videolardaki tagleme uygulaması sayesinde her türlü fantezimize cevap veren sitedir. tags'e girip istediğim tagi seçiyor ve keyfime bakıyorum. bence güzel bir şey yapmışlar. diğer video sitelerine de örnek olmaları lazım.. şu an için en gelişkin adult içeriği bu site sunuyor, takdir etmek lazım.
23 nisan 2007'de studio live'da verdikleri konserde "bugün 23 nisan neşe doluyor insan" şarkısını söyleyerek göbek attırmış gruptur. yine olsa, yine gelseler de yine dinlesek..
gördüğüm kadarıyla tüm dünya tarafından yanlış bir şekilde uygulanmaya çalışılan eylemdir.
bu aralar herkes elinde koca bir a4 kağıda basılmış, israil-abd sermayesine hizmet eden onlarca markayla dolaşıyor. "bunları boykot ediyoruz" diyorlar.
vatandaş bu listeyi gördüğü zaman "ee, ben bunları almazsam ne alacağım peki?" diye haklı bir soru soruyor. yapılan boykotun yanlışlığı da işte tam bu noktada kendini gösteriyor. halbuki 3-4 tane marka önplana çıkartılsa ve denilse ki "biz bu 3 markayı boykot edeceğiz", işte o zaman bu boykot olayına katılım devasa düzeyde artacaktır.
bugün radyo dinlerken danone firmasının bir açıklamasına kulak misafiri oldum. "bazı çevreler tarafından markamızı karalama kampanyası yürütülüyor" falan diyorlardı. bu demektir ki doğru yoldayız! bu demektir ki boykot amacına ulaşıyor. ama önemli olan bu boykotu daha sistemli bir hale getirebilmektir.
zihnimizdeki hiçbir kavramın mutlak olmadığından bahseden düşünür. çünkü zihnimize eklenen her yeni şey, eskileri değiştirir ya da eskilerle bütünleşerek farklı şeyler meydana getirir. o yüzden hiçbir kavramın mutlak olduğunu ve değişmeyeceğini iddia edemeyiz.
yemekteyiz adlı programı yayınlayarak bütçesini koruyabilen kanal. o program olmasaydı show tv bu kadar düzenli bir şekilde yayın hayatına devam edemezdi. bir program düşünün ki hiçbir maliyeti yok, buna rağmen hayvan gibi reyting getiriyor ve günde 3 öğün yayınlanıyor. show tv işte bunu başardı, tebrik etmek lazım.
istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi sosyoloji bölümünün temel taşlarından biridir. her zaman heyecanlı, her daim aktif ve hep güler yüzlüdür. öğrenciyle olan iletişimi de oldukça güzeldir. yerinde duramamasıyla ve sabahın köründeki derslerinde tüm amfiye çay ısmarlamasıyla tanınır.
"emekçi fabrikası kapandığında ve iş arayarak sokaklarda koşuştuğunda kendi gibi işsiz duvarcı ustalarını görür. yığınla insanın ayağında giyecek ayakkabısı yokken, işsizlikten yakınan kunduracıları görür."
tesis edilmiş şeylerin tümüdür. toplumdaki kolektif alışkanlıklar da genellikle daha önceden başkaları tarafından oluşturulmuş ve müesseseleştirilmişlerdir.
sosyal olayları "taklit yoluyla" yayılan ve kişilerin bireysel davranışları & düşünceleri olarak tanımlamış fransız düşünür.
bu yaptığı şey sosyolojiye büyük bir darbe olmuştur aslında.. kendisi bu yaklaşımıyla fert psikolojisinden bağımsız bir sosyoloji kurulmasını da imkansız kılıyordu. neyse ki marcel mauss bir gün bu adamın karşısına dikilip "grupların salt grup olma özelliğinden kaynaklanan sosyal olaylar da vardır" demiştir.
"sosyolojinin manifestosu" diye anılan makaleyi yazan, sosyolojiyle ilgili her şeyi o ünlü makalesinde bir arada sunan ünlü toplumbilimci. makalesinde sosyal olay konusu üzerinde oldukça fazla kafa yormuştur ve sosyolojik metot üzerine birkaç kelam etmiştir. ayrıca kendisi yanlış hatırlamıyorsam emile durkheim ile akrabadır.
en önemli eseri -bana kalırsa- "sosyoloji: eleştirel bir giriş" olan bilim adamı. sosyolojinin bir bilim olarak varlığını sürdürmesinde büyük katkıları olmuştur. "sosyoloji" adlı ansiklopedik büyüklükte bir kitabı vardır fakat o kitabı okumak yerine ilk başta bahsettiğim kitabını okumak, sosyoloji adına güzel bilgiler edinmeyi sağlayabilir.
sosyal politika'nın ilk kuramcısı olarak görülen iktisatçı. liberal sistemin taraflar arasındaki (zengin-fakir) uçurumu daha da derinleştireceğini ifade etmiştir.
değişim değeri (exchange) olmayan bir işte çalışanların harcadığı emektir. mesela ekmek üretmek verimsiz emek oluyor bu tanıma göre. çünkü ekmeği alır, yer ve hemen tüketiriz. halbuki altın gibi, gümüş gibi madenler değişim değeri olan maddelerdir ve verimli emek ürünüdürler.
iktisadi anlamda 1492'de amerika'nın keşfiyle başlayan çağdır. çünkü zenginlik birikimi denen olay tam da bu tarih itibariyle, sömürgeleşme vs. etkisiyle patlak vermiştir.
avrupa'da sistem dışına atılan işsiz güçsüz insanların ordu çatısı altında istihdam edilmelerine olanak tanıyan saldırı hareketidir. bu seferlerin ardından rönesans ve reform hareketleriyle yeniçağ şekillenmeye başlamıştır.
fizyokrasi, kainatta doğal bir düzenin olduğunu ve toplumsal-iktisadi ilişkilerin bu düzen çerçevesinde şekilleneceğini savunan iktisadi görüştür. bu görüşe göre temel zenginlik kaynağı tarımdır. sadece tarımla uğraşan sınıf üretkendir çünkü sanayi, tarımsal mamülün form değiştirmesinden başka bir şey değildir. sanayicilikle yeni bir şey üretilmez, varolan şeye yeni bir şekil kazandırılır.
fizyokratlar özel mülkiyetin de sıkı birer savunucusudurlar.
kapitalist sistemin ve emperyal düzenin temel taşı olan iktisadi sistemdir. bu sistemde karşılıklı kazanç asla söz konusu olamaz. bir devlet kazanıyorsa, öteki devlet kaybetmeye mahkumdur.
merkantil sistem devletin zenginleşmesini sağladığı kadar, halkın da yoksullaşmasına neden olmuştur. çünkü bu sistem zenginliği elde tutmaktan, dolaşıma açmamaktan yanadır.