ilk bakışta hoş göründüğü kesin. ayrıca ekşi'nin betasından kat be kat iyi olmuş.
görebildiğim eksiklikler,
1- ben butonu yok ya da ben bulamadım.
2- entrylerin sağ altında yazarın nickinin üzerine mouse ile geldiğinizde çıkan butonlardan "kimdir" ya da "?" butonu çalışmıyor.
3- başlık içi arama sürünüyor. ne o lan öyle kodlar falan görüküyor.
ergün işeri, sendika.org'da "1 Mayıs'ın kökeni ve sık tekrarlanan yanlışlar" adlı yazısıyla kendini bilge zannedip millete ayar vermeye çalışan cühela takımına güzel bir cevap vermiştir.
Köle sahipleri ekmek kaygusu çekmedikleri
için felsefe yapıyorlardı, çünkü
Ekmeklerini köleler veriyordu onlara;
Köleler ekmek kaygusu çekmedikleri için
Felsefe yapmıyorlardı, çünkü ekmeklerini
Köle sahipleri veriyordu onlara.
Ve yıkıldı gitti Likya.
Köleler felsefe kaygusu çekmedikleri
için ekmek yapıyorlardı, çünkü
Felsefelerini köle sahipleri veriyordu onlara;
Felsefe sahipleri köle kaygusu çekmedikleri
için ekmek yapmıyorlardı, çünkü kölelerini
Felsefe veriyordu onlara.
Ve yıkıldı gitti Likya.
Felsefenin ekmeği yoktu, ekmeğin
Felsefesi. Ve sahipsiz felsefenin
Ekmeğini, sahipsiz ekmeğin felsefesi yedi.
Ekmeğin sahipsiz felsefesini
Felsefenin sahipsiz ekmeği.
Ve yıkıldı gitti Likya.
Hala yeşil bir defne ormanı altında.
neresinden tutarsanız elinizde kalır bu tezi.
hem cinsiyetçi hem mülkiyetçi yaklaşımın ürünüdür. kadın kadın deyip ötekileştirip üstüne mülkiyetçi yavşak sistemi gizliden yüceltmektedir.
önce dışarıda bira içerek bekleyip sonrasında mesleğimiz sebebiyle karar safhasında duruşma salonuna girdik bir arkadaşla. duruşma tutanağının son sayfası mevcuttur.yekten hatalı bir ara karara imza atılmıştır.
multitap gurubunun bir üyesiyle birlikte imiş. fakat kimdir hatırlamıyorum, seviyorlarmış birbirlerini. haliyle sevgilisinin pek meşhur olmayan grubunu meşhur etmek o'na düşmüş. reklam aşkı değilmiş fakat reklam düetiymiş.
her ne kadar sesi ve şarkıları güzel ve ağzı kocaman olsa da kızı liv tylerın filmlerde öpüşüp sevişmesine ve vücudunu fütursuzca mani olamamıştır. malesef bir çok ergenin hala rüyasında halvete çektiği kadın unvanı almıştır. acı olan odur ki bunun sebebi steven tyler'ın kendisidir. kızı daha taze bir ergen iken tutupcrazy` isimli müstehcen şarkıda saçlarını savurtturmuş, mini etek giydirmiştir. koca bir servetin üzerinde oturuyor ve milyonlarca hayranı olmasına rağmen bu acısını yüreğinin derinliklerinde küllenmemiş bir ateş olduğundan eminim.
steven tyler denen koca ağızlı, çirkin, güzel sesli, çelimsiz, büyük insanın şarkıyı efendi efendi söylerken bir anda coşup kendinden geçmesiyle ağzından enteresan sesler çıkarmasıdır. hayır, efendi efendi söylüyorsun ne oluyor da yırtınıyorsun böyle! gözümde küçülüyor başka bir şey değil. kız babasısın steven, yakışmıyor!
gün batarken sula fesleğenleri
balkonun kokusu sokağa taşsın
sokaklar kayıp çocuklar gibi
hırçındır, ürkek ve biraz şaşkın
sular bulutlanır sen susarsın
ve kent çıngıraklı bir yılan kadar
zehirlidir artık sevgilin mahpusken
üstelik kirli bir lekeye döner umutlar
acılar katlanır mendil yerine
sarışınlaşırsın bu kaçıncı güz
ellerin üşür, çiy düşer çiçeklere
beklediğin mektuplar da gelmez
bomboş sayfalara dönerken aklın
tecritteki kitabı fareler kemiriyor
ve düşlerin sonsuz bir boşluktayken
bir sigara yakıyorsun, tutuşuyor sular
akşamı geciktirebilirsin belki
suladığın fesleğenlerle, kimbilir
ama vaktin ayırdındadır şimdi
kuşlar, çocuklar ve mahpuslar
usulca inse de koldemirleri
bazı insanların ses duyurmak amaçlı, bazılarının güneş değmemiş yerlerini gösterme amaçlı, bazılarının ego patlaması yaşamak amaçlı kullandığı site. ama en çok televizyon bilhassa okan bayülgen'in reyting ölçme cihazı gibi bir hale bürünmüştür.
aslında körükle gitmekle arasında pek fark olmayacaktır. virajı alamayan otobüsümüz trafiği felç edip itfaiyenin müdahalesini geciktirecektir. Yangını büyütmese de ömrünü uzatır.