gösterime girdikten neredeyse 1 sene sonra izleme şerefine nail olduğum filmi beğendim. müziklerini beğendim, oyuncuların hepsini beğendim. ( özellikle mahallenin deli karısını okkalı küfür savurmuşum farkında olmadan). Eleştirilerin hepsi doğrudur. Özgü Namal'ın italyancası sırıtmıştır, mantık hataları olabilir ancak anlamadığım neden bu kadar detaycı oluşumuz. bence orospu cocukları en az eskiya kadar dram filmidir ve türüne göre oldukça iyidir. kıraç'a ayrı selam ederim güzel bir cover yapmış.
an itibariyle 8. sezonun 11. bölümüne ulaşmış dizidir. vay be geçen zamana bakıyorumda clark epey bir yol almış. sadece o değil tabii lana'sı chloe'si efenime söyliim lois lane'i
dıdısının dıdısına kadar.
smallville 4. sezona kadar o kadar sıkıcıydı ki bu dizinin bu kadar yol alacağını tahmin etmiyordum.ancak amcalar özellikle 8. sezonda iyiden iyiye tozutmaya başladılar. tabii bir süre izlemeye ara veripte kankam gibi sevdiğim değerli saf arkadaşım clark'ı özlemiş olmamdan ileri gelebiliyor tabi.
şimdi smallville'e dair bir önceki entyme bakacak olursak en önce söylemek istediğim yahu clark sen ne bahtsız bedevisin be ulan 8 senedir şöyle sırrını bir allahın kuluna açamadın yok bu insanoğlu o kadar mı şerefsiz?
neyse efendim şimdi en son 6. sezonda clark'i yapayalnız ihanete ugramıs lucuk emrah'ın usa subesi modunda bırakmıstık.aradan gecen olayları yazmak bende isterdim ama galiba gecenin bu saatinde üşeniyorum. fakat dediğimiz gibi lana gancıgı dediğimize geldi pişman oldu clark'ı bıraktığı için ama iş işten geçti ya yaa sen lex'e ver ver ondan sonra ya ben clark'ı seviyordum. yok yaa bizim kabak kafalıda bırakacaktı seni öyle lap diye. zira bu lionel'ın clark'ı öldürürüm eger lex'le evlenmezsen tehditi ile durum acıklığa kavusmustu. ( su testisi su yolunda kırılır nitekim lionel 7. sezonda oğlu tarafından öldürülecekti.) yalnız lana akıllı kızmıs itiraf etmek lazım.sezon sonlarına doğru kendi klonlarını bulmuş ve sezon finalinde klonlarından birini arabasına yerleştirip ( 2008 model jeep chrokee dinine yandığım alemde para bok.) tabanları yağlamıştı.
chloe ise 6 ila 7. sezonda pek çizgisinden sapmamış sadık bir arkadaş olmuş ancak kariyeri aşagılara doğru kaymaya başlamıştır. ne varki jimmy denen pezevenkte hala ne bulduğunu anlamış değilim.
efenin tüm bunları geçelim zaten 7. sezon ile ilgili yukarıda oldukça bilgi mevcut. gelelim 8. sezona
(amanında minnoş) öncelikle 7. sezon sonunda lex clark'ın sırrını en nihayetinde öğrenmiş ve sonrasında çıkan arbedede koca kaleyi yıkmışlardı.8. sezonda luthorcorp'un başına en az lex kadar şeytan bir hatun mercer gelmiş ve cayır cayır lex'i aramaktadır aynı amanda green arrow ve ekibi de clark'ı aramaktadır. bu da işaret eder ki yeni sezonda bu hatun ile kapışacak elemanlar. yeni sezonda maalesef lana , kara ( amına koymuşlar dizinin nıç nıç) lex yer almıyor. ( şimdilik) ancak 8. sezonun en bomba değişikliği şüphesiz chloe'de olan değişiklik. amanın bir "sempratik bu hatun bir sempatik 1lan nolmuş buna" demedim değil. ( a.q magazin haberi mi yazıyorum spoiler mı belli değil.) ayrıca lois hafiften hafiften yakmış abayı esas oğlana. ( biz bu ibneye ezik filan diyoruz ama dizide ne kadar hatun varsa çakacak bu herif. o mu ezik yoksa biz mi anlamadım neyse kanka dedik böyle düşünmek yakışık almaz.)
neyse efendim fazla lafı uzatmadan herkesin ciyak ciyak bağırdığı olay yine gerçekleşmiyor ve clark yine ayakkabı yakmaya devam a.q uçmak filan hikaye. ancak 8. sezon diğer tüm sezonlara göre biraz daha hızlı olacakmış gibime geliyor şöyleki fantom zone'a geri dönüş lana'nın birkaç bölüm diziye dahil olması enteresan ambulans söförünün bir numaralı alien'ın amına koyacak bir potansiye olması gibi yayık ayranı gibi uzatılacak konular oldukça iyi işleniyor. ehh smallville severlere iyi seyirler dileyelim bizde.
şerefsizler ara ara damar koyaraktan fena yapıyorlar dengemi yerine getirmek için epeyce uğraşmam gerekebiliyor.
Smallville Season 5 episode 24 sonunda çalan şarkı için
(bkz: depeche mode - precious)
Smallville season 6 episode 3 güzeller güzeli rüyalarımın kızı kara'nın lex'e bi siktir git seni kurtaran ben değilim geyiği yaparken fonda çalan sarkı icin
(bkz: Morcheeba- Gained the world)
* privet. ( Mrb)
- Privet
*Kakdela? ( Nasılsın?)
- Horasu. (iyi)
( yatak gösterilir ve Sol el yuvarlak yapılır ve sag el bas parmagı içine sokulup çıkarılır.)
- ok.
Bir önce ki entry de sevilla'yı elesin sileceğim demiştim ama onunda öncesinde elin liverpool'u , barca'sı eşek mi osutturuyor diye yazmıştım. demek ki eşek ossutturmuyormuş.
şimdi iş bu entry de zamanın ötesine gönderilir.
garip ruh hallerimde sürekli karşıma çıkıp beni hem hüzünlendirip hem sakinleştirme özelliğine sahip hoş şarkı.
Bunun hatırına türkçesi çevrilmeye değer bir şarkı.
Let's dance in style , let's dance for a while ,
Hadi dansedelim, bir süre dans edelim.
Heaven can wait we are only watchin' the skies
Cennet bekleyebilir, biz gökyüzünü seyredelim.
Hoping for best but expecting the worst
En iyiyi umarak ama en kötüyü bekleyerek
Are you going to drop the bomb or not?
Bombayı bırakcak mısın bırakmayacak mısın?
Let us die young or let us live forever
Ya bırak genç ölelim ya da sonsuza dek yaşayalım.
We don't have the power but we never say never
Gücümüz yok ama asla asla demeyiz.
Sitting in a sandpit , life is short trip
Kum havuzunda oturuyoruz, hayat kısa bir yolculuk
The music's for the sad men
Müzik üzgün adam için
Can you imagine when this race is won
Bu yarışı kazanılacağını düşünebiliyor musun
Turn our golden faces into the sun
Altın yüzlerimizi güneşe doğru döndüğümüzü
Praising our leader's we're getting in tune
elde ettiğimiz havaya liderlerimizin övgülerini
The music's played by the madmen
Çılgın adam tarafından çalınan müziği
Forever young , I want to be forever young
Daima genç, daima genç olmak istiyorum.
Do you really want to live forever, forever and ever
Gerçekten sonsuza kadar yaşamak ister miydin?
I don't want to perish like a fading horse
Solgun yaşlı at gibi yok olmak istemiyorum.
Youth is like diamonds in the sun
Gençlük güneşte ki elmaslar gibi
And diamonds are forever
Ve elmaslar sonsuzdurlar.
So many adventures couldn't happen today
Bugün o kadar çok macera olmayabilir
So many songs we forgot to play
Çalmayı unuttuğumuz çok fazla şarkı
So many dreams are swinging out of the blue
Maviden daha canlı gerçek olmasına
We let them come true.
izin verdiğimiz bir çok rüya.
the stranger sang a theme
Yabancı şarkı söylüyor
from someone else's dream
Başka birinin rüyasından
the leaves began to fall
Ayrılıklar düşmeye başladı
and no one spoke at all
Ve hiç kimse konuşmuyor
but i can't seem to recall
Ama geri çağıramayacağım gibi
when you came along
Yanına geldiğinde
ingenue
saf kız
ingenue
saf kız
i just don't know what to do
Ne yapacağımı bilmiyorum
the tree-lined avenue
Üç şeritli bulvarda
begins to fade from view
Manzara solmaya başlıyor
drowning past regrets
Geçmişin pişmanlıkları boğuluyor
in tea and cigarettes
Çayda ve sigarada
but i can't seem to forget
Ama unutamayacağım gibi
when you came along
Yanına geldiğinde
ingenue
saf kız
ingenue
saf kız
i just don't know what to do
Ne yapacağımı bilmiyorum.
ingenue
saf kız
ıllarca lan süper şarkı bee dediğimiz şarkı. ama sözleri sanki biraz...
aah
buddy you're a boy make a big noise
playin' in the street gonna be a big man some day
dostum sen çok gürültü yapan ,sokakta oynayan ve bir gün büyük adam olacak bir oğlansın
you got mud on yo' face
yüzünde çamur var
you big disgrace
sen yüz karasısın
kickin' your can all over the place
canın cehenneme yeryüzünde
singinşarkı söylüyorsun
we will we will rock you
seni sallayacağız
we will we will rock you
seni sallayacağız
buddy you're a young man hard man
dostum sen genç ve zor bir adamsın
shouting in the street gonna take on the world some day
sokakta bağıran bir gün dünyayı üstlenecerk bir adamsın
you got blood on yo' face
yüzünde kan var
you big disgrace
sen yüz karasısın
wavin' your banner all over the place
bayrağını her yerde dalgalandırıyorsun
we will we will rock you
seni sallayacağız
sing it
söyle onu(şarkı)
we will we will rock you
seni sallyacağız
buddy you're an old man poor man
dostum sen yaşlı ve zavallı bir adamsın
pleadin' with your eyes gonna make
yapmak is ediğin gözlerle yalvarıyorsun
you some peace some day
birgün barışacaksın
you got mud on your face
yüzünde çamur var
big disgrace
büyük bir yüz karası
somebody betta put you back into your place
senden daha iyi olan birileri seni kendi yerine geri koyuyor
we will we will rock you
seni sallayacağız
sing it
söyle onu(şarkı)
we will we will rock you
seni sallayacağız
everybody
herkes
we will we will rock you
seni sallayacağız
alright
pekala
donna summer'in seksenlerde ( yanılmıyorsam) söylediği şarkı. iş bu entry yukarıda zaten verilmiş olan sözlere ek olarak türkçesi ile beraberdir.
donna summer protection
night after night
geceler boyu
i keep holding on
tutunmayı sürdürüyorum
you say you love me
beni sevdiğini söylüyorsun
then you leave me so lonely
sonra beni yalnız bırakıyorsun
baby i dont believe a word you sayin'
bebeğim söylediğin tek kelimeye bile inanmıyorum
i think it's all some evil game you're playin'
bence oynadığın şeytani bir oyun
still all day long all i do is think about you
hala tüm gün seni düşünmeyi sürdüyorum
you got me believin , that i cant live without you
beni sensiz yaşayamayacağıma inandırdın
well if you want it , here's my confession
eğer istediğin buysa, işte itiraf ediyorum
baby i cant help it ,you are my obsession
bebeğim yardım edemem, sen benim saplantımsın
protection , that's what i need
korunma, işte ihtiyacım olan şey
i need protection , baby,from your love
bebeğim aşkından korunmaya ihtiyacım var
protection ,that's what i need.
korunma işte ihtiyacım olan şey
i wait at home by the telephone
evde telefonun yanında beklerim
when i call your house,baby,you are not there
evini ne zaman arasam, bebeğim orada değilsin
knock on the door and i rush down the stairs
kapı çalndığında merdevenlerden koşarak aşağıya inerim
when i open up,baby you are not there
ne zaman kapıyı açsam bebeğim sen orada değilsin
when we're together
beraber olduğumuzda
when we're together and put your arms around me
beraber olduğumuzda ve kollarınla beni sardığında
you keep my mind
aklımı alıyorsun
forever ,ever in doubt
sonsuza dek şüphe içinde
you want me believin'
inanmamı istiyorsun bebeğim
that , baby, i cant live without
sensiz yaşayamayacağıma
pretection, that's what i need
korunma işte ihtiyacım olan şey
i need protection, baby, from your love
bebeğim aşkından korunmaya ihtiyacım var
we stand alone , at my window.
penceremde yalnız başımıza duruyoruz
and stare out,at the shodows down below
ve aşağıda ki gölgelere bakıyoruz
i feel your fingers on my face
parmaklarını yüzümde hissediyorum
i want to stay, i want to run away
kalmak istiyorum, kaçmak istiyorum
protection,that's what i need
korunma , işte ihtiy acım olan şey
i need protection,baby,from your love
bebeğim aşkından korunmaya ihtiyacım var
protection,that's what i need
korunma , işte ihtiyacım olan şey
i need protection,baby,from your love
bebeğim aşkından korunmaya ihtiyacım var
sokakta elini sallasan carptığı kişinin ismi olma olasılığı yüksek olan benimde dahil olduğum isim.
ayrıca hangi mustafa vardır ki hayatında " musti" diye çağrılmamış olsun? ya da "mıstık". 80 lerde çocuk olanlar bu kişilere ateri oyununa gönderme olarak "piç mustafa" diye seslenmişlikleri vardır. bu arada o oyunda mustafa'nın şapkasında ki p ne iş ben hala bilmem onu.
Buffy thye vampire slayer'da faith rolü ile tanıdığımız esmer çıtır Eliza Dushku'nun tv8 de yayınlana bir dizisi vardı tru calling adında.
(bkz: Tru Calling) can somebody help me bu dizinin jenerik sarkısının adıdır ve sözleri şu şekildedir.
i'm being haunted by a whisper
Bir fısıltı tarafından zaptedildim
a chill comes over me
Üzerime bir ürperti geliyor
i've been trapped inside this moment
Şu anın içinde kapana sıkıştım
i'm not victim, i'm not a freak
Bir kurban değilim , bir ucube değilim
[chorus:]
free me
Beni özgür bırak
before i slip away
Kayıp gitmeden önce
heal me
iyileştir beni
wake me from this day
Beni bu günden uyandır
can somebody help me?
Bir bana yardım edebilir mi?
i've seen the face of my affliction
Üzüntümün yüzünü gördüm
of my reality
gerçekliğimin
i'm being tortured by the future
Gelecek tarafından işkence ediliyorum
of things that are yet to be
Henüz olmuş olan şeylerin
i'm being haunted by a vision
Bir imgelem tarafından zaptedildim.
it's like the morning never comes
Sanki yarınlar hiç gelmeyecekmiş gibi
i feel the burden of confusion
Karmaşanın ağır yükünü hissediyorum
always searching... on the run
Kaçışta arıyorum her zaman.
[chorus]
now, i'm not a hero... no
Şimdi , ben kahraman değilim... hayır
but the weight of the world's is on my soul
Ama tüm dünyanın ağırlığı ruhumda
these imagines burn my eyes
Bu görüntüler gözlerimi yakıyor
they're burning me up inside
Beni içten yakıyorlar.
tabii ki türkçesi ;
i'd wake up, and make love to you if i had you
Uyandım ve eğer sana sahip olsaydım, seninle sevşirdim.
i would touch you so much, but i'm not allowed to
Sana dokunmayı o kadar çok isterdim ki , ama izin vermezdim.
what i hate is to wait, but in this case i'm patient
Beklemekten nefret ederim ama bu durumda sabırlıyım
i'm discreet, i'm not weak, i just need the moment
Naziğim ama zayıf değil, sadece biraz zamana ihtiyacım var.
he wants me, he wants me not
Beni istiyor , beni istemiyor.
i want everything he's got
Onun sahip olduğu herşeyi istiyorum.
if i leaned over and tried to kiss you
Eğer öne doğru eğilip öpmeye çalışsaydım
would i be wrong, after so long to kiss you
Yanılabilirmiydim seni uzun süre öptükten sonra
would you pretend, we're only friends, if i kissed you
Eğer seni öpseydim sadece arkadaşmışız gibi davranabilir miydin?
at least i can dream of you in a scene, when i'd kiss you
En azından seni öperken ki sahneyi düşleyebilirim.
on one hand, we are friends, but still my mind wanders
Bir elimde, biz arkadaşız ama hala aklım başıboş
through side streets and alleys, i just keep growing fonder
Dar sokak ve caddelerin arasından geçerek, tutkum sadece büyüyor
to stop me is not easy, can't stop a lion from hunting
Beni durdurmak kolay değil, bir aslan avlanırken durdurulamaz
i'm focused, i won't miss, there's no control of some things
Odaklandım, kaçırmam,bazı şeylerin kontrolü yoktur.
When the rain keeps falling
yağmur yağmaya devam ederken
Can't you hear me calling?
seslendiğimi duyamıyor musun?
For somebody new
yeni birileri için
Someone just like you
tıpkı senin gibi birileri
Don't you feel there's something
Deep inside you waiting
For the slightest change
To go and do your dance
içindeki gitmek ve seninle dans etmek için olan narince değişimin seni beklediğini hissetmiyor musun?
You're lying awake in the night
gece uyanık bir şekilde uzanıyorsun
You just wanna do something right
sen sadece doğru birşeyler yapmak istiyorsun
[So don't forget to breathe
bu yüzden nefes almayaı unutma
Let it in, let it out
içine çek dışarı ver
For all the world to see
görülecek bütün dünya için
From within and without
içinden ve dışından
You're shining like a star
bir yıldız gibi parlıyorsun
Let it in, let it out
içine çek dışarı ver
Tonight you are my desire
bu gece seni arzuluyorum
The evil's on the move
felaket hareketli
Let it in, let it out
içine çek dışarı ver
It's coming straight to you
sana doğru geliyor
From within and without
içinden ve dışından
Keep shining like a star
yıldız gibi parlamaya devam et
Let it in, let it out
içine çek dışarı ver
Tonight you are my desire]
bu gece seni arzuluyorum
Don't you keep me waiting
beni bekletmiyor musun
When I'm concentrating
ben konsantre olurken
Let me be your girl
senin olmama izin ver
And we can rule the world
ve dünyaya hükmedebiliriz
Love will lead us somewhere
aşk bize bir yerlerde rehberlik edecek
And you will like it I swear
ve onu seveğine yemin ederim
Without pain no gain
acısız kazanç olmaz
We'll never be the same
asla aynı olamayacağız
We're lying awake in the night
gece uyanık yatıyoruz
And all that we do is just right
ve bütün yaptıklarımız sadece doğruydu
chorus
I'd like to taste my chocolata right before drinking
içmeden önce çikolatamın tadına bakmak istiyorum
You've got to shake your butt un poco if you want bling bling
kıçını sallamak zorundasın
Oh, mi amore, take your time this is what I'm thinking
benim düşündüğüm zamanı yakala
Just keep your breath
nefesini tut
'Cause you will never know when the ship's sinking
çünkü gemi batarken sen bilmeyeceksin
Aire dentro, aure fuera
No te olvides de respirar
Brillas como una estrella
Esta noche eres mi deseo
Esta noche eres mi deseo
metallica'nın unutulmaz parçalarından. Parça sözlerinin türkçe anlamlamlarını yazmadan önce
ilk defa trt'de izlediğim ve sonraları orjinal alt yazılı izlediğin filme ve perfect world , dirty harry , unforgiven gibi klasiklere imza atmış Clint dedeyede buradan sonsuz selam ederim efenim.
New blood joins this earth
Taze bir kan dünyaya katılıyor
And quickly he's subdued
Ve hemen boyunduruk altına alınıyor
Through constant pained disgrace
Durmayan incinmiş kara lekeyle
The young boy learns their rules
Genç çocuk onların kurallarını öğreniyor
With time the child draws in
Zamanla çocuk içine kapanıyor
This whipping-boy done wrong
Bu şamar oğlanı yanlış yaptı
Deprived of all his thoughts
Tüm düşüncelerinden mahrum bırakıldı
The young man struggles on and on he's known
Genç adam çabalayıp duruyor ve biliniyor
A vow unto his own
Kendine edilmiş bir yemin
That never from this day his will they'll take away
Bugünden itibaren asla arzusunu uzaklaştıramayacaklar
Nakarat [
What i've felt what i've known
Hissettiklerim ve bildiklerim
Never shined through in what i've shown
Gösterdiklerimin içinden hiç parlamadı
Never be never see
Asla olmadım, asla görmedim
Won't see what might have been
Neler olmuş olabileceğini görmeyeceğim
What i've felt what i've known
Hissettiklerim ve bildiklerimFrom
Never shined through in what i've shown
Gösterdiklerimin içinden hiç parlamadı
Never free never me
Hiç özgür olmadım, hiç ben olmadım
So i dub thee unforgiven
Bu yüzden size affedilmeyen ismini takıyorum ]
They dedicate their lives to running all of his
Hayatlarını onun her şeyini götürmeye adadılar
He tries to please them all
Hepsini memnun etmeye çalışıyor
This bitter man he is throughout his life the same
Bu kötü adam hayatı boyunca aynı
He's battled constantly this fight he cannot win
Kazanamayacağı bu savaşta durmadan savaştırıldı
A tired man they see no longer cares
Gördükleri yaşlı adam artık umursamıyor
The old man then prepares to die regretfully
Sonra yaşlı adam üzüntülü bir şekilde ölmeye hazırlanıyor
That old man here is me
Burdaki o yaşlı adam benim
Nakarat
You labeled me i'll label you
Siz beni yaftaladınız, ben de sizi yaftalıyorum
So i dub thee unforgiven
Bu yüzden size affedilmeyen ismini takıyorum
97 ya da 96 tarihli matthew marsden şarkısı. güzeldir, buruktur en önemlisi çok fazla bilindik değildir. sözleri;
fire has to burn
ateş yanmalıdır
rain has to fall
yağmur düşmeli
world has to turn
dünya dönmeli
snake has to crawl
yılan sürünmeli
but the heart's lone desire is to love someone
ama kalp sadece birini sevmeyi arzular
the heart's lone desire is to love someone
kalp yalnızca birini sevmeyi arzular
lightning has to strike
şimşek çakmalıdır
lion lives to kill
aslna öldürmek için yaşar
a day needs the night
günler geceye ihtiyaç duyar
winter has to chill
kış soğuk olur
why is it so hard to do
neden yapmak bu kadar zor?
when we need each other so
birbirimize ihtiyaçduyduğumuzda
we both know that it's true
ikimizde doğru olduğunu biliyoruz
my heart's lone desire is to love you
kalbim seni sevmeyi arzuluyor
my heart's lone desire is to love you
kalbim seni sevmeyi arzuluyor.
roots need to think
kökler düşünmeye ihtiyaç duyar
water has to flow
su akmalıdır
brain needs to think
beyin düşünmeli
woman wants to know
kadın bilmek ister
'cos her heart's lone desire is to love someone
çünkü kalbi yalnızca birini sevmeyi arzular
her heart's lone desire is to love someone
kalbi yalnızca birini sevmeyi arzular
why is it so hard to do
neden yapmak bu kadar zor?
when we need each other so
birbirimize ihtiyaçduyduğumuzda
we both know that it's true
ikimizde doğru olduğunu biliyoruz
my heart's lone desire is to love you
kalbim seni sevmeyi arzuluyor
my heart's lone desire is to love you
kalbim seni sevmeyi arzuluyor.
now i have finally found you
şimdi sonunda seni buldum.
i won't let you go
gitmene izin vermeyeceğim.
i've waited all my life
tüm hayatım boyunca bekledim
but now i know
ama şimdi biliyorum
from the moment we are born
doğduğumuzdan andan
'til the day we die
öleceğimiz güne kadar
inside every joyous laugh
her sevinçli kahkahaların içinde
behind every tear we cry,
döktüğümüz her gözyaşının ardında
the heart's lone desire is to love someone...
kalp yalnızca birini sevmeyi arzular...
sean paul'un bir şarkısı. mutlaka dinlemişsinizdir aha şöyle bir şeyler söylüyordu şarkıda;
the gal dem schillaci...sean da paul
so me give it to...so me give to...so me give it to...to all girls
böylece onna ver?böylece ona ver?böylece ona ver?bütün kızlara
five million and forty naughty shorty...
beş milyon ve kırk yaramaz kısaca
baby girl...baby girl...sean da paul sey...
bebek kız?bebek kız..sean paul der ki
well woman the weather turn cold
pekala kadın soğuk zamanlarda
i wanna be keepin' you warm
seni sıcak tutmak istiyorum
i got the right temperature to shelter you from the storm
seni fırtınadan korumak için doğru sıcaklıktayım
oh lord, gal i got the right tactics to turn you on, and girl i...
oh kral, seni havana sokmak için doğru taktiklerim var ve kız ben
wanna be the papa...you can be the mom....oh oh!
baba olmak istiyorum?sen anne olabilirsin?oh oh!
make i see the gal them bruk out pon the floor from
kız, görmemi sağla
you don't want no worthless performer
değersiz olmayan performans istemezsin
from you don't want no man wey can't turn you on gal make
kız, yapmak için dönemeyeceğinde bir adam istemezsin
i see your hand them up on ya..
elinin onun üstünde olduğunu görüyorum
can't tan pon it long.....naw eat no yam...no steam fish....or no green banana
onu uzun tutamazsın..şimdi yerelması yeme? haşlanmış balık da..veya yeşil muz da yeme
but down in jamaica we give it to you hot like a sauna..
ama jamaica'da dana sauna gibi sıcak vermiştik
[chorus:]
bumper exposed and gal you got your chest out but you no wasters
gerçekler ortaya çıktı ve kız göğsünü açtın ama israfçı olmadın
cause gal you impress out...
çünkü kız sen hayran bırakıyorsun kendine
and if you des out a me you fi test out,
ve eğer beni kabul edersen test edeceksin
cause i got the remedy to make you de-stress out....
çünkü senin stresini atmak için bir çare buldum
me haffi flaunt it because me god bless out...
ona hava atarım çünkü tanrı beni kutsuyor
and girl if you want it you haffi confess out...
ve kız eğer onu istiyorsan günah çıkartmalısın
a no lie weh we need set speed a fi test the mattress out..
ve hızımızı ayarlarken yalan yok, yatağı test edeceğiz
[chorus:]
gal don't say me crazy now, this strangelove it a no bridgette and flava show..
kız,şuan çılgın olduğumu söyleme, bu strangelove ve bridgette and flava şovu
time fi a make baby now so stop gwaan like you a act shady yo...
bebek kız, bir oyun oynuyormuşsun gibi şüpheci olmayı bırak
woman don't play me know, cause a no fred sanford nor grady yo....
kadın,şimdi benimle oynama, çünkü ben fred sanford veya grady değilim
my lovin' is the way to go...my lovin' is the way to go.....
benim sevgim akıcıdır? benim sevgim akıcıdır
[chorus:]
when you roll with a player like me...
eğer benim gibi bir oyuncuyla yuvarlanırsan
with a bredda like me girl there is no other
benim gibi biriyle, kız, başka biri daha yok
no need to talk,it right here just park it right here keep it undercover from me
konuşmaya gerek yok, sadece park et buraya ve burada onu gizli tut benden
love how you fit inna you blouse
bluzunun içinde aşk nasıl da güzel duruyor
and you fat inna you jeans and mi waan discover..
ve kot pantolonunun içinde dolgun duruyorsun ve ben keşfetmek istiyorum
everything out you baby girl can you hear when me utter...
her şeyin dışında,bebek kız, ben çığlık atarken sen duyuyor musun
poetry'n motion adlı silik bir gurubun harika , mükemmel ve daha nice olan şarkısı.
tam olarak sözleri ve meali şu şekildedir ;
yeah this is a story about love,this is a story about hate, when tolerance spring to tragedy, passion,pain, it's a thin line between what we give, so goes our story about romeo and juliet.
today i challange thee,affect the things that you can't see,
today we feel so much,affect the things that you can't touch,
all the possibilities, we all brought as special things,respect the power and you'll see how strong a love can be.
she screams romeo romeo wherefor art thou? romeo,you'll never know when it's time to go her desk on smokin', my body's lying on the floor, she wishin' hopin' that i still breathe that i still live, unfortunately i only got one lives to give, too bad, she no longer wants to live because i'm heard dead, i loved her and she loved me, unfortunately her death i can see because his racisists won't let him. now it's a thin line between love and hate, and romeo and juliet as the forfeit of the deadly fate, a tip for love, a tip for madly tolerance, why hollow seems the people seem to let it go? a tragic ending,sending such a hintful message, romeo romeo let your soul go, let it rise and heaven's gonna let you know that love is all we need.
we spent countless nights, lovin' each other, holdin' each other, havig fun all without a fight, now it's time to meet you dead,i 'm black,you're white,it's kinda sad but something...it didn't flash,romeo was now a memory and juliet is right by her side,together an eternal rest, no more stress, do you have it yeah romeo and juliet...
Evet bu hikaye aşk hakkında, nefret hakkında, tolarans trajediye, tutkuya acıya döndüğünde ne verdiğimizle arasında ince bir çizgi vardır. Evet hikayemiz romeo ve jülyet hakkında.
Bugün sana meydan okuyorum, senin göremediğin şeylerle,
Bugün dokunamadığın şeylerin etkisini öyle çok hissediyoruz ki
Tüm olasılıklar , , güce saygı göster ve aşkın ne kadar güçlü olabileceğini göreceksin.
Romeo , Romeo nerelerdesin? Diye bağırıyor. Romeo , onun masasına smokin ile ne zaman gideceğini asla bilemeyeceksin. Bedenim yerde yatıyor, Hala nefes aldığımı, hala yaşadığımı umuyor, maalesef verecek sadece bir canım var, çok kötü , daha fazla yaşamak istemiyor çünkü ben ölüyüm. Onu sevdim ve o beni. Maalesef onun ölümünü görebiliyorum çünkü onun ırkçıları ona izin vermiyor. Şimdi aşkla nefret arasında ince bir çizgi var.ve romeo ve julyet ölümcül alın yazgılarının cezasını çekiyorlar. Aşk için bir tavsiye, çılgınca toleranslar için bir tavsiye, Neden insanlar boşlukları boşverir? Trajik bir son. imalı bir mesaj gönderiyor, romeo, romeo ruhunu bırak, bırak yükselsin, ve cennet sana tek ihtiyacımızın sevgi olduğunu gösterecek.
Sayısız gecelr geçirdik, birbirimizi severek, birbirimize sarılarak, kavga etmeden eğlenerek, şimdi ölümle buluşma zamanı, ben siyahım sen beyaz, biraz üzücü ama birşey...gösterişli değildi. Romeo şimdi hatıralarda ve julyet kendi tarafında, beraber ebedi dinlenmede, artık stress yok. Onu aldın mı romeo ve julyet..