mart ayından beri başlamış olan bu süreçte, çalışmış olan öğrencinin herhangi bir şekilde alınan yeni kararlardan etkilenmemesi gerekiyor. en nihayetinde konu kapsamı daralmış durumda ve şu ana kadar geçen 7 haftalık süreçte halihazırda bildikleri konuların tekrar üzerinden geçmişlerdir. daha önlerinde de 8 haftalık bir süreç var. bu da çalışan öğrenciye yeter de artar.
şu anda öfke kusan ergenlerin önemli bir çoğunluğu, sınavın ertelenmesiyle birlikte sırtını geriye yaslamış, oh ne güzel sınav ertelendi, sonra çalışırım diyen ekip. bu ekip, içinde bulunduğumuz şartlar da oluşmasaydı aynı pozisyondalardı. onların hayatı ergenlik isyanı olarak devam ediyor. umarım çok da yaş almadan ayakları yere basar hale gelir onların da.
ha, sınavın öne çekilmiş olması doğru bir karar mı? tabii ki hayır. oturup bunu tartışmaya lüzum yok. madem uzun vadede böyle bir geri vites yapma ihtimali vardı, neden sınav te bir ay sonrasına ertelendi en başta derler adama... madem ki şartlara bağlı olarak takvimde güncelleme yapma ihtimali hep vardı, o zaman sınavı normal tarihinden 1 hafta sonrasına ertelerdin, ha ondan sonra istersen bir hafta öne çeker, istersen 3 hafta ileriye atardın. böylelikle bugün alınan bu kararlardan kimse etkilenmezdi.
neyse, ne konuşsak fayda yok. tüm öğrencilere yks 2020'de başarılar.
fm19'da oyun içi editör satın alıp, kadro revizyonları gerçekleştirip yoluma devam edeyim diyerek steam hesabımın mağaza sayfasına girdim. bir de ne göreyim...
eğer yamulmuyorsam;
içinde bulunduğum şu tarihlerde, fm19'un satışları üretici firma tarafından durdurulmuş durumda.
bu kadar erken bir tarihte bir önceki serisinin satışını durdurup, insanları olduğu gibi fm 2020'ye yönlendirmek nasıl bir açgözlülük, bir açıklasalar bari.
chicago bulls takımının şampiyon olduğu son yılı baz alan dizi.
ilk 4 bölümü göz önünde bulundurarak:
mj'nin kazanma duygusuna gösterdiği saygıyı ve azmi, tüm takıma nasıl aşıladığı ilmek ilmek anlatılıyor aslında. ciddi anlamda kazanmayı erdem olarak gören birisini izliyoruz.
dizinin geri kalan 6 bölümü tamamlandığında, ciddi bir külliyat olacağı şimdiden belli.
1-ev içi ve ev dışı kararlarda ağız birliği yapılamıyor oluşu.
-ağız birliğinin oluşabilmesi için asgari düzeyde birbirlerini anlayan çiftler olmaları gerekiyor. her şeyde dört dörtlük anlaşmları mümkün değil zaten, geç o işi. mesele, asgari düzeyde anlaşabilecekleri ve birbirlerini anlayabilecekleri ortamı sağlayabilmeleri.
2-çiftlerden en az birinin olgun olmaması.
-çiftler ev içi ve ev dışı sebeplerle çeşitli tartışmalar yaşayabilir. doğal bir durum bu. bu tarz durumlarda çiftlerden en az birinin süreci yönetebilme yetkinliğinin olması gerekiyor. bunu kimi zaman demokratik yöntemlerle, kimi zaman baskınlığını ortaya koyarak, kimi zaman ikna ederek gibi gibi tekniklerle gerçekleştirmesi gerekir. genellikle bunu yapma görevi bizim topraklarda erkeklere yüklenmeye çalışılır genellikle. vitesi hem yükseltmesi hem düşürmesi beklenen ve böyle bir yük bindirilen erkekler, genellikle ne yaparlar mesela, ilişkinin dışında çeşitli kaçamaklar...
o yüzden ilişki yürütme meselesi hakikaten bir süreçtir, ortak üstlenilmesi gerekir. tüm yük bir insana yüklenirse elbet gün gelir vites boşalır, buna ya izin vermeyeceksin en baştan, vites boşaldıysa da görmezden geleceksin. kendi sorumluluğunu üstleneceksin. çok net burası.
herkese taşıyabileceği kadar yük bindirmek gerekiyor, ötesini beklemeye başlarsan, ahmaklık yapıyorsun demektir burası açık.
tanım: bir insan uzvunun biricikleştirilmesi hadisesi.
gece gece serin sohbetler, yakışır gençler...
tabii okulların açılması bu kadar uzayınca gece şalterleri bozulan gençler, beyninin %100'ünü kullanınca ortaya bu tablo çıkıyor.
yalnızca şu ana odaklanarak yazıyorum:
yaklaşık 2 saat kadar önce tam football manager 2020 alıyordum, hatta kart bilgilerimi girdim ve son adım olan cep telefonuma gelecek olan şifreyi giriyordum ki, vazcaydım.
satın alamayacağımdan değil aslında, beni caydıran şey,
ulan içinde bulunduğun dönemde de almayıver, bir yerin eksilmez diye kendimi frenlemem.
bu arada bu seriyi cm döneminden beri takip eden, football manager 2014'ten beridir de her yıl orijinalini almış, oynasam da oynamasam da steam hesabımda saklı tuttuğum bir seriden bahsediyoruz. yani serinin bende manevi bir boyutu da var.
şimdilik ne olur olmaz beklemede kalmada fayda var, özel sektörde çalışıyoruz neticede, bakarsın bir ay sonra işsizsin, hiç gereksiz aksiyona gerek yok.
ufak bir ekleme:
normal şartlar altında liberal politikaların işlediği bir ülkede yaşanıyorsa, aracın şoföre ait olduğunu göz önünde bulundurarak yazıyorum:
para cezası verilmemesi gerekir.
araba sahibi kendisi olduğundan ötürü istediğini yapmakta özgür olması gerekir.
görselde gördüğüm kadarıyla suç unsuru oluşturacak; bir yönlendirme vs. yok. hani görselin altında telefon numarası olur, bir açık adres olur vs. anlarım da,
saçmalık işte.
işine gelince liberal ülke, gelmeyince değil. hüküm ve kanunlar kafalar nasıl eserse öyle esiyor işte.
ölmeye yer arayan bir insanın, ölümünü kendince ulvi bir nedene bağlamaya çalışmasının sonucudur herhalde kurulabilecek bu saçma cümle.
bu tip insanlara:
'ölmeye yer arıyorsan öl.
ardında bırakacaklarına güzel bir miras bırakmak adına, ölümünü bir sebebe bağlamaya çalışma yeter ki.' diyerek ağızları kapatılmalı da, kim yapacak o işi... bunu yapması gerekenlerin de kafası bu şekilde çalışıyor zira.
içinde bir adet kaybedenler kulübünden çıkagelmiş 'chuck' karakteri barındıran dizi.
adam o içindeki öfkeyle yine yıllarca iyi yaşamış valla. bu kadar öfke bünyeye zarar.
gün ışığında futbol maçı izlettiren turnuva. yoksa gün ışığında futbol müsabakası mı olur lan? bir kere kapitalist ekonomiye zarar. neden sinirlendim bu entryde bilemedim. neyse, öyle işte.
dolar kurunun 4 tl'den aşağı düşeceğine inanan var mı aranızda?
peki ya, uzun ya da kısa vadede 5 tl'ye çıkacağını düşünen?
ikisine de pek tabii dediğinizi duyar gibiyim.
yani, birkaç yıl önce denmiş olsa hadi lan oradan diyeceğiniz durumu, bugün içselleştirmiş ve sıradanlaştırmış durumdayız.
asıl problem de bu ya; kimler, hangi sebeple böylesi bir olumsuz tabloyu içselleştirmemizi istiyor, oturup bunu düşünmekte fayda var.
yoksa ağzımız her geçen gün daha da yanar.
vakti zamanında "siktirin gidin" gibi parçalarla yola çıkıp, bir dönem evliyaya evrilmiş, şimdilerde ise ne idüğü belirsiz hale gelmiş olan türk rapçisi.
iskandinav bölgesinde bir vakit hüküm sürmüş küçük bir uydu devletidir. kanal norveç projesi esnasında bu uydu devleti tarihin tozlu raflarında yerini almak durumunda kalmıştır.
asa kırılır yen içinde kalır düsturunu benimsemiş profesör snape'in, küçük harry'i kandırarak sırlar odasına kilitlemesiyle başlayan olaylar, bu işte bir pensilvanya parmağı olduğu kuşkularını doğurmuyor değil. açıkçası cehape zihniyetine sahip voldemort'un ne yapacakları bu noktada çok önemli. umarım felsefe taşı kırılmaz da, harry doğru yolu bulur. yoksa gryffindor'un önündeki quidditch maçlarını kazanması çok zor gözüküyor.
bacaklarımı yaya yaya oturduktan sonra, her akşam gerçekleştirdiğim ritüel.
her akşam bu ritüeli gerçekleştirebiliyorsam, fakir olamam ben.
bilmem anlatabildim mi?
fakir userlar kendi hallerine telaşlansınlar. hahaaaayyy!
messi'nin olası transferi gündeme bomba gibi düşmüşken, kendisinden de bomba gibi bir haber geldi!
messi'siz bir ligin kendisi için hiçbir anlam ifade etmediğini belirterek,
o nereye ben de oraya demiştir!
messi'nin olası transferi için buyrunuz efenim: (bkz: #23605408)
muhtemel seçenekler arasında boluspor'un olduğunu, büyük bir gönül rahatlığıyla dile getirebilirim.
barça'daki kötü futbolu sebebiyle önümüzdeki sene tavşanlı linyitspor için ter dökmesi beklenen profesyonel futbolcu. ülkemizdeki sert futbol karşısında ne yapabileceği merak konusu. neticede kendisi bir alex değil.
yakınları tarafından faşist kimliğiyle tanınır. saç kesmeye karşı "ilginçlik" derecesinde bir fetişizmi vardır. lazca konuşmasını bilen, seven, öğütleyen bu kişilik; "laz fanatizm"inin öncüleri arasında sayılabilir. bir elinde gitarı, diğer elinde tuborg gold'uyla görmeye alışkın olduğumuz bu şahsiyet, bir türlü gidemediği "cuma"ları sebebiyle öteki yaşamda korkunç bir ızdırabı tatmaya aday kimselerden biri....