ne olursa olsun kutlanması gerekendir. ben van'da deprem acısını çekiyor bile olsam, şiddetle bu bayramın kutlanmasını isterdim. çünkü bu türkiye'nin kuruluş yıldönümü ya!
zaten topluma yönelik bir değişim yapılacakasa bu yavaş yavaş yapılır. bir kurbağa kaynayan suya atıldığında dışarı fırlar, ama kurbağayı soğuk suya atıp kaynattığımızda kurbağa ölür. işte asıl amaçları bu! topluma bazı şeyleri yavaşça kabul ettirmek.
van depremi'nin üzüntüsünü hepimiz yaşıyoruz. ama töreni iptal etmek yerine daha iyi bir düzenleme pek tabii yapılabilirdi. bu yapılan, depremin arkasına sığınmaktan başka bir şey değil.
saat sadece bir semboldür. yani kullandığımız zamanı saat üzerinden formüle ederiz. yaz saati uygulamasıyla güdülen asıl amaç, güneşten yararlanılan sürenin uzatılmasıdır. ki bu da dolayısıyla zaman aracı olan saatlere yansır.
sözlük yazarlarının itirafları başlığına mı girsem diye tereddüt ettikten sonra buranın da uygun olduğuna karar verdim. evet sözlük, bu benim. hiç sevgilisi olmamış erkek benim. kendimi bu yüzden çok tecrübesiz hissediyorum. bi kızdan en ufak hoşlanmaya kalksam ne yapacağımı şaşırıyorum. mantıklı düşünmeye çalışıyorum falan, allak bullak oluyorum.
hayır yani, her zaman etrafımda kızlar da olmuştur. ama yok işte içimde aşk yetişmiyor. ya da tanıdığım kızlar bu aşkı yetiştiremiyor benim içimde. bi de bir akrep erkeği olarak ölümüne sevenlerden olduğum düşünlürse, henüz öteki yarımı bulamadım denilebilir. kısacası dertliyim sözlük. ama umutluyum, aşkımı ve şansımı karşılayacak birini mutlaka bulacağım.
dublajın, en az filmin çekim tekniği ve görüntü nitelikleri kadar önemli olduğunun farkına varmış izleyicidir. şimdiye kadar izlediğim filmlerde cuk oturmuş tek bir dublaj duymadım. bunu farkettiğimden beri de ilk tercihim altyazıdan yana oluyor. bu olay sadece türkçe dublaj için de geçerli değil ha. her yerde böyle bu. dublaj orjinalliği bozar.
bir diktatörden kurtulduklarına sevinen ama bundan sonra olacakları öngöremeyen halkın yaşadığı ülke. üstüne bir de şeriat getirmişler, tam demokratik olmuşlar. kaddafi'ye dönüp dönüp teşekkür edeceksiniz ilerde.
ilk sneak peek'inin dün itibariyle mtv vma 2011'de yayınlanmıştır. kitapları okumuş biri olarak film için beklentilerimi düşük tutmuştum fakat beklediğimden daha iyi bir şey çıkacağa benziyor.
ölmek üzere olan bir hastanın , öncelikle düzgün nefes alması sağlanması gibi öncelik meselesidir. şimdi türkiye'de o kadar üniversite var da kaçı "gerçekten" üniversite?
ayrıca o dönemlerde albert einstein bizzat kendisine mektup yazıp , alman bilim insanlarının türkiye'de çalışabilmesi için izin bile istemiş , bu izin isteği önce başka merciler tarafından reddedilmiş , sonra bizzat atatürk'ün emriyle red durdurulmuş ve alman bilim insanları türkiye'de görev yapmışlardır. Bazı bilim insanlarının da , günümüzdeki üniversitelerden bazılarının kurulması için çalıştıkları da bilinmektedir.
son zamanlarda dinlediğim en iyi şarkı. bir klasik olmasını istediğimdir. bir reklamla özdeşleşmesini çok iyi karşılamasam da iyi bir pazarlama olabilir.
o bir sömürücü. halkı , ülkeyi , yönetimi , adaleti sömüren kişi. okyanus ötesi yöneticimiz (!).
güvenliğimiz de onun emrinde , eğitimimiz de , ekonomimiz de , yargımız da ... ee , ne kaldı bu halkın iradesine ? yazsam kitap olur da o kitap da toplatılır.
biz de acaba hangi akıllı çıkıp da bir istanbul kanalı yapacak diyorduk? ya , biz nasıl bir ülke haline geldik böyle? Sözde Atatürk Türkiye'sinde ne biçim projelerle karşı karşıyayız? Ya da öylesine çılgınlık(!) olsun diye ortaya atılmış hastalıklı bir fikir mi demeliyim?
bu ülkenin hazinesi çok mu dolgun da harcayacak yer bulamıyorlar? "hadi durduk yere çılgınlık olsun diye , hiçbir faydası olmayan , üstelik doğal yapıyı bozacak bir kanal projesi uyduralım , hem gündeme gelmiş oluruz hem belki bazı sazanlar atlar" düşüncesini mi taşıyorsunuz? bu ülkenin yöneticiliğini yaptığınızdan beri , Türkiye Cumhuriyeti'ne ne katkınız oldu "nur"dan başka?
her şeyi çözdünüz , yandaşlarınıza şifresini verdiğiniz sınavların akıbetini temizlediniz , dış borçları azalttınız , terörü sonlandırdınız , diplomaside ülkemizin adını yücelttiniz de mi artık bu kadar ileri gitmeye "açık açık" başvuruyorsunuz? diyecek söz bulamıyorum gerçekten.
bakalım bizi başka ne çılgınlıklar bekliyor? Umarım 2023'e kadar bu ülke daha fazla sömürülmemiş , inşallah "yıkılmamış" olur!
edit : eksileyin şakirtler! yanlışları , hep doğru sanın.
burada yazan -istisnasız- her yazarın da farkında olduğu olduğu gerçek , eşki sözlük'Ün en iyi olduğudur. burada çıkıp sözlük milliyetçiliği yapanlar dahil bunun farkındalar. ama niyeyse bunu kendilerine itiraf bile edemiyorlar.
burda o kadar şakirtsel , siyasal , inançsal birtakım ayrımlar yapan başlıkların çıktığı "troll"ler malesef bizi daha iyi bir noktaya getirmez. ayrıca çok ziyaret edilmek en iyi olmak demek değildir.
evet , benim de burdaki birçok yazar gibi ekşi'de de bir hesabım var. ama daha çok vakit geçirdiğim yer burası. bu yaptığım ne "ekşi'ye yavşamak" , ne de "uludağ'ı yerin dibine sokmak" . sadece objektif bir bakış açısı. hala bunu kabullenemiyorsanız buyrun sol frame gün gibi ortada...