bugün

sevdiği entry'ler

ikinci abdülhamid

2. Abdülhamid, 33 yıllık saltanat döneminde Osmanlı; Tunus, Mısır, Kıbrıs, Sırbıstan, Karadağ ve Romanya olmak üzere 1 milyon 592 bin 806 kilometre kare toprak kaybetti. Yani bugünkü Türkiye’nin yaklaşık iki katı

Türk Topraklarını bildiğin içinde marabalarla köy satan ağa gibi satmıştır, hatta bildiğin bedavaya vermiştir.

Üstüne yetmemiş bir de devletin neredeyse bütün mallarını tapuyla kendi üstüne geçirmiştir.

Osmanlı imparatorluğunda Sultan her şeyin sahibi gibi sanılsa da Fatih, Yavuz, Kanuni gibi sultanların tamamı devletin malını ve parasını halkın varlığı olarak adlandırmış ve buna göre davranmıştır.

Hatta babadan oğla geçilirken "Sana devrettiğim hazineden bir kuruşa dokunmayacaksın, yapacağın gerek devlet gerekse kişisel bütün imparatorluk harcamalarını mevcut hazinenin üstüne bizzat kendin ekleyeceğin paradan yapacaksın" gibi bir adet de vardır.

Ancak bu gelenek ve devlet yapısı Kanuni'den sonra iyice bozuldu gibi Abdülhamit vb. sultanlar ile tam aksine dönmüştür, padişahlar hazır devletin mevcut gelirlerini kendi malı gibi sonuna kadar zevk sefa içinde yemiş, kafasına göre yüzlerce saray vb. kendi kişisel zevk ve kullanımları için kullanmış, sonunda da koca imparatorluğu iyice batırmıştır.

http://blog.milliyet.com....alani/Blog/?BlogNo=447645

http://www.siyasiforum.ne...wtopic.php?f=9&t=6734

zariyat suresi 51 ayet

''allah ile beraber başka bir ilâh edinmeyin. gerçekten ben, size, allah tarafından gönderilmiş açık bir uyarıcıyım'.

burada konuşan muhammed'dir, konuşan allah olsaydı ayet şöyle olmalıydı, ''o size benim tarafımdan gönderilmiş bir uyarıcıdır''.

allah ın eşcinselliği erkeklere özgü sanması

kuranda gözlemlenen durumdur.

--mağarada sesler duydum diyor ki--
-''Gerçekten siz, kadınlardan başka erkeklere de geliyorsunuz. siz haddini aşan bir kavimsiniz.'' (7/81)
--mağarada sesler duydum diyor ki--

kadınları bırakıp erkeklere gidiyorlarmış bu 'haddini aşan' erkekler, peki ya erkekleri bırakıp kadınlara giden kadınlar ? bunlardan bahsedilmemiş, aslında bahsedilmeme sebebi aşikar,

o dönem arap yarımadasında günümüz müslümanlarında olduğu gibi kadınların söz ve fikri belirtme haklarına sahip değillerdi, bir erkeğin kuması olmaktan başka şansları yok idi, hali ile lezbiyan hanımlar bunu dışa vurma şansları olmuyor. ortadoğulu tanrı allah ta doğal olarak sadece eşcinsel erkekleri görebiliyor.

zira allah ortadoğuda yaşayan bir bedevidir, değil mi, görmediğini bilemez.

filistinlilerin ihanetleri sıralı tam liste

baya bir uzun olacak listedir.
o yüzden tanım falan faslını kısa tutarak filistinlilerin yakın tarihte bize yaptığı ihanetleri listelemeye başlayalım...

♦yıl 1882.
bundan 50 sene önce(1830'lar) filistin'de sadece 9000 olan yahudi nüfusu, padişah ve halife abdülhamid'in yahudilere toprak satışını yasaklamasına rağmen, filistinli hain arapların yahudilere toprak satması üzerine 50.000'e çıktı. bu sayede 1882'de filistin'de 2. yahudi yerleşimi kuruldu.

----------------------------------------
♦yıl 1915. kanal harekatı.
bu harekata halife'nin çağrısına uymayıp katılmamakla kalmayan filistinli hain araplar, türk askerine cephe gerisinden saldırmış ve türk askerini iki ateş arasında bırakarak 14.000 askerimizin şehit, binlerce askerimizin de esir olmasını sağlamıştır.
bu harekatta bizi vuran hain filistinli araplar ekseriyetle gazze'li araplardır.
görsel

♦Yıl 1917,
filistinli arap hainler,lawrence ile bir oluyor ve akabe baskını'na katılıyor, akabe'deki tüm askerlerimizi şehit ediyorlar.
bu kahpelik dolu icraatlarını da çöle lawrence'in rölyefini yaparak ölümsüzleştiriyorlar.
(bkz: lawrence in rölyefini yapan filistinli araplar)
görsel

♦yıl yine 1917.
kudüs filistinli hainler tarafından ingilizlere teslim ediliyor.
görsel

yukarıdaki görselde elinde baston ve sigara olan kudüs belediye başkanı hüseyin efendi, yanındakiler de filistinli hain arap sözde osmanlı subayları.
vatanlarına ihanet edip, kudüs'ü ingilizlere teslim etmekten gayet memnunlar.

ve kudüs'ü ingilizlere teslim eden bu hainler,
ingiliz komutan general edmund allenby'i kudüs'e girerken "el-nebi"(peygamber) olarak karşılıyorlar.
görsel

hatta allenby'i peygamber olarak karşıladıktan sonra, onunla birlikte şam'a gidiyorlar, yeni peygamberlerine(!) eşlik ediyor, allenby'nin şam'daki selahaddin eyyubi türbesi sandukasını tekmeleyen çizmelerini filistinliler parlatıyor.

♦filistin bayrağı, zaten bu ihanetin tek başına resmi sembolüdür.
görsel

--------------------------------------------------
♦yıl 1978,
terör örgütü pkk, ortadoğu'da işbirliği yapacak bir terör örgütü arıyor.
ve filistin kurtuluş örgütü, pkk'ya kucak açıyor, pkk ile eşgüdüm içerisinde türkiye aleyhine faaliyetlerde bulunmaya başlıyorlar.
(bkz: pkk ve filistin kurtuluş örgütü kardeşliği)

♦Yıl 1980.
filistin halk kurtuluş cephesi lideri george habash, lübnan'ın sidon şehrindeki kamplarını asala terör örgütü'ne açıyor, asala'nın diplomatlarımızı katlettiği eylemlerine bu filistinli şerefsiz teröristler de destek veriyor.
görsel

♦yıl 1989.
yaser arafat adlı hain, "ermenistan'ın haklı davasını destekliyoruz" açıklamaları yapıyor.
bu vesileyle, karabağ işgaline ve ermeni katliamlarına destek veriyor.
görsel

♦yıl 1993.
filistinli hain araplar, mesud barzani'nin "bağımsız kürdistan" fikrine de destek oluyor.
görsel

--------------------------------------------
♦yıl 2009,
filistin devlet başkanı, erdoğan'ın kankası mahmut abbas, kıbrıs'a gidiyor ve "kıbrıs'ta türk askeri işgalcidir" açıklaması yapıyor.
(bkz: türk askeri kıbrıs ta işgalcidir)
(bkz: filistin in kıbrıs rum kesimine destek vermesi)

♦yıl 2012. al nakba kupası.
bu kupada filistin sözde kürdistan takımını da davet ediyor ve kürdistan ile maç yapıyor.
bu turnuvada oynanan bazı maçlar;
(bkz: 15 mayıs 2012 moritanya kürdistan maçı)
(bkz: 19 mayıs 2012 kürdistan endonezya maçı)

♦yıl 2015.
sözde ermeni soykırımı'nın 100. yılı dolayısıyla filistinli hainler "ermeni soykırımı hatıra pulu" bastırıyor...
(bkz: filistin in bastığı ermeni soykırımını anma pulu)
görsel

---------------------------------------
bonus;
(bkz: merhaba ben bir filistinliyim bize yardım etmeyin/#37310208)

kurandaki tutarsızlıklar

Anlatilan şeylerin tarih ilmiyle uyumsuz olması.

- hz musa ve hz yusuf'un anlatıldığı bölümler yani kabaca misir'daki yahudi varligıyla alakalı bolumler tamamen tarih dışı anlatılar. Söz gelimi tarihlerini cok iyi tutmuş antik misirlilar yahudi kokenli bir firavundan (hz yusuf) ve kizildenizde yahudileri kovalarken ölmus bir firavundan bahsetmeZ. (Bunlar antik yahudi mitleridir bizdeki oguz kagan destani gibi mesela).

-nuh tufanıyla ilgili kayitlar bunun ortadoğu bolgesinde gerceklesmiş cok yikici bir sel felaketi olduğunu gosteriyor. Ama bu bir gemi dısinda kalan tüm canlilari oldurecek kadar buyuk bir şey değil.

-helak olan şehirler yok, arkeoloji bunu açiklayamiyor. Pompei falan hikaye. Pompeide yasanan seylerin tillahi bugun de o gun de tüm liman şehirlerinde yaşanıyor/du.

türkiye ekonomisini chp ye emanet etmek

öyle bir abartıyolar ki,

yok yok 20 yıl önce insanlar bebekleri açlıktan kesip yiyordu. bebekler karne ile dağıtılıyordu.

içecek olarakta birbirimizin sidiğini içiyorduk.

şıllık tatlısı

urfa yöresine özgü bir şerbetli bir tatlı.ankara'da mangalda gayet güzeldir.

bu da tarifi:

KREP HAMURU iÇiN
3 yumurta
1 su bardağı un
2 su bardağı süt
2 yemek kaşığı toz şeker
1 çimdik tuz
' yemek kaşığı eritilmiş ve soğutulmuş tereyağı
ŞERBET iÇiN
1.5 su bardağı şeker
2.5 su bardağı su
1/4 limon suyu
HARÇ iÇiN
150 gram ceviz

YAPILIŞI:krep malzemeleri sırasıyla,yumurtalar ve şeker çırpılır,süt konur ve ardından un tuz koyulup elle un topağı kalmayana dek çırpılır.Krep hamurunu ince olacak şekilde teflonda bir defaya mahsus az yağlayarak 10-12 adet krep elde edilir.

Şerbet için su şeker tencereye alınır,kaynadıktan sonra kısık ateşte 10 dakika pişirip ocaktan almaya yakın limon suyuda katılır.

Harç için cevizleri 180 derecede sıcak fırında 10 dakika sote edilir,soğutulur ve iri kalacak şekşlde dövülür.

Şimdi tatlıyı servis edeceğiniz tabağa bir kat krep konur üzerine ceviz serpiştirilir,ve aynı işlem krep ler bitene dek bir kat krep bir kat ceviz devam edilir.üzerine sıcak şerbet gezdirilir.Hafif sulu kalır.ılık servis edilir.Ziyafet sofraları için mükemmel bir tercih .Afiyet olsun.

kim bu oğlancı padişahlar

Gazeteci yazar Rıza Zelyut'un yeni araştırma kitabı "Osmanlı'da Oğlancılık" Kaynak Yayınları'ndan çıktı.

Zelyut, pek çoğu sümen altı edilen belge ve edebi eser ışığında Osmanlı toplumunu ve saray yaşantısını inceliyor ve kitabının önsözüne çalışması için şunu ekliyor: "Okuyun! Büyük Atatürk'ün Osmanlı sisteminden neden nefret ettiğini daha iyi anlayacaksınız."

Rıza Zelyut, kitabının "Padişahların Oğlancılığı" başlıklı bölümünde kimi padişahların şiirleri ve dönemin yazarlarının hatıratıyla oğlancı padişahların isimlerini açıklıyor...

işte Rıza Zelyut'un "Osmanlı'da Oğlancılık" kitabından ilgili bölümler:

"Osmanlı padişahları, kendilerinin Bizans ve Acem imparatorlarıyla eş değerde olduklarını göstermek için, devlet protokolünü bu iki uygarlığın değerlerine dayamayı bir meziyet olarak görmüşlerdir. Elbette ki iran kökenli teşrifatın altında Arap imparatorluk geleneğinin etkisi de bulunmaktadır. Önceki dönemde bölgelerine hükmeden imparatorlardan hiç de geri olmadıklarını göstermek Osmanoğulları için itici bir güç olmuştur. Bu yüzden, eski saraylarda yer alan oğlancılığı da hiç düşünmeden içselleştirmişlerdir. Bu işin temelinin Yıldırım Bayezid zamanında atıldığı söylenmektedir. Vezir Çandarlı Ali Paşa'nın mahbub oğlanları, içoğlanı biçiminde saraya soktuğu, bu işe padişahı da alıştırdığı suçlaması hemen hemen bütün Osmanlı vakayinamelerinde yer alır. Manzum Tevârih-i Âl-i Osman'daki şu anlatım, devletin dönüştürülmesine ilişkin ilginç ipuçları vermektedir:

"Heman ki (ne zaman ki) Kara Halil oğlu Ali Paşa vezir oldu, fısk ü fücur (eğlence ve zina) ziyade oldu. Mahbub oğlanları yanına aldı, adını içoğlanı kodu. (…) iç oğlanına itten beter rağbet ederlerdi. içoğlanına rağbet etmek Ali Paşa'dan kaldı. Heman Ali Paşa vezir oldu, onun zamanında danişmentler (din âlimleri) çoğaldı, begler kapısına geldiler. Her biri bir begin yanına geldiler. Her biri onlara yarayalım deyü tabiatlarına münasip cevap verdiler. Allah buyruğun peygamber kavlin terk ettiler."

Bu kaynakta, danişmentlere (okumuş din adamlarına) dayalı yeni Osmanlı hukuk ve din anlayışının, Allah'ın buyruğunu ve Peygamber'in kavlini terk etmek olduğu söylenerek çok ağır bir eleştiri yapılıyor. Sözü edilen dönem halk devletinden kopup devşirme devletine geçişi gösteren dönemdir. Bizans, Fars ve Arap devletlerinin düzeyinde olduğunu, hatta onları aştığını göstermek için Osmanlı sultanları bu önerileri büyük bir iştahla kabul etmişlerdir. Bu yeni sistem, halk ahlakıyla çelişse de egemenlik gücünün kuvvetlendiğini göstermesi açısından saray tarafından kabullenilmiştir. Sorunu, 1387-1406 yılları arasında başvezirlik (veziriazam) yapan Ali Paşa'yla sınırlamak yanıltıcıdır. Bu süreçte içoğlanı sisteminin padişahlar tarafından kuvvetle benimsendiğini görüyoruz. Bu dönem ayrıca sarayın haremlik ve selamlık diye ikiye ayrıldığı, kadınların harem kısmına sürgün edilerek oğlanların kadın saltanatına ortak edildiği bir dönemdir.

(...) Oğlancılık, kurucu kitleler arasında bilinmemektedir. Bu bağlamda devleti kuran Odman Bey'in121 oğlancılıkla ilgisi yoktur. Gelenekten böyle bir şey taşınıp aktarılmamıştır.

Yıldırım Bayezid'den sonraki kısa bir kargaşa (fetret) döneminden sonra Osmanlı sarayı oğlancılığı geliştirerek sürdürmüştür. Çok büyük bir komutan olan Padişah II. Murat, oğlancılığı protokol kitabı olarak devlet sistemine sokmuştur. Çok içmesiyle ünlü olan bu padişah iyi bir şairdir ve şiirleri onun hoşgörüsünü ve zevke düşkünlüğünü pek açık yansıtır.

Sehî Bey, Tezkire (Heşt Behişt) adlı eserinde Sultan II. Murat'tan bir beyit aktarır. Bu Sultan, o beyitte içki içerken rakkas yani oğlan oynattığını yazmıştır.

Onun oğlu Fatih Sultan Mehmet de içoğlanı kullanmıştır. işte bu oğlanlardan saki olarak kullanılan birisine Veziriazam Şair Ahmet Paşa âşık olunca kıyamet kopmuştur. Sehi Bey, Tezkire'sinde Ahmed Paşa'yı anlatırken bu olaya da değinmiştir. (...)"

FATiH SULTAN MEHMET

"Büyük Sultan'ın (Fatih Sultan Mehmet) Avni mahlasıyla yazdığı şiirlerinde de güzel oğlanlara ilgi duyduğu görülmektedir. Birkaç örnekte bunu görebiliyoruz:

"Bir Güneş yüzlü melek gördüm ki âlem mahıdur
Ol kara sünbülleri âşıklarınun ahıdur"

(Yüzü öylesine Güneş [gibi parlak] bir melek gördüm ki, âlemin ışık saçan dolunayıdır. Onun sümbül gibi simsiyah saçları da âşıklarının ahlarıdır.)

"Karalar geymiş meh-i tâbân gibi ol serv-i naz
Mülk-i Efreng'ün meğer kim hüsn içinde şahıdur"

(Karalar giyinmiş bir dolunay gibi nazlı nazlı salınan o servi boylu [sevgili] tıpkı Frenk ülkesinin güzellikler içindeki padişahı gibidir.)

"Gamzesi öldürdügine lebleri canlar virür
Var ise ol ruh-bahşun din-i isa rahıdur"

(O güzel sevgilinin hışımlı yan bakışının öldürdüğüne, dudakları can bağışlamaktadır. Galiba o ruh veren güzelin dini, Hz. isa'nın yoludur.)

"Avniyâ kılma güman kim sana ram ola nigar
Sen Sitanbul şahısun ol (da) Kalata şahıdur"

(Ey Avni, gönül verdiğin o Hıristiyan güzelinin sana ram olacağını asla umma! Çünkü sen nihayetinde istanbul'un şahısın, o ise güzellik ülkesinin başkenti olan ve içinde cennet gibi hurilerin dolaştığı Galata'nın padişahıdır.)

Yukarıdaki şiirde anlatılan sevgili, Galata'da yaşayan Hıristiyan bir oğlandır. Onun için dininden bile vazgeçmeye hazır olduğunu yazabilmiştir. Bu dinden geçmeyi bir mecaz olarak yorumlasak bile, anlatılanın kara donlu bir erkek olduğu açıktır. Çünkü Osmanlı ülkesindeki gayrimüslimler, sokakta kim oldukları anlaşılsın diye genelde siyah elbiseyle dolaşmak zorundaydılar.

"Akl ü fehmin din ü imanın nice zabt eylesün
Kâfir olur hey Müselmanlar o tersayı gören"

(Hey Müslümanlar! O Hıristiyan dilberini bu güzellik içerisinde görenler akıllarını, şuurlarını, din ve imanlarını nasıl korusunlar? Onu gören insanın neredeyse kâfir olası geliyor.)

"Kevser'i anmaz ol içdüğü mey-i nâbı içen
Mescide varmaz o varduğı kilisayı gören"

(O Hıristiyan güzelinin içtiği saf şarabı içenler, Kevser şarabını artık hatırlarına bile getirmezler, onun gittiği kiliseyi görenler, bir daha mescide ayaklarını basmazlar.)

II. BEYAZID

Fatih Sultan Mehmet'ten sonra tahta geçen oğlu II. Bayezid daha şehzadelik döneminde ayyaş ve ahlaksız olmakla suçlanmıştır. Onun içoğlanı, güzel Sırp çocuğu Mustafa tarihimizde Koca Mustafa Paşa olarak bilinmektedir.

II. Bayezid'in oğlu Selim (Yavuz), oğlancı şairleri korumuştur. En sert oğlancılık kitabının yazarı şair Gazalî, Yavuz döneminde işini sürdürmüştür. Daha da önemlisi, Yavuz Sultan Selim dönemin şeyhülislamı Kemalpaşazade'ye (ibn-i Kemal, 1468-1536), Rücûu'ş-Şeyh ilâ Sibâhü fi'l Kuvvet-i Ale'l-Bah adlı meşhur cinsellik kitabını (bahnameyi) yazdırtmıştır. Bu kitapta, oğlancılık ilişkileri de anlatılmaktadır. Sonraki yüzyıllarda bu kitabın farklı adlarda yapılan baskıları başka padişahlara da sunulmuştur. Bu durum, Yavuz Sultan Selim'in sarayda oğlancı ilişkileri devam ettirdiğini göstermektedir.

Osmanlı sultanları içinde Türklerden en fazla nefret eden Yavuz Sultan Selim, bu düşmanlık yüzünden şiirlerini Türkçe değil Farsça yazmıştır. Onun adına sonradan bazı kıtalar uydurulmuş olsa bile, Sehi Bey, Sultan Selim'den bir beyit bile Türkçe şiir kalmadığını yazmıştır:

"Gerçi cahil insanlar onlara (ona) Türkçe şiirler isnad ederler. Ama onlar asla Türkçe şiir söylememişlerdir. Bütün şiirleri Farsçadır."

Yazdığı bir gazelde sevgilisini kılıçlı bir güzel halinde, yani savaşçı bir oğlan gibi tasvir etmesi de şaşırtıcı değildir.

Bu dönem, oğlancılığın saraydan taşıp sokaklara egemen olduğu bir dönemdir. Aynı ilişkiler genişleyerek Kanuni Sultan Süleyman döneminde de sürmüştür. Oğlan satıcılığının (oğlan pezevenkliğinin) devlet memurları tarafından bile yapılır hale geldiği görülmektedir. Padişah Kanuni de şiirlerinde oğlancı bir ruh hali içinde olduğunu ortaya koymaktadır.

Onun binlerce şiiri içinden seçilerek kendi hattıyla (yazısıyla) yazılmış Muhibbi Divanı'nda bunun ipuçlarını görmekteyiz. Kanuni'nin yaşlılık döneminde, eski serbest şiirlerinden elenerek hazırlandığı anlaşılan bu Divan'da padişahın şarabı çok övdüğü ve içtiği dile getiriliyor. Bir gazeli şöyle başlıyor:

(...)

"iy Muhibbi içüben mest-i harabat olub
Topdolu eyleyelim nara ile afakı"

(Ey gönül öyle içelim ki meyhane sarhoşuna dönelim ve attığımız naralarla dört yanı çınlatalım.)

Böyle sarhoş olduğu ortamdaki güzel, mahbub diye anılan bir oğlandır. Bunu şu beyitleri açıkça göstermektedir:

"Ol Hıta mahbubı gör kim turresin çîn gösterir
Nokta-i hali ile gül üzre pür çîn gösterir
Deyr içinde zülfini zünnar edip ol muğbeçe
Bana sundukda kadeh üstünde haçın gösterir"

(O Hıta dilberleri kadar güzel olan hub [oğlan], güle benzeyen yanağındaki beniyle daha da çekicileşip alnına dökülen kıvırcık saçlarını [kâkülünü] bize gösterir. O meyhane oğlanı [saki] manastır keşişleri gibi saçını beline kuşak ederek bana kadeh sunduğunda sanki haçını göstermiş gibi olur.)

Birçok imgeyi ve sembolü iç içe geçiren Şair Muhibbi (Kanuni Sultan Süleyman), burada meyhaneci çırağı diye anlattığı bir Hıristiyan oğlana tutulduğunu dile getirmektedir. Bu oğlan, aslında Padişah'a sakilik yapan içoğlanından başkası değildir. (...)

IV. MURAT

Osmanoğullarının Yavuz Sultan Selim gibi gaddar sultanlarından birisi olan IV. Murat'la ilgili pek çok bilgiye sahibiz. IV. Murat hızlı bir oğlancıdır. (...)

O dönemde yaşayan ve Enderun'da yetiştirilmiş olan Ali Ufki de bu bilgiyi doğrulamaktadır:

"IV. Murat, Büyükoda'da içoğlanı olan Ermeni Musa'ya böyle âşık oldu ve ona öylesine tutuldu ki kimi zaman çıldıracak hale geliyordu. Ayrıca genç bir silahdar paşaya da (halk içine çıktığında padişahın kılıcını ve silahlarını taşıyan ve baş hadımağaların ardından sarayda neredeyse en üst mevkide bulunan içoğlanına) âşık oldu. Bu içoğlanı güzelliği uğruna Galatasaray kışlasından alınmış, önce Padişah'ın lütfuyla Hasoda'ya kabul edilmiş, çok kısa bir sürede de silahdar paşa olmuştu."

Ali Ufki Bey, kendi döneminin padişahı olan IV. Mehmet'in de Ermeni kökenli bir oğlana olan tutkusunu şu ifadelerle dile getirmiştir:

"Şu anda hüküm süren Padişah, Güloğlu adında istanbullu genç bir oğlana âşıktır. Padişah'ın musiki içoğlanı olan bu kişi şimdi onun gözdesidir ve kendisine imparatorluğun en önde gelen mevkilerinden, neredeyse divan reisliğine denk kubbe veziri rütbesi verilmiştir."

Kaynak: oda tv

ahzab suresi

tek başına bile birçok tartışmaya sebep olan ve hatalara sahip sure. diğer birçok sure gibi konu bütünlüğü içermez. ayetler arasında konudan konuya atlar. tartışma yaratan ayetler, örneğin;

(bkz: ahzab suresi 56 ayet)
(bkz: azhab suresi 53 ayet)
(bkz: azhab suresi 50 ayet)
(bkz: azhab suresi 37 ayet)
(bkz: azhab suresi 37 nci ayet)

diyanet meali (parantez ile diyanet tarafından eklenen kısımları içermez)

1. Ey Peygamber! Allah'a karşı gelmekten sakın. Kâfirlere ve münafıklara itaat etme. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
2. Rabbinden sana vahyolunana uy. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
3. Allah'a tevekkül et, vekil olarak Allah yeter.
4. Allah, hiçbir adamın içine iki kalp koymamıştır. Kendilerine zıhâr yaptığınız eşlerinizi de anneleriniz yapmamıştır. Yine evlatlıklarınızı da öz çocuklarınız kılmamıştır. Bu sizin ağızlarınızla söylediğiniz sözünüzdür. Allah ise gerçeği söyler ve doğru yola iletir.
5. Onları babalarına nispet ederek çağırın. Bu Allah katında daha adaletlidir. Eğer babalarını bilmiyorsanız, onlar sizin din kardeşleriniz ve dostlarınızdır. Hata ile yaptığınız bir işte size hiçbir günah yoktur. Fakat kasten yaptığınız şeylerde size günah vardır. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
6. Peygamber, mü'minlere kendi canlarından daha önce gelir. Onun eşleri de mü'minlerin analarıdır. Aralarında akrabalık bağı olanlar, Allah'ın Kitabına göre, birbirleri için mü'minlerden ve muhacirlerden daha önceliklidirler. Ancak dostlarınıza bir iyilik yapmanız başka. Bu Kitap'ta yazılıdır.
7. Hani biz peygamberlerden sağlam söz almıştık. Senden, Nûh'tan, ibrahim, Mûsâ ve Meryem oğlu isa'dan da. Evet biz onlardan sapa sağlam bir söz almıştık.
8. doğru kimseleri doğruluklarından hesaba çekmek için. Kâfirlere de elem dolu bir azap hazırlamıştır.
9. Ey iman edenler! Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani ordular üzerinize gelmişti de biz onların üzerine bir rüzgar ve göremediğiniz ordular göndermiştik. Allah yaptıklarınızı hakkıyla görmektedir.
10. Hani onlar size hem üst tarafınızdan hem alt tarafınızdan gelmişlerdi. Hani gözler kaymış ve yürekler ağızlara gelmişti. Siz de Allah'a karşı çeşitli zanlarda bulunuyordunuz.
11. işte orada mü'minler denendiler ve şiddetli bir şekilde sarsıldılar.
12. Hani münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar, "Allah ve Resülü bize, ancak aldatmak için vaadde bulunmuşlar" diyorlardı.
13. Hani onlardan bir grup, "Ey Yesrib halkı! Sizin burada durmak imkanınız yok. Haydi geri dönün" demişti. Onlardan bir başka grup da, "Evlerimiz açık" diyerek Peygamberden izin istiyorlardı. Oysa evleri açık değildi. Onlar sadece kaçmak istiyorlardı.
14. Eğer Medine'nin her tarafından üzerlerine gelinse ve orada karışıklık çıkarmaları istenseydi, onu mutlaka yaparlardı; o konuda fazla gecikmezlerdi.
15. Andolsun ki, onlar, daha önce geri dönüp kaçmayacaklarına dair Allah'a söz vermişlerdi. Allah'a verilen söz ise sorumluluğu gerektirir.
16. De ki: "Eğer siz ölümden ya da öldürülmekten kaçıyorsanız, kaçmak size asla fayda vermeyecektir. O takdirde bile pek az yararlandırılırsınız."
17. De ki: "Eğer Allah size bir kötülük dilese, sizi Allah'tan koruyacak kimdir? Yahut size bir rahmet dilese buna engel olacak kimdir?" Onlar kendilerine Allah'tan başka hiçbir dost ve hiçbir yardımcı bulamazlar.
18, 19. Şüphesiz Allah içinizden, savaştan alıkoyanları ve kardeşlerine, "Bize gelin" diyenleri biliyor. Size katkıda cimri davranarak savaşa pek az gelirler. Korku geldiğinde ise, üzerine ölüm baygınlığı çökmüş kimse gibi gözleri dönerek sana baktıklarını görürsün. Korku gidince de ganimete karşı aşırı düşkünlük göstererek sizi keskin dillerle incitirler. işte onlar iman etmediler. Allah da onların amellerini boşa çıkardı. Bu Allah'a kolaydır.
20. Düşman birliklerinin gitmediğini sanıyorlar. Düşman birlikleri gelecek olsa, isterler ki, bedevilerin arasında bulunsunlar da size dair haberleri sorsunlar. içinizde bulunsalardı da pek az savaşırlardı.
21. Andolsun, Allah'ın Resülünde sizin için; Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah'ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.
22. Mü'minler düşman birliklerini görünce, "işte bu Allah'ın ve Resülünün bize vaad ettiği şeydir. Allah ve Resülü doğru söylemişlerdir" dediler. Bu onların ancak imanlarını ve teslimiyetlerini artırmıştır.
23. Mü'minlerden öyle adamlar vardır ki, Allah'a verdikleri söze sâdık kaldılar. içlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir. Bir kısmı dabeklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.
24. Bunun böyle olması Allah'ın, doğruları, doğrulukları sebebiyle mükafatlandırması, dilerse münafıklara azap etmesi yahut onların tövbesini kabul etmesi içindir. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
25. Allah inkar edenleri, hiçbir hayra ulaşmaksızın kin ve öfkeleriyle geri çevirdi. Allah, savaşta mü'minlere kâfi geldi. Allah kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.
26. Allah kitap ehlinden olup müşriklere yardım edenleri kalelerinden indirdi ve kalplerine büyük bir korku saldı. Siz onların bir kısmını öldürüyor, bir kısmını da esir ediyordunuz.
27. Allah sizi onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve henüz ayak basmadığınız topraklara varis kıldı. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir.
28. Ey Peygamber! Hanımlarına de ki, "Eğer dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, gelin size mut'a vereyim ve sizi güzelce bırakayım."
29. "Eğer Allah'ı, Resülünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, bilin ki Allah içinizden iyilik yapanlara büyük bir mükafat hazırlamıştır."
30. Ey Peygamber'in hanımları! içinizden kim apaçık bir çirkinlik yaparsa onun cezası iki kat verilir. Bu Allah'a göre kolaydır.
31. içinizden kim Allah'a ve Resülüne itaat eder ve salih bir amel işlerse, ona mükafatını iki kat veririz. Biz ona bereketli bir rızık hazırlamışızdır.
32. Ey Peygamber'in hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer Allah'a karşı gelmekten sakınıyorsanız sözü yumuşak bir eda ile söylemeyin ki kalbinde hastalık olan kimse ümide kapılmasın. Güzel söz söyleyin.
33. Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekatı verin. Allah'a ve Resülüne itaat edin. Ey Peygamberin ev halkı! Allah sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.
34. Siz evlerinizde okunan Allah'ın âyetlerini ve hikmeti hatırlayın. Şüphesiz Allah en gizli şeyi bilendir, hakkıyla haberdardır.
35. Şüphesiz müslüman erkeklerle müslüman kadınlar, mü'min erkeklerle mü'min kadınlar, itaatkar erkeklerle itaatkar kadınlar, doğru erkeklerle doğru kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, Allah'a derinden saygı duyan erkekler, Allah'a derinden saygı duyan kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, namuslarını koruyan erkeklerle namuslarını koruyan kadınlar, Allah'ı çokça anan erkeklerle çokça anan kadınlar var ya, işte onlar için Allah bağışlanma ve büyük bir mükafat hazırlamıştır.
36. Allah ve Resûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü'min erkek ve hiçbir mü'min kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah'a ve Resülüne karşı gelirse şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır.
37. Hani sen Allah'ın kendisine nimet verdiği, senin de iyilikte bulunduğun kimseye, "Eşini nikahında tut ve Allah'tan sakın" diyordun. içinde, Allah'ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun. Oysa kendisinden çekinmene Allah daha layıktı. Zeyd eşinden yana isteğini yerine getirince, onu seninle evlendirdik ki, eşlerinden yana isteklerini yerine getirdiklerinde, evlatlıklarının eşleriyle evlenmeleri konusunda mü'minlere bir zorluk olmasın. Allah'ın emri mutlaka yerine getirilmiştir.
38. Allah'ın, kendisine farz kıldığı şeyleri yerine getirmesi konusunda peygambere bir darlık yoktur. Daha önce gelip geçen peygamberler hakkında da Allah'ın kanunu böyledir. Allah'ın emri kesinleşmiş bir hükümdür.
39. Daha önce gelip geçen o peygamberler, Allah'ın vahiylerini tebliğ eden, Allah'tan korkan, başka hiç kimseden korkmayan kimselerdir. Allah hesap görücü olarak yeter.
40. Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah'ın Resülü ve nebilerin sonuncusudur. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.
41. Ey iman edenler! Allah'ı çokça zikredin.
42. Onu sabah akşam tespih edin.
43. O, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size merhamet eden; melekleri de sizin için bağışlanma dileyendir. Allah mü'minlere çok merhamet edendir.
44. Allah'a kavuşacakları gün mü'minlere yönelik esenlik dileği "Selam" dır. Allah onlara bol bir mükafat hazırlamıştır.
45, 46. Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı; Allah'ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik.
47. Mü'minlere kendileri için Allah'tan büyük bir lütuf olduğunu müjdele.
48. Kâfirlere ve münafıklara itaat etme! Onların eziyetlerine aldırma ve Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.
49. Ey iman edenler! Mü'min kadınları nikahlayıp, sonra onlara dokunmadan kendilerini boşadığınızda, onlar üzerinde sizin sayacağınız bir iddet hakkınız yoktur. Bu durumda onlara mut'a verin ve kendilerini güzel bir şekilde bırakın.
50. Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kıldık. Ayrıca, diğer mü'minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber'e bağışlayan, Peygamber'in de kendisini nikahlamak istediği herhangi bir mü'min kadını da. Mü'minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
51. Ey Muhammed! Bunlardan dilediğini geri bırakırsın, dilediğini yanına alırsın. Uzak durduklarından dilediklerini yanına almanda da sana bir günah yoktur. Bu onların gözlerinin aydın olması, üzülmemeleri ve hepsinin de kendilerine verdiğine razı olmaları için daha uygundur. Allah kalplerinizdekini bilir. Allah hakkıyla bilendir, halimdir.
52. Bundan sonra, güzellikleri hoşuna gitse bile, başka kadınlarla evlenmek, eşlerini boşayıp başka eşler almak sana helal değildir. Ancak sahip olduğun cariyeler başka. Şüphesiz Allah her şeyi gözetleyendir.
53. Ey iman edenler! Yemek için çağrılmaksızın ve yemeğin pişmesini beklemeksizin Peygamber'in evlerine girmeyin, çağrıldığınız zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın. Sohbet için beklemeyin. Çünkü bu davranışınız Peygamber'i rahatsız etmekte, fakat o sizden de çekinmektedir. Allah ise gerçeği söylemekten çekinmez. Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Böyle davranmanız hem sizin kalpleriniz ,hem de onların kalpleri için daha temizdir. Allah'ın Resûlüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikahlamanız ebediyyen söz konusu olamaz. Çünkü bu Allah katında büyük bir günahtır.
54. Siz bir şeyi açığa vursanız da gizleseniz de, biliniz ki Allah her şeyi hakkıyla bilendir.
55. Peygamberin hanımlarına, babalarından, oğullarından, erkek kardeşlerinden, erkek kardeşlerinin oğullarından, kız kardeşlerinin oğullarından, mümin kadınlardan ve sahip oldukları cariyelerden ötürü bir günah yoktur. Ey Peygamber hanımları! Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah her şeye hakkıyla şahittir.
56. Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber'e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selam edin.
57. Şüphesiz Allah ve Resülünü incitenlere, Allah dünya ve ahirette lanet etmiş ve onlara aşağılayıcı bir azap hazırlamıştır.
58. Mümin erkekleri ve mümin kadınları işlemedikleri şeyler yüzünden incitenler, bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir.
59. Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, bedenlerini örtecek elbiselerini giysinler. Bu onların tanınıp incitilmemelerine de daha uygundur. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
60, 61. Andolsun, eğer münafıklar, kalplerinde bir hastalık bulunanlar ve Medine'de kötü haberler yayıp ortalığı karıştıranlar vazgeçmezlerse, elbette seni onların üzerine gitmeye teşvik edeceğiz. Onlar da orada lanete uğramış kimseler olarak seninle pek az süre komşu kalacaklardır. Nerede bulunurlarsa, yakalanırlar ve yaman bir şekilde öldürülürler.
62. Daha önce gelip geçenler hakkında da Allah'ın kanunu böyledir. Allah'ın kanununda asla değişme bulamazsın.
63. insanlar sana kıyametin vaktini soruyorlar. De ki: "Onun ilmi ancak Allah katındadır." Ne bilirsin, belki de kıyamet yakında gerçekleşir.
64. Şüphesiz Allah kâfirlere lanet etmiş ve onlara alevli bir ateş hazırlamıştır.
65. Onlar, orada ebedi olarak kalacaklardır. Hiçbir dost, hiçbir yardımcı bulamayacaklardır.
66. Yüzlerinin ateşte bir yandan bir yana döndürüleceği gün, "Keşke Allah'a ve Resül'e itaat edeydik" diyecekler.
67. Yine şöyle diyecekler: "Ey Rabbimiz! Biz önderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar."
68. "Ey Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lanete uğrat."
69. Ey iman edenler! Siz Mûsâ'ya eziyet eden kimseler gibi olmayın. Nihayet Allah onu onların dediklerinden temize çıkarmıştı. Mûsâ Allah katında itibarlı bir kimse idi.
70, 71. Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve doğru söz söyleyin ki Allah sizin işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah'a ve Resülüne itaat ederse, muhakkak büyük bir başarıya ulaşmıştır.
72. Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. Onu insan yüklendi. Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir.
73. Allah, münafık erkeklere ve münafık kadınlara, Allah'a ortak koşan erkeklere ve Allah'a ortak koşan kadınlara azap etmek; mümin erkeklerin ve mümin kadınların da tövbelerini kabul etmek için insana emaneti yüklemiştir. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

mürtede ölüm cezası haktır

(bkz: #37195043)
Gerçekten vardır bunlar kuranda. Ama diğer taraftanda
1. bakara:191
müşrikleri nerede bulursanız öldürün.

2. bakara:194
size tecavüz edene onun tecavüzünün misli ile mukabele edin.

3. nisa: 89
allah yolunda hicret edinceye kadar onlardan dost edinmeyin. eğer bundan yüz çevirirlerse onları yakalayıp tutun. ve nerede bulursanız öldürün. onlardan dost ve yardımcı da edinmeyin.

4. nisa:91
sizi bırakıp bir tarafa çekilmezler, barışı size bırakmazlar ve ellerini sizden çekmezlerse onları nerede bulursanız yakalayın ve öldürün. onlar üzerine sizin için apaçık tasallut hakkı verdik.

5. maide:33
allah ve resulü ile harbeden ve yeryüzünde fesatçılığa koşanların cezası ancak öldürülmeleri veya asılmaları yahut da elleri ve ayakları çaprazvari kesilmeleri ve yeryüzüne sürgün olmalarıdır.

6. maide:51
ey müminler, yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. onlar birbirlerinin dostlarıdır. sizden, onlarla dost olanlar onlardandır.

7. enfal:12
kafirlerin kalplerine korku salacağım, onların boğazlarına ve parmaklarına vurun.

8. tevbe:5
haram aylar bitince, müşrikleri nerede bulursanız öldürün. esir alın ve hapsedin.

9. ahzap:60-61
münafıklar ve kalplerinde maraz olanlarla şehirde fena haber yayanlar, şayet buna son vermezlerse seni onların üzerine musallat ederiz. o zaman onlar sana pek az bir zaman komşuluk ederler. hepsi de allahın rahmetinden kovulmuş olarak nerede olurlarsa olsunlar yakalanıp öldürülürler.

10. muhammed:4
bunun için kafirlerle harpte karşılaştığınızda boyunlarını vurun

gibi ayetlerde vardır.

Sonuç olarak kuran bir dediği bir dediğini tutmayan kitaptır.
Bir taraftan sözde sevgi pıtırcıklığı yaparken öteki tarafta vahşice öldürmeyi emreder.

1 dolar ın bir buçuk tl yaptığı günler

Laf sokana soyle ozet;

2001 krizi oncesi. Dolar 1.200.000 yani 1,2 tl yeni yetmelerin anlayacagi dilden. 1 olacak mi diye konusuluyor. Sahinler falan 350 - 400 milyon. Yani bir isci 3 aylik maasindan arttirarak araba sahibi olabildigi donemler. 1999 agustos ve kasim depremleri devletin kasasini bosaltmis. Ecevit oturdu erkaniyla kafa patlatti ve dedi ki bedelli askerlik. 30 milyar bedeli. (Benim peder de bununla gitti askere) neyse bir suru unlu ivir zivir gitti askere. Kasa toplandi sahiden toplandi. Ama bu kez 2001 krizi vurdu ecevit'i. Ikiz kuleler yikildi dolar bir gece de 2 milyona yaklasti. Sonra kemal dervis geldi planlar yapildi. Ulke 2007'de duze cikacak dendi, cikti da. Akp hic bir ekonomi politikasi uygulamadan 2007'ye kadar ekmegi yedi. Sonra basladi cep doldurmalar engellenemez cemaat yukselisi. Nitekim sonuc ortada.

Turkiye koalisyon hukumetleri ylkesi tek partili iktidarlar hep sorun. Cunku cepcilik sol da da sagda da mevcut.

kuran da olmayan 200 hurafe

63- şahitlikte, “bir erkek eşittir iki kadın” ilkesinin uygulanması

buna takıldım çünkü "bakara suresi 282. ayete" göre "1 erkek=2 kadın" oluyor.

cinsiyetçi tanrı ha.

kuran da olmayan 200 hurafe

http://www.kurandakidin.com adlı internet sitesinin derlediği hurafe listesidir.

BUNLAR KURAN’DA = DiN’DE YOK

1-    Kuran’ın tek başına yetersiz olduğu iddiası

2-    Hadislerin dinin kaynağı olması

3-    Mezhep alimlerinin fetvalarıyla helal ve haram belirlenmesi

4-    Mezhep çıkarımlarına göre Kuran’dan ayet iptal etmek

5-    Mezhepleri dine eşitlemek, mezhep bağımlılığını farzlaştırmak

6-    Kuran’ı musiki kitabı gibi anlamadan okumak

7-    Kuran’ı ölüler için okunan bir kitaba çevirmek

8-    Peygamber’in hadislerle Kuran dışı hükümler, farzlar, haramlar oluşturduğu iddiası

9-    Tüm canlıların Peygamberimiz sayesinde yaratılmış olması

10-   Peygamberler’i yarıştırma, Peygamberimiz’i en üstün Peygamber ilan etmek

11-   Peygamberimiz’in, Peygamberlik öncesi hayatını bile taklide kalkmak

12-  “Kuran eksiktir, detaylar başka kitaplardadır” demek

13-  Bazı kimseleri evliya kabul edip Cennetlik ilan etmek ve mezarlarında dinin özüne aykırı saygı gösterileri yapmak

14-  Tarikat şeyhlerini aşırı yüceltmek

15-  Tarikatlardaki rabıta gibi uygulamalar

16-  Bir tek Sunnilerin veya bir tek Şiilerin Cennetlik olduğunu iddia etmek

17-   Şiilikteki gibi 12 imamın veya bazı tarikatlardaki gibi şeyhlerin hatasız olduğunu söylemek

18-  Dine Arap geleneklerini sokmak

19-  Şahsi görüşlerine uydurmak için dini, reformla değiştirmeye kalkışmak

20-  “Peygamber’in sünneti” başlığıyla, hayatın her alanıyla ilgili uygulamaları dinsel uygulamalara çevirmek

21-  Çoğunluğun her zaman doğru olduğunu savunmak

22-  Mezheplerin tarihsel sürecini mezheplerin doğruluğuna delil saymak

23-  Hanefilik diye bir mezhep

24-  Şafilik diye bir mezhep

25-  Hanbelilik diye bir mezhep

26-  Malikilik diye bir mezhep

27-  Caferilik diye bir mezhep

28-  Maturudiye, Eşariye veya itikadi herhangi bir mezhebin taklitçiliği, eleştirilmezliği

29-  Kuran’ın ezeli olduğu iddiası

30-  Mezhep değiştirenlere sopa veya herhangi bir ceza öngörmek

31-  Aklı inkar etmek, taklitçiliği üstün tutmak

32-  Bilim düşmanlığı

33-  Sanat düşmanlığı

34-  Buhari diye bir hadis kitabına Kuran gibi uymak

35-  Müslim diye bir hadis kitabına Kuran gibi uymak

36-  Kütübü Sitte veya başka hadis kitaplarına Kuran gibi uymak

37-  Şiilikteki gibi taklit mercilerinin varlığını savunmak

38-  Sahabelerin (Peygamberimiz’i gören herhangi bir Müslüman) hangisine uyarsak uyalım doğruya erişeceğimiz iddiası

39-  Saçları örtme zorunluluğu (bu konu tartışmalı. anlayan anladığını uygulamakta özgürdür. madde alıntıladığım listede yer aldığı için dokunmuyorum.)

40-  Peçe takmak

41-  Haremlik-selamlık uygulaması

42-  Kadının tek başına seyahat edememesi

43-  Kadının, erkeğin tüm vücudu irinle dahi kaplı olsa, o vücudu yalayarak temizlese, yine de erkeğin hakkını ödeyemeyeceği düşüncesi

44-  Allah’tan başkasına secde edilseydi, kadının kocasına secde etmesinin gerekeceği iddiası

45-  Kadının yönetici, devlet başkanı olamayacağı

46-  Kadının yöneticileri seçme hakkının olmadığı

47-   Kadının sesinin erkek tarafından duyulmaması gerektiği

48-  Kadının Cuma namazını kılmaması

49-  Kadının aybaşılıyken namaz kılmaması, oruç tutmaması

50-  Kadınların aybaşılıyken Kuran okumaması, camiye girmemesi

51-  Kadınla erkeğin el sıkışma yasağı

52-  Kadının kalktığı yere soğumadan oturulamayacağı

53-  Kadının kapalı bir yerde, erkekle baş başa kalmasının haram olması

54-  Kadının, köpek ve domuzla beraber namazı bozan unsurlardan olması

55-  Kadınların çoğunun Cehennemlik olması

56-  Kadınların şerli olması

57-  Kadınların eksik akıllı olması

58-  Kadınlara evde hapisvari hayat yaşatmak

59-  Kadınların kocası dışında erkeklerin duyacağı koku sıkmasının haram olduğu

60-  Kadınların kaş aldırmasının haram olduğu

61-  Kadının kocasına her işte itaatinin farzlaştırılması

62-  Kadının kocasının  cinsel çağrısına her seferinde cevap vermesinin mecburi olması

63-  Şahitlikte, “bir erkek eşittir iki kadın” ilkesinin uygulanması (bakara 282. ayet hariç. bu madde hakkında aşağıdaki linkte yer alan 'kadınların şahitliği' başlığını okuyunuz: http://www.kurandakidin.c...-uydurulan-dinde-kadin-2/ )

64-  Kadının ailesinden izin almadan evlenmesinin yasaklanması

65-  Zina edenin taşlanarak öldürülmesi

66-  Zina ayetinin bir keçinin yemesiyle yok olduğu iddiası

67-  Maymunların bile zina edenleri öldürdüğüne dair izahlar

68-  Erkeklerin altın takmasının haram olması

69-  Erkeklerin ipekli giysiler giymesinin haram olması

70-  Yemekte altın, gümüş takımların kullanılmasının yasak oluşu

71-   Heykel yasağı

72-  Resim yasağı

73-  Satrancın yasak oluşu

74-  Müzik enstrümanları ve müzik dinleme ile ilgili yasaklar

75-  Midye, karides gibi deniz ürünlerinin haramlaştırılması

76-  At, eşek, vahşi hayvan etlerinin haramlaştırılması

77-  Böbrek gibi bazı organların mekruh sınıfına sokulup, yenmesinin çirkin gösterilmesi

78-  Sigaranın haramlaştırılması

79-  Mekruh diye haramlardan ayrı Kuran’da olmayan yasaklar listesi ve belli oranda mekruhların harama eşit olacağı izahı

80-  Cinsel ilişkinin örtü altında olmasının gerekliliği

81-  Eşlerin cinsel ilişki esnasında bile birbirlerinin cinsel organlarına bakamayacağı

82-  Mastürbasyonun yasaklanması

83-  Doğum kontrolünün yasaklanması

84-  Yıkanırken bile kişinin cinsel organının açıkta olmaması gerektiği, meleklerden utanması gerektiği, peştemalle yıkanmak gerektiği

85-  Erkeklerin sünnet olması

86-  Kadınların sünnet olması

87-  Sakal bırakmanın sevaplığı

88-  Sakal kesmenin haram olması

89-  Saçları ortadan ayırmada sünnet sevabı arama

90-  Saçları yağlamanın sevaplığı

91-  Saçlara, sakala kına yakmanın sevaplığı

92-  Erkeklerin sürme çekmesinin sevaplığı

93-  Yüzükoyun yatmanın yasaklanması

94-  Yer yatağında yatmak

95-  Sağ ayakla evden çıkmak, eve girmek, yatağa girmek

96-  Sol ayakla tuvalet gibi pis yerlere girmek

97-  Tuvalet yaparken konuşma yasağı

98-  Oturarak küçük tuvalet yapmak

99-  Tuvaletin kıbleye karşı yapılmasının haram olması

100- Sol elle yenenleri şeytanın yemesi

101- Sarık sarmak

102- Misvak kullanmak

103- Cübbe giymek

104- Entari giymek

105- Şalvar giymek

106- Beyaz, yeşil, siyah renkli giysilerde sevap aramak

107- Sarı, kırmızı renkler giymemek

108- Hurma, kabak gibi yiyeceklerde sünnet sevabı aramak

109- Yemeği yer sofrasında yemek

110- Yemeği aynı kaptan yemek

111- Elle, üç parmakla yemek

112- Suyu üç yudumda içmek

113- Suyu oturarak içmek

114- Yemeğin bitiminde parmakları yalayarak veya yalatarak temizlemede sünnet sevabı aramak

115- Alkollü koku sürmemek

116- Kolonya kullanmamak

117- Kara köpekleri öldürmek

118- Köpekleri eve sokmayı yasaklamak

119- Geceleri aynaları kapamak

120- Kuran’la veya Kuran’sız büyü yapmak

121- Muska yazmak, taşımak

122- Kuran’ı üfürük kitabı gibi kullanmak

123- Islık çalmanın şeytan işi olması

124- Tahtaya vurmaktan, nazar boncuğundan hayır beklemek

125- Falcıları, cincileri dindar hoca sanmak

126- Kurşun dökmek veya merdiven altından geçmemek

127- Kara kediyi, kara köpeği uğursuz saymak,

128- Çamaşırı belli günlerde yıkamanın, cinsel ilişkiye belli günlerde girmenin gerekliliğini iddia etmek

129- Mevlit

130- Ölünün 7., 40., 52. günlerinde törenler yapmak

131- Kabir azabı ile ilgili hikayeler, kabir azabının kendisi

132- Sırat köprüsünün kıldan ince olduğu, kesilen kurban üzerinde sıratın geçileceği izahları

133- Üzerine idrar sıçratanın en çok kabir azabı çekecek kişi olması

134- Ölünün yerine oruç tutmak

135- Ölünün yerine Hacca gitmek veya birisini göndermek

136- Ölünün arkasından ağlayınca ölüye azap olması

137- Kıyametin saati hakkında açıklamalar (bu madde hakkında bu listeyi hazırlayandan farklı düşünüyorum)

138- Mehdi’nin gelmesi

139- Mehdi’nin Kufe’de, Şam’da veya istanbul’da çıkacağı iddiaları

140- Mehdi’nin Deccal’i öldürmesi

141- Deccal’in gelmesi

142- Deccal’in ölüleri diriltmesi

143- Dabbenin fil kulaklı, hınzır gözlü, öküz başlı olduğu

144- Dabbenin Hz. Süleyman’ın asası, Hz. Musa’nın mührüyle gelmesi

145- Hz. isa’nın yeniden yeryüzüne geleceği

146- Hz. isa’nın Mehdi ile buluşması

147- Yecuc ve Mecuc’un Türkler olması

148- Yecuc ve Mecuc’un yerin altında bir karışlık adamlar olması

149- Yecuc ve Mecuc’un kulaklarını yatak ve yorgan yapmaları

150- Evrenin sonunda Güneş’in batıdan doğacağı

151- Önünden birinin geçmesiyle namazın bozulacağı

152- Namazda el bağlama şeklini, ayakların kaç santim aralıklarla duracağını belirlemek

153- Orucu kasten bozanın iki ay kesintisiz oruç tutması gerektiği

154- Haccı birkaç güne sıkıştırıp insanları perişan etmek

155- Kurban bayramında kurban kesmek mecburiyeti

156- Belli haramların Hacdan sonra başladığı veya haramlık derecesinin arttığı düşüncesi

157- Zemzem suyunda, okunmuş şeker, tuz gibi maddelerde sevap aramak

158- Zekatın ancak para elde bir sene durursa farz olduğu iddiası

159- Abdesti kanın bozduğu iddiası

160- Abdestin sırasını farzlaştırma

161- Abdestte ve boy abdestinde ağız burun çalkalamayı farzlaştırma

162- Namazda gülmenin abdesti bozduğu

163- Boy abdestinde önce sağ, sonra sol tarafa üçer defa su dökmek gibi teferruatlarda sevap aramak

164- Abdestin namaz dışında Kuran okumak için de mecbur tutulması

165- Boy abdestsiz atılan her adımın günah olması

166- Diş dolgusu olanların abdest veya boy abdestinin geçersiz olması

167- Dövmesi olanların abdestinin ve boy abdestinin geçersiz olması

168- Deprem ve selde ölenlerin şehit olması

169- Karın ağrısından ölenlerin şehit olması

170- Dünya’nın öküz ve balık üstünde olduğu

171- Depremin bu balığın sallanması sonucu olduğu

172- Güneş’in batışının, Güneş’in secde etmek için kaybolması olarak açıklanması

173- Güneş batarken namaz kılmamak gerektiği

174- Boğa, aslan, kartal suretinde meleklerin var olduğu iddiası

175- Cebrail’in 600 kanadına ilişkin açıklamalar

176- Allah’ın cennette baldırını açması

177- Allah’ın Peygamber’in sırtına dokunması

178- Allah’ın özel günlerde yeryüzüne inip, insanlarla tokalaşması

179- Peygamber’in Allah’la pazarlığı sonucu namazı elli vakitten beş vakite indiği

180- Halifelik müessesesi

181- Arap dilini cennet dili, harflerini cennet harfi diyerek kutsallaştırmak

182- Arap ırkını üstün görmek

183- Her asırda bir müceddid geleceği iddiası

184- Evreni yöneten kutupların, gavsların varlığı

185- Tarikat şeyhleri gibi kimselere özel şefaat kontenjanları ayrıldığı iddiası

186- Darül harp iddiasıyla kendi dışındakilere şiddeti meşrulaştırmak

187- Darül harp iddiasıyla kendi dışındakileri soymak, haklarını çiğnemek

188- Namaz kılmayanı öldürmek veya dövmek

189- Orucu zorla tutturma, tutmayanı dövme

190- Makyajlı veya açık kadınları dövmek

191- Araba kullanan kadınları engellemek

192- Müslümanlığı bırakanları (mürtedleri) öldürmek

193- Savaş açmamış olsa da Müslüman olmayan milletlere savaş açmak

194- Farklı mezhepten olduğu iddiasıyla Müslümanların kanını malını helal saymak

195- Sırf ganimet için fetihlere kalkışmak

196- islam’a hakareti öldürme sebebi görmek

197- Berberlere sakal kesme yasağı getirmek

198- içki içenleri dövmek

199- Baskıyla dini yaymak

200- Baskıyla dini yaşatmak

alıntı:http://www.kurandakidin.c...-dine-ilavelerin-listesi/

osmanlı ordusunda bir venezuela lı

Rafael de Nogales Mendez ya da bizde bilinen adıyla venezuela'lı nogales bey...
görsel

nogales bey zengin bir ailenin çocuğuydu.
eğitimini almanya'da tamamladı.
henüz 17 yaşındayken ispanya ordusuna yazılmış, 1898'de abd'ye karşı savaşmıştır.
sonra sırası ile meksika devrimine katılmış,
nikaragua'daki sandinistlere katılmış,
daha sonra da memleketi venezuela'da diktatörlüğe karşı savaşmıştır.

tabi nogales bey bunlarla yetinmemiş.
gidip abd'ye yerleşmiş önce.
sonra orada bir cinayete adı karışınca abd'den kaçıp çin'e gitmiş.
çin'de ingiltere lehine casusluk faaliyetlerinde bulunmuş, japonya hesabına çalışmış.

daha sonra 1914'te 1. dünya savaşı patlak verince, nogales bey önce fransa, sonra belçika ordusuna katılmak istemiş.
lakin bu her iki ülke de nogales'i kabul etmemiş.
bunun üzerine nogales bey bulgaristan'a gitmiş.
işte bu bulgaristan'da van der goltz ve fethi okyar ile tanışmış.
onlarla arkadaş olmuş, bizimkiler de ona "isterse osmanlı ordusuna katılabileceğini" söylemişler.
bunun üzerine nogales bey 1915 yılının başında istanbul'a gelmiş.

1915'ten 1919 yılına kadar da üzerine şeref yemini ettiği askerlik mesleğini osmanlı ordusunda bir subay olarak ifa etmiştir.
doğu cephesinde ermenilere karşı mücadele etmiş ve başarılı olmuştur.
ileride yazdığı hatıralarında osmanlı'nın ermeni soykırımı yapmadığını söyleyerek tepki toplamıştır.

nogales bey kanal seferine de katılmış, alınan mağlubiyet üzerine tam bir osmanlı ve türk subayı gibi yüreği yanmıştır.
nogales bey osmanlı subayı olarak geçirdiği yılları; "hilal altında dört yıl" adlı kitabında yayımlamıştır.

1919 yılında osmanlı ordusundan istifa ederek memleketine geri dönmüş, 1937 yılında vefat edene kadar da abd, panama, nikaragua gibi ülkelerde maceralarına devam etmiştir.

kim bilir nogales bey 2. dünya savaşına kadar yaşasaydı daha neler yapar, hangi cephelerde savaşırdı.
ilginç ve hiç boşluğu olmayan bir yaşam gerçekten...

görsel