bugün

sevdiği entry'ler

kayseri de 13 yaşında kıza abisinin tecavüz etmesi

Biride demiyor ki içki bütün kötülüklerin anasıdır.

yok tutucu yok yobaz yok bilmem ne

Millet şehirler üzerinden ideolojisini perçinlemeye çalışıyor alkol gibi aklı alan bir rezilliği görmeyip

Kayseri yobaz Anadolu çomar

izmirli içince aynı olayın yaşanmayacağına dair kim garanti verebilir bu aklı gideren zıkkım için

Veya izmirli içince Kemalistler böyle işte diyende de zerre aklı yoktur, muhafazakarlar içinde böyle söyleyen aynıdır

Kaldı ki haberde adamın ideolojisine dair bir bilgi vardı da ben mi göremedim ?

yazar nicklerinden meslek tahmini yapmak

some water and some suger: ramazan şerbetcisi.

13 yaşında israilli kızın uyurken bıçaklanması

Acik hava hapishanesi olan filistine yagan bombalarda olen binlerce cocugu neden konusmuyorsunuz ibne herifler?

Rezilsiniz, rezil..

mustafa kemal atatürk ü sevmeme nedenleri

ekşi sözlük yazarlarından biri bu sorunun muhatabı olan kişilerin neden atatürke karşı soğuk olduğunu, kimlerin bu durumun ortaya çıkmasına neden olduğunu uzun bir yazıyla açıklamış. bu yazıyı izninizle burada yayınlıyorum gene eksi yiyeceğimi bildiğim halde:
yılmaz özdil için daha önce şunu yazmıştım.. yılmaz, sadece bir ruh okşayıcısı ve ruh kuaförüdür.. akp'ye yönelen muhalefet, chp'de bir türlü iktidara gelemeyen ulusalcıların ruh okşayıcısıdır.

bu de bir kaç kelime oyunu ile dünyanın en kolay şeyidir.. yılmaz özdil bir türev yazar'dır.. yazdığı çizdiği her şey birilerinin yaptıklarını ya da yapamadıklarını yorumlamaktır.. orijin tek düşünce ve tek kafa karıştırıcı bir yazı bulamazsınız...

yılmaz, gece 3'te yatağından kalkar ve atatürk iyi ki varsın der ve tekrar uyur... bize kendini böyle satar..

kürtler atatürk'ü ve atatürkçülüğü tehdit olarak görüyor
muhafazakarlar atatürk'ü ve atatürkçülüğü tehdit olarak görüyor
liberaller, atatürk'ü ve atatürkçülüğü tehdit olarak görüyor
sosyalistler (büyük bölümü) atatürk'ü ve atatürkçülüğü tehdit olarak görüyor
azınlıklar atatürk'ü ve atatürkçülüğü tehdit olarak görüyor...

diğer saman çer çöp ile birlikte yılmaz ve diğer şureka neden kendilerine şunu sormuyorlar ? biz ne yaptıkta atatürk'ü bu hale getirdik ? diye.. atatürk'ü neden hala 12 eylül cuntasının cezaevlerinde sıkıyönetim mahkemelerinde bronz heykellerindeki buzdan yüzü ile anlatıyoruz ?

aşırı dindarların allah'ı korkulması gereken (sevilmesi değil) bir obje gibi anlatması neyse , atatürkü sadece bir korku yasakçılık figürü üzerinden anlatmak odur..

düşünsenize , yılmaz'ın atatürk'ü kaleme aldığı her yazı bir başkasına ya saldırı, ya tehdit ya da alay etme içermektedir..

atatürk bir ana dilin (yılmaz senin de annen var) yasaklanma aracı ise kürtler atatürk'ü neden sevsin.. ve sizce atatürk kürt aşiret liderleri ile kurtuluş savaşı ittifakı yaparken sizce :

- ey kürtler şimdi yanyana savaşacağız yan yana öleceğiz ama herşey bittikten sonra ben sizin anadilinizi eğitim başta olmak üzere yasaklayacağım !!!!! mı demiştir ?

kürtler bunları mı konuşup cephelerde yan yana ölmüştür ?
kürtler türkler ile aynı cephede aynı toprağa düşerken, yarın köyümün adı değiştirilecek, bin yıllık türkülerim zorla türkçeye çevrilecek, kürdüm demek cezaevine düşmek için gerekçe sayılacak, şartlarını kabul ederek mi öldüler ?

yılmaz bunları niye yazmıyorsun ?
neden atatürk'ün kürtler ile kurtuluş savaşı öncesinde konuştuklarını yazmıyorsun ?

bugün kürtlerin , atatürkün izmit'de ahmet emin yalman’a verdiği röportajda , kürtlere dair öngördüğü otonominin yarısını dahi istedikleri için öldürüldüklerini, cezaevine girdiklerini neden yazamıyorsun ?
kürtler bunları zamanında atatürk ve ekibi ile konuşmadılar mı sanıyorsun ? o dönem yaşayan kürt kanaat önderleri ıq olarak 65 seviyesinde miydiler ?

ve yılmaz bize ulusalcılık satar.. ulusalcılığın faşizmin sol sosyal demokrat sosa bulanmış bir türevinden başka bir şey olmadığını bile bile bunu yapar..

ulusalcılık sol değildir.. uzaktan yakından alakası yoktur.. ulusalcılık sınıfsal farklar gözetilmeden tüm ulusun çıkarını (bunun eşyanın tabiatına aykırı olduğunu da bilerek) öne çıkaran doktrin demektir.

bu ulusun içinde işçi recep’te vardır , mustafa koç’ta… ikisinin ortak çıkarı nerede birleşecektir ? emperyalist olmakta mı ? örneğin suriye’ye girmekte mi ?

o halde neden akp’ye kızıyorsun yılmaz ? bugün akp bal gibi en ulusalcı partidir.. o yüzden kürt şehirleri ablukaya alınırken siviller güvercin gibi avlanırken şaşırıyor ve sesin çıkmıyor sus pus oluyorsun yılmaz ….

o yüzden mustafa koç öldüğünde , arkasından methiyeler düzüyor bize zengin ve varlıklı arasında ki farkı öğretmeye çalışıyorsun yılmaz.. o yüzden mustafa koç’un yönetim kurulu olduğu grubun sahibi olduğu ford fabrikasında 20 gün süren grev için tek kelime yazamadın yılmaz…

o yüzden ford fabrikasında greve çıktığı için işten atılan 200 işçi için tek kelime yazamadın yılmaz..
o yüzden ford fabrikasında işbirlikçi türk metal sendikasının akla hayale sığmayacak işleri için tek kelime yazamadın..

onun için milyarlarca dolar servet içinde yüzen mustafa koç’a ve ailesine neden işçiye 1480 lira veriyorsun diye tek kelime yazamadın….

ama doğru ya ; senin derdin bizlere varlıklı ve zengin arasındaki farkı öğretmekti öyle değil mi ?
varlıklı da olsa, zengin de olsa bunun ikisinin de yolunun işçinin alın terini artı değerini sömürmekten geçtiğini bilmiyorsun değil mi ? bir patron bu alın teri sömürüsünden vakıf, kültür merkezi, burs, koleksiyon müze yaptığında kendini aklamış oluyor değil mi yılmaz ???

peki akp’de öyle yapıyor.. kömür, yardım, burs , ihale dağıtıyor… onu neden aklamıyorsun ? aynı mantık aynı paradoks değil mi ?

atatürk ermeni düşmanı mıydı ? hatta ermeni katliamını eleştirmemiş miydi ? bunu ittihat ve terakkinin büyük ve vahim bir hatası olarak yazmamış mıydı ?

o halde neden ermenilerin kuruş kuruş biriktirdikleri ve rahmetli hrant dink’inde sıvasında emeği olan “armen camp”ın gaspedilmesi için tek kelime yazmadın yılmaz…

bu örnekleri binlerce sayfa yazabilirim ama senin elindeki fön makinesi sana yeter yılmaz.. onunla birlikte icat ettiğiniz ve orijinal atatürk ile uzaktan yakından alakası olmayan cunta atatürkçülüğünü üfürmeye devam edin.. nasıl olsa buna uymaya hazır milyonlarca kişi var …

atatürkçüler bu ülkede barış, emek (üstüne basa basa emek) insan hakları ve özgürlükleri, her dilin her dinin özgürce yaşayacağı bir ülke için mücadele ettikleri an atatürk’ü sevdireceklerdir..

saçı başı karmarakarışık olmuş fikirler ile dağılmış atatürkçü için her sabah al sözcüyü , çek bir yılmaz özdil fönü.. çık çarşıya… föncü yılmaz için işler fena değil.. ama ya senin için ?
hayat başka bir şey söylemiyor mu ?

31 mart 2016 diyarbakır saldırısı

hain saldırıda arkadaşımın abisi şehit düşmüş allah eli olan herkesin cezasını versin.
görsel
senin ve tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun yiğit adam.

kadınların en sevimli olduğu an

çevrenizdeki kadınların şeklinde düzeltilmesi gereken başlık.

Bu ne ya herkes sevgilisinin sevimli olduğu halini yazmış. Banane lan senin sevgilinin sevimli halinden. Olayı genel ele al genel.

hidayet türkoğlu nun cumhurbaşkanı danışman olması

ne gerek vardı buna şimdi allah aşkına. bunun mantıklı bir izahatını yapabilecek var mı şu ülkede. ya amk benden zorla alınan vergiler millete peşkeş çekiliyor ya vay anasını avradını sikiyim böyle düzenin böyle adaletsizliğin. lan hadi beni siktir et o asgari ücretliden alınan vergilerle bu adamların maaşı ödeniyor hiç mi onlar gözünüzün önüne gelmiyor lan. sizin köylü yemeği diye beğenmediğiniz bulgur pilavını yağlamadan yiyen o insanları hiç mi düşünmüyorsunuz yazıklar olsun amk lan size.

sözlük yazarlarının itirafları

birkaç saate herkes uyuyor olacak. bütün hayvanlar, bitkiler, adına insan denmiş bütün yaratıklar. duvarlar, hatta toprak bile uyuyacak. bir ben ayaktayım. bir ben uyumuyorum. bir ben ses çıkartmıyorum yatağımda dönerek. bin yıl yaşamış gibiyim. uyusaydım daha az yaşlanırdım. artık yorulduğumu hissediyorum. bir gün, atacağım adımların yavaşlayacağını hissediyorum. bir gün o kadar yavaş yürüyeceğim ki, duracağım. yakında o da olacak.

beyoğlu mayotte denilen kulüpten geriye kalan sesler var kulaklarımda, dün geceden bu yana. yeni dünyanın elektronik müziği. nerede o seksenlerde çalmış olan woodstock, doksanların rave'i. değişenlerin yanında tabii ki içkiler de var. artık tekila bile, günümüz insanları için hoş, geniz yakıcı bir anı olarak kalıyor. içkinin modasının geçeceği aklıma gelmezdi. ama o da olmuş. artık sarhoşluk drajelerde saklı. birbirlerinin sağlığına yutuyorlar haplarını.
değişir. her şey değişir evet. müzik değişir. danslar değişir. kitaplar değişir. sistem değişir. kıyafetler, içkiler, kültürler değişir. ama her zaman bir şey kalır geriye. sabah olunca kalkılıp gidilecek işler, okullar..

dün gece kulüpten eve dönerken, arkadaşın arabasının direksiyonuna ben geçtim ve defalarca boğazdan aşağı sürmeyi düşündüm. dakikada bin kez düşündüm, havada birkaç saniye arabanın içinde asılı kalmayı. camım açıktı. düşündüm denize doğru süzülürken camdan girecek rüzgarı. gözlerimi kapatıp rüzgarın yüzümü dövmesini hissedecektim. çok yaklaştım bu sefer. ama yapmadım. en derinimden bir ses ''ihanet bu!'' dedi. ''neye, kime ihanet?'' dedim. ''sana, arkadaşlarına ve ailelerinize''.. ve vazgeçtim. son sürat giderken daracık yolda, karşıma çıkacak bir kamyonun sileceklerini böğrüme saplanmış göreceğimi umarak sürdüm arabayı.

bir adam tanımıştım, arkadaşla gittiğim şehirlerin birinde. benden de uykusuzdu. gerçek bir uykusuz. yaşı benden baya büyüktü. 35-40 yaşlarındaydı. her gün, gece takıldığı kulübün civarlarında gezerdi. gece olunca da kulübe girer, sabaha kadar çalan müzikleri dinler ve cin içerdi. üzerinde daima gri uzun hırkası olurdu. kulüp kapanınca evine gider, buz gibi suyla duş alır ve gri uzun hırkasını giyip insanların işlerine gittikleri saatlerden taa gece kulübe girene kadar sokaklarda gezmeye başlardı. gerçek bir uykusuzdu.
bi' konsomatris vardı o gece kulübünde. âşıktı ona. müziklerin sololarını dinlerken bir yandan da o kadını izler ve gözleri zevkle parıldardı. tabii bir yandan da o kadınla muazzam bir âşk yaşadığının hayalini kurar, anlatırdı arkadaşımla bana. ve bir gün, o kadını kandırdı. nasıl olduysa, kulüp sahibini de kandırdı ve kadınla birlikte yaşamaya başladılar. uyurken o kadını seyretmenin, cenneti seyretmekle aynı olduğunu söylerdi bize. yine bir gün, o adam, o her gece gittiğimiz kulüpte büyük bir hoşnutlukla müziği dinlerken kulağıma eğilip ''söylesene, hiç düşündün mü, hayatın bir rüyadan ibaret olabileceği ihtimalini?'' diye sormuştu. ben çok önceden düşünmüştüm bunu. her şeyi. anlamıştım ama rüya olmadığını. rüya olamayacak kadar gerçek bir hayatın olduğunu görmüştüm. bana bu soruyu sorduktan tam üç gün sonra, o aşık olduğu kadınıyla kaldıkları evde bir yangın çıktı. kadın hafif yaralarla zor kurtarmıştı kendisini. evi ateşe adam vermiş. kimse öğrenemedi neden yaptığını. bir sürü tahmin yürütüldü. polislerin arasında elleri kelepçelerle yürürken, omuzlarına attığı hırkası vardı üstünde. kimse bilemedi çılgınlığının nedeni. ama ben bildim. uykusuzluktan rüyalarını ayakta görüyordu. ve aşık olduğu o kadını aslında rüyasında yakmıştı. çıkan yangın, bizlere gerçek gelmişti sadece. ama onun rüyasıydı. hepsi bu.

ben de bazen bir ilüzyonmuş gibi hissediyorum hayatı. ama sonradan ilüzyon olamayacak kadar güzel olmadığını görüyorum ve bu düşünceden vazgeçiyorum. sonra düşünüyorum, kaçacak bir yer kalmadı. gidecek bir yer kalmadı. ölüm kaldı. görmediğimiz bir o kaldı. ölüm ve sonrası. şimdiye kadar geçtiğimiz, maruz kaldığımız bütün sınavları düşünüyorum. bütün mücadeleleri. sorular. yanıtlar. yarışlar. çalışmalar. uykusuz geceler. ezberlemeler. anlaşılmayan konuları beyinlere gömmek. diri diri. bilmiyorum ben. hiçbir şeyi. ezberledim zamanında. herkes gibi. ama unuttum hepsini. hiç geçemedim hayattan. hep sınıfta kaldım. hayatta kaldım. terfi edemedim. ilerleyemedim. gerilemedim. felçli gibi kaldım. hep aynı yerde. hep aynı zamanda. vücudumun çıkarabileceği bütün sıvıları tanıdım. kan da dahil. eğer farkına varabilseydim çok daha önceden, ''ölmüşüm, haberim yok!'' derdim kendime. geniş bir çukur. derin mi derin. toprağın içinde bir oyuk. yerim orası. gömsem kendimi. bitse her şey. sonuna geldik filmin. kopsa film. fark etmez benim için. yeter ki derine, çok derine gömsünler beni. yarım saat uğraşsam nefes almak için. sonra da yorulup eyvallah desem ölüme. bitse her şey. öyle bir bağırsam ki tüm dünya çatlasa. bütün insanlar sağır olsa. ben sağır olsam. kör olsam. görmesem hayatı. bitse her şey.

neden iyi erkeklerle tanışamıyoruz

çünkü adam gibi adam olan erkeklere yüz vermezsiniz de ciğeri beş para etmez yavşaklar için kendinizden geçersiniz.ama sizde haklısınız günümüzde deveye diken, insana ......!anladınız siz onu yada seveni s.....kerler, s......keni severler.

neden iyi erkeklerle tanışamıyoruz

Çünkü o iyi insanlar o güzel anlatlara binip gittiler.

Demirin tuncuna insanın piçine kaldınız.