hatay ın bir ilçesidir. en büyük ve ezeli düşmanları harbiyedir. bir söz vardır buralarda: bir odanın içine bir harbiyeli, bir samandağlı, bir de yılan koymuşlar. yılan kaçmış... *
böyle bir kişi yoktur. kız yada erkek hayatında bir defa bile olsa **** mastürbasyon yapmıştır. ünlü bir söz vardır bilir misiniz: ' insanların %98i mastürbasyon yapar, %2 si de yalan söyler'.
izmir'de Eczacılık Eğitimi 1968 yılında üç özel Yüksek Okulda (Yakındoğu, Efes ve Karataş) ayrı ayrı başlamıştır. Bir yıl sonra bu üç Yüksek Okul Yakındoğu Eczacılık Yüksekokulu bünyesinde birleşerek tek bir Özel Okul haline gelmişlerdir. 1971 yılına kadar Özel Okul statüsünde devam eden eczacılık eğitimi 1971 yılında bu okulların Devletleştirilmesi ile, resmileşerek, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesine bağlı Eczacılık Yüksek Okulu'na dönüşmüş, 1975 yılında ise Ege Üniversitesi Senato'sunun kararı ile Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi statüsüne kavuşmuştur.
Fakültemiz yasal geçmişinin bir bölümünü inciraltındaki Yakındoğu Eczacılık Yüksek Okulu binalarında geçirmiş ve bu dönemdeki öğretim kadrosunun büyük bir kısmını Ege Üniversitesinin diğer birimleri ile istanbul ve Ankara'dan gelen öğretim üyeleri oluşturmuştur. 1982 yılında ise Fakültemiz Ege Üniversitesinin Bornovadaki kampüsüne taşınmış olup faaliyetini halen burada sürdürmektedir.
Fakültemiz halen Temel Eczacılık Bilimleri Bölümü, Eczacılık Meslek Bilimleri Bölümü ve Eczacılık Teknolojisi Bölümü olmak üzere 3 Bölüm ve bunlara bağlı Analitik Kimya, Biyokimya, Farmasötik Botanik, Farmasötik Mikrobiyoloji, Genel Kimya, Farmakoloji, Farmasötik Toksikoloji, Farmasötik Kimya, Farmakognozi, Eczacılık işletmeciliği, Besin Analizi, Farmasötik Teknoloji, Farmasötik Biyoteknoloji, Radyofarmasi, Kozmetoloji ve Biyofarmasötik-Farmakokinetik Anabilim ve Bilim Dallarından oluşmaktadır.
1999-2000 Eğitim-Öğretim yılında 445 adedi halen eğitimini sürdürmekte olan toplam 561 adet kayıtlı öğrencimiz bulunmaktadır.
Başlangıcından bu güne kadar verdiğimiz mezun sayısı 4579'dur.
kaynak: eczacılık.ege.edu
( ayrıca geçtiğimiz sene 343 taban puanıyla öğrenci almıştı)
gerçekleşmesini istediğim birkaç hayalimden biridir.
benzeri için (bkz: ege diş hekimliği)
keşke dediğim olaydır. fakat bu olay hayalden öteye gitmez. çünkü böyle dürüst insanlar değil bizim başbakanımız olmak bizim siyasetimizde bile yer bulamazlar. nitekim zülfü livaneli bir dönem siyasete atılmış ve böyle şerefsiz bir ortamı kaldıramayıp siyasetten çekilmiştir.
ben bu konuyu açtım diye bir çok kişiden tepki alabilirim hatta bu konu kapatılabilir de fakat ben dediğimin arkasındayım ve şimdi bunu size açıklıyacam:
Arkadaşlar bizim ülkemizde sözel bölümünü seçen öğrencilerin yüzde 95 i kolay diye, matematik ve fen yapamadıkları için sözel bölümünü seçmişlerdir. bilmezler ki içinde bulunduğumuz yüzyıl fenin, ilimin yüzyılıdır. biz sayısal öğrenciler okullarda biyoloji görürken onlar okullarda gazel, kaside gibi *saçmasapan şeyleri ezberlemektedirler. belki avrupa ülkelerinde bu dediğim yanlış olabilir. çünkü orda insanlar daha bilinçli ve her şeye eşit derecede önem veriyorlar. fakat bu bizim ülkemizde geçerli değildir.
sözün kısası; gazel, kaside öğrenerek hiçbir toplum ilerleyemez. bize fen lazım matematik lazım!!!
insana koyan bir durumdur. Sevdiğini sandığınız arkadaşların ( kız yada erkek farketmez) toplantılara yada buluşmalara sizi çağırmaması durumudur. Önceleri pek bi koyar ama daha sonra alışınca gelecekteki mutlu günlerinizi, üniversiteyi kazandığınız şehirdeki muhtemel arkadaşlarınızı, muhtemel karınızı düşününce pek bi etkilenmediğiniz durumdur. (bkz: nasılsa bir gün geçer)
özellikle antakya yöresinde kullanılan, aslı arapçadan gelen( zaten arapça ulan), hala ne anlama geldiğini tam olarak bilmediğim söz öbeği.
Lagame ule!!!