Kanat takarsa neden olmasın denilesi fiil. Kanat deyince aklıma geldi, kabeye kuş sıçıyor mu, sıçıyorsa sıçan kuş cehenneme mi gidiyor veyahut kuşlara karşı hava limanlarındakine benzer önlemler var mı? Her gün değişmez o örtü. Ha, zaten etraf çöl, kuş yaşamıyor hicazda dersiniz, kabulümdür.
"sana azerbaycan tahtını veriyoruz, yalnız yanında ilham aliyev'in burnunu da kendi burnunun yerine takacaksın." denilse kaç kişinin he diyeceğini merak ettiğim yazar. tipsiz herif! Yalnız burnunun yanında mihriban sultan'ı da veriyorlarsa düşünülebilir tekrardan. Gerçi herif devlet başkanı olduğundan kimse gülemiyordur burnuna. Iyğ, bu koca burun ne biçim tıkanıyordur kışları: ilham Aliyev'in burnunun akması üzerine oturuma iki saatliğine ara verildi.
baş döndürücü bir güzelliğe sahip bir yazardır. Onu görünce boyunları sıkışıp şah damarları patlayan baykuşlar bayan slywitch'in güzelliğinin en önemli kanıtıdırlar. Ne gözleri mavidir, ne saçları sarıdır, ne de çarpıcı vücut hatlarına sahiptir bayan slywitch. ama hiçbiri sıradan bir insanınkinden farkı olmayan o gözler o kaşlar altında gölgelenince, o saçlar o bir kırkpınar pehlivanının sırtını andıran geniş enseden aşağı inince göz kamaştırıcı bir mazara çıkar ortaya.
yıllarca aday olup seçilemeyince hönkürüp o zaman sınıf başkanının dört yardımcısı olsun teklifini sunup akabinde bu da eşitlik ilkesine aykırı, yardımcılar da başkan olarak anılsın dedikten sonra beşinci başkan olduğum meslek. Sonradan ben bile bu işten sıkılıp kendi kendime istifa etmmiştim. iki üç hafta sonra seçimler yenilenmişti. Ulan neden bana oy vermezlerdi ki it oğlu itler?
hiç şirin tatmamış birisi olarak şirin yakalamaya hayatını vermiş adam. Sırf altın değil ki derdi. Birkaçını kızartır, birkaçını çorba yaparım diye şarkı söylüyor adam. Ama hiç yediği de olmadı, nasıl biliyor lezzetten dört köşe olacağını? Bu biraz havyar yemeğe parası olmayan adamın havyarda müthiç bir tat gizliğ olduğunu düşünmesi gibi bir şey.
aptal bir millettir. Bir bölümde Gargamel, başarısız deneylerini attığı çamur havuzuna düşmüş, bunun sonucunda her götülük yaptığında küçülür hale gelmiştir. O kadar küçülmüştür ki, bebek şirince yaprak altından çekilip oyuncak bir bebekmişcesine oynanabilecek kadar. Sonrasında şirin babanın gözüne girme heveslisi gözlüklü şirince köye götürülen gargamel, burada şirin babaca muayene edilir. iyilik yaparak tekrar eski haline dönebileceği ortaya çıkar. Bir dizi maceradan sonra taburcu olan Gargamel şatosuna döner ve bölüm biter. Fakat;
Siz ki gargamel tehlikesi yüzünden ortaçağdan kurtulamayan, bilimsel gelişimi, özgür düşünceyi savunan gözlüklü şirin'i her defasında köyün dışına tekmeleyen şirinler düşünemediz mi ki Gargamel ortadan kaldırılırsa ya da bir çeşit antlaşmayla etkisiz hale getirilirse neşeden kuduracaksınız? Dikkat! Gargamel'i kim tedavi ediyor? Şirin baba. Çünkü bizim ufak diktatör, güvenlikleri için iksirlerine muhtaç şirinleri gargamel tehlikesi olmaksızın yönetimi altında tutamayacağını, çok geçmeden gözlüklünün yönlendirdiği muhalif şirinlerle uğraşmak zorunda kalacağını biliyor. bu sebeple sözde iyi kalpli şirin baba kisvesi altında gargameli tedavi edip yolluyor. kesin köyü tehdit altında tutması karşışığında gargamele vergi de ödüyordur bu aksakalına güven olmaz mendebur.
1969 doğumlu Gürsel Akay profesyonel bir bisikletçidir. Erciyes dağına çıkan ilk türk olma, borneo'da dünyanın en zorlu macera yarışı kabul edilen 520 kilometrelik non-stop yarışı bitiren ilk türk takımında yer alma gibi ünvanları vardır. 1992'de sena akay'la birlikte kurduğu yeşil bisiklet ile bu sporu ve yaşam biçimini sevdirmek için bir çok etkinlik düzenlemiştir. Ayrıca ilk türkçe bisiklet dergisini çıkartmıştır.
tibet 26 modelinden aldım bir tane. ilk sürüş güzeldi, bianchi tadını veriyor, kaymak gibi süzülüyor. Hem bianchi'den daha ucuz. ingiliz malı olunca, görüntüsü de hoşuma gidince düşünmeden aldım. Yalnız benimki bulgaristan yapımı çıktı. Bakalım bir ay sonraya ne düşündürtecek? Çin malından kötü olamaz herhalde.
merhametsizdir. fd ile ff ona göre birdir. o değil de ben güzel buluyordum hocayı, bir derse çocuğunu getirdi, yıkıldım. çocuk pencereden düşse, herif bir çocuğa sahip çıkamadın diye dövüp boşasa diye geçirdim içimden.
dizüstü bilgisayarlara özel, kaliteli ve ucuz sırt çantaları üreten bir markadır. Yalnız çantanın üzerinde veyahut içinde hangi ülke malı olduğuna dair bir ibare yok. Belki de sanayi devrimi gelince kapanmayı unutan osmanlı el tezgahlarından birinde imal edilmiştir. ****
pisliğin tekidir. ağaçlara hunharca dadanmış bu plastik okaliptüse doğalgaz diye sızlanmak yerine kömür yakmasını öneriyoruz; ama nerde. BAri çalıçırpı yak, biz öyle yakardık odun sobamızı; ama hayır. illa erozyon yaratacak, doğaya zarar verecek, sonra evini su basınca akp'ye laf atacak. Alın kömürlerinizi, bu arada bu kömür dağıtımının mantıklı olduğu sonucu çıkıyor bu yazıdan; ama ne yapalım, tükürdüğümü yalayacak değilim, ıy, zaten halıyı iki aydır süpürmedik.
Atlardan hoşlanan Amerikalı bir zencidir. ikinci kez bir atı istismar etmesi üzerine üç yıl hapis cezası almış, ahırlara girmesi yasaklanmıştır. Ama cezanın mantığını anlayamadım. O zaman at miken zebra da tutuklansın. Belki olay atın rızasıyla vuku buldu. Ama dili yok ki anlatabilsin atcağız meramını.
Yine de kendisini anlamak güçtür. Bir kere siyahsın. Namın okyanusu aşmış, dört kıtada birden yürümüş. Tarak sende, m.lafat sende. At da at diye gezinmek niye?