ne saçma bir ülkede yaşıyoruz, komutanın can'a "lan senin baban ne diyor bu ibne haline" demesi. ulan sen nasıl komutansın nasıl bir insansın.*
alman daniel'in "dürüst olmak çok önemli dürüst olmalısın ahmet." demesi ve avrupalı bakış açısını bize göstermesi. anlayamaz ki onlar nasıl anlayacaklar ki. "onlar senin ailen ahmet seni seviyorlar." böyle seviyorlar işte çocuklarını kendi inançları, kendi istekleri olmadı diye öldürebilecek kadar. bu kadar ağlamamıştım hayatımda hiç bir film için. herkesin izlemesi gerek bence.
can'ı canlandıran oyuncu kendisine hayran oldum. (bkz: kerem can) ayrıca bu karakter izleyenler bilir, queer as folk'daki emmet honeycutt karakterine benziyor. o yüzden ayrı bir sevdim.
ahmet'i canlandıran oyuncu (bkz: Erkan Avcı)
Daniel'i canlandıran oyuncu (bkz: Giovanni Arvaneh)
can'ın annesini canlandıran oyuncu (bkz: Tilbe Saran)
can'ın abisi cihan'ı canlandıran oyuncu (bkz: Tolga Tekin) yavşak kelimesini söyleme biçimiyle gönüllere taht kurdu.
can'ın teyzesini canlandıran oyuncu (bkz: Jale Arıkan) kendisi yenge rolünde veda adlı dizide oynamakta.
can'ın teyzesinin sevgilisini canlandıran oyuncu (bkz: Erdal Yıldız) uçurum adlı dizide kötü adamı oynamakta.
ahmet'in annesini canlandıran oyuncu ki o karaktere öldüresiye gıcık olup erol taş'a domates atan insanlar gibi bu kadına da ben domates atmak istemişimdir ama yapmam tabi ki. (bkz: Rüçhan çalışkur)
ahmet'in babasını canlandıran oyuncu (bkz: Ünal Silver) gerçekten çok iyi bir adam ve kızınında eşcinsel olduğunu açıklamış.
yedi numara'da haydar karakterini canlandırmış oyuncu
bir fast food lokantasında görüp utana sıkıla imzanınızı alabilir miyim ben hayranınızım deyip matematik defterimi çıkarmıştım. sağolsun imza atmıştı. bir de üstüne "heralde galiba sanırsam" yazmıştı ve gönlümü bir kez daha fethetmişti.
her gün işe/okula toplu taşıma araçlarıyla giden kişidir.
benim lan bu. taktiği vereyim;
kalabalık otobüste oturmak için arka taraflardaki koltukların arasında duracaksın, kesin biri iner. tramvay ve metro içinde geçerli. atıyorum dopdolu bindiğin araç, sende kapının önünde durabiliyorsun sadece, bir şekilde ayarlayıp koltukların olduğu yere doğru gideceksin. bir iki durak sonra oturmuş olduğunu göreceksin. %100 facebook onaylı.
michael jackson'ın en güzel şarkılarından biridir.
yıllardır bu şarkıyı arıyorum. küçükken gta vice city oynarken radyoda bu şarkıyı denk getirmek için ne kazalar yaptığımı bilirim. ne bileyim o zaman michael jackson'ı, billie jean'i, evde ibo show izleyen bir aileyiz. sertap erener'in eurovision şarkısından başka yabancı şarkı bilmiyoruz. büyüksün michael baba.
cahillik ve caniliğin kurbanı olan masum bir insan.
belki melek, başka bir ailede doğsaydı. 16 yaşındayken kocaya vermezlerdi. o.ç olan o kocaya ve ailesine katlanmak, çocuğunun ölümünü görmek zorunda olmazdı. dayak yiyip, aç bırakılıp tuvalet köşesine atılmazdı.
belki melek'in bambaşka bir hayatı olurdu.
çok sinirlendim. insan diyorlar birde sizin gibilere.
edit: ekşisözlükte bir yazar, bu haberi okuyunca 38 derece olan havada üşüdüğünü yazmıştı. şuan bende üşüyorum, kollarım neredeyse titreyecek. ha bu başlık, saçma sapan başlıklara tercih edilecek, bir gün olsun da önemli bir konuya akın edin.
giddar beşlerin çağı adında ikinci kitabı çıkmıştır ve kitabın müzikleri dinlebilir/indirilebilir. http://giddar.com/
Skyrim, Wow, Lol v.b oyunlar oynarken dinlenmesi mükemmel bir ortam oluşturuyor. *Blind Guardian sevenlerde dinleyebilir.
param olunca almayı düşünüyorum ama önce zaman çarkı serisini bitirmem gerekecek.
iki ayrı kişi tarafından yapılan cinsel istismar.
akşamları biriyle karşılaşırım diye korkmak ve ekmek almaya çıkamamak, aileye bir şey diyememek ve onların size kızması.*
doğrusu uyku felci olan olay.
national geographic in bir belgeselinde araştırıyorlar. sanırsam hikaye mi gerçek mi programın adı
amerikalılar uyku felci geçirince, ufolar onları alıp deney yaptı sanıyorlar.
japonlar uyku felci geçirince, onlarda bizimki gibi bir hurafe olan bembeyaz elbiseli yaşlı bir kadın başlarına dikiliyor.
bizde de karabasan diye geçiyor.
heteroseksüel çiftlerden eksiği olmayan çift.
hayatımda en çok görmek istediğim şeylerden biridir. yakışıklı olurlarsa ayrı bir seksi oluyor. hatta yakın arkadaşlarım öpüşsün böyle. ben cidden görmek isterdim.
gerçi bizim ülkede heteroseksüel bir çifti öpüşürken görünce ayıplıyorlar. gay olunca taşlarlar heralde.
tamam sevin demiyorum da homofobik de olmayın.
(bkz: karlar kraliçesi)
okuduğum zaman kraliçeden çok korktuğumu hatırlıyorum ama kafamda çok güzel bir kitap diye yer edinmiş.
ayrıca 500.entry'mi çocukluğuma armağan ediyorum.
sonradan gelen edit: bir entry modlar tarafından silindiği için 499.entry oldu şuan. *
*the wheel of time kitabından bir karakter. iki nehir'in hikmetidir. * çok sinirlidir ve bu siniri sayesinde tek güç'ü çok iyi kullanabilir. nynaeve, al'lan mandragoran'a sevdalıdır, ve lan'de ona. bir kitap kapağında lan ile resmi vardır. oradaki resmi görünce nynaeve'e aşık olunur. http://galeri.uludagsozluk.com/g/nynaeve-al-meara/
ayrıca, gerçeği nynaeve al'meara olması gereken başlık.
hiç kimsenin zombie'ye benzemediği etkinlik.
ayrıca zombie koşar mı lan diye beyan etmek istiyorum buradan. mal gibi koşup duruyorlardı. gülhane'de huzur dolu kahvaltıdan olduk. bizde the walking dead izliyoruz. öküz gibi bağırıp koşmak da nedir yahu?
5-6 yaşlarındayken yapılabilmesi muhtemel olay.
otobüste hiç boş koltuk yoktur. 5-6 yaşlarındaki ben ise annemin yanındaki koltukta oturmaktayımdır. yaşlı bir amca otobüse biner. koltukta oturanlardan bazıları da genç olmalarına rağmen amcaya yer vermezler. sonra ben kalkarım ve amca gel sen otur derim. amca teşekkür eder falan. ben de havalı bir şekilde annemin kucağına oturmam. demire tutunarak giderim. koltukta oturan orta yaşlı insanlar bağırarak beni tebrik ederler. o kadar genç vardı, minicik çocuk kalktı, falan derler. diğer gençler rezil olurken, ben otobüsün kahramanı olarak yolcuğuma devam ederim.
apple'daki her şey için para isteyen uygulamalardan bıkmış oldukları için olabilir.
microsoft belki daha kötüdür, belki daha iyi ama en azından ota boka para istemiyor. bazen yiyecek almaya param yokken gidip de bir oyun veya uygulama için hiç para veremem vallaha. *
gülse birsel'in senaryosunu yazdığı dizi.
gülse'yi avrupa yakası'ndan dolayı sevdiğimden midir nedir en küçük espriye bile kahkahalar atarak güldüm. umarım yayından kalkmaz. karakterler çok iyi, oyuncu kadrosuna bakınca da baya para dökülmüş diyor insan. orçun karakteri ile yeni bir burhan veya gaffur furyası başlatabilir demedi demeyin.
ilk bölümden aklımda kalan ise (bkz: öpüşelim mi)
gaylerin ve lezbiyenlerin yaşam tarzını anlatan dizi. en sevdiğim dizilerden biridir. amerikan versiyonu daha göze hitap eder. gerçi ingiliz versiyonunu izlemedim.
brian kinney gibi bir karakter, daha gelmez bu dünyaya. bencil ama arkadaşlarını değer veren, kibirli ama kibirin de haklı olan bir karakter. ayrıca asi. michael novotny ise arkadaşlarını korumaya çalışan, brian'ın en yakın arkadaşı, çok tatlı ve çok saf bir insan. ben ile mutluluklar diliyorum. david yakışmıyordu sana zaten. emmet honeycutt seni nasıl anlatsam bilemiyorum. çok feminen, çok duygusal ve çok komiksin. herkesin isteyeceği türden bir arkadaş. ted schmidt tek söyleyebileceğim; muhasebeci tipli yaşlı teddy bear. seni de severiz ama emmet'e yaptıklarından sonra gözümüzden düştün. lindsay peterson lezbiyenlerimizden daha kadınsı olanı. brian'a karşı ayrı bir ilgisi vardır. sevimlidir, tatlıdır bu kadın da. melanie marcus lindsay'in hayat arkadaşı. giyimleri erkeksidir. lindsay ile birlikte çok tatlılardır. debbie novotny michael'ın çılgın annesi. umarım onun gibi anneler vardır. oğlunu ve kardeşini sonuna kadar destekleyen ve onlarla gurur duyan. justin taylor biraz saf biraz asi. gitgide brian gibi olan, brian'ın partneri. kendisi sarışındır ve çok güzel kalçaları vardır.
harika bir dizidir.
ilk defa başrol oyuncusunu sevmiyorum ama yine de harika. ilk bölümü izlediğimde, "ha kız çirkinmiş, demek ki dişlerini falan yaptıracak. Sonra da vampir ona aşık olacak. umarım dişleri yaptırır." dedim. çok ümitliyim önümüzdeki sezon yaptırır dişlerini umarım. Lafayette ve Eric siz nasıl bir şeysiniz öyle yahu. ayrıca şu sam merlotte çok iyi bir insan onu üzmeyin. jessica, jason'ı bıraksın hoyt'a geri dönsün. ne kadar tatlılardı onlar öyle.*
tanıdığım herkes ilkokul öğretmenini çok sever ama ben sevemedim. hatta ailem benden daha çok sever kendisini.
benim öğretmenim, sınıf ayrımı yapan bir insanın önde gideniydi. çalışkan olmasa bile zenginleri, memur çocuklarını öne oturturdu hep. ben ise ne zengindim, ne de memur çoçuğu, işçi bir babanın, ev hanımı olan bir annenin çocuğuydum ben. çalışkan değildim ama tembel de değildim, ortalama bir öğrenciydim. ara sıra geç kalırdım okula, benim güzel öğretmenim, beni çok kötü azarlardı. Azarlamaması için ya zengin çocuğu olacaktım ya da annemle birlikte gidecektim. Annemi ikna edip okula gitmek zaten bir işkenceydi. 1.sınıfın ilk haftasından beri okula kendim gidip geliyordum çünkü. derste yeşil elma yeyip dururdu, düşünmezdi hiç kimsenin canı çeker mi diye. yani ilkokul 5'e kadar tüm fakirler arkada ve yan yana takıldık, benim güzel öğretmenim sayesinde. ortaokula geçince bu değişti mi peki? tabi ki hayır, zenginler birbirine, fakirler birbirine yapışıp kalmıştık. hani anlatırlar ya, biz bütün sınıf çok iyi geçinirdik, hepimiz kardeş gibiydik ah o eski yıllar falan. benim hayatımda hiç böyle bir şey olmadı ve sanırım olmayacak.
ha bende yapmadım mı? yaptım, sorun şu ki ben parasızım. iki kere gittim starbucks'a, ilkinde arkadaşım furubiççino (mudur nedir) ondan ısmarladı. tabi ben fiyatı bilmiyorum. öyle cool takılıyorum falan, ikincisinde ben ısmarlayayım dedim. yine furubiççino orta boy dedim ve fiyatını görünce, üzüle üzüle de olsa aldım. çok pişmanım 1 hafta aç kaldım lan. 2 içecek için 20 lira verilir mi? bir daha gitmeyi aklımdan bile geçirmiyorum. ben ettim siz etmeyin.
istanbul'dan agea bildiriyor, teşekkürler.
for what i was
i'm doomed to be
the tempter and the secret foe
cause i am hell and hell is me
pure hate will grow
still i claim to be the chosen one and
still i claim
this is rebellion rising
[bridge 1]
first amongst equals
we're bound to no law
there's no one before us
ethereal sons
now disobey
awake and arise
you'll be free
[chorus]
how can we take it away
from someone who has no right?
no right to control the divine
night shall invade
suspicion awakes
wherefore he's greater than i
[lead: andre]
stay silent
until the end of the world
so just like slaves we may deem him
dead silence
until the end of the world
hence from this moment we're doomed
i feel
it hurts though
disburdened spirits we will be
i've learned my lesson
pure and sore
an offer divine
we're far beneath them
they consider us slaves
they steal our pride
don't trust them blindly
cause truth they conceal
as it seems
i'll reign
cause here in my tower
impassioned, i'll show you a way
[briedge 2]
i can feel your hallowed rage
now enter my realm
awake and arise, you'll be free
[chorus]
how can we take it away
from someone who has no right?
no right to control the divine
night shall invade
suspicion awakes
wherefore he's greater than i
[solo: andre]
[bridge 3]
descend - just keep moving
all things shall proceed
it's freedom you're choosing
preserve our hate
eternalize
awake and arise
you'll be free
[chorus]
how can we take it away
from someone who has no right?
no right to control the divine
night shall invade
suspicion awakes
wherefore he's greater than i
how can we take it away
from someone who has no right?
no right to control the divine
night shall invade
suspicion awakes
wherefore he's greater than i
blind guardian'ın coverladığı şarkı. john farnham'dan olanı dinlemedim ama bg'ninki gerçekten güzel.
--spoiler--
we have the chance to turn the pages over
we can write what we want to write
we gotta make ends meet, before we get much older
we're all someone's daughter
we're all someone's son
how long can we look at each other
down the barrel of a gun?
you're the voice, try and understand it
make a noise and make it clear
oh-wo-wo-wo, oh-wo-wo-wo
we're not gonna sit in silence
we're not gonna live with fear
oh-wo-wo-wo, oh-wo-wo-wo
this time, we know we all can stand together
with the power to be powerful
believing we can make it better
ooooh
we're all someone's daughter
we're all someone's son
how long can we look at each other
down the barrel of a gun?
you're the voice, try and understand it
make a noise and make it clear
oh-wo-wo-wo, oh-wo-wo-wo
we're not gonna sit in silence
we're not gonna live with fear
oh-wo-wo-wo, oh-wo-wo-wo
ooooh
we're all someone's daughter
we're all someone's son
how long can we look at each other
down the barrel of a gun?
you're the voice, try and understand it
make a noise and make it clear
oh-wo-wo-wo, oh-wo-wo-wo
we're not gonna sit in silence
we're not gonna live with fear
oh-wo-wo-wo, oh-wo-wo-wo
you're the voice, try and understand it
make a noise and make it clear
oh-wo-wo-wo, oh-wo-wo-wo
we're not gonna sit in silence
we're not gonna live with fear
oh-wo-wo-wo, oh-wo-wo-wo
you're the voice, try and understand it
make a noise and make it clear
oh-wo-wo-wo, oh-wo-wo-wo
we're not gonna sit in silence
we're not gonna live with fear
oh-wo-wo-wo, oh-wo-wo-wo
you're the voice, try and understand it
--spoiler--
kayıt olayında sorun olan site. ismi kabul etse e-mail'i kabul etmiyor. e-mail'i kabul etse ismi.
ayrıca (bkz: bimdeki suyun sudan ucuz olması) yarmıştır.