bugün
- fenerbahçe10
- istanbulda vurularak öldürülen okul müdürü22
- anın görüntüsü18
- macar bakanının türklük açıklaması13
- toggun yanması8
- bir erkeği cezbeden şeyler18
- flörtü eleme sebepleri20
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler18
- öğretmen maaşları22
- ölümlü dünya 29
- komşuyu arabanın arkasına bağlayıp sürüklemek12
- suratı sabunlamak11
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek36
- uludağ sözlük discord grubu8
- 007 slip don giysin kampanyası10
- eksi ruyaları kaldıracak kantar13
- ali koç'un jose mourinho ile anlaşması24
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- yanındakiyle yaşar aklındakiyle ölürsün15
- sözlük yönetimi beni silsin mi16
- ameliyat ettikleri hastann karnında mala unuttular10
- 25 yaşında üniversite okumaya niyetlenmek8
- sözlüğün terzisi8
- 007 silik yesin kampanyası9
- bik bik silik yesin kampanyası9
- nervio'nun güzel ellerinden yiyeceğim dayak10
- sözlük yazarlarının boy kilo ölçüleri11
- rusyaya gidince kızlar etrafımda pervane olacak17
- hayatınız boyunca sizi en derinden yaralayan olay11
- görüldü bile atmayan insan tipi22
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks14
- yazarların evlenmek istedikleri dizi karakterleri11
- eloande'ye zengin koca bulmak8
- aşık olmak12
- mimarlığı bırakmak13
- erkeklerin iğrenç özellikleri21
- keki kabarmayan sözlük kızı30
- sözlükteki kızlar mı dışardaki kızlar mı10
- deniz gezmiş25
- fenerbahçe neden şampiyon olamıyor17
- eloande14
- fener olmasa galatasaraylılar kimle dalga geçecek9
- 6 mayıs 2024 konyaspor fenerbahçe maçı26
- bik bik'in 18 saat 30 dakikadır sözlüğe girmemesi12
- hayatta kalmak için cebinde köpek maması taşı9
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni12
- icardi'nin burnuna kafa atacak olmam13
- durduk yere tribe giren erkek17
entry'ler (262)
-slm
-mrb
-nrdn
-ank
-sn?
-ist
-by
türünden bir yazışmanın sonucudur..bütün diyalogları dıştan okuyunca çok eğlencelidir de.
-mrb
-nrdn
-ank
-sn?
-ist
-by
türünden bir yazışmanın sonucudur..bütün diyalogları dıştan okuyunca çok eğlencelidir de.
süper bir fransız korku filmi.
öldürülmek.
"sevmediğime inanırsam bitince daha az acı çekerim" fikrine tutunmaya çalışan kişi. Bazen yürümeyen bir ilişkide sevmeyen taraf olmak, ayrılırken rahatlatıcı olur. "Seviyorum ama mutlu değilim" düşüncesi ilerisi için fazla çaba, emek ve zorluk demektir. Büyük ihtimalle de ilişkiyi kurtarmaz, sadece insanı geliştirir.
ne kadar yakın olursak olalım, aramızda uçurum var. *
HOMOSEKSÜELLERiN "KEŞKE" DEDiĞi, HETEROSEKSÜEL bayanların DA "TÜH" DEDiĞi DURUM. Yani aslında böyle bir genelleme yoktur. Kedinin erişemediği ciğere gıpta etmesidir.
doğada insanlarda ve hayvanlarda belli bir oranda eşcinsellik mevcuttur. Bu üremeyi tehdit etmez, çünkü Eşcinsellik bulaşıcı değildir. insanlar çocukluk çağlarında neden olduklarını anlamadan karşı cinse ilgi duymaya başlarlar. Azınlıkta olan bir kesim çocuk da kendi cinsine ilgi duyar fakat toplumun beslediği korku, tiksinme, vb duygular nedeniyle bu yönelimini bastırmak zorunda kalır. Yıllardır bu özelliğin kınanması, suç olarak nitelendirilmesi ve dışlanması sebebiyle eşcinsellik bir hastalık olarak ele alınmış ve tedavi edilmeye çalışılmıştır. Yıllar sonra 1974 yılında amerikan psikiyatri birliği ve 1992 yılında avrupada ICD, homoseksüellik kavramını hastalık sınıflandırmasından çıkarmışlardır. Eşcinsellik, psikiyatri birliğinin bunun bir hastalık olmadığını ortaya koymasıyla bir sorun olmaktan kurtulmamıştır. Çünkü toplumun çoğunluğu kendi yönelimi olan heteroseksüelliğin dışında kalan tüm cinsel yönelimleri anlayamadığı için tiksinmeye, korkmaya ve öfke duymaya devam etmiştir. Daha dindar olan kesim bunu allahsızlık, ahlakçı olan kesim bunu sapkınlık ve marjinalliğin uç noktası olarak yargılamışlardır. Bu ise toplumda azınlıkta oln bu kesimin saklanıp kendilerinden utanmalarına, veya isyan edip diğer uca giderek abartılı bir şekilde cinselliklerini sergilemelerine farkında olmadan sebep olmuştur. Burada aslında uludagsozluk gibi bir tartışma forumunda göz önünde süregelen polemikten daha hassas ve ciddi bir problem yer almaktadır. O da şudur ki, kabul edilmeyen, onaylanmayan, hor görülen insanlar panik duygusu yaşarlar ve acı çekerler. Aslında hiç de görünürdeki kadar az olmayan fakat cinsel kimliklerini rahatça yaşayamayan, utanıp saklayan, veya utanmadığı halde tepki görmemek için gizli yaşayan bir dolu insan, toplumsal baskı yüzünden zorlandıkları için hastalanmaktadırlar. Bu hastalık cinsel kimlikleriyle ilgili değil, bu kimliğin kabul görmemesiyle ilgili ortaya çıkan kaygı, endişe vb duyguların toplamında oluşan kişilik sorunlarıdır. Bunu değiştirmek için psikiyatriste veya terapiye giden eşcinseller terapi süresince cinsel kimliklerini değiştirmek değil, eşcinsellikleriyle barışmak üzerine tedavi görürler. Aileler çocuklarının bu hale nasıl geldiklerini, nerede hata yaptıklarını sorgulayarak acı çekerler, eşcinsellerse ne ailelerinden ne de çevrelerinden görebildikleri destek yüzünden son derece yalnız kalır ve acı çekmeye devam ederler. Bu aslında vahim bir durumdur. eşcinselliğin dışlanması ve eleştirilmesi, down syndrome, fil hastalığı, kamburluk gibi "farklı" bir doğaya sahip insanların aşağılanması ve hor görülmesi kadar zalimce olsa da, bunun bir tercih olduğunu düşünmek dışlayan kesimin vicdanını rahatlatmaktadır. Tarafsız düşünüldüğü zaman aslında kimsenin bu kadar eleştirilen, hor görülen, aşağılanan bir cinsel yönelimi tercih etmeyeceği ortadadır. Yukarıdaki rahatsızlıklar hastalık sınıflandırmasındalardır çünkü yaşam kalitesini düsürmektedirler. Homoseksellikse bu tanımlamadan çıkarılmasına rağmen aslında halen bir hastalık haline "getirilmektedir" kanımca. Çünkü eşcinsellerdeki yaşam kalitesi, kişinin kendi tarafından değilse de, toplumun kişiyi dışlaması ve korkutması sonucuyla düşmektedir. Tedavisi ise toplumun bu konudaki tepkisini ve görüşünü değiştirmek, veya dışlanmış eşcinselin destek sistemlerini güçlendirerek, bir birey olarak farklı cinsel yönelimiyle de mutlu olabileceğini ve "kendi" olarak yaşamaya hakkı olduğunu adım adım içselleştirerek mümkün olduğu için çok zordur. Çünkü toplum, kendi zorlanmadığı fakat başkalarının zorlandığı konuları pek fazla umursamaz ve anlamaya üşenir. Psikoterapi ise son derece pahalı ve uzun bir dönemi kapsayan bir süreçtir. Sonuç ise, bu rahatsızlığın bir kısır döngü halinde devam etmesi, gizli eşcinsellerin utanç ve korku içinde internet sohbet kanallarında birbirleriyle anlaşıp gizli saklı buluşarak kurduğu baskılanmış ilişkiler, ucundan kıyısından yakalanmaya çalışılan mutluluklar ve öfke,isyan, acı ile mücadeleyi getiren bir "farklılık" ın kurbanı olmaktır.
düz mantıkla "kısır" olan insanları da homoseksüeller gibi "üreme amacına uymuyor" gerekçesiyle dışlamamız gereken durum.
Veya evlenmeyenleri
veya çocuk istemeyenleri
veya iktidarsızları
veya üreme bozukluğu olan tüm heteroseksüellere de bir isim takılması ve "bu insanlara ay canım yazık ona da.. denir mi? amma da geyiksin, git bbgye katıl" ve bunun gibi mantık yürütenleri dışlamak da işten değildir.
normal olan bir durum aşağılanıyor, dışlanıyor ve cahilce yargılanıp tanıtılıyorsa bunu savunmak ihtiyacı doğaldır. BKZ: ne google, ne alman kütüphanesi, ne de din kitapları.. bkz: beyniniz! (kullanımdaysa tabi) *
Veya evlenmeyenleri
veya çocuk istemeyenleri
veya iktidarsızları
veya üreme bozukluğu olan tüm heteroseksüellere de bir isim takılması ve "bu insanlara ay canım yazık ona da.. denir mi? amma da geyiksin, git bbgye katıl" ve bunun gibi mantık yürütenleri dışlamak da işten değildir.
normal olan bir durum aşağılanıyor, dışlanıyor ve cahilce yargılanıp tanıtılıyorsa bunu savunmak ihtiyacı doğaldır. BKZ: ne google, ne alman kütüphanesi, ne de din kitapları.. bkz: beyniniz! (kullanımdaysa tabi) *
heteroseksüelliğin bir tercih olmaması gibi, homoseksüellik de tercih olamaz, yönelimdir. ÖSS mi bu tercih edecen, "anaa herkes ibne diyip dalga geçiyo, hem çocuğun da olamıyo, üstüne annen baban da intiharlık oluyo öğrenince, ben iyisi mi bunu tercih ediyim bak ilginçmiş..."
ben psikolojiye inanmıyorum diyen kişinin ortaya attığı çatlak tez. Psikolojiye inanmamak, gülmeye, ağlamaya, endişelenmeye inanmamakla aynı şeydir. Sevinmek ve üzülmek var oldukça, psikoloji vardır. 4 sene üniversitede boşa okutulmaz. Ama boşa okunabilir o ayrı konu.
uzmanından cahiline, eşcinselinden zıtcinseline kadar tartışma konusu olan zırvalık. Tedavisi olmadıktan sonra hastalık olduğunu kabul etmenin de ne işe yarayacağını anlayamadığım ıkınaklı konu. bulaşıcı olmayan bir hastalık olarak değerlendirilip bir de "kızılan" cinsel yönelim. Neye, kime, niye, ne şekilde kızılıyor anlamak zordur. Eğer hastalıksa kızılan ve kınanan tek hastalık olup, değilse de pek bi utanılıp sıkılınan insanlık halidir.
sonunda elinde samanla kalakalacak kadar uzun süre saklamanın da bir anlamı olmadığı nasihattir.
ilk okunuşta romantik gibi görünse de aslında kendini "yarım elma" olarak nitelendiren insanın göz göre göre düştüğü tuzaktır.
sırf varlığını hissetmek ve dikkat çekmek için kendini tatmin amaçlı yapılan bir girişimdir. Laf kalabalığından başka bir şey olmayan ve işe yaramayan bir denemeden başka bir şey olmadığı gibi, eleştiriyi yapan nedense ucundan kıyısından bildiği konularda uzman kesilmeyi kendine bir borç bilmektedir. *
müzikle %100 bütünleşen nadir müzik dehalarından, dinlediğim en çarpıcı ve büyüleyici soprano.
zaman nedir?
kendini değiştirmeye çalışmak insanın bazı ihtiyaçlarından, özelliklerinden utanması ve bunun sonucunda başka türlü olmaya çalışmasıdır. Halbuki değişim zaten kaçınılmazdır. Fakat değişimi durduran, kendimizi tüm özelliklerimizle sahiplenmemek ve değiştirmeye çalışmaktır. Bu da büyümeyi ve gelişmeyi engeller ve bir imaj içine hapsolmaya ve enerjimzi bu hapis içerisinde yaşamaya çalışmakla harcamamıza sebep olur. *
"bencillik" denilen şey. aslında bencillik insanların ilgi istedikleri zaman karşılarındakileri suçlayarak bu ilgiyi kazanmak için savurdukları suçlamadır. bencil olmaya izin vermezsek ve habire hatır için yakınlarımıza yakınlık gösterirsek asıl temassızlık bu noktada yaşanır.
çevresindekiler merak etmese de sürekli aynı kişiden bahsetmeye eğilim.