bugün

entry'ler (14)

iki kıza porsche emanet etmek

bunun yapılabilmesi için akıl okuyan bir teknoloji olmalı ve beyinden fren yap kararı çıktığında araç direk fren yapmalı. böylece yanlışlıkla gaza da basılmaz ve kadınlarda çok güzel araç kullanabilir.

dirk kuyt

32 yaşında olmasına rağmen fiziksel gücü süperligdeki bir çok oyuncunun çok üstünde olan ve fenerbahçenin yeni transferi olan futbolcudur. benim gördüğüm kadarıyla istikrar abidesidir. istatistiklere göre her sezon attığı gol sayısı hemen hemen aynı standartlarda. geçtiğimiz sene biraz formunda düşmesine rağmen süper ligde göze çarpacak futbol oynayan bir futbolcu olacaktır. 1 milyon euro gibi düşük bir bonservis bedeliyle alınmış olmasının yanında senelik en az 3buçuk milyon euro gibi yüksek bir ücret ödenecek. şu an bu ücreti hakedebilir diye düşünüyorum ama 35 yaşında ne kadarını hakeder orasını bilmiyorum.

uyum sorunu yaşayacağıını sanmıyorum. premier lig i bizim ligimize çok yakın görüyorum fiziksel mücadele bakımından. yani la liga da oynayan biri gibi uyum sorunu yaşamaz. türkiye ye gelen her yabancı futbolcu gibi kuyt ın göze batan tek özelliği olan dayanıklılığı zamanla düşecektir. ki bu da ilerleyen yaşıyla birlikte dezavantaj olarak dönebilir.

sonuç olarak iyi bir transferdir. ama fenerbahçenin formasyonu tamamen değişecek gibi geliyor bana. kuyt ın forvet oynayacağını düşünmüyorum. bu durumda sağ kanata daha yakın görünüyor. ama bu durumda normalde yabancı kullanılmayan bir bölgeye yabancı konulması demek oluyor ki bu da başka bir mevkiyi türkleştirmek demektir. bu mevki neresi olacak? orta sahada bir boşluk var ziegler ve yoboyla anlaşılmış değil. ve bazı haberlere göre yobo gözden çıkarılmış durumda. aynı zamanda kuyt ın gelmesi alex oynamayacak mı? çift forvete bir dönüş olabilir mi? olmazsa sol kanatta caner mi ilk 11 oynayacak? sorularını beraberinde getiriyor. 1 aya kadar bu soruların cevaplarını alırız.

türk futboluna ve fenerbahçeye hayırlı olması dileğiyle...

veteriner fakültesi

insanların öss ye bir ay çalışarak girebileceği bölümdür. üstelik hatırı sayılır bir üniversitede. ama bu bölümden çıkması girmesinden çok ama çok zordur. kendimde uludağ üniversitesinde veteriner fakültesi öğrencisiyim. yani numaram kimliğim falan var. 3. seneme geçiyorum ama hala 1. sınıftayım. bunun açıklamasını da şöyle yapabilirim. bu bölümde herhangi bir bölüm dersini geçebilmeniz için bir günlük çalışma yetmez(vizede bile. quizlerde belki). zeka olarak fena durumda değilim. etrafımdakiler de aynını söyler. ama zekayla iş bitmiyor çalışmak gerek. e ben söyledim ya öss ye 1 aylık çalışmayla aslında 1 ayda değil de inanmazsınız diye 1 ay diyorum orası ayrı. her neyse 1 aylık çalışmayla kazandım bu bölümü. dolayısıyla çalışkan bir insan değilim. çalışmayı sevmem. e arkadaşım benim gibi çalışmayan bir adamı bu kadar zor bölüme neden alırsın. ben nereden bileyim sürekli çalışma gerektirecek bir bölüm olduğunu. tamam söyleniyordu zor diye ama matematikte zordu o zamanlar geçiyordum ama. ne bileyim bu kadar zor olduğunu. hayır hata sistemde galiba. benim gibi sorumsuz tembel bir adamı bu bölüme almamalısın ki ne benim yerime bölümün hakkını verecek bir adamın önünü kesiyim ne de ben hayattan soğuyayım. öbür bölümleri bilmem tabi hiçbirinde okumadım ama baktığım zaman dışarıdan gördüğümü aktarayım. adamlar ne derse gidiyor adam gibi ne sınava 1 hafta öncesinden çalışmaya başlıyor. ama geçiyorlar arkadaş 1 2 ders kalıyor ama geçiyor yani. arkadaşım kısacası eğer bu bölüme gitmeyi düşünüyorsan önce kendini bir tart. ben zekiyim deme geçerim bir şekilde şu ana kadar bir şekilde geldim deme. düşün kendine sor her gün sabah 8 akşam 4 derse gidebilir misin?(biliyorum lisede zaten öyle ama üniversite farklı) bir vize olduğunda 3 4 gün sıkı bir çalışma yapabilir misin? final geldiğinde 1 hafta boyunca(bu 1 hafta biz de okul yok final tatili. her üniversitede bu böyle değil. okul varsa 2 haftaya çıkar bu.) gece gündüz demeden çalışabilir misin? şimdi bu soruları sordun kendine cevabın evetse gel kardeşim okulu bitirirsin AA ile de bitirirsin hatta bu senin becerine kalmış.

şunu söyleyeyim bir de. zor olan dersler falan değil. çalışırsan eğer başaramayacağın şey yok ki zaten. bana göre zor olan çalışmak çalışmak çalışmak!

şunu da belirtmekte yarar var. ben derslere gitmiyorum. sürekli devamsızlıktan kalıyorum. belki derslere gitsem her şey daha güzel olacak ama... her neyse bu yorumu derslere hiç gitmeyen biri yazdı ona göre değerlendirme de bulunun. ciddiye alıp almayacağınıza öyle karar verin

ak partili sözlükçüler

bu başlığı görünce ne yazmışlar diye bakmak için giren yazarlardır. ki bunu herkes yapar biliyorum ama bölücülüğe karşıyım. Atatürk çok partili sistemi getirmiş ama insanlar hala chp den başka partiye oy verince deli oluyorlar neden anlamıyorum. sorsan Atatürkçüyüm derler... takım tutmuyoruz sonuçta değil mi? ben sonra ki seçimde başka partiye oy verebilirim bunu söyleyebiliyorum ya siz?

kırmızı ışıkta yapılanlar

yeşil yanınca hemen kalkmak için (arkadakilerin korna tacizine uğramamak için) arabayı viteste bırakmak ve bundan dolayı sol ayağını debriyaj da tutmak için ekstra çaba harcamak. ki kırmızı ışık süresi uzadıkça ayağın cidden yoruluyor. ki bunu yaparken bazende arabayı hafiften hafiften hareketlendirmek.

üniversiteli kızların kürtajla aldırdığı çocuklar

aslında şanslı çocuklardır. hayata gelse ne olur ki zaten.

ama bu o çocuğu öldürenlerin kendini savunmak için kullanabilecekleri bir düşünce değildir. bir sürü yanlışa bir yanlış daha eklemektir o çocuğu öldürmek.

Allah boşuna yasaklamamış her halde evlilik dışı ilişkiye girmeyi. nereden baksan yanlış doğru gelen tarafı yok. sonunda çocuk katili olursun işte. ama bunda toplumda etkili tabi. doğada neredeyse her canlı kızıştığında gider bir eş bulur ve işe koyulur. sadece insan bu durumu 10 sene erteleme çabasına girer. bunu ertelemeye çalışırken de dayanamayan çok kişi var. ben bunun yanlış olduğunu düşünüyorum. ama yaşam savaşı insanları bu hale getirdi ki insanlar sadece bir barınak ve biraz toprakla yaşamını devam ettirebilecekken aman üniversite aman bilmem ne diye ancak 25 yaşında hazır olabiliyorsun evliliğe. herkesin işi zor açıkçası Allah kolaylık versin herkese ne diyeyim.

muhabbet kuşu

Dünya da en çok beslenen evcil hayvandır. asıl vatanları avustralyadır. ve bundan dolayı sıcağı severler. soğuktan ve ani hava değişimlerinden çabuk etkilenirler. ölüm sebepleri genelde ishaldir. halk arasında ishal olan kuş ölür diye bilinse de basit bir tedaviden sonra tekrar eski hayatlarına devam edebilirler.

bu kuşların psikolojisi de çok önemlidir. eğer ilgilenilmezse veya bakıldığı şartları beğenmiyorsa ötmeyebilir, hırçın davranabilir, tüylerini yolabilir ve daha kötüsü intihar edebilir.

bu canlılarında çoğu canlı gibi bir eşe ihtiyaçları vardır. eğer kızıştıkları dönemlerde eş verilmezse kuşa benzeyen herhangi bir oyuncakla veya ayna gibi kaşık gibi parlak aletlerle ilişkiye girip kendilerini tatmin edebilirler.

evde beslendiklerinde ortalama ömürleri 7-10 sene arasıdır. ama çok iyi ve özenle bakılırlarsa 12 13 sene de yaşayanları vardır.

bir kanarya gibi kafes kuşu değildirler. belirli süreler uçmalarına ve evi keşfetmelerine müsaade edilmelidir. bu kuşun hem fiziksel hem ruhsal sağlığı açısından önemlidir.

ayrıca meraklı kuşlardır. küçük bir çocuk gibidir. tehlikeli ortamlarda kafesinden çıkarılmamalıdır. sürekli gözetim altında bulunmalıdırlar. tehlikeden kastım herhangi keskin bir şey ve ya sıcak bir şey olabilir. meraklı oldukları için herşeyi kurcalarlar. gagalarlar.

zeki kuşlardır. eğer azimli olunursa söylediklerinizi taklit edebilirler. ve ya sizin yediğiniz yemekten yemek içtiğiniz içecekten içmek isteyebilirler. hatta kendi başıma geldiğinden söyleyebilirim benim kuşumun sigaraya karşı aşırı bir düşkünlüğü vardır. kül tablası görürse hemen ona gider. sigara içerken elime gelir. hatta sigara paketinden sigara çıkardığı bile oluyor.

http://www.youtube.com/watch?v=3DSf9bvxxyc

recep tayyip erdoğan

Türkiye de liderlik ve hitabet vasıfları en güçlü olan siyasi lider. tam bir politikacıdır nerede ne şekilde davranacağını çok iyi bilir.

elektrik kesilince yapılanlar

laptop ın şarjının erken bitmemesi için ekran parlaklığını azaltmak ve eğer havalar soğuksa kombide çalışmadığı için hemen yorganın altına girmek. ve tabi kesilmesinden itibaren en az on dakika boyunca sürekli elektrik gelince yanacak ışıkları kontrol etmek. bir süre sonra bu eylemden vazgeçilir ve duruma alışılır sonrasında elektriklerin geldiği rastgele biçimde fark edilir.

ben bu yazıyı laiklere yazdım

laikliği bireylere indirgeyecek düşünceye sahip birinin söyleyebileceği bir cümledir. bir birey laik olamaz benim görüşüm bu devletin yönetim tarzıyla ilgilidir. dolayısıyla bir insan sıfatı olarak kullanılamaz laik insan gibi. laik devlet olabilir ancak. şu sıralar anlam kargaşası olmuşsa da asıl doğru olanın dediklerim olduğunu düşünüyorum. bunların hepsi insanları birbirlerine düşürme hevesi olan kişilerin yaptırımlarıdır. lütfen bunlara kanmayalım birbirimize düşmeyelim. aslında herkes aynı şeyi savunmasına rağmen daha neyin ne olduğunu bilmeyenler tarafından birbirimize düşürülüyoruz.

artık laikliği savunan insanlar benim anlayışıma göre laikliğin karşısında durur oldu. aynısı zıttı içinde geçerli dinini yaşamak isteyen insan laikliği savunmalıdır aslında. ama dediğim gibi durum o kadar değişti ki bütün kavramlar birbirine girdi. maksat kavga çıksın değil mi sonuçta.

korsana hayır

korsana hayır demek jack sparrow a ihanettir. çok ayıptır. ayrıca elizabeth te korsanları çok seviyor.

üniversiteye gir gerisi kolay

üniversiteye girmek kolay. ya gerisi? olarak değiştirilmesi gereken neredeyse atasözü olarak adlandırılabilecek cümledir.

kakadu

sülfür ve goffin olmak üzere iki çeşidi olduğunu bildiğim papağan türüdür. her papağan gibi gürültücüdür bağırır çağırır. sabahın beşinde altısında sizi uyandırmakla kalmaz komşulardan birkaçını da uyandırabilir. ama son derece oyuncudurlar. herhangi bir müzikle dans edebilirler. hatta bu dansı rastgele değil ritimlere uyarak yaparlar.http://www.youtube.com/wa...k&feature=relatednull jako lar kadar zeki olmasalar da görmezden gelemeyeceğiniz kadar akıllıdırlar (konuşma yetenekleri zekayla doğru orantılıdır). sahiplerine düşkün olurlar. bakımı zordur sorumluluk gerektirir. uzun süre yalnız kalmamalıdırlar.

bu arada herhangi bir müzikle dans edebilirler dediğimde ciddiydim.

http://www.youtube.com/watch?v=PWhxCB0ndJE

nokia

eskiden çoğu kişinin gözünde bir numaralı cep telefonu markası olmasına rağmen şimdi android yerine hala symbian işletim sistemiyle çalışmaya devam eden ve bunun karşılığını kullanıcılardan çok fena biçimde almış olan markadır.