feraizcizade oda tiyatrosu diye küçücük bir sahneye sahip olan devlet tiyatrosu kurumu,nice büyük tiyatrocuların okuldan mezun oldukları zaman ilk görevlerini yaptıkları yerdir ayrıca.. *
New york doğumlu, modern amerika tiyatrosunun en başarılı komedi yazarlarından biridir.. aile ve ikili ilişkilerden harikalar yaratmış enden yazarlardandır. *
gece yanaşmaz gelmeye
gelmeyesin diye sen,
bense gidemeyeyim diye
ama gideceğim ben
isırırsa da şakağımı bir akrepler güneşi.
ama geleceksin sen
kavrulmuş dilinle tuz yağmurundan.
gündüz yanaşmaz gelmeye
gelmeyesin diye sen,
bense gidemeyeyim diye.
ama gideceğim ben
kurbağalara bırakıp dişlenmiş karanfilimi.
ama geleceksin sen
karanlığın bulanık çirkefleriyle.
ne gece yanaşır ne gündüz gelmeye
öleyim diye ben senin uğrunda,
sen benim uğrumda,
sen benim uğrumda ölesin diye.
2005 te kaybettiğimiz tiyatro dehası..hayatını tiyatroya adamış ve akciğer kanserini bile tiyaroyla yenmeye çalışmış büyük rejisör..paristen gelip benerci kendini niçin öldürdüyü sahneye koydu ve büyülenmiş insanlar yarattı.. biz onun deliliğe övgüsü için ''perde''demesini beklerken o bize ''hoşçakalın''dedi..
edip cansever in ben ruhı bey nasılım şiirinin oyununda gecen bir genel ev kadının ruhı bey hakkında düşüncelerini anlatan şiir..Rüçhan çalışkur oynamıştır..
girdi
sırtında eski bir ceket vardı
bir yerlerden sızmıştı sanki, gün ışığı gibiydi
sarışındı
önce bir süre kapının önünde durdu durdu
gölgelendi, inceldi, beni gördü
pek önemsemedim
baktı, hiç konuşmadı
oysa bir ısa tasviri gibi uçumluydu, güzeldi
yer gösterdim, oturmadı
bir sigara yaktım, ona da verdim
aldı
sigarasını ben yaktım
kısa bir gülümseme yürüdü dudaklarından
benim dudaklarıma da geçti
çocuklar gibi kızardım
öteki kızlar gülüştüler
ben kendimi sevdim, güvendim
saçlarımı düzelttim, göğsümü biraz kapadım
bana elini uzattı, ellerimiz birbirine değdi
sıcaktı, inceydi, kıskanırım anlatmaya bu eli
ağır ağır odama çıktık.
girdi
açık pencereyi kapadım
perdeyi çektim
arkamı döndüm, yavaş yavaş soyundum
bileğimdeki saati çıkardım
sigaramı söndürdüm
tam o zaman..
zaman da değildi belki
önce korkunç bir gözyaşı seli
sonra alabildiğine bir kayalık
kayaların üstünde bir kertenkele
ardından bir ormanın uğultusu
binlerce kanat sesi
sağ elinde bir bıçak
yok, hayır, bıçak da değildi
vuran, ezen, öldüren bir el
ve eller
ve dişler
kendimden geçtim.
bir daha gelmedi, hayır, bir daha hiç gelmedi
ama onunla ben
ne zaman istedimse o zaman yattım
özellikle yaz aylarında tam bir işkence olan eylem...saçlar uzunsa birbirine girmiş şekildedir..tarağı alır,başlarsın muharebeye fakat düşmanın illettir o saçlar birbirine kenetlenmiş bir türlü ayrılmıyorlardır..bir dakikadan az bir sürede ter içinde kalırsın,işte o zaman sorarsın kendine''niye duşa girdim ben o zaman''diye..
devlet tiyatrolarının akm otoparkının hemen altında yangın merdiveniyle inilen*küçük ve de perdesiz sahnesidir.. istanbuldaki hiçbir sahneye değişmem orası ayrı..
Genelde bunyesinde lise barındırmayan okullarda orta sondan sonra öğrencinin lisede düşeceği durumdur... okulda dayı dayı gezerken birden ''naber çaylak'' muhabbetlerine maruz kalınır, kötüdür...
edit:siz beni iyice ıskarta ettiniz ama, bende lise bitirdim, bende nişantaşı çocuğuyum
dünyanın en zevkli üçlüsüdür...* kahve ve mozart insanı dinç tutmaya yararken bir yandan bitter çikolata rahatlatır... yoğun iş temposu olan insanların günde bir saat bu üçlüye takılmaları rahatlamaları açısından önemlidir.
çok gerekmedikçe asla içilmemesi gereken antidepresan... baş dönmesi yapmasının yanı sıra, yarım tablet yerine bir tablet içtiğim için mi bilemiyorum, iki gündür beynime narkoz verilmiş gibi dolaşmaktayımdır..
çok hoş bir ses tonu olan tecrübeli tiyatro insanı.. çoğu insan o nu kadın isterse dizisindeki ''cavit''roluyle tanıdı, ama o senelerdir sahnelerdeydi..yanlış anlaşılma sonucu hakkında kötü şeyler söylediğim,büyük bir olgunlukla hatamı görmemi beklemiş dünya tatlısı adam...*
özen yula nın yazdığı ve hepimizin tanıdığı çizgi roman kahramanları, red kit, tenten, fatoş, betty ve safinaz ın beyoğlunun arka sokaklarında bir evde buluşmasını anlatan tiyatro oyunu... 2003-2004 sezonunda dt de sahnelenmiştir..
anthony neilson ın yazdığı, aslı mertan ın yönettiği ve dot tiyatrosunun sahnelediği tiyatro oyunu... güneş berberoğlu ve uğur polat basrollerde... gerek sahne düzeni gerek konusuyla alışılmamış bir oyun..gidiniz,izleyiniz efenim...
kuzey irlanda da doğmuş, kraliyet akamdemisinde eğitim almış ve sonra ailesiyle birlikte canada da yaşamaya başlamış gazetecilik dalında da başarıları olan yazar...
1807 doğumlu fransız besteci... paris konservatuvarında armoni ve beste dersleri vermiştir.. 1880 de pariste vefat etmiştir.. ayrıca kendi yazdığı bir armoni ders kitabı vardır...
genelde mesleki anlamda vuku bulan, mesleğine duyduğu tutku ve aşk yüzünden, kendi alanında daha başarılı insanlara tahammul etmemek durumu.. çok tehlikelidir.. herhangi bir tiyatroda herhangi bir oyunun oyuncu seçmelerini izlemek için giderseniz.. örneklerini görebilirsiniz..*
aslında kedileri koltuklardan uzak tutup tırnak izi denen berbat şeyden korunmak için üretilmiş sprey... direkt kedinin üstüne sıkıldığında bir müddet etkili oluyor o kadar *başka türlü kesinlikle işe yaramıyor. *
bir tiyatro sahnesinin altında ki kata verilen isim.. birinci bodrum, ikinci bodrum, üçüncü bodrum diye adlandırılır.. eğer provalar sırasında sahneden birden fazla oyuncu kaybolmuşsa sahne altına bakmakta yarar vardır...*
türk kahvesi yaparken içine çikolata atılıp, eritilerek yapılan kahvedir... son iki yıldır bütün misafirlerime yaptığım ve sırrını asla söylemediğim kahvedir ayrıca...
hükümdarlığı sırasında imparatorluğundaki her türlü ahlak yargısını ve düzenini kasıtlı bir biçimde yıkmaya, kendi özgürlüğünü başkalarının mahvoluşuyla sağlamaya çalışan, kendisini tanrılarla eş gören kanlı bir imparatorun sarsıcı öyküsünü anlatan tiyatro oyunu.. yazarı albert camus tır.. başrolunu celal kadri kınoğluoynamıştır.. ne yazıkki 2001-2002 sezonundan sonra perde kapanmıştır...