılığında tercih edilir. mikroişlemci ve bellek hakkında detaylı bir bilgi bilmek şarttır.
    1 ...
  56. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük