bugün
- sözlükte artık yazılamayacağı gerçeği8
- türk polisinin güzel kızlara karşı olan nezaketi11
- hadise'nin parasız erkeklere tepkisi36
- erkeklerin meme tercihi11
- güçlü kadınların ortak özellikleri11
- sokak ortasında ilişkiye giren muhafazakar çift11
- osman gökçek8
- icardi190514
- zalbert ramstein16
- üstteki yazarın sevdiği iki şey8
- mfö'nün en güzel şarkısı14
- kadınları öldüren bir virüs yaratıp dünyaya salmak20
- hazır olun yeni pandemi geliyor13
- 8 bin lira maaş teklif edilen öğretmen13
- evliliklerin çoğunun para yüzünden bitmesi10
- anın görüntüsü10
- kaç tane gerçek istanbullu tanıdınız14
- albay kemal14
- diyanetin bütçesi emekliye dağıtılsın13
- iki çift bir masada nasıl oturmalıdır8
- gizli samyel ile evlenmek12
- türkiye cidden almanyadan daha iyi16
- yahudileşmiş türk13
- erdoğan yargılanınca akplilerin savunmaları13
- dünyanın patlama ile oluştuğuna inanmak22
- fethullah gülen öldü mü sorunsalı16
- tek eşliliğin çok güzel bir şey olması10
- 4 haziran 2024 anayasa mahkemesi kararları16
- trt de memesi gözüken kadın38
- bulunduğunuz yerin hava durumu27
- insanoğlunu yerleşik hayata geçiren neydi13
- bedenini hunharca teşhir eden türk kızı9
- 90 lı yıllara dair akılda kalanlar11
- sinemaya gitmeme sebepleri8
- israil'deki orman yangınına sevinen araptaparlar9
- galatasaray'a verilen komik faul10
- 3 haziran 2024 hakkari'ye kayyum atanması14
- sözlük erkeklerinin birbirini kıskandığı gerçeği8
- devletin imanı arttıkça aklı azalır11
- 4 haziran 2024 istanbul sıcağı9
- türbanlı porn starlar9
- jose mourinho35
- türkiye de intihar vakalarının artması9
- albay kemalin sözlükteki yeri10
- travesti ile aynı yatakta uyanmak10
- kadınlar konusunda bilmek istediğiniz ne var9
- magicovento12
- taksim'e ekran dikip kuran yayınlamak13
- albay kemal sözlükten atılsın kampanyası16
- suriyelilere karşı sorumluluklarımız19
sevdiği entry'ler
bu tanıyı sadece psikologlar ve psikiyatristler koyabilir.
Şizoid kişilik bozukluğu sosyal ilişkilere karşı ilgisizlik, soğukluk ve duygusuzluk olarak ifade edilebilir. Bu hastalık ergenliğin başında duygusal ve sosyal olarak kişinin başkaları ile iletişim kuramaması ile kendini göstermeye başlar. Bu kişiler günlük hayatta normal insanlar gibi yaşamlarını sürdürebilirler ama başkaları ile anlamlı ilişkiler kuramazlar. Bütün hayatları boyunca yalnız yaşarlar, sürekli hayal kurarlar ve çoğunlukla hayvanlara aşırı bağlanma gösterirler. Başka insanların tahammül edemediği ve yalnız olmalarını gerektiren işlerde çalışabilirler. Tartışmalı olmakla birlikte bazı araştırmalar Şizoid kişilik bozukluğunun şizofreni başlangıcı olabileceği öne sürülmüştür. Şizoid kişiliği Şizofreniden ayrıran en önemli etken, bu kişilerin gerçek ile bağlantılarının kopmamış olmasıdır.
insanın hayatını alt üst eden bir hastalık.
insana konuşmasını unutturuyor. konuşurken konudan konuya atlatıyor bu bozukluk.
herkesin vereceği basit tepkileri bile unutuyorsun. Mesela nerde ne zaman teşekkür edilir gibisinden.
arkadaş mı? işleri düşünce facede mesaj atanlar işte başka olmuyor. kimse sana durduk yere selam bile demiyor.
ruh gibi geziyorsun. hayatın sözlük, wikipedia, ve değerli bulduğun kitaplar olmuş ve durumdan da şikayetçi değilsin.
kendi kendine cümleleri tamamlıyorsun, kendi kendine gülüyorsun.
en zevkli bulduğun işlerden biri -kimsenin okumayacağını bildiğin halde- sözlükte entry girmek oluyor.
kız arkadaş kelimesini zaten unutuyorsun bi kere. yok öyle bir şey onu unut tamam mı?
kimseyle konuşurken göz kontağı falan yapmıyorsun. kimsenin gözüne bakmak yok.
karşıdaki uzun bir şey anlatıyorsa kesinlikle dinlemiyorsun çünkü kafan zaten uçmuş oluyor başka bir yere.
bir çok insanı katlanmaz buluyorsun.
korkağın önde gideni oluyorsun, öyle şurdan atlayamazsın korkak falan değil bir şeye girişmeye, yeni bir şeyler yapmaya korkarsın.
yaratıcı fikirlerin olabilir, ama o ya yok olur ya da başkasına söylersin ve o sahiplenir.
zaten en fazla 2-3 arkadaşın vardır onlarla bile de pek yakın değilsindir.
ya böyle olursa diye kurduğun hayallerin hiçbiri olmaz ama o hayalleri kurmanın zevkini başka hiçbir şey vermez.
duyguların soğuk olur, konuşmalar kopuk kopuk.
insana konuşmasını unutturuyor. konuşurken konudan konuya atlatıyor bu bozukluk.
herkesin vereceği basit tepkileri bile unutuyorsun. Mesela nerde ne zaman teşekkür edilir gibisinden.
arkadaş mı? işleri düşünce facede mesaj atanlar işte başka olmuyor. kimse sana durduk yere selam bile demiyor.
ruh gibi geziyorsun. hayatın sözlük, wikipedia, ve değerli bulduğun kitaplar olmuş ve durumdan da şikayetçi değilsin.
kendi kendine cümleleri tamamlıyorsun, kendi kendine gülüyorsun.
en zevkli bulduğun işlerden biri -kimsenin okumayacağını bildiğin halde- sözlükte entry girmek oluyor.
kız arkadaş kelimesini zaten unutuyorsun bi kere. yok öyle bir şey onu unut tamam mı?
kimseyle konuşurken göz kontağı falan yapmıyorsun. kimsenin gözüne bakmak yok.
karşıdaki uzun bir şey anlatıyorsa kesinlikle dinlemiyorsun çünkü kafan zaten uçmuş oluyor başka bir yere.
bir çok insanı katlanmaz buluyorsun.
korkağın önde gideni oluyorsun, öyle şurdan atlayamazsın korkak falan değil bir şeye girişmeye, yeni bir şeyler yapmaya korkarsın.
yaratıcı fikirlerin olabilir, ama o ya yok olur ya da başkasına söylersin ve o sahiplenir.
zaten en fazla 2-3 arkadaşın vardır onlarla bile de pek yakın değilsindir.
ya böyle olursa diye kurduğun hayallerin hiçbiri olmaz ama o hayalleri kurmanın zevkini başka hiçbir şey vermez.
duyguların soğuk olur, konuşmalar kopuk kopuk.
genelde hiçbir duygulanım yaşamayan hastalara konulan tanı.
bu hastalığa sahip insanların kendine güvenleri azdır.
isim benzerliği nedeni ile şizofreni ile karıştırılmamalıdır. bu hastalık bir kişilik bozukluğudur ve hastaların algı kabiliyetleri bozulmamıştır.
bu hastalığa sahip insanların kendine güvenleri azdır.
isim benzerliği nedeni ile şizofreni ile karıştırılmamalıdır. bu hastalık bir kişilik bozukluğudur ve hastaların algı kabiliyetleri bozulmamıştır.
aslında hayatı, kendisine ördüğü duvar yüzünden zindan eden, kayıp ruhtur. dışarıdan cool ya da, burnu havada görünebilirler, mimikleri ve jestlerini az kullanırlar. ancak kendilerini çok güvende hissettikleri ortamlarda kendilerini ifade edebilirler. iyi de yaparlar çünkü iç dünyaları ziyadesiyle zengindir.* sanat ve bireysel ve soyut kreatiflik gerektiren mesleklerde başarılıdırlar. başkalarıyla kolay iletişim kuramamakla beraber, bunu gereksiz de görürler. güvendiği bir ortamda çok neşeli iken, başka bir ortamda aşırı soğuk, çekingen, insanlara yukarıdan bakan birisi oluverirler. fakat bunu bilinçli yapmamaları diğer kişilik yapılarından ayrılırlar. bunu dışında kendisine ilgi duyan insanları, ısrarla iterler bu haliyle kendi bedeninde tutsak, bir hayaleti andırırlar. şizofrenik vakaların önemli kısmının hikayesinde şizoid kişilik yapısı dikkat çeker.
belirgin duygusal dalgalanmalar göstermezler; sevinçleri, öfkeleri, üzüntüleri dışardan kolay belli olmaz. entelektüel eğilimleri genelinin vardır.
ceteris pribus erkek vakalar yatakta iyidirler. çünkü bunların çocukluğuna inildiğinde; ailede istenmeyen çocuk olmak benzeri hikayeler vardır. bu yüzden kısıtlı eylemlerinin itici gücü anneyi memnun etmek olarak gelişmiştir. bunun yansımasını freudcu yaklaşımla ele alırsak;
cinsel hayata kendisinden, ziyade partnerini memnun etmeye odaklıdır, yani kadını tatmin edip, onun takdirini kazanmak önceliklidir.
garip varlıklardır. kendisi dışında her şeye yabancıdırlar. dışardan bakıldığında; eğer eş güdümlü başka kişilik bozukluklarına sahip değillerse şayet; yarak gibi adam izlenimi uyandırsalar , özünde çoğu kral adamlardır.
toplumda görülme sıklığı %1 civarı iken sözlük popülasyonunda bu oran % 5 - 6' lara çıkabilir.
buna kişilik bozukluğu dediğimize bakmayın, zaten insanların yüzde 95' indan fazlası çoğu zaman farkına varmadığı, yadsıdığı bir takım kişilik bozukluklarına sahiptir. bu tanımlama tıbbi raconudur. günlük hayatta muhattab olduğumuz her insan; paranoid, şizotipal, antisosyal, borderline, histrionik, bağımlı, narsisit, avoidant* , obsesif- kompulsif, pasif- agresif, sado-mazoist vb. kişilik bozukluklarının birini veya birkaçını bünyesinde barındırır.
,
(bkz: acı gerçekler)
belirgin duygusal dalgalanmalar göstermezler; sevinçleri, öfkeleri, üzüntüleri dışardan kolay belli olmaz. entelektüel eğilimleri genelinin vardır.
ceteris pribus erkek vakalar yatakta iyidirler. çünkü bunların çocukluğuna inildiğinde; ailede istenmeyen çocuk olmak benzeri hikayeler vardır. bu yüzden kısıtlı eylemlerinin itici gücü anneyi memnun etmek olarak gelişmiştir. bunun yansımasını freudcu yaklaşımla ele alırsak;
cinsel hayata kendisinden, ziyade partnerini memnun etmeye odaklıdır, yani kadını tatmin edip, onun takdirini kazanmak önceliklidir.
garip varlıklardır. kendisi dışında her şeye yabancıdırlar. dışardan bakıldığında; eğer eş güdümlü başka kişilik bozukluklarına sahip değillerse şayet; yarak gibi adam izlenimi uyandırsalar , özünde çoğu kral adamlardır.
toplumda görülme sıklığı %1 civarı iken sözlük popülasyonunda bu oran % 5 - 6' lara çıkabilir.
buna kişilik bozukluğu dediğimize bakmayın, zaten insanların yüzde 95' indan fazlası çoğu zaman farkına varmadığı, yadsıdığı bir takım kişilik bozukluklarına sahiptir. bu tanımlama tıbbi raconudur. günlük hayatta muhattab olduğumuz her insan; paranoid, şizotipal, antisosyal, borderline, histrionik, bağımlı, narsisit, avoidant* , obsesif- kompulsif, pasif- agresif, sado-mazoist vb. kişilik bozukluklarının birini veya birkaçını bünyesinde barındırır.
,
(bkz: acı gerçekler)