Ben mişim---neymiş?---su sesiymiş
Oymuş---cam kırıkları gibi gövdemi yakan---
Yanağında sardunya kokusuyla yazdan
Kimmiş o gelen ya giden kimmiş
Bir yabancı mı , yoksa bir ermiş
Değilmiş, bir çağrı bile yokmuş uzaktan.
Güneş mi batarmış bir özel isim bitirir gibi
Yanmış bir ağacın yaprakları mıymış kımıldayan
Ne kalmış bir önceden ya da bir sonradan
Kim koparmış dalından bu yabani incirleri
Ya kimmiş kıyıya çeken hayalet gemileri
Ne yazılmış nereye bu garip kargaşadan.
Yıldızlar, büyülü ülke, adımı unutturan
Bir kaya, bir ot, bir akarsu
Hangi yaz şarkıcılarının ürpertili korosu
Ki bütün ölüleri sağa çıkaran
Ve kenti bir ölüm derinliğine salan
Yani bir gül solarken bir gülün açma korkusu.
Şiirler yazdım, kitaplar okudum
Elime bir bardak aldım, onu yeniden oydum
Derinlerde kaldım böyle bir zaman
Kim bulmus ki yerini, kim ne anlamış sanki mutluluktan
Ey yağmur sonraları, loş bahçeler, akşam sefaları
Söyleşin benimle biraz, bir kere gelmiş bulundum.
şahsımın durumunu özetlemektedir. kusursuz suratı olan kızları çekici bulamamak, suratta kimisi için kusur olarak görülse de benim için bir güzellik sebebi olan ayrıntılardır. örneğin gözlerin baygınmış gibi bakması burnun hafif eğikliği çenenin yukarıya doğru oluşu gibi küçük ayrıntılar. hasta mıyım bilmiyorum.
lozan antlaşmasına tarafımızı temsilen gönderilen ismet paşa ve rıza nur bey hakkında yeterli bilgiye sahip olmadan, bilgiye ulaşmak için çaba dahi sarfetmeden ortaya atılan mesnetsiz iddiaların sahibi insandır.
hiç de koymaz bana hiç de midem bulanmaz. benim insandan midem bulanmaz. başkasının suyundan da içerim kaşığından da yerim, zerre incinmem zerre gocunmam. tam bir ahmak işi beyanıdır. alttaki tiki kız yorumları da bu ahmak çemberimin dahilindedir.
galatasarayın 4 puanla grupta lider olduğu elazığsporun ise 2 puanlı olduğu ziraat türkiye kupası grup maçıdır. iki takımda mutlak galibiyet için sahada olacaktır. zira galatasaray ligde lider fenerbahçe ile arasındaki 8 puanlık farkın moralleri bozamaması derdinde, elazığspor ise ligin alt sıralarından ve düşme tehlikesinden kurtulma çabasını kupada lig öncesi iyice pekiştirebilme gayreti içerisinde olacaktır. galatasaray ilk aşkımdır, elazığspor ise sonradan memleket sevgisiyle gelen sevdamdır. siz son sevdiğinizi çok severken bile ilk sevdiğinizi unutur musunuz? ben unutamam. öyle işte.
genellikle yazarlarının içeriği boyunca kendilerini övdükleri gereksiz ve birbirinin kopyası kitaplardır. hatta birçoğunun bu kitaplarda belirtilen amaç dışında, kendi egolarını tatmin ettikleri de gözlenir.
insan vazgeçebilen bir varlık olmuştur hep. kimse vazgeçemediği biri olduğunu söylemesin bana. vazgeçemeyen birileri elbet olmuştur fakat onlar da aramızda değildir. ondan vazgeçemiyorsa kendinden vazgeçer. bu benim yalancılara sözümdür. yeter artık bu yalanlarla kulakları tırmaladığınız.
bir odada türk kızı diğer dokuzunda rus kızı olsa ben türk kızının odasına girerim. yanlış anlamayın ha, neymiş lan bu dokuz rus kızına bedelmiş kesin afet-i devran bişeydir diye düşünürüm herhalde. hem dil de ortak.
desiderius erasmus isimli eski çağ düşünürünün bir eseridir. not: okuyanların deliliği kabul ettikleri kitaptır. bu üstad deliliği öyle bir anlatmış ki artık bir tek kimse kalmamış sokaklarda, aklını gözlere gözlere sokan. ben senden akıllıyım diyen çıkmamış bir daha. delilik meziyet her kes de deli olmuş. kitap kesinlikle önerilir.
içimizdeki vatan haini savcıların orduyu da kötü emellerine alet ederek ülkemizi uluslarası arenada güçsüzleştirme ve itibarsızlaştırma politikasının gülünçlüğünü naif bi şekilde özetlemek isteyen yazar beyanatıdır. not: burada akp hükümetinin suriye politikasını değil türkiyemizin çıkarlarını savunuyorum. politikası yanlışsa bile bunun arkasında durmak zorundayız çünkü bu yanlış hepimizin. %50 mizin değil hepimizin. lozanda ismet paşanın arkasında durduğumuz gibi durmak zorundayız hükümetin arkasında.
yaptıkları için asla pişmanlık duymadı. arkasındaki karanlık umrunda bile değildi. önündeki uçurum cennetiydi onun. ve kendisini cennetinin kollarına bıraktı.
tamamiyle bir akıl fikir ve kibir yanılsamasıdır. kadın asla sadece vurgulandığı manada kadın değildir. kadın insanlığın başrolüdür. kadın anadır. tüm kötülüklerin de tüm iyiliklerin de anasıdır.
kimisi için bir sese ihtiyaç duyarken hapsolunan sessizlik,
kimisi için en mutlu hissedilen filmleri açıp tekrar tekrar
izlemek, kimisi için de anlatacağı hiçbirşeyi olmamak.
kimisi için bir tercih kimisi için de kaderinin bir yükü.
kimisi için bir imtihan kimisi için bir felsefe. özetle
kişiden kişiye değişen bir olgudur yalnızlık.