akaza
183 (mavi jojoba tanesi)
dördüncü nesil yazar 2 takipçi 11.24 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    tor browser

    9.
  1. tor browser, özellikle ağır internet sansürü uygulanan çin, iran, türkiye gibi ülke vatandaşları için internette mahremiyeti ve güvenliği sağlayan tarayıcıdır.
    detaylı bir yorum ve anlatım için:
    http://sifirsifirbir.word...owser-nedir-ne-ise-yarar/
    2 ...
  2. flipboard

    1.
  3. ipad için üretilmiş bir e-dergi uygulamasıdır. daha sonra iphone versiyonu ve klasikleştiği şekilde en sonunda android versiyonu üretilmiş.

    bu program sayesinde ipad'inin portrait ya da landscape tutmanıza göre, kendisine uyumlu siteleri dergi formatında keyifli bir şekilde okuyabiliyor, aynı zamanda twitter, tumblr ve facebook hesaplarınızı da cover stories'in içinde yönetebiliyor, ilginiz olan bir konuda uygulama içi arama yapıp, sosyal medya ve flipboard dergileri üzerinden takipçi olabiliyor ve göze hoş gelen biçimde işlerinizi halledebiliyorsunuz. yeni güncellemesiyle, kendi derginizi de oluşturabileceğiniz uygulamının bence en etkileyici yanı sayfa geçişlerinin sanki dergi yaprağı çeviriyorcasına yapabiliyor oluşunuzdur.
    0 ...
  4. megamind

    14.
  5. eğer iyi olmasaydı, kötünün anlamı ne olurdu ana fikri üzerine inşa edilmiş animasyon filmi.

    aslında 'shreider' ile tanıştığımız günlerden beri sormamız gereken soru bu olmalıydı. düşünsenize, ninja kaplumbağalar artık silahlı mücadeleden vazgeçiyor ve shreider'i müzakerelere davet ediyor. müzakere sonucu 'schreider' ve ekibi dünyanın hakimi oluyor ve `ninja kaplumbağalar'da washington'ın yönetimini devralıyor. yalnızca washington. dünyanın hakimi 'schreider'. sonuçta çizgi dizide o yaşlarda haliyle anlayamadığımız birleşik devletlerin paramiliter kuvveti olan bir ninja operasyonel timi olarak görev yapıyor. sonuçta birleşik devletler dediğimizde kuruluş aşamasında yerlileri katlederek/kandırıarak topraklarda egemenlik kurmuş bir siyasi yapı. 'screider'in silahlı mücadelesini eleştirebilir mi? 'screider'leri olmasa, o kadar katmanlı bir yapıyı bir arada tutabilir miydi? acaba iktidarı ele geçirdikten sonra ninjalarla rolleri değişirler miydi? tartışabiliriz.

    her neyse, megamindda müzmin mağlup bir kötü adam. sonunda kötü talihini kırıyor. iyi adam metro manı alt etmesi sonucu eyaletin yönetimini ele geçiriyor. ve zirvedeki yalnızlığı tadıyor. canı sıkılıyor ve kendi kötülüğünü yaşayabileceği bir iyi adam yaratmak için kolları sıvıyor ve olaylar bu minvalde gelişiyor.

    1989 sonrası tek kutuplu dünyanın hakimi olan demokrasi savunucusu el-kaide gibi bir kötü adam yaratmış, çok mu?

    edit: imla.
    0 ...
  6. despicable me

    33.
  7. insanların tabiatının "aslında" iyi olduğunu ve kötü karakterlerin aslında çevresel faktörlerle oluştuğu iddiasına sahip yeni bir akımın animasyon dünyasındaki karşılığı. kötü karakterle iyi karakter arasındaki çizginin muğlaklığı ne kadar arttırsanız o kadar ilgi çekici oluyor. ezberbozan bu yaklaşım aslında tom ve jerry tarzı mutlak iyi ve mutlak kötü karakterlere sahip çizgi filmler izleyen ve farklı yaklaşımlar içerisindeki kuşağın, yeni kuşakla ortak paydada buluşmasını sağlıyor.

    megamind kadar altı çizilmiş olmasa da, 'despicable me' de 'kötü'nün daha 'kötü' karşısındaki iyiliğini vurguluyor. bilinçaltından kötüleri özgür seçimlerinin sorumluluğundan kurtarıp, koşulların boyunduruğuna mahkum ederek bir nevi aklama işlevi görüyor. bu 'kader'ci yaklaşım da, dünyanın çok küçük bir yüzdesinin dünya üzerindeki zenginliklerin çoğunu ellerinde tutumasını olumluyor. bu nasıl oluyor? işte dediğim bu kaderci anlayışın bilinçaltımıza farkında olmadan işlenmesiyle. birileri daha varsıl konumdadır, birileri daha yoksul konumdadır. bunun nedeni de kaderdir. özgür seçimlerimizin bunda direkt bir etkisi düşünülemez.

    din, siyaset ve ekonominin, endüstriyel sinemanın ideolojisini zimni ve kalleş bir biçimde yaptığı bu eserleri, 'agnes'in ya da 'minion'ların sevimliliği bile aklamamalı.

    edit: imla.
    2 ...
  8. futbol tarihinin en büyük ayarı

    23.
  9. "hakemler hakkında yorum yapmam ve bu alışkanlığımın o... ç... yüzünden bozmak istemiyorum."
    (bkz: alex ferguson)
    0 ...
  10. tek gecelik

    7.
  11. lütfen bu şarkıyı bir kere dinleyin, ve bana hakkında yazılan övgü dolu yorumların şakadan ibaret olduğunu söyleyin.
    müzisyenlerin yaşı ilerledikçe, zihinlerine paralel müzikleri de olgunlaşır. hayko cepkinin müzik tarzının olgunluk konusunda bir benjamin button misali gelişimi gördükçe hayretle izliyorum. sanki yaşını kabullenemeyen bir insan gibi çırpınıyor.

    herhangi ergenin salgıladığı testesteron hormonlarının ürünü bu şarkıyı ne yazık ki ne nakarat, ne prozodi, ne müzik, ne de sözler olarak bir şeye benzetmek mümkün değil. bu şarkının yer aldığı bir albüm, led zeppelinlerin, deep purple'ların, the doors'ların ya da en yerlisinden bulutsuzluk özleminin ulaşılabilirliğinin bu kadar kolay olduğu bir dünyada kendine dinleyici bulabiliyorsa, hayko cepkinin değil, dinleyicilerin kendini sorgulaması lazım.
    4 ...
  12. stieg larsson

    15.
  13. millenium üçlemesinin yazarı, gazeteci, feminist, sosyalist, isvecli, merhum.

    kadın haklarının savunulması gereğini küçük yaşlarında tanık olduğu bir taciz/tecavüz olayından sebebiyle erkenden kavramıştır. feminist serinin ana temasını oluşturur. isveç gibi kadınlar için seks işçiliğini yasaklayarak, dünyaya pozitif ayrımcılığın en güzel örneklerinden birini verdiğine inandıran bir ülkede bile kadınların sorunlarının bitmediğini gözler önüne epik bir şekilde sermiştir. aynı yasa sebebiyle isveçte seks işçileri yer altına gömülmüş ve bu sebeple erkeklerin zulmune daha derinden mazhar olmuşlardır.

    onu meşhur eden kitapları aslında kendini meşgul etme amacıyla yazmış olup, yayınlanıp onu ölümünden sonra meşhur etmesi kafkanın yavşak arkadaşı paul brody gibi bir hikayeye dayanmaktadır.

    sosyalist olmasından mütevellit kitaplarında isveç'te kurulan nazist ve aşırı sağ örgütlerin derin izleri görünür.

    mikael blomkvist karakteriyle kendini özdeşleştirdiği düşünüldüğünde, otisabinin roman kahramanı versiyonu olduğu rahatça söylenebilir. ancak gerçeklerin bundan bağımsız olduğu ve bu karakterin bir nevi ego tatmini için yaratıldığı söylenebilir.

    ayrıca iki sayfada bir tost yiyen ve sürekli sütlü kahve içen karakterleri gibi kahve yüzünden gittiği rivayet edilmektedir.
    0 ...
  14. kulaklık

    41.
  15. eğer araştırma yaparak almak isterseniz, küçük, ucuz ve işlevsizleri için bile sınırsız sayıda kullanıcı yorumu ve tavsiye bulabileceğiniz ve bu sebepten kafayı yiyebileceğiniz, özünde müzik çalarınızın sese dönüştürdüğü sayısal veriyi dinlemenize yardımcı olan bir aparattır. ötesi değildir. gaza gelmeyin benim gibi.
    0 ...
  16. banderillero

    1.
  17. boğa güreşçilerine, boğaya banderilla adı verilen sopaları saplayarak yardım eden kimsedir.
    (bkz: hable con ella)

    filmden örnek cümle:
    he always wanted to be a bullfighter, but he stayed banderillero.
    0 ...
  18. tatlı rüyalar

    18.
  19. hızlı okunan bir alper canıgüz romanı
    detaylı yorum için:
    http://cunkubenbunadegeri...lestiri-tatl-ruyalar.html
    0 ...
  20. govarnör

    1.
  21. transmisyona aracın ne kadar süratle gittiğini söyleyen akıllı bir valftir. motorun dışan monte edilmiş olup, motor ne kadar hızlı dönerse o kadar hızlı döner. cruise control diye bilinen sistem aslen ayarlanabilir bir govarnörden ibarettir.
    evimizde kullandığımız elektriğin 220 volt gibi sabit bir gerilime sahip olmasının altında yine bu efsane yatar.
    daha derinine inmek isteyenler için:
    htmlhttp://video_demos.colost...edu/mechanisms/index.html
    0 ...
  22. rezzan yeşilbaş

    1.
  23. 2012 cannes film festivalinde en iyi kısa film ödülünü sessiz adlı filmiyle almış ve ülkesinin tüm yalnız ve sessiz bırakılan kadınlarına adamış yönetmendir.
    0 ...
  24. iron man

    74.
  25. sahip olduğu bilgisayar teknolojisiyle apple ötesi stabilizasyon sağlamış bir şirkettidir stark endüstri. resmen bütün case lere göre tedbirli bir zırh ve içindeki adam var karşımızda. hadi onu da geçtim nedir ya bu yardımcı robotların dilbigisi ve atasözü ya da deyim anlama kapasitesitesi. sanki robot değil de insan mübarek.
    buna karşın bütün görsel efektlerine ve silahlanmaya karşı olarak güçlü, atom bombası gibi bir silah üretmenin mantığına kurban olduğum hollywood filmi. o silah biz-biz kimiz onu kendi çıkarlarımızdan soyut, insanlığın iyiliği için harcayan bir fabrikatör- de olsun, sorun yok. tamam görsellik ve tasarımlar hayli güzeldir, hayal gücü de en dik alasından güzeldir. lakin amerikan propagandası soslu hayal gücünün varacağı tek son hitler dönemi propaganda anlayışı olacaktır. bu kadar mı stabil, sorunsuz ve insansız mıdır teknolojiniz? bu kadar mı aşmıştır?
    0 ...
  26. gece kulübü

    6.
  27. statünün şeker gibi satılıp, alınıldığı yere gece kulübü, bu alışveriş süresince geçen zamana da eğlence denmektedir.
    0 ...
  28. twitter

    1131.
  29. twitter, bir tür sanal mastürbasyon aracıdır.
    0 ...
  30. eksiklik duygusu

    1.
  31. Hep bir treni kaçırmışlık duygusu olur ya insanda, bir yere yetişmesi lazımda, ne o yeri ne de zamanı biliyor ancak o anda bulunduğu yerin olması gereken yer olmadığını tamamen biliyor, işte o duygudur bu.

    ya da baharın gelişiyle birlikte, insan havayla bir uyumsuzluk yaşar ya hani bir eksiklik duygusu, o kadar eksik olur ya hayat. Her şey doğru gibi görünür, herkes tarafından olması gerektiği gibi ama o hep eksiklik işte ve bu eksiklik kapanacak gibi durmaz ya. odur işte.
    1 ...
  32. spartacus vengeance

    418.
  33. "böyle finale yürek dayanmaz" çocukluk zamanlarımızdan, ta 2000 den kalma galatasaray-arsenal uefa kupası finalinde spiker abimiz tarafından sıkça dillendirilen bir cümleydi. o zamanlardan beri hayatın hiç bir alanında böylesine bir heyecan yaşamadım ben *
    uzun yıllar sonra ekrandakinin ardına geçtim ve televizyondan izlediğim bir şeyin bir parçası olabildim*.

    kalbi olan var arkadaş yapılır mı böyle final bizlere

    --spoiler--

    anti-emperyalist çıkışların bilinen ilkini yapan- malumunuz roma ilk emperyal kuvvettir- yarı kurgu, yarı tarih öyküsü çok etkiledi beni.

    kendimi rahatlıkla bir özgür adam yerine koyabilirim. dizinin istediği de budur.

    anti-emperyalist ateş sönmez. vatan bölünmez *
    --spoiler--

    bu sezona bulaşmayanlara tavsiyem: 10 bölümü ardı ardına izlemek gibi bir gaflet içine düşmesinler. bir insan kalbinin bir anda kaldırabileceğinden fazla zira.
    1 ...
  34. the hunger games

    121.
  35. kitabını okumadım. dangadanak film eleştirisine geçeceğim.

    "yapacak bir şey yok mottosu eşliğinde oynadığımız bir oyun var. kapitalizm. kapitalizm, gerçekten lanet bir illet. alternatifi bile düşenemediğimiz bu oyuna yalnızca küçük küçük eleştiriler yapıp, çarkların dönmesine katkıda bulunuyoruz. asla isyan edemiyoruz. asla başka bir dünya tahayyülü kurmuyoruz.

    bu sistemin bize düşünce özgürlüğü verdiğini düşünüyoruz. bize birey olma hakkını verdiğini. hepimiz bireyiz doğru. ancak, tüketen bireyler. insandan önce tüketici olduğumuz bir çağdayız.

    işte bu oyunun içine bu kadar kapılmışız ki nasıl bir oyunun içinde olduğumuzu bize gösteren distopyadır. distopyanın her türlüsü mübahtır.

    bu film piyasaya yönelik çekilmiş olabilir, hataları, günahları olabilir. ancak şunu eğer bir insanın içinde bile yaşadığı dünyayı sorgulayacak bir soru oluşturduysa, bence yeterlidir.

    şunu da söylemeliyim ki kapitalizm öyle bir illet ki hollywood marifetiyle, kendi eleştirisini de kendi yapıp, düşünenlere sen düşünme ben senin yerine de düşünürüm demekte, sorgulayanlara tüm oyuncaklarını elinden alıp, kendi istediğini vermektedir. beyinsel mastürbasyon yaptırıp, pasifleştirmektedir insanları.

    sen bu insanlar arasında ne oluryorsun tarrağım derseniz, susar kalırım. doğru.
    1 ...
  36. meltem mahallesi

    8.
  37. eğer antalyanın bir merkezi varsa orası burasıdır.

    lara'ya, çakırlar'a ve konyaaltı'na eşit mesafede olması sebebiyle merkez konumunu sonuna kadar hakeder.

    özellikle meltem bulvar'ı üzerinde bulunan bir adet devlet hastanesi, mymoon(eski boneras) ve güneş fırın adlı iki pastanesi, meltem camiisi ve 1 e 1 marketi, envai çeşit tekel marketi (özellikle serkan büfenin telefonla sipariş ve facebook chat üzerinde sipariş gibi dünya çapında evlere servis hizmeti vardır), pizza pizzası ve osu busu şusuyla antalyanın yegane mahallesidir.

    kaleiçine otobüsle 7dk dır.

    gerçekten sevmişim lan ben burayı.
    2 ...
  38. viyana

    156.
  39. orta avrupada bir türk kentidir.
    1 ...
  40. brno

    7.
  41. prag viyana arası transit geçilirken, karar değiştirilip uğranılacak bir çek kentidir. treleybüs gibi bir ulaşım şeklinin bir yerlerde hala sürdürülmesi gerçekten ilgi çekici olabilir, zira çekler hala kullanıyor bunu.

    insanların güne saat 05.00 gibi erken bir saatte başlaması da çek, çalış, öğün, güven lafının doğruluğunu kanıtlar niteliktedir.

    bu soğuk iklimin, sıcak insanlarını da sizi davet eden kafelerin herhangi birinde bulabilirsiniz. benim gittiğimin adı klub fantomas'tı. linki de aha burda http://www.rave.cz/klub/fantomas/ . gittiğiniz zaman uğramanız farzdır bence. bir de bira ile uyumlu enterasan peynirlerinin tadarsanız iyi olur tabi ki.

    içmemek günah gibidir bu topraklarda, zira bira prag'ta üç tl, brno da ise 1,5-2 tl civarındadır. kokteylleri siz düşünün. bir de becherovka'yı güzeldir.

    fantomas'ı da bilmeyenler için söyleyelim. eski bir fransız dizisindeki mafya babasının adıdır orijinali.
    0 ...
  42. twelve monkeys

    46.
  43. --spoiler--

    film yeryüzünün kullanılmaz bir duruma gelmesinden mütevellit bir yeraltı dünyasında başlıyor. james cole burada bir mahkum, yatağından kalkarken gönüllü olduğunu öğreniyor. distopik dünya da gönüllük de kişinin rızası değil, görevlendiricinin insafına kalmış durumda. daha sonrasında bu gönüllüğünün zaman makinesiyle, geçmişe seyahat ederek insanlığın yeraltına mahkum edilmesinin nedeni 12 maymun teşkilatı hakkında bilgi toplamak olduğunu anlıyoruz. psikolojik olarak zorlu bir yolculuk olduğundan, aya gönderilen maymunlar gibi, mahkumlar arasından seçiliyor seyyahlar.

    daha sonra ise cole'u altı yıl hata ile yani 1990 yılına ve bir tımarhaneye gönderildiği anlaşılıyor. sağlık görevlisi cole'u gezdirmesi için jeffrey goines'e yüksek bir meblağı havale edeceğine söz verip, ikna ediyor. jeffrey, histerik davranışlar sergilemesine karşın, dilinden çok basit bir sistem eleştirisinin kurşunları dökülülüyor. öyle ki söylediği herşey kapitalizm çağını özetliyor.

    tımarhanede tanıştığı psikiyatristi Kathryn Railly ile arasında değişik bir bağ kuruluyor ve tımarhanede başarısız bir kaçış deneyiminden sonra, tekrar günümüz zamanına dönüyor.

    brad pitt in lunatic karakteri gerçekten çok kafası çalışan ve ayakları yere basan düşünceler dillendiriyor filmin başında. brad pitt de iyi canlandırmış canım, hakkını vermek lazım.

    film daha sonrasını izlerseniz anlarsınız. ben size anladıklarımı söyleyeceğim.

    filmin sonundaki çocuk aslında cole idi. zira cole bunu eski bir anı bir rüya gibi görüyordu. ve kathryn'in ölüm sekansı boyunca yakın planda, o sarışın çocuğa bakıp manalı manalı gülümsemesi de bunu doğrular niteliktedir.

    kuru temizlemeci bence günümüz insanlarının kullandığı bir maskeleme tekniği. müdahaleden 1996 tetikçisinin haberi olsa dahi, onları bulamayacaktı bu maske sayesinde.

    bu olay geçmişte geçmesine rağmen sonsuz bir döngünün içinde gibiydi. sanki bir spiral gibi ilerliyordu. şöyle ki günümüz denilen zamanda kathrynin ses kaydı ele geçiriliyor ve bu ses kaydını cole'un etkisinde veriyorsa, bu demektir ki havaalanında meydana gelen bütün atraksiyon bu minvalde devam edecek. yani bu geleceği kurtarma programı bir müdahaleye maruz kalamadığı için hep aynı biçimde sonuçlanacak bir tiyatro oyunu gibi devam edecek.

    filmin son sahnesinden sigortacı/biliminsanı ve virüsü yaymak için seyahate çıkan biliminsanının karşılaşmaları ise beni baya bir kıllandırdı. acaba kadın gelecekteki iktidarını sağlamlaştırmak için mi böyle bir çaba içindeydi. ya da sigortacılığı sadece bir yalandan mı ibaretti bilemedim. ben aslında herşeyi seyyah virüs yayar biliminsanıyla beraber planladıklarını ve bu yolculuğu da beraber çıktıklarını düşünüyorum. tabi bu benim düşüncem.

    not: başka sorularınız varsa alabilirim?

    --spoiler--
    0 ...
  44. kinegram

    1.
  45. taklit edilemezliği sağlamak amacıyla, pasaport gibi değerli evraklarda kullanılan, hologram benzeri bir unsurdur. ancak hologramdan hem daha karmaşık, hem de daha pahalıdır. eldesi için bir bilgisayar ve bir zihin gereklidir. taklitçilerin yüksek maliyeti nedeniyle hologramlar kullanarak benzerlerini yapmaya çalıştığıdır da.
    0 ...
  46. prag

    86.
  47. disneyland şehridir. bence ziyaret etmeden önce bir ay takvimi elde edilip, dolunay denk getirilmelidir, zira bütün o kaleler, şatolar, saraylar, binalar, hepsi dolunayda disneyland logosu çağrışımı yaratırlar. ve bu çağrışım da - disneyland her ne kadar amerikan sermayesi ve siyasası için genç zihinleri etkilemeye çalışan bir çizgi film şirketi olsa da- bize bir masal kahramanıymışız gibi hissettirir.
    charles köprüsü, kale, john lennon duvarı, wax museum, communism museum, young art gallery, wax museum, muhtelif sanat galerileri ile görülmeye değer bir yerdir. insanları havanın aksine sıcak ve yardım severdir. içki fiyatları ise içmeyeni dövdürtecek kadar ucuzdur. para birimi korunadır ve 10 koruna yaklaşık 1 türk lirasıdır. becherovka tadılmalı ve vltava gölünde bir vapurla gezilmelidir.
    1 ...
  48. elephant gun

    11.
  49. yitirilmiş bir gençliğin 3 dakikalık bir cenaze töreni gibidir bu şarkı. her insanda var mıdır bilmem ama benim gibi dimağlardaki eksikliği, tamamlanamamışlığı ve tamamlanamayacak olmayı vuruverir yüzüne. dinlersin, mal olursu; ancak adamların bunu amaçlamadığını anlarsın, kahrolursun.
    1 ...
  50. sorumluluğun bir üst makama devredilmesi

    1.
  51. türk bürokrasinin yönetim anlayışında son dönemlerde sıkça görülen bir durumdur.

    vatandaş: kızım işimiz çok acil, bak görüyorsun, amcanız hasta.
    öğrenci : kurallar gereği 11.30 dan sonra hasta alamıyoruz, öğleden sonra gelin. valla emir böyle.

    belirli bir makamı işgal eden memurların ya da kural uygulayıcıların, kullanmaktan imtina ettikleri inisiyatifleri nedeniyle, aslında kendilerinin de öyle istemediğini belirterek, yukarıdan gelen tebliğ ve direktifleri herhangi bir akıl süzgecinden geçirmeden uygulama girişimidir. kişilerin kanun olduğu sistemden, kanunun kişileri olunan sisteme geçiş gibi görülür. ancak aynı sistem anlayışı kanunu koyanın eski kanun uygulayıcısı zihniyetinde olması sebebiyle birbirinden farksızdır. zira kanun uygulayıcılar işine gelinen konuda kanunları uygulayıp, işine gelen konuda da inisiyatif kullanıyormuş gibi gösterip aslında sağduyunun çok da basit bir eylem olarak gördüğü şeyi yaparak bir nevi ikiyüzlülük yaşamak/yaşatmaktadırlar.

    yönetimde insan faktörünün etkisini en aza indirerek, gerçeklerden kopuk, kendiliğinden değil, yalnızca yukarıdaki makamlardan gelecek tenkitlerden ve çevre baskısının karışımından oluşan bir motivasyonla ile yapılan eylemleri içerir.
    0 ...
  52. baba ve piç

    108.
  53. orijinal adı "bastard of istanbul" olan ve ispanyadaki ingiliz okulundaki asimilasyon sonucu romanları kendisine "ingilizce gelen" türkiyeli yazar elif şafak tarafından yazılmış romanın adıdır.
    2 ...
  54. bir kadını en çok etkileyecek söz

    14.
  55. kadın: gelir misin?
    erkek: olur.
    0 ...
  56. internet mahir vs facebook

    1.
  57. birisi soğuk savaş sonrası özgürlük umutlarıyla yaygınlaşmış internetin vaat ettiklerini simgeler.
    diğeri ise 2001 sonra paranoya ve korku içindeki dünyanın gerçekleştirdiğidir.
    1 ...
  58. facebook

    3762.
  59. msn'in kincisidir. zira msn de herşey uzaya yollanan ses sinyalleri gibiyken, facebook'ta ise gözümüzün içine kadar sokulan karne notları gibidir. facebook yazdıklarınızı ilk anından itibaren eksiksiz bir şekilde önünüze koyabilir.
    internetin bağımsız ve bağlantısız gücü olacağını öngören 90lar insanlarına karşı facebook 2001 sonrası kontrol altında hadım edilmiş bir dünya figürünün yansımasını yansıtır.
    kötü yanlarından ziyade telefon rehberinizde adı bile bulunmayan eski dostlarınızı size getiren ve işiniz düştüğünde arkadaşlarınızla kolay ve ucuz iletişim kurabileceğiniz bir ortam sunması keyiflidir. ancak bütün bu kolaylıkları babalarının hayrına yapmadıkları, insanların özel mesajlarının içeriklerine göre reklamlara maruz bırakan bir sistemi de gizliden gizliye çalıştırdıklarını itiraf etmişlerdir.
    0 ...
  60. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük