transmisyona aracın ne kadar süratle gittiğini söyleyen akıllı bir valftir. motorun dışan monte edilmiş olup, motor ne kadar hızlı dönerse o kadar hızlı döner. cruise control diye bilinen sistem aslen ayarlanabilir bir govarnörden ibarettir.
evimizde kullandığımız elektriğin 220 volt gibi sabit bir gerilime sahip olmasının altında yine bu efsane yatar.
daha derinine inmek isteyenler için:
htmlhttp://video_demos.colost...edu/mechanisms/index.html
2012 cannes film festivalinde en iyi kısa film ödülünü sessiz adlı filmiyle almış ve ülkesinin tüm yalnız ve sessiz bırakılan kadınlarına adamış yönetmendir.
Hep bir treni kaçırmışlık duygusu olur ya insanda, bir yere yetişmesi lazımda, ne o yeri ne de zamanı biliyor ancak o anda bulunduğu yerin olması gereken yer olmadığını tamamen biliyor, işte o duygudur bu.
ya da baharın gelişiyle birlikte, insan havayla bir uyumsuzluk yaşar ya hani bir eksiklik duygusu, o kadar eksik olur ya hayat. Her şey doğru gibi görünür, herkes tarafından olması gerektiği gibi ama o hep eksiklik işte ve bu eksiklik kapanacak gibi durmaz ya. odur işte.
taklit edilemezliği sağlamak amacıyla, pasaport gibi değerli evraklarda kullanılan, hologram benzeri bir unsurdur. ancak hologramdan hem daha karmaşık, hem de daha pahalıdır. eldesi için bir bilgisayar ve bir zihin gereklidir. taklitçilerin yüksek maliyeti nedeniyle hologramlar kullanarak benzerlerini yapmaya çalıştığıdır da.
türk bürokrasinin yönetim anlayışında son dönemlerde sıkça görülen bir durumdur.
vatandaş: kızım işimiz çok acil, bak görüyorsun, amcanız hasta.
öğrenci : kurallar gereği 11.30 dan sonra hasta alamıyoruz, öğleden sonra gelin. valla emir böyle.
belirli bir makamı işgal eden memurların ya da kural uygulayıcıların, kullanmaktan imtina ettikleri inisiyatifleri nedeniyle, aslında kendilerinin de öyle istemediğini belirterek, yukarıdan gelen tebliğ ve direktifleri herhangi bir akıl süzgecinden geçirmeden uygulama girişimidir. kişilerin kanun olduğu sistemden, kanunun kişileri olunan sisteme geçiş gibi görülür. ancak aynı sistem anlayışı kanunu koyanın eski kanun uygulayıcısı zihniyetinde olması sebebiyle birbirinden farksızdır. zira kanun uygulayıcılar işine gelinen konuda kanunları uygulayıp, işine gelen konuda da inisiyatif kullanıyormuş gibi gösterip aslında sağduyunun çok da basit bir eylem olarak gördüğü şeyi yaparak bir nevi ikiyüzlülük yaşamak/yaşatmaktadırlar.
yönetimde insan faktörünün etkisini en aza indirerek, gerçeklerden kopuk, kendiliğinden değil, yalnızca yukarıdaki makamlardan gelecek tenkitlerden ve çevre baskısının karışımından oluşan bir motivasyonla ile yapılan eylemleri içerir.
birisi soğuk savaş sonrası özgürlük umutlarıyla yaygınlaşmış internetin vaat ettiklerini simgeler.
diğeri ise 2001 sonra paranoya ve korku içindeki dünyanın gerçekleştirdiğidir.
genel anlamda insanların dini hala yaşadığımız toplumda çok önemli bir kıstas. ülkemiz dinle uzaktan yakından alakası olmayan ancak bunun beyanı ve tepkiselliğe uğraşmayan nice gizli ateistle dolu. çoğu insanın dinle alakası bayram namazı ve belki de ramazan ayından ibaret olan bu topraklarda, dini ritüeller toplumsal ritüellere dönüşmüş ve dini vecibeden öte bir gelenek almıştır. bu geleneklerin temel motivasyonu ise diğer insanların ne diyeceği sorunsalıdır. eğer insanların birbirinin yüzüne karşı konuşabildiği şeffaf bir toplum olunabilseydi bu konuda belki de çok daha politik olabilecekti.
lakin başlıkla demeye çalıştığım insanlar hayatlarını yaşıyorlar. ve bu modern zamanlarda ilahi dinlerin tanrılarıda birer puta dönüp, kendi devirdiğini yeniden diretme çabasında. bana göre sözlük ortamında gaza gelip insanlara aleni misyonerlik yapan ateistler de müslümanlar da bunu iyice düşünmeliler, bu gerekli. hayatlarında huzur bulmak için daha çok sevap işleme gayesi güdenler acaba farkındalar mı ki, mevcut ekonomik sistemin kölesi konumuna gelmişler. ya da tam tersi.
insan hayata bir kere gelmekte ve bir kere de gitmektedir.
son zamanlarda giderek artmış ve sezen aksu'nun adının sokaktan kaldırılması olaylarıyla da ayyukaya çıkmış faşizmdir. izmirliler faşisttir, tutucudur. tuttukları taraf da her zaman kurucunun yani kökenlerinin tarafıdır. ve dikkat edin doğu bölgeleri hariç isyan cumhuriyete karşı isyan çıkartan yegane batı kenti de izmirdir. bu osmanlı devletine karşı gösterdiği sadakattir. cumhuriyetin özümsenmesiyle, şimdiki değişim karşısında yine tutuculuğunu göstererek yeni kökeni olarak benimsediği 30lar türkiyesini yaşatma çabasıdır.
izmirli, ki ben de izmirliyim, şu anda 30lar türkiyesinde gelişmiş düşünceler haricinin savunulmasına herhangi bir mantıklı açıklama gösterememekle birlikte, düşüncelerin açıklanmasında herhangi bir hoşgörü de gösterememektedir. kürt kökenli vatandaşlara yapılan linç girişimlerini, vatanseverlik olarak algılayan ve tatmin yaşayan faşist bir zihniyetin fethi söz konusudur bu toprakların.
bir gün bir türk-kürt iç savaşı çıkacaksa da, bu kıvılcım izmir'de atılacaktır, şimdi uzak görülüyor ama haberiniz ola.
clinton döneminde 1993 yılında birleşik devletlerde ortaya çıkmış politikadır. buna göre devlet ordusundaki askerler cinsel kimliği hakkında herhangi bir bilgi talebinde bulunmayacak ancak kişinin cinsel kimliğini açıklaması durumunda ordudan ilişiğini kesebilecektir. bu homofobik yasanın günümüz dünyasında hala bir tabu olabilmesi de özgürlükler ülkesine gelsin. (bkz: ne sen sor, ne ben söyleyeyim)
an itibariyle ugurtardus.blogspot.com 'dan sevenleriyle buluşan fotoğraf sanatçısı,düşünür. fotoğraflarında bambaşka bir izmir silüeti yansıtır.dış mekan seçimleri ve bilgisayar düzenlemeleri gayet iyidir.başarılarının devamını dileriz
birleşik amerikalı cinayet ve suç romanları yazan yazar(1905-1985). bir çok romanı filmlere uyarlanmış ya da ilham olmuştur. sinemaya ve televizyona katkıları için*: Rafferty(1980) (roman) Karvat (1974) (roman) The Night of the Following Day (1968) (yazar) The Money Trap (1965) (romanından) Pierrot le fou(1965) ("Obsession" romanından)
"Thriller" (1 bölüm, 1961) The Big Caper (1957) (aynı adlı romanı) The Killing(1956) ("Clean Break" romanından)
malezya'daki üç tabakalı toplumsal yapının ayrıcalıklı sınıfıdır. bumiputra olan vergi ödemez. üniversiteye sınavsız girer. yalnızca müslüman olan ve çoğunluğu oluşturan malaylardan birisi bumiputra olabilir.
bazı filmler vardır. ne kadar izlenilse de eskimez. her izlenildiğinde daha önceki izlemelerin üzerine bir şeyler katılır. her izlenildiğinde aynı duygu düşünceler tekrar uyanır. bunlar sanki film değil de sanki bizim birer anımız gibi yaşamımız da yer eder. bir yerde konuşulduğunda, karşımızdakilerle sanki aynı anıyı paylaşmışız gibi kahkahalar atar, üzülür. hababam sınıfı örneği bu tanımlamanın örneğidir.
başlangıçtaki 7 dakikalık ingiltere klibiyle gerçekten de ingiltereye giriyorsunuz, pasaportunuz olmadan, vizesiz, dünya vatandaşı sıfatınızla. ve bu size aslında ne kadar da saçma sapan şeylerin olduğu bir dünya hakkında fikir veriyor istemeden. falkland savaşında babasını kaybetmiş bir çocukla karşılaşıyoruz ingiltere'de. bir de punk tayfayla. bu ikisinin kesişimi bize ingiltereyi veriyor işte. 1980lerin ingiltere'sini.absürtlük denizinin içinden bu kadar samimi bir balığın çıkması işte bu en başta dediğim samimiyetten ileri geliyor ve this is england ı anılarımızdan biri yapıyor.
filmin sonunda isminin ne kadar da yalan olduğunu anlıyorsunuz.burası ingiltere değil. burası dünya. bizler de insan.
ispanyanın asturias kentinden çıkmış bir folk rock grubudur.
asturias lehçesindeki anlamı bağımsızlık, bölünmezlik ve bütünlüktür. asturias halkının ulusal değerlerini yansıtır.
Israel Sánchez - Davul
Primi Abella - Gitar
Fernando Rubio - Bagpipe
Xune Elipe - Vocals
Javi Rodríguez - Bass gitar
Eladio Díaz - Saksofon
Agustín Lara - Trompet
Sergio Rodríguez - düzenlemeler
1. Da-yos caña
2. Tolos cartelos
3. Rapaza nacionaliega
4. Manifiestu'l Frenti Folixariu
5. Grieska
6. Skandalera
7. Merucu Xusticieru
Asturies o trabayes - L'Aguañaz, 1993
1. Movidina uvieína
2. Asturalia (Asturies + Australia)
3. Ḷḷaciana asturiana
4. Salvai les foques
5. Tía Nemesia
6. Rufu
7. Muammar
8. Dacuandu
9. Brenga celta
10. Rock militar
11. Salú ya dixebra
12. Nun puxa
Apúntate a la llista - L'Aguañaz, 1995
1. Pallabres vieyes
2. Rocangaita
3. Zapatista
4. Les cárceles
5. Cañicón
6. Independencia
7. A cielu abiertu
8. La tribu la corbata
9. Asturcón
10. Kuenka chunga
11. Duérmete neñu
12. Canciu d'amor
Dieron en duru - L'Aguañaz, 1997
1. Queda la rabia
2. Xuacu xinta xorra
3. Esto ye Asturies
4. Grieska
5. Nun llores
6. Xente
7. Maizón
8. Qué nos pasó
9. Aselecer
10. Tolos cartelos
11. Indios
12. El mineru
13. Nesti mundiu traidor
Glaya un país - L'Aguañaz, 2000
1. Mañana fría
2. Baila'l mileniu
3. Amnesia
4. Vaqueira
5. L'idiota
6. Hestories repetíes
7. La danza
8. Puta vida
9. Búscate a ti mesmu
10. Wilma Loulé
11. La partida
Sube la marea - L'Aguañaz, 2002
1. La memoria
2. Dime cómo ye
3. Vientu na cara
4. Ezeiza
5. Si vienes
6. In nomine dei
7. Pan y roses
8. Nenos de la cai
9. Acabóse'l baille
10. Puerca vergoña
11. Díes de comedia
Cróniques d'un pueblu - L'Aguañaz, 2003 (disco-libro recopilatorio)
1. Baila'l mileniu (remix)
2. Skandalera (nueva versión)
3. Mañana fría
4. Duérmete neñu (nueva versión)
5. Pallabres vieyes (nueva versión)
6. Vientu na cara (remix)
7. Tía Nemesia (nueva versión)
8. Búscate a ti mesmu (remix)
9. Dime cómo ye
10. Asturalia (2001)
11. Wilma Loulé
12. La danza (remix)
13. Nesti mundiu traidor
14. Grieska (1997)
15. Indios
16. Pan y roses (remix)
17. Canciu d'amor
18. Nun llores
19. Da-yos caña (nueva versión)
Ensin novedá - L'Aguañaz, 2005
1. El vieyu combatiente
2. La caballería
3. Fraternal
4. Mesmu cantar
5. El manteru
6. Día del ciclón
7. Lleenda urbana
8. Somos
9. Ensin novedá
10. Rompi'l ritmu
11. Salta
12. Nun quiero
13. Pal Caribe
Dixebra n'Acción - L'Aguañaz 2006
an itibariyle benim gibi tüm yazarların yanıp tutuştuğunu düşündüğüm eylemdir. zira bu seçimle ilgili söylenecek herşey ana kadar söylenememiştir. söylenecek sözleri içimize atmış, oy verme işlemine doğru yol almaktayız.
an itibariyle türkiye'de yapılacağını öğrendiğim ödül töreni.
edit:an itibariyle sözlükte ne kadar boş entryler girildiğinin farkına varma sebebim olan başlık.**
tatil yörelerinde ve büyük şehirlerledeki kısa mesaafeleri parsellemiş otobüs şirketleridir. kendi güzergahlarında başka hiç bir firmanın adı geçmez. kuş uçurmazlar. şehirler arası otobüs firmaları yollarının üzerinde olsa bile bu güzergahlarda yolcu indiremezler. izmir-kuşadası arasında 30 dk da bir otobüs kaldırabilecek kadar geniş bir otobüs filosuna sahiplerdir.
izmir-ayvalık,yalova-bursa,kuşadası-izmir vb. bildiğim kadarıdır.
bana nasyonal sosyalizmi çağrıştırmış ve hatta onun etkisinde kalmış gibi gelen ütopik devlettir.
turan anlayışı özünde tüm türk ırklarını bir devlet çatısı altında toplamaktır ve bunu yaptıktan sonra da onlara ırklarının öngördüğü üstünlükte eşit haklar vermek doğru olarak görünebilir. (bkz: sığ görüşler)
balkanlardan çin e kadar ordan oraya sürekli göç eden bir oluşumu çağrıştırıyor ve komik geliyor burdan bakınca da.
adem veya havva dan birisidir.kadınların erkeklerden daha önce orgazm olup daha çok zevk aldıkları göz önüne alınırsa,havva dır.ama kutsal kitaplar ilkleri kadınlara bırakmadığı için adem olasılığı da yüksektir.yüzde elli yüzde elli.
acaba ilk insanlar havva ve adem midir yoksa bu bir kabul müdür diye sorasım geldi birden?
(bkz: ukte)
bu günkü cumhuriyet gazetesini alarak bir tanesini elde edebileceğiniz cd .art avrasya televizyonu tarafından cumhuriyet gazetesi için hazırlanmış olup,bu mitingi ölümsüzleştirmek isteyenler için mutlaka bir tane elde edinilesidir.
mitingi televizyondan takip etmiş birisi olarak cd yi yetersiz,ve klip havasına sokulmuş kolajları da başarısız bulmuş bulunulmaktadır tarafımca.