bugün
- zall beceremiyorsan bırak git9
- erkeklerin sadakatsiz olması19
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz9
- benim başörtüm var arabamı yanlış park edebilirim12
- anın görüntüsü19
- türkiye den soğuma sebepleri22
- anneler günü12
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar28
- beni özlediniz mi doğru söyleyin15
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak21
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması24
- karşı cinse giyim önerileri19
- ismet gurbuz 202411
- sözlüğe kız getirmek10
- 2024 eurovision şarkı yarışması12
- okul müdürü nasıl korunabilirdi16
- komşuyu arabanın arkasına bağlayıp sürüklemek8
- can yaman erkekse sözlük erkekleri ne9
- bir erkeği cezbeden şeyler12
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak11
- niyetin ciddi mi klişesi13
- uludağ sözlük kapatılacak11
- yorgun mermi8
- icardi1905'in sözlüğü bozması26
- karşı cinsi tavlamak için ne yaparsınız15
- libido düşmesi18
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
- kızların yedek listesi9
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler9
- cami tuvaletinin paralı olması14
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek9
- evlilik yaşı kaç olmalıdır12
- dünya bandırmalılar günü16
- sözlükte artık kızlar teklif edecek8
- insan olmaya ceyrek kala'yı eloande den kapmak17
- platonik aşkın kalp kıran davranışları13
- eric bana9
- sözlük yazarlarının tatlıları13
entry'ler (1814)
En ama en şerefsiz operatör, katıksız şerefsiz.
Bu akşam beni o kadar sinirlendirdiler ki bu tarife işleriyle ilgilenen ahlaksız "hayvan"ı elime verseler, kendisini, damarlarını sökerek öldürebilirim.
Bu akşam beni o kadar sinirlendirdiler ki bu tarife işleriyle ilgilenen ahlaksız "hayvan"ı elime verseler, kendisini, damarlarını sökerek öldürebilirim.
Erkekler kızlara göre daha esprilidir. Hırslı değillerdir, insanı strese sokmazlar, rahat rahat takılırlar ortada. En basitinden, kızlar okulda, sınavın olduğu gün sınava kadar ders çalışıp, "Onu bilmiyorum, buna çalışmadım, yetişmeyecek, ühühühü" diye söylenirken erkekler birbirleriyle şakalaşır, ona buna takılır, güler. Bu açıdan bakarsak erkek arkadaş insanı boş yere sıkıntıya sokmaz, aksine mutlu eder; "erkeklerle yapılan arkadaşlık sağlıklıdır" (kanser - stres ilişkisi *).
Tabi ki, bir kızın hemcinsleriyle iyi anlaşamaması sorun. Sonuç olarak erkek arkadaşlarla paylaşılacak şeyler farklıdır, kızlarla paylaşılacak şeyler farklı ve bana göre bir insanın iki cinsten de arkadaşı olmalıdır ki daha düzgün bir dünya görüşü, farklı bir bakış açısı kazansın, kişiliği otursun. Bu sırada, bir kız için konuşuyorum, erkekleri tanısın, nasıl davranışları, özellikleri olduğunu anlasın, ileride hayat arkadaşını seçerken onu değerlendireceği kriterler oluşturabilsin. insan karşı cinsiyle hiçbir şey paylaşmayınca gördüğü ilk kızı/erkeği bir şey sanıp atlıyor. Sonra boşanmalar falan...
Neyse.
***
Bir de bazı kızlar erkeklerin arkadaş çevrelerine girebilmek için böyle kasınç kasınç durup küfür falan ediyorlar, hiç hoş değil. Hayır, hiçbir erkeğin öyle bir kızı arkadaş ya da ne bileyim abla, sevgili vs herhangi bir konumda yanında dolaştırmak isteyeceğini sanmıyorum. Kızlar da böyle kızları takdir etmiyorlar, yadırgıyorlar. Demek istediğim şu ki, sevgili hemcinslerim, erkek arkadaşlarınız olsun dedim ama eğer olmuyorsa da kasmanıza gerek yok, hele bunun için erkeklerin bile etmediği küfürleri günlük yaşamınıza sokmanıza hiiç gerek yok. Lütfen.
Tabi ki, bir kızın hemcinsleriyle iyi anlaşamaması sorun. Sonuç olarak erkek arkadaşlarla paylaşılacak şeyler farklıdır, kızlarla paylaşılacak şeyler farklı ve bana göre bir insanın iki cinsten de arkadaşı olmalıdır ki daha düzgün bir dünya görüşü, farklı bir bakış açısı kazansın, kişiliği otursun. Bu sırada, bir kız için konuşuyorum, erkekleri tanısın, nasıl davranışları, özellikleri olduğunu anlasın, ileride hayat arkadaşını seçerken onu değerlendireceği kriterler oluşturabilsin. insan karşı cinsiyle hiçbir şey paylaşmayınca gördüğü ilk kızı/erkeği bir şey sanıp atlıyor. Sonra boşanmalar falan...
Neyse.
***
Bir de bazı kızlar erkeklerin arkadaş çevrelerine girebilmek için böyle kasınç kasınç durup küfür falan ediyorlar, hiç hoş değil. Hayır, hiçbir erkeğin öyle bir kızı arkadaş ya da ne bileyim abla, sevgili vs herhangi bir konumda yanında dolaştırmak isteyeceğini sanmıyorum. Kızlar da böyle kızları takdir etmiyorlar, yadırgıyorlar. Demek istediğim şu ki, sevgili hemcinslerim, erkek arkadaşlarınız olsun dedim ama eğer olmuyorsa da kasmanıza gerek yok, hele bunun için erkeklerin bile etmediği küfürleri günlük yaşamınıza sokmanıza hiiç gerek yok. Lütfen.
Kafası yüzlerce şeyle dolu olan öğrenci, vaktinin bir kısmını yarın ne giyeceğini düşünmeye ayıracaktır.
O değil de, bu ülkeyi yönetenlerin elinin ayarı yok. Kaldırılan yönetmeliğin kuralları çok katıydı mesela, şimdi yeni gelecek yönetmelik direkt serbest olabileceğimizi söylüyor. Tabi önce bir konuda anlaşalım: Kimse çıkıp lise öğrencisinin o aptal gri pantolon, deriyi yakan saçma bir gömlekle ya da ilköğretim öğrencisinin ne idüğü belirsiz mavi önlükle okula gitmesi gerektiğini savunmasın. Benim okuduğum okulda böyle katı kurallar yok. Bahsettiğim gri pantolon, zorunlu bir gömlek falan yok mesela. Gayet siyah bir pantolon, siyah bir kazakla (ya da çok cart olmadığı müddetçe farklı bir renk) gidebiliyorum ve bu çok rahat.
Diyeceğim şu ki, kurallar tam kaldırılmadan esnetilebilir; herkes kendi aldığı, düzgün siyah pantolon giyebilir mesela, uyduruk kumaştan yapılmış T-shirt ya da gömlek yerine okulun forma rengine uygun bir renk kazakla gidebilir mesela okula. Koyu renk etek giyilebilir, ne bileyim olabilir böyle şeyler. Şu şartlar altında tamamen zorunluluğun kaldırılması uygunsuzdur* ama dediğim gibi yapılırsa, esnetilirse, bazı noktalarda öğrenciler rahat bırakılırsa güzel olabilir. Hani asker ya da memur değiliz biz. Hem dünyanın en ağır müfredatını işleteceksin, yüzlerce sınavlar, ödevler olacak, hem de güzel insanı bile çirkin göstermeyi başaran o saçma formaları zorunlu kılacaksın. Karın tokluğuna çalışan köleye yapılmaz bu. Azıcık insaf.
***
Erkek öğrencilerin saçını kestirme zorunluluğu vardı bir ara, gerçi hala da var. Bu dünyanın en saçma şeyi ve niye kimse bunun saçma olduğunu söylememiş bugune kadar? Ya zaten ben ne bekliyorum ki? Yok ben bir şey demiyorum, önce erkekler savunsun kendilerini.
O değil de, bu ülkeyi yönetenlerin elinin ayarı yok. Kaldırılan yönetmeliğin kuralları çok katıydı mesela, şimdi yeni gelecek yönetmelik direkt serbest olabileceğimizi söylüyor. Tabi önce bir konuda anlaşalım: Kimse çıkıp lise öğrencisinin o aptal gri pantolon, deriyi yakan saçma bir gömlekle ya da ilköğretim öğrencisinin ne idüğü belirsiz mavi önlükle okula gitmesi gerektiğini savunmasın. Benim okuduğum okulda böyle katı kurallar yok. Bahsettiğim gri pantolon, zorunlu bir gömlek falan yok mesela. Gayet siyah bir pantolon, siyah bir kazakla (ya da çok cart olmadığı müddetçe farklı bir renk) gidebiliyorum ve bu çok rahat.
Diyeceğim şu ki, kurallar tam kaldırılmadan esnetilebilir; herkes kendi aldığı, düzgün siyah pantolon giyebilir mesela, uyduruk kumaştan yapılmış T-shirt ya da gömlek yerine okulun forma rengine uygun bir renk kazakla gidebilir mesela okula. Koyu renk etek giyilebilir, ne bileyim olabilir böyle şeyler. Şu şartlar altında tamamen zorunluluğun kaldırılması uygunsuzdur* ama dediğim gibi yapılırsa, esnetilirse, bazı noktalarda öğrenciler rahat bırakılırsa güzel olabilir. Hani asker ya da memur değiliz biz. Hem dünyanın en ağır müfredatını işleteceksin, yüzlerce sınavlar, ödevler olacak, hem de güzel insanı bile çirkin göstermeyi başaran o saçma formaları zorunlu kılacaksın. Karın tokluğuna çalışan köleye yapılmaz bu. Azıcık insaf.
***
Erkek öğrencilerin saçını kestirme zorunluluğu vardı bir ara, gerçi hala da var. Bu dünyanın en saçma şeyi ve niye kimse bunun saçma olduğunu söylememiş bugune kadar? Ya zaten ben ne bekliyorum ki? Yok ben bir şey demiyorum, önce erkekler savunsun kendilerini.
Rahat rahat koşamaz, oyun oynayamaz.
Başörtüsü takan insan aynı zamanda üstüne bir sorumluluk da almaktadır; sonuçta bu, din için yapılan bir şey. O yaştaki çocuk ne bilsin dini, kendisine anlatılsa bile ne kadarını idrak edebilsin? Dolayısıyla o yaştaki çocuğa başını kapattırmak çok mantıksız bir hareket.
Ha, kendi kapatmak istedi diyorsanız, sanmıyorum açıkçası. Çocuklar o yaşta atlar, zıplar, koşar, terler. Bir kız başörtüsüyle bunların ne kadarını yapabilir ki? Yapsa bile bir süre sonra o başörtüyü çıkararak devam etmek zorunda kalır, çünkü başörtüsü onun hareketlerini sınırlar -terleyen çocuğun hırkasını çıkarıp oyununa devam etmesi gibi-. Başını kapatma işi annesinden görerek sahip olduğu bir heves de olsa, en fazla dışarda arkadaşlarıyla oynayana kadar sürer, daha devam etmez. Gerisi hikaye.
Başörtüsü takan insan aynı zamanda üstüne bir sorumluluk da almaktadır; sonuçta bu, din için yapılan bir şey. O yaştaki çocuk ne bilsin dini, kendisine anlatılsa bile ne kadarını idrak edebilsin? Dolayısıyla o yaştaki çocuğa başını kapattırmak çok mantıksız bir hareket.
Ha, kendi kapatmak istedi diyorsanız, sanmıyorum açıkçası. Çocuklar o yaşta atlar, zıplar, koşar, terler. Bir kız başörtüsüyle bunların ne kadarını yapabilir ki? Yapsa bile bir süre sonra o başörtüyü çıkararak devam etmek zorunda kalır, çünkü başörtüsü onun hareketlerini sınırlar -terleyen çocuğun hırkasını çıkarıp oyununa devam etmesi gibi-. Başını kapatma işi annesinden görerek sahip olduğu bir heves de olsa, en fazla dışarda arkadaşlarıyla oynayana kadar sürer, daha devam etmez. Gerisi hikaye.
Bordo renklisi o kadar tatlıdır ki, durduğu yerden "Ye beni, ye beni" diye bağırır adeta.
Taa Rize'ye gidecek olan yazardır. Bir ara istanbul'da geceleri gündüz, gündüzleri gece yapar, yaşar giderdi.
Güzel, iyi yazan, hatta güzel konuşan yazar.
Ama... Şu ikide bir boşluk bırakıp alta geçip yeni paragraf yaparak, üç noktaları bol kullanarak, soru cevap yoluyla, adeta karşısındakiyle konuşuyormuş havası vererek yazması, tamam, kabul ediyorum, ilgi çekici, hoş, ancak sürekli de böyle yazınca...
Zaten köşe yazısı yazmanın ya da herhangi bir yazı yazmanın zor olan kısmı düşüncelerini "bağlamaktan" geçer. insan fikirlerini nasıl sıralayıp, alakayı hangi yoldan kuracağına karar vermekle zaman harcar. düşünceleri alt alta boşluk bırakarak sıralamak, şu an burda, yattığım yerden yapacağım en kolay iştir. Ciddiyim. Bak yapıyorum hatta:
"Sorsan yazar derler.
Neden?
Yazıyor diye...
Kimse sormaz, "yazıyor da, nasıl yazıyor?"
Çünkü burası Türkiye...
Yazmış mi? Yazmış.
Düşüncelerini paylaşmış mı? Paylaşmış.
Yayınlamış mı? Eveet.
Eee?
"Linking words" kullanmamış da, kolaya kaçmış da, basit yazmış da, direkt alta geçmiş de...
Kimsenin derdi değil.
Kimse dikkat etmez. Neden?
Burda "bilmemnebilmemne" oluyor mu? Oluyor. Başbakan çıkıp "şöyleböyle" diyor mu? Diyor.
"Şunubunu" yapan da bunlar değil mi? Bunlaar.
Eee?
Burda dikkat edilmez öyle şeylere kardeşim.
Burası bilmem neresi.
"
Ve böyle devam eder işte.
Ama... Şu ikide bir boşluk bırakıp alta geçip yeni paragraf yaparak, üç noktaları bol kullanarak, soru cevap yoluyla, adeta karşısındakiyle konuşuyormuş havası vererek yazması, tamam, kabul ediyorum, ilgi çekici, hoş, ancak sürekli de böyle yazınca...
Zaten köşe yazısı yazmanın ya da herhangi bir yazı yazmanın zor olan kısmı düşüncelerini "bağlamaktan" geçer. insan fikirlerini nasıl sıralayıp, alakayı hangi yoldan kuracağına karar vermekle zaman harcar. düşünceleri alt alta boşluk bırakarak sıralamak, şu an burda, yattığım yerden yapacağım en kolay iştir. Ciddiyim. Bak yapıyorum hatta:
"Sorsan yazar derler.
Neden?
Yazıyor diye...
Kimse sormaz, "yazıyor da, nasıl yazıyor?"
Çünkü burası Türkiye...
Yazmış mi? Yazmış.
Düşüncelerini paylaşmış mı? Paylaşmış.
Yayınlamış mı? Eveet.
Eee?
"Linking words" kullanmamış da, kolaya kaçmış da, basit yazmış da, direkt alta geçmiş de...
Kimsenin derdi değil.
Kimse dikkat etmez. Neden?
Burda "bilmemnebilmemne" oluyor mu? Oluyor. Başbakan çıkıp "şöyleböyle" diyor mu? Diyor.
"Şunubunu" yapan da bunlar değil mi? Bunlaar.
Eee?
Burda dikkat edilmez öyle şeylere kardeşim.
Burası bilmem neresi.
"
Ve böyle devam eder işte.
Kendini başka şeylere adamayı düşünüyordur.
Her anını değerlendiren kızdır, vakit kaybetmek istemiyordur, işini yürürken bile halledebiliyordur.
Beni rammstein konserine götüren adamla evlenmem. Ya, allah aşkına, karşımda till lindemann duruyor, seni ne yapayım ben, ahaha?
Edit: Bu entryye eksiyi de hakaret sayarım ama bak. Aaaa, geliyor tokat.
Edit: Bu entryye eksiyi de hakaret sayarım ama bak. Aaaa, geliyor tokat.
Tam bir "yağmurlu-kış-gününde-kitabını-al-koltuğuna-kıvrıl-dizlerini-battaniyeyle-ört-sıcak-bir-şeyler-iç"lik içecektir.
"burdan da bir dik indirseeem... Heeeh, tamam, 5, 12, 13."
"Pampiş" kelimesi de bir ağzıma takıldı ki, ooof...
Bisiklet süremiyorum.
Garip bir histir efenim, hani böyle yağmurlu bir pazar günündesindir de, yarın fizik sınavı vardır, karnınız ağırır falan gibi.
Bari gidip kendime yeni çanta, babet falan alayım da bir şeyler giyinmek için hevesim olsun okula giderken sözlük.
Bari gidip kendime yeni çanta, babet falan alayım da bir şeyler giyinmek için hevesim olsun okula giderken sözlük.
Hızlı esen rüzgarda "çatt" diye ortadan ikiye ayrılabilir. Aman diyeyim!