bugün

sevdiği entry'ler

20 kasım 2016 fenerbahçe galatasaray maçı

kaldığınız yerden aynen ezik aynen.

Kupa aldığımız yer deplesman sayılmaz. #KupaAldığımızYerdeyiz #BugünGünlerdenGALATASARAY!

görsel
görsel

20 kasım 2016 fenerbahçe galatasaray maçı

Canımız kanımız galatasaray'ın ite köpeğe haddini bildireceği maç.

pikap vs gramofon

basitçe anlatmak gerekirse,
plakların üzerinde küçücük delikler vardır. iğne bu deliklere girer ve çıkar. bu olay sonrasına ortaya bir gürültü meydana gelir. bu gürültüler süreklilik kazandığında ise müzik oluşur.

üç adet plak türü vardır, 33'lük (long play), 45'lik ve 78'lik (taş plak). bunlar aynı zamanda RPM (Revolutions per minute) olarak tanımlanan plağın dakikadaki dönüş sayısıdır. dolayısıyla bir dakikada 33 kez dönen plakta daha çok şarkı bulunacaktır ki buna long play diyorlar, 45 ve 78 kez dönenlerde ise daha az şarkı bulunacaktır.

-33'lük plaklar albümdeki bütün şarkıların bulunduğu plaklardır.
-45'liklerin ise her yüzünde birer adet şarkı bulunur. (nadiren iki şarkı da bulunabilir.)
-78'lik plaklar ise aynı 45'lik plaklar gibi her yüzünde birer adet şarkı bulundururlar.

-78'lik plaklar 'taş plak'tır. serttir ve sağlamdır. gramafonda çalınmak için üretilmişlerdir ki o zamanlarda zaten pikaplar henüz tasarlanmamıştır.

gelelim pikap ve gramafon ayrımına,

gramafonlar elektriksiz çalışır. yan tarafındaki kolunu bir iki kez çevirdiğiniz mi dinlenmeye hazır hale gelmiştir. 78'lik plağınızı koyar ve tek şarkınızı dinlersiniz. (gramafonda 33 ve 45'liklerin dinlenmesi elbette mümkün değildir. çünkü gramafon motorunun dönüş hızı 78 Rpm'e sabittir, değiştirilmesi mümkün müdür bilemeyeceğim.)
iğnenin oyuklara girerek çıkardığı titreşimlerden oluşan ve insanın duymasının çok zor olduğu bu müzik, ses kutusunun yardımıyla çoğaltılır, insanın duyabileceği seviyeye yükseltilir.

pikaplar ise elektrik ile çalışır. 33, 45 ve 78 rpm seçenekleri ile istenilen türde plak dinlenilebilir. az önce de bahsettiğim gibi, iğnenin titreşimlerini herhangi bir şeyin yardımı olmadan dinlemek mümkün değildir. duymak ise mümkündür (bunun için kulağınızı dönen plağa yaklaştırmanız yeterlidir. -inanın bu çok zevk verir-) fakat tınıların anlaşılması konusunda sıkıntı yaşanacağından ses yükselticiye ihtiyaç vardır.
ses kutusuna sahip olmayan pikaplar ise bu sorunu anfi'ler yardımıyla çözmüştür.
pikaplar genellikle deck (yani anfisiz) olarak satılır. harici bir anfi alınarak sorun çözülmüş olur.

fiyatlarına gelecek olursak,

gramafonları bit pazarlarında 150 - 200 liraya bulmak mümkündür. yok ben oralardan almam diyorsanız kapalı çarşıdaki gramafoncu baba'ya gidebilirsiniz. size 400-.... arası fiyat verecektir. ayrıca netten de satın alabilirsiniz.

pikap fiyatları ise 70 liradan 3000 liralara kadar çıkıyor. sıfır pikaplar da üretilmiş fakat usb girişi, kart okuyucusu falan var, insan sıçayım öyle pikaba diyor.
anfi fiyatları da aynı şekilde 50 liradan başlıyor ve alabildiğine gidiyor ama 50 liralık yeterlidir kanımca.
tabii, yalnızca anfi yeterli olmayacak, anfiden ses çıkışını sağlayan kolonlar da gerekecektir.

bir de bazı pikap markaları vardır ki üstünlüğü tartışılmaz, çıkardığı ses kalitesi fenadır. (bkz: dual hs 151 pikap) elbette ki bunların fiyatları da oldukça yüksektir.

plaklara gelecek olursak,

78'liklerde istenilen sanatçıların plaklarını bulmak çok mümkün olmuyor, zira bulunsa bile fiyatları dudak uçuklatıyor.
45'likler genelde plak piyasasına göre ucuzdurlar. sevilen ve nadir bulunan şarkıları barındıran plaklar en fazla 50 liradan giderken ne olursa olsun da bir şeyler dinleyeyim denilerek alınacak plaklar genellikle tanesi 4 lira, beş tanesi 15 lira şeklinde pazarlama politikalarına kurban gitmiş plaklar olacaktır.
33'lükler ise plak piyasasının öğrenciyi üzen türleridir. çok istediğiniz albüm 70 liradır, 120 liradır. sadece bakarsınız, bir gün seni alacağım oğlum dersiniz.

son zamanlarda 180 gram adı altında eski plakları yeniden satmaya başladı plak şirketleri. hiç kullanılmamış olan bu plakların fiyatları da elbette ikinci ellerine nazaran daha ucuz.

not: eğer pikabınız bir dual değilse, ya da ucuz yollu bir şeyse onu çok zorlamayın, elinize geçen her taş plağı dinlemeye çalışmayın. zira iğnenize zarar verebilir. iğneniz kırılırsa zaten yenisini alana kadar kullanmanız mümkün olmayacaktır. ne gerek var değil mi iğnenin kırılmasına, onca zahmete.

not iki: şayet güzel bir piyasa araştırması yaparsanız, uygun fiyata deck pikap + anfi + kolon alabilirsiniz. eğer şanslı iseniz hem ucuz fiyata hem de eski sahibi tarafından anfi monte edilmiş tatlı mı tatlı bir pikap sahibi olabilirsiniz.

işbu yazılar, pikap ve gramafon hakkında anlatılagelmiş bir efsanedir, ilgilisine iletilmesi arz edilir.

kürt fıkrası

milliyetçilikle falan alakası olmayan fıkralardır. bir ırka bok atmak milliyetçilik değil, faşistlik olabilir. faşizm başkadır, milliyetçilik başkadır.
bunları karıştırmamak gerekir.

bu ülke kurulurken herkes türk bayrağı altında savaştı, türk vurulup sancak yerde kaldığında kürt kaldırdı.

ve bu memleket kurulurken herkes bu toprak için savaştı, herşey türkiye içinde, herşey milliyetimiz içindi.

şimdi kaleyi içten feth etmeye çalışanların oyunlarına düşüyoruz. bu gerçekten utanç verici.

hepimiz geldiğimiz yeri, aslımızı unutmuş gibiyiz. bu durum gerçekten hicap duymaya yol açan bir durum.

böyle geniş bir kültüre sahip halk, tarihi zenginliği dünya'da bir tek roma'yla karşılaştırılabilecek bir medeniyetin devamı olan bizler.

büyük hatalar yapıyoruz.

gözümüzü açsak iyi olacak.

kürt fıkrası

Bir Türk, bir Ermeni ve bir Kürt yolda gidiyorlarmış. Yürürlerken bir üzüm bağı görünce canları üzüm çekip bağa girmişler. Afiyetle beş altı salkım üzümü yemişler.

Sonra bağın sahibi gelmiş. Türk'e ve Kürt'e dönerek:
- Ulan ikiniz de müslümansınız anladık da, bu kafir hristiyana neden üzümlerimi yedirdiniz? Ben şimdi bu Ermeni'yi dövecem demiş ve
Ermeni'yi bir güzel dövmüş.... Devamı
Daha sonra Türk'e dönerek:
-Ulan tamam sen Türk'sün de bu Kürt'e niye üzümlerimi yedirdin? Ben şimdi bu Kürt'ü dövecem deyip Kürt'ü de bir güzel dövmüş.
Sonunda Türk'e dönüp:
-Ulan sen de Türk'sün ben ingilizim, malımı çalıyorsun. Utan be ! deyip Türk'ü dövmüş.

Dayak yiyen üç arkadaş geri dönerken Kürt dayanamayıp sormuş:
-La babo, bu herif tek başına üçümüzü nasıl dövmiştir?
Türk:
-Başta Ermeni'yi dövdürtmeyecektik. Dövdürtmeyecektik.

(bkz: emperyalizmin sonuçları)

lisedeki en zevkli ders

Edebiyat... Edebiyat hocam muhteşem bir kadındı. Bana hep "sen yazar olmalısın" derdi. Hayaller trevanian, hayatlar diplomasız optisyen.

lisedeki en zevkli ders

bir sayısalcı olarak,edebiyat ve tarih.

bu arada lisede edebiyat hocalarımızın birinin adının "vuslat" ken,diğerinin adının da "veda" olması gibi bir durum vardı. :)

kardeş telefonunu 1 dakika kullanabilirmiyim

Aynı sözü gece saat üçte boş boş gezerken karşılaştığım birisi söyledi. Telefon neyse de için de sim kart varken alıp kaçarsan sıçtığın yere kadar kovalarım dedim. Fazla açık sözlüsün kullanmıyorum deyip teşekkür etti sağolsun.

insanın büyüdüğünü gösteren ufak belirtiler

insanların yalanlarını hemencecik farkedersiniz.