entry'ler (10)

zaman

en büyük katillerden biridir. eskitir, yorar, yıpratır ve öldürür sevdiğiniz, değer verdiğiniz, tarifine kelimelerinizin yetmediği neyiniz varsa. her derde deva olduğunu söyleyeceklerdir etrafınızdakiler. inanmayın sakın! hiç bir şeye çözüm olamaz sadece üstünü kapatır, kabuğu olur yaranızın. alışmanızı kolaylaştırır. deva mı? kim alışmak istiyor ki? kim o yaranın kabuk bağlamasını istiyor? buysa eğer insanların deva dedikleri, dört gözle bekledikleri ben böyle bir deva istemiyorum. ah bir yolu olsa da zamansız bir yerlere kaçılabilse, uzak durulabilse... en azından yavaşlatılabilse. lakin en azından şimdilik tek yapılabilen boyun eğmek ve sizden aldıklarının arkasından bakakalmak.

böyle güzel birisi üzülmemeli

-böyle güzel birisi üzülmemeli...
+öyle mi dersin.. teşekkür ederim. allah vergisi olması gerekiyo mu peki?
-nasıl? anlamadım?
+estetik diyorum, her bi yanım estetik. şimdi üzülebilrimiyim?
-e o zaman ben sana hiç engel olmayayım.

gülistan

metin kemal kahraman şarkısı. tam da gülistanınızın yerinde yeller eserken denk gelirseniz bu şarkıya dinlemeyin. uzak durun. ya da en iyisi mi siz "güllük gülistanlık" deyimine hiç inanmayın.

"gördüğüm gülistan rüyadır
belki rüya değil de hülyadır
gitti bülbül hazan eli güller
gülistanın yerinde yeller eser"

oyna arkandan da ben oynayim

düğünlerden ve oynamaktan pek de haz etmeyen kişinin ısrarlardan kurtulmak adına sarfettiği "ama ben oynamayı bilmem ki" bahanesinin artık iş görmez hale gelmesi, "aman biz biliyoruz da mı oynuyoruz" şeklinde cevaplandırılması sonucu kişinin ısrarcı bünyeyi başından savma amaçlı taktiğidir.

nurgül yeşilçay

43. sünde de olduğu gibi, 44. antalya altın portakal film festivalinden de eli boş dönen oyuncu. adeta bahtsız bir bedevi. önümüzdeki festivallere bakacaktır heralde artık. *

sasip kalma ustune

bir nazım hikmet ran şiiri. alalade bir şiirden ötesi.

sevebilirim,
hem de nasıl,
dile benden ne dilersen,
canımı, gözlerimi

kızabilirim,
ağzım köpürmez,
ama devenin öfkesi haltetmiş benimkinin yanında,
devenin öfkesi, kinciliği değil.

anlayabilirim
çoğu kere burnumla,
yani en karanlığın, en uzaktakinin bile kokusunu alarak
ve döğüşebilirim,
doğru bulduğum, haklı bulduğum, güzel bulduğum herşey için, herkes için,
yaşım başım buna engel değil,
ama gel gör ki çoktan unuttum şaşıp kalmayı.
şaşkınlık, alabildiğine yuvarlak açık ve alabildiğine genç gözleriyle bırakıp gitti beni.
yazık.

çok sevmek

hiç bir zaman aynı şekilde karşılık görülemeyendir ne yazık. "sevmek" evet belki, ama "çok sevmek" hiç bi zaman aynıyla karşılık görmez. er ya da geç farkedilir ve insan egosu buna katlanmaz. yorar, acı çektirir... vs. işte bu yüzden hiç gerek yoktur. sevmek yeterdir.

kırıntı

metin kemal kahraman kardeşlerin etkileyici müzikleriyle akıllara kazınan arınsu aslan'ın ödüllü kısa filmi. belki konu çok tanıdık gelecektir izleyenlere, hepimiz bi yerlerde duymuşuzdur bu şehir efsanesini. lakin yine de etkilenmemek mümkün değil filmden. film bittiğinde ağzınızdaki o kekre tat ile sorgulamamak elde değil. çocuk kalmak istememek, sizi zorla büyütenlerden nefret etmemek elde değil.

la boheme

henri murger'ın bohem yaşamından kesitler sunduğu, otobiyografik hikayelere dayalı ve 1830ların paris'inin gündelik yaşamından ilham aldığı eseridir.

gül güzeli

haber bültenlerindeki tüp bebek haberlerinin fon müziği olmasını hala anlayamadığım şarkıdır. evet şarkıda "bebeğim" kelimesi bi kaç defa geçiyor olabilir ama aynı şey mi yahu? her sakallıya dede demek gibi bi şey bu. ilginç vesselam...