jane's addiction'ın "ritual de lo habitual" albümünden solosuna hasta olduğum 10:48 uzunluğunda mükemmel şarkı. sözlerinide yazalım tam olsun!
three days was the morning.
my focus three days old.
my head, it landed to the sounds of cricket bows...
i am proud man anyway...
covered now by three days...
three ways was the morning.
three lovers, in three ways.
we knew when she landed, three days she'd stay.
i am a proud man anyway...
covered now by three days...
we saw shadows of the morning light
the shadows of the evening sun
till the shadows and the light were one.
shadows of the morning light
the shadows of the evening sun
till the shadows and the light were one...
true hunting is over.
no herds to follow.
without game, men prey on each other.
the family weakens by the bite we swallow...
true leaders gone, of land and people.
we choose no kin but adopted strangers.
the family weakens by the length we travel...
all of us with wings...
all of us with wings...
all of us with wings!
all of us with wings!
all of us with wings!
all of us with wings!
erotic jesus lays with his marys.
loves his marys.
bits of puzzle, hitting each other.
all now with wings!
'oh my marys! never wonder... night is shelter for nudity's shiver...'
all now with wings...
(bkz: 100 greatest rock guitar solos)
atölye ise bilgisayar atölyesi! dandik bilgisayarların bulunduğu ve hala bize word öğretilmeye çalışıldığı bir atölyeydi.
birden hocanın acil bir işi çıktı. ve çabucak atölyeden çıktı. tabi hoca çıkınca bizde yavaş yavaş piçlik moduna geçmeye başladık. muhabbetler, şakalaşmalar, el şakaları falan. daha sonra yanımdaki arkadaşımın birden aklına zaten aklı ona yetiyordu! bir fikir geldi. orospu çocukluğu yapıcak ya ama nedense benide yanına almaya çalışıyordu. neyse dedik bizde onla birlikte kalktık. ve karşımızdada masa vardı, oraya doğru ilerledik. bir çocuk vardı çok saftı ama o anlamda saf değil! temiz bir çocuktu, yani kimseye zararı dokunmayan bir çocuktu. zaten yenımdaki piç arkadaş bunu bildiği için yavaşca ilerledi ve şu diyolaglar yaşandı. ben yanındayım ama hiç konuşmadım bile...
-vay x naber adamım ya
-iyidir be hacı nolsun word'de şu işlemi yapmaya çalışıyorum işte.
-hmm anladım.
-eee noldu?
-hiç bakıyoruz işte sana. (birden bana bakarak sırıtmaya başladı)
-bak şimdi iyi izle!
-(çatttttt) kafaya şaplatır. (o kadar hızlı vurur ki çocuğun kafası az kalsın monitöre çarpıcaktı..)
çocuğun yanındakiler falan gülmeye başlar.. off nasıl vurdu falan, konuşmalar. Çocuk tabi baya kızar. küfür eder ama öyle ağır küfürler değil. Çünkü ağır küfür etse dayak yiyeceğinden korkuyordu. Ama o kadar çok utanmıştı ki yüzü kıpkırmızıydı!
ama asıl işin ilginç kısmı biz masamıza geri dönerken arkama baktım ve çocuğun kısık sesle "orospu çocuğu seni,senin ananı avradını.....) demesi oldu. buda ilginç bir anımdır işte! Zaten çocuğun kafasına vuran arkadaşımın bu davranışıyla nasıl bir insan evladı olduğunu çok iyi belirtti*
yine yeniden karşımıza çıkacak olan kadın. şimdide flash tv'de yasemin bozkurt ile dest-i izdivaç programını sunucakmış. bu programlarında iyice boku çıktı anasını satıyım.
Bugün başıma gelen mükemmel olay! Güzelce hazırlanılır, herşey tamamdır. Zirve için özel elbiseler bile alınır. Zirve yeri taksimdedir. Bende leventdeyim mesafeye bak! Herşey tamamdır. Yavaşca yol alınır. ilk başta minibüse binilir. Metrocity'e doğru yol alınır. Daha sonra metroyla taksime doğru yol alınır. Giden kişi çok rahatdır, birazda heyacanlıdır. Azda sevinçlidir. Yeni yüzler tanıyıcaktı mutlu olucaktı, gitar çalınıcaktı. Tanımadığın insanlarla muhabbet edicekti, bide 17 yaşında olmam dahada heyevanlandırmıştı beni. Metro'dayken bunları düşünmüştüm. Daha sonra meydana doğru geldim. Çok kalabalıktı istiklal Caddesi! Fena kalabalıktı. ilerledim, ilerledim bide cool olmaya çalışıyodum ilerlerken. Gittik tarif edilen mahalleyi bulduk. Daha sonra sokağıda bulduk. Her tarafta sandalyeler insanlar, restoranlar. zaten yol incecik. Neyse ilerledik, en son no kalmıştı no'yuda bulursam iş hallolucaktı. Ancak o da ne! Sokak bitti. Ama bahsedilen no yok! 20/B no'lu yeri bulamadım. 20/A var 20 var hatta 20/D bile var ancak 20/B yok Amına Kodumun şansı dedim geri döndüm. Herkese sordum, sanki hiçbirisi orada yaşamıyormuş gibi Amına Koyııım kimse bilmiyor. (Belkide oralı değillerdi kim bilir!) Tekrar geri döndüm bakıyorum no lara yok şerefsiz "20/B" yok 3 defa git gel git gel, sonunda pes ettim ve geri döndüm. Kendimi o kadar mal gibi hissettim ki anlatamam. Bide boku bokuna geri döndük. Ondan sonra bulamadığım yerde eğlenen sözlükcüleri düşündüm. kafam bi garip oldu, ağladım sonra, sonrada tekrar eve ve bu başlığı açtım ve birazdan tekrar ağlıyacağım sözlük....
Cübbeli Ahmet Hoca'nın Fatih Altay'lıyla teke tek programında söylediği damacana yorumuna mükemmel cevabı. Tamamı şöyle."Bu bir zina gibi, livata gibi büyük bir günah değildir. Damacanayla seks küçük bir günahtır"
1970 yılında doğdu. ilk defa babası onu 1981 yılıda karete okuluna verdi. Bu vesile ile ilk Shotokan Karate ile tanışmış oldu. 1981 ile 1993 yılları arasında Kiokushinkaî, le Muay tai, le Kick boks gibi bir çok dövüş sanatlarında çalıştı. 1994 yılında ilk defa Avcı Wing Tsun ile tanıştı.Wing Tsun çalışmalarına istanbul da devam etti. Daha sonra Almanya'ya giderek Salih Avcı ile çalışma imkanı buldu.2000 yılında kadar bu çalışmaları devam etti. Daha sonra hocasının da izni ile Paris'te Wing Tsun Spor Akademisi açarak eğitmen olarak çalışmaya başladı.Paris'te bir çok öğrenciler yetiştirdi.
2009 yılında istanbul Kurtuluş'da Wing Tsun Akademimsini kurdu ve eğitmen olarak dersleri devam etmektedir.
uyuduğunuzda sizi uyandıracak ve "oğlum hadi uyan artık işe geç kalıyorsun" sözünün kulaklarınızda çınlamaması, yada sizi giderken selamlayacak ve "güle güle oğlum" sözünün kulağınızda çınlamaması ve sizi huzur verecek, uyandığınızda kahvaltınızın yada yemekte size yemek hazırlayacak birisinin olmaması ve o kişininde anneniz olması insana büyük bir acı verir.
Bu gerçekten bir şarkı değil. Şarkının ötesinde bişey bu. Klasik söylemlerden kaçınmaya çalışıyorum ama başaramıyorum. Sadece "Mükemmel", "Süper" "Çok iyi şarkı" demek geliyor içimden. Dinledğiniz andan itibaren kendinizi gerçekten yaşadığınız hayattan bir adım ötesine taşıyorsunuz kendinizi. ve o anda son bölüme geldiğinde "forever and ever" dedikten sonra vücudunuzun titremesine ve soloya girmesiyle birlikte bütün duygularınız gün ışığına çıkıyor. ve şarkı bittikten sonra, kendinize geldiğinizde pink floyd'un ne kadar büyük bir grup olduğunu tekrardan anlıyorsunuz. ve diyorsunuz ki "Bu şarkıysa diğerleri ne?"
