Göç,endüstriyel ilerleme,kültür erozyonu gibi sebepler başta olmak üzere Doğal tınısını,ritmini,akustiğini kısacası karakterini kaybedip sadece bir ses kirliliği olarak anılan ve artık ıslıkla bile çalınamayacak hale gelmiş beatbox kentler.. istanbulundan tut antakyasına kadar hemen hemen tüm kentlerin yaşadığı akordsuzluk hali. Kentin akustiği bozuldukça doğal olarak kent sakinlerinin akordlarınında bozulması ve bir nevi tüm ülkenin ve ülke insanlarının akordunun bozuk olması hali..zihnen bedenen her anlamda bir ses kirliliği ve uyumsuzluğu.. bir ulus baker vardı tınısı ve ritmi yerinde, güzel sesler çıkaran bu adam da zaten çoktan çekip gitti bu uyumsuz ankara korosundan.
Ülkesini,sigarasını tüttürerek denizin kıyısında martılara simit atıp keyif yapar gibi izlememiş,o denizin en derinlerine boğulmak pahasına girip ülkesi için akıntıya karşı yüzmüş, dostlarıyla birlikte bıraktığı gelenekle ahlakla onurla dirençle mertlik ve cesaretle..bizi biz eden paradigmayla denize martıya simite aşka sevgiye inanca insanlığa emeğe alınterine dostluğa yoldaşlığa kardeşliğe mücadeleye kavgaya..olan saygımızı hala dipdiri bir şekilde canlı tutabilmemize önderlik etmiş halk çocuğu...
Ona Götten uydurma ezber dikotomilerle saldıran ağzı salyalı tetikçi kompradorlar ulan size ne diyeyim ki, siz de böyle Öleceksiniz..ne yapayım kardeş,siz de bu zekayla bu hayatı geçirmek zorundasınız..Doğa herkese eşit davranmıyor..nicelik olarak yine yaşayın ama kardeşim arada göstermelikte olsa nitelik takıntınız varmış gibi davranın. .
nedensellikten sıyrılıp,nedensizlik ilkesine evrilen bilincin, de facto irade ile otonom bir bilinç oluşturması sonrası ortaya çıkan faydasız fayda ile bilincin kendi farkındalık alanından yola çıkarak bireysel haz ve egosal kalibreyi yükseltmek için salt ve mutlak belirlenimleri aşıp bireysel imgelemi ,kendi öz ve güzel kavramını oluşturduğu amaçsız amaçlılık arasında olan farkları düşününce, düşünce bir sapmaza girer, çünkü nedensiz olan amaçsızdır, faydasız olan amaçlılık taşımaz, önemli olan eylemin kendi mutlakiyetidir,varolmasıdır..fayda arayan eylem bir amaca yönelir, faydadan doğan amaç amaç değildir, eylemin sonucudur. o halde fayda ve amaç farklı süreçlerin farklı dışavurumlarıdır
herkesin bilmemesine sevindiğim, asla ayağa düşmemiş ve düşmeyecek olan güzelden varolanın yine güzele vareldiği ezgiler fısıldayan yoldaş.. https://www.youtube.com/watch?v=jiFFWGUOPQQ
herkesin bilmemesine sevindiğim, asla ayağa düşmemiş ve düşmeyecek olan güzelden varolanın yine güzele vareldiği ezgiler fısıldayan yoldaş.. https://www.youtube.com/watch?v=jiFFWGUOPQQ
tüm genleri fay hatları üzerine kurulu olan, yaptığı tüm analizler alışılagelmiş paradigmalarda deprem etkisi yaratan düş ve düşüncenin
çağımızdaki aslan yürekli don kişotu. seviyorum bu adamı.
sokağın güzel olduğu, umutların başak başak çoğaldığı, 1 mayıslarda emekçilerin meydanlara umutlarını taşıdıkları, kirazların bile inadına daha kırmızı olgunlaştıkları, güneşin mesaisi biterken aya ''hadi rastgele kardeş,ben kaçar'' dediği, yağmurların bile en sulu sulu yağdıkları.... yani yeryüzünün aşkınyüzü olmasına ramak kalmış bir tarihin zamanında tanıştığım,bu ramak kalmanın fon müziğinin türkülerini e n özgün biçimde yorumlayan, emeğin alınterinin isyanın umudun aşkın kavganın direnmenin... sahip çıkılması gereken en yüce değerler olduğunu yüreklerimize kazıyan ''iyiki vardınız, sağolun varolun'' dediğim tarihin oğullarının ve kızlarının grubu.
uzun seneler önce kazım koyuncuyla birlikte kurdukları grup dinmeyenle hayatıma girmiş, bu ülkede yaşayan en büyük seslerden biri olan şarkı saçlı, türkü gözlü kent ozanı. bu kadının populer olmaması kimi zaman üzsede, böylesi bir sesi bilen azınlığa dahil olduğunu bilmek de keyif verici.
muhtemelen mehmet pişkin kendisinden haberdar değildi, zira intiharının fon müziğini yapma işini ella fitzgeralddan yana kullanmıştır. eğer arzu görücüden haberdar olsaydı bu hakkını kevengin yollarında'dan yana kullanacağından gram şüphem yok.
hayatta kalmak için yaşamak ile yaşamak için hayatta kalmak arasındaki menzilsiz irtifanın farkına varıp,bu farkındalık sonucunda yüksek kalibreli bir yaşamı kendince yaratmış, yaşamak için hayatta kalmış, fakat ilerleyen zaman diliminde terazideki ibre yaşamaktan hayatta kalmaya doğru evrilince,yaşamak ile hayatta kalmaya çalışmak arasındaki tatsız fark iyice belirginleştiğinden ''zirvede bırakmak yeğdir'' düşüncesiyle hayatının pimini çekip resital tadında bir harakiri yapmıştır, en büyük korkusu olan hibakuşa olmamıştır.
sözlüğün çapsızlarınca -ki sözlük populasyonunun büyük çoğunluğunu bu çapsızlar işgal etmekte,geri kalanlar öteki durumuna düşmekte- ateist,gerizekalı,ünlü olma budalası ....gibi klişe ve ucuz dikotomik ezberlerle yargılanan otonom ruh...
be adamın zekasına laf söyleyen göt, şuna eminim senin ıq seviyen bu adamın ayakkabı numarasından küçüktür, bundan şüphem bile yok. sanki yavşağın anasını babasını öldürmüş adam, yavşak beraberinde senide mi götürüyor, ayrıca bu adamdan feyz alıp etkilenip benzer bir intihar serüvenine göz kırpmış ya da kırpacak elemanlar varsa bunun sorumlusu mehmet değil, adamın böyle bir intihar trendi başlatmak gibi bir amacı yok, intiharı düşünen adamın aklına bu fikir mehmetle birlikte geldiyse bi zahmet intihar etsin zaten, özenti intihar eğilimcisi olma ezikliğiyle yaşamasın.
ateist olmasına gelince, izninizle bunlarada yavşak diyerek cümleme başlıycam, yavşak sanane, senin fantezi dünyana göre bu adam yanacaksa kendi odununu beraberinde götürmüştür, hani senin inandığın dinde herkesin inancı kendineydi, inançsız olmakta bir inançtır.
belki diyelim mehmetin tanrı tasarımı yanlış çıktı, orada karşısına tanrı hazretleri çıktı, şuna eminim ki mehmet tanrıyı görünce korkudan yutkunup içinden '' vay amk babalara geldik'' demeyecektir. olsa olsa en fazla tanrıya kendisiyle bir selfie çekilmek istediğini söyler.
aleksandr Sergeeviç Puşkin curetiyle , genç silah ustası subay george charles d'anthesi duelloya davet edip şiirsel bir intihar ambiansı yaratmak yerine, duelloyu kendi ruhu ve bedeni arasında gerçekleştirip sonucu alternatifsizliğe gebe bırakmış tutunamayan adam. evet alternatifsiz bir son hazırlamış kendine, ruhu 10.adımda dönüp bedenini vursada,ya da aynı şeyi bedeni ruhuna yapsada yine ölen kendi olacak... kimileri kendine öğretilen her şeyi unutur, kendi düş ve düşünce dünyasıyla yaşamın paradigmasını yeniden yazarlar, şarap,şarkı,iyimser bir surat ifadesi ve tanıyıp tanımadığı herkese dostane bir hoşçakal... intihar eden bir adamın son anlarında bunların hepsini aynı tepside sofraya sunması ne kadar absürd görünsede, onun hayata dair çizdiği paradigma bu absürdlüğü mantıklı kılabiliyor. hoşçakalın demesine eyvallah, selametle git arkadaşım demekten başka diyecek bir son söz yok...
yavrularım biliyorum sizi üzeceğim ama yinede bir kaç can yakan gerçeklik konusunda sizleri bilgilendirmem gerekmekte; zamane türk kızlarının ''carlos,carlos, hastayım sana'' diyerekten ağızlarından sular akmasına sebebiyet veren yaşamsal pratik bu spordur. ve haliyle bu sporu yapan vatandaş ilgi çeker, sen rahat ol...kaldı ki çoğu vatandaş bu spora karı kız için başlar, ama zaman ilerledikçe bu spor bir aşk bir bağımlılık halini alır, karı kız...vs... o anki hedefler arasında ilk 3 e hiçbir zaman giremez...
kas var ama beyin yok diyen yağ tulumu abiler ve ablalar bu tezinizin doğruluğunun yüzdesinin kaç olduğunu deneyimlemek çok kolay, bir spor salonuna gidilir, salonun koşullarına dair bilgi sahibi olmak için 1 seferlik antrenman yapmak istiyorum salona üye olup olmamaya ondan sonra karar verecem dersiniz ve antrenman yaparsınız, korkma bunun için senden para almazlar... antrenman sonrasında ne mi olur; götünden uydurduğun, hiçbir akılsal çıkarıma dayanmayan tezini yine çıkmış olduğu,ait olduğu yere rulo şekline getirip sokarsın.
yavrum benim sen pc başında göt göbek büyütmeye devam et, en kral,en erkek sensin...paşam benim.
müslümanlığı kabul edip namaz kılıp, oruç tutmaya başladıktan sonra birdenbire tüm keller sırma saçlı, tüm körler badem gözlü, tüm kısa boylular sırım gibi oluverdiği için alevilerin hep kel hep kör hep kısa kalmalarına sebep olan bir gerçektir. namaz kılmayıp oruç tutmayarak bir nevi hayatı ıskalamıştır aleviler...
bu epizod ironiyi konunun ikinci konusu olarak araya sıkıştırdıktan sonra gelelim kanlı ve canlı iç tepisel kurgulara; sevgili islam alimi dindar ya da din-i-dar kalemşör arkadaşlar,tarihte hz.alinin saz çalıp deyişler söylerken bu ritüelin diğer parçası olan canların semah döndüklerine dair bir bilgi varsa bizlerle paylaşırsanız müslüman olmayarak nasıl bir öz güzellikten mahrum kaldığımızı kafamızı duvarlara vura vura ahhhhlar vahhhlar eşliğinde anlamış oluruz. ha elinizde böyle bir veri yoksa siktir edin üzülmeyin, zira aleviliğin paradigmasını ve dayandığı manifestoyu özümsemiş canlar kendilerini zaten müslüman olarak tanımlamamaktalar, bundan dolayı burada o değerli zamanını bu durumu deşifre etmek için harcama, git ışide,el nusraya güzellemeler yap, 93 sivas katliamını düşünerek masturbasyon yap, bak yine sana bir iyilik yapıp yapmayı sevdiğin şeyleri sana yeniden anımsatarak bir nostalji yaşamana sebebiyet vermeye çabalıyorum. bu arada bende müslüman kabul edilmemenin verdiği ezikliği odamın bir kenarına çömelip dizlerimi ellerimin arasına alıp fonda çalan ''ben acıların çocuğuyum'' eşliğinde yaşayayım...
bu arada aliminde dediği gibi'' kör için camda elmasta birdir, seni cam olarak gören kör zaten bir hiçtir''...
ben ezikliği yaşayayım,sen iliklerine kadar hiçliği yaşa...
söz konusu eylemi gerçekleştirmek için listeyi 3 nedenle kalabalıklaştırmaya gerek olmayıp daha asgari seviyede tutmak mümkündür, intihar için tek neden belirle , yapacağın eylemi mantıklı bir meşruluğa büründürmek ve gerçekleştirme cesareti kazanmak için ufak bir camus okuması yap.... gerisi kendiliğinden gelecektir
şövenist ve dikotomik tandanslı ezberlere dayalı ırkçı göt oğlanlarının düşmesi ve içindeki halkın katledilmesi için temennide bulundukları, içinde sadece pkk lıların yaşadıklarını sandıkları,ermeni,yezidi,hristiyan,kürt,türkmen..vs.. farklı halkların yaşadığı ve ışide karşı direndikleri, şuan ezilen halkların yeryüzündeki anlık başkenti olan asi kent.
türk,kürt,hristiyan,nusayri,yezidi,ermeni...hep birlikte kobanede direnen yiğit halkların yiğit evlatlarının dillerinde yankılanan ezgidir... belli ki yakındır,doğayı ve hayatı sarsacak saat...
bir halkın özgürlük mücadelesini ölümsüzleştiren bu tabloda bulunan ampülün ,bir halkı köleleştirmeye çalışan bir partinin amblemi olması ironisini gözlerimize inatla sokan ''güzel'' olan picasso ağıdı...
napolyon,simon de laplace ile evrene dair sohbet ederken laplace napolyona astronomik evreni vareden koşullar ve bu koşulların evreni nasıl varettiğine dair ortaya attığı tezi anlatır, napolyon can kulağıyla laplace'i sonuna kadar dinler ve laplacenin konuşması bittikten sonra ona'' mösyö sizi sonuna kadar dinledim, ama kurduğunuz bu sistemde tanrı işin içine ne zaman giriyor,ne zaman karışıyor'' diye sorar, laplace napolyona şu şekilde cevap verir; tanrı mı majeste,ben böyle bir varsayıma ihtiyaç duymuyorum...
soma katliamının nasıl olduğuna dair kendisine söylenecek tüm bilimsel bilgilere kulaklarını kapayıp ''bakın sıkıldım bu bilimsel tezlerden, lan tamam anladıkta, hani ne zaman allah ve kaderden bahsedeceksiniz?, hadi şu tezlerinizi allaha ve kurana bağlayın artık'' diyecek modern ve kirli zamanların napolyonu olan kişidir rte...
ama insanoğlu bilmeli ki bu kaderi biz yazmadık ama bozacak olan bizleriz...
kavgamızın şah damarı olan önderlerden biri olan,varlığını varoluşunun nedeni saydığı halkına armağan eden yiğit komutan... nurhak nurhak olalı o taşlar çalılar ağaçlar böyle yiğit görmedi...
I Think, Therefore I'm Damned-ONE MiNUTE SiLENCe
3 Pill Morning - Believe
Youth of the Nation-pod
this life-primer55
alive-pod
breathing-lifehouse
For Want Of A Better World-ONE MiNUTE SiLENCe
hollow again-project86
wicked game-him
istanbul'um Seni Düşünüyorum
Oturmuşsun Denizin Kıyısına
Bakıyorsun Limana Giren Amerikan Zırhlısına
Hastasın, Açsın, Öfkelisin
O da Bakıyor Sana Hemde Nasıl
Efendinmiş, Patronunmuş, Sahibinmiş Gibi itoğlu it...
diyerekten mayakovskiden bir araklama yapmış araklayıcı şair, halbuki bu şiiri mayakovski moskova için yazmıştı!!!!
ulan neyin kafasını yaşıyorsunuz tosunlar, sıçıp sıvama konusundaki yaratıcılığınız bu kadar mı çapsız ve verimsiz.
emeği,aşkı, alınterini en can alıcı cümlelerle ifade etmiş büyük insanoğlu insan. taraf olmamızın sebeplerinden.