Düz mantık kuracak olursan;
Kürtlerin ezelden bu yana bizimle aynı topraklarda yaşıyor olduğunu,
1940'lardan itibaren, uzun dönem siklenmeme sallanmama dönemine girdiğini,
Toprak ağalarına terk edilen köylülerin tüm türkiyede olduğu gibi çalıştırıldığı,
1960-70 dönemlerinde yoksulluğun tüm türkiyede olduğundan kat ve kat fazla fink attığı ve hiç bir hükümetin sikine takmadığını,
70-80 lerde başlayan genç ve akıllı insanları öldürelim konulu darbe üzerinden de etkilenmeleri sonucu terorist bir oluşum içerisine girdiğini,
30-40 sene çoluk çocuk demeden hayvanlar gibi katliam yaptıklarını ve kendi içlerinde bir çok insan kaybettiklerini,
Büyük şehirlerde, çoğu kez hakettikleri nedenlerle ötelendiklerini
vs vs vs işte bir sürü şeyi hesaba katıyosun.
Şimdi bu adamı alıp, kardeşim gel şuraya otur mecliste, derdini Türkiyeye anlat amk demek var, bir de "la la la, duymuyorum duymuyorum, çünkü doğuda yaşanan şeyler zerre umrumda değil, ben kendinden başkasını düşünmeyen bir insanım" demek var.
Abicim bak, pkk sevicisi de dersin sen şimdi bana, terörik de dersin sen bana, küfür de edersin, barış güvercini de dersin... sorun değil. Ben sana da üzülüyorum.
Ben bıktım bu memleketten zaten çok sallamıyorum. Ne olur siz komşusunuz artık birbirinizi azıcık dinleyin.
Evrenin kanseridir ve bir kuantum sürecidir.
Evet toplanın teorimi anlatıyorum. Kuantum abimiz der ki; velev ki içinizden bir münafık çıkıp desin ki; ahan da atom şurada, işte atOm oradadır. Sen o atomu var edersin. Ama afedersiniz lisanımı bağışlayın, o atoma g.tünüzü dönmeye görün, bir anda heryerde olur.
işte felsefe sukut içerisinde döngülerinde savrulan evrenimizde, ota boka ahanda şurada demeye çalışmaktadır. Netekim verdiği her cevapla, tarif ettiği her olguyla bizi, kendimizi anlamaya bir adım yaklaştırıyor olması, tamamen gözardı edemeyeceimiz bir unsurun varlığını eleveriyor. Felsefe verdiği her cevaba karşılık, misliyle daha fazla soru soruyor.
insan evladı merak ediyor işte, acaba cevap aramaktan vazgeçip sadece soru mu sorsak?
Ya doğrusu "bekaretten patlayan kızın psikolojisi" şeklindedir, ya da abaza argosuyla izah edilmiş halini çevirecek olursak... Milli olan hatun kişi psikolojisi diyebiliriz belki...
faydaları sıralandığında neden yapılmadığı anlamadığım tüketim bişeysi
*vergi vermeyerek sömürüden kaçıyorsun
*sarmak keyif veriyor, bildiğin tüketeceğin malzemeyi kendin yapıyorsun gibi(kısmen)
*daha az içiyorsun
*daha az para ödüyorsun
*çok içmek istiyorsan bol, az içmek istiiyorsan az koyuyorsun, slim-uzun-kısa tüm imkanlar elinde.
*içine katmak istediğin başka birşey varsa da emrine amade
negzel
sigara varmı dedi
sigara yok cigara var dedim.
gülümserken sürdüğü ruj daha bi güzel göründü. ilk kez içecekti, daha sonra eve nasıl dönecek belli olmaz... belki burada sızar.
neden iş kurup bu kadar risk aldınız dedim, bir nefes çektim... sonra ona uzattım. Sigara daha önce içmiş, sigara gibi çekin dedim. Biraz başınız dönecek sadece...
hay siktir dedi. Cadde kızıymış zamanında, işkolik olmadan önce... Aşk üzmüş onu da. hiç konuşarak dertleşmedik.
O gün ne oldu dedi
dedim... eski sevgilim, sizin ayrıldığımızdan heberiniz yok tabi... çağırmıştı gece 2 de ona gittim. birleşmek istiyordu. yalanlar söylüyordu bana ben de hep inanıyordum çok güzeldi. Sonra yalan olduğunu inkar edemediğimi farkettim. ağladım biraz ona lanetler okudum. Birlikte ağladık sonra seviştik deli gibi... bacaklarım tutmadı bi süre afedersiniz fazla ayrıntı oldu.
neyse hep bu meret konuşturuyor işte özür dilerim.
sonra çıktım, ertesi gün geldiğimde koltukta uyuyordu. gözlerinden sağa sola izler oluşmuş... makyajı akmış.
kendine mi ağlamış... ağlamış kadıncağız...
sağlık olsun
3.5 sene boyunca onun dışındaki herhangi birini umursamadıysa
3.5 sene boyunca bir tek arkadaş bile edinmemiş, ihtiyaç duymamış, umursamamış... olanları da zaten aşk için kaybetmişse
anlatacak ondan başka birşeyi yoksa.
köpek gibi içip hayatını unutmaya niyetliyse
ama bir umut, hayat düzelecek, düzelmesi için de arkadaş edinmem gerek diyorsa
ve şu an yalnız başına olmasına rağmen sadece erkek olduğu için ağlayamıyorsa
aslında birine konuşmak yerine sadece yazabiliyorsa...
tanımı bu şekildedir. "Çok yalnızım sözlük" budur işte. Bu şekilde yaşanmış ve edinilmiş deneyimlerden yola çıkarak tasvir edilmiştir. Sordum soruşturdum kişisel bir gerçek değil. Evrensel bir doğru.
Silme bunu sözlük. Zaten çok yalnızım..
Aslında sözlüğün suçu olmayan durumdur. Genel geçerdir. Herkes sanki konuyu biliyormuş gibi bundan konuşuyor sanırsın.
Sadece o hatunu düşünmemek uğruna kendine acı çektirirsin.