bugün
- anın görüntüsü18
- burnumuzun dibindeki adaların yunanistan ın olması9
- şu an hissedilen duygu9
- 2023 2024 sezonu lig şampiyonu9
- fenerbahçe10
- istanbulda vurularak öldürülen okul müdürü22
- macar bakanının türklük açıklaması13
- toggun yanması8
- bir erkeği cezbeden şeyler18
- flörtü eleme sebepleri20
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler18
- öğretmen maaşları22
- ölümlü dünya 29
- komşuyu arabanın arkasına bağlayıp sürüklemek12
- suratı sabunlamak11
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek36
- uludağ sözlük discord grubu8
- 007 slip don giysin kampanyası10
- eksi ruyaları kaldıracak kantar13
- ali koç'un jose mourinho ile anlaşması24
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- yanındakiyle yaşar aklındakiyle ölürsün15
- sözlük yönetimi beni silsin mi16
- ameliyat ettikleri hastann karnında mala unuttular10
- 25 yaşında üniversite okumaya niyetlenmek8
- sözlüğün terzisi8
- 007 silik yesin kampanyası9
- bik bik silik yesin kampanyası9
- nervio'nun güzel ellerinden yiyeceğim dayak10
- sözlük yazarlarının boy kilo ölçüleri11
- rusyaya gidince kızlar etrafımda pervane olacak17
- hayatınız boyunca sizi en derinden yaralayan olay11
- görüldü bile atmayan insan tipi22
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks14
- yazarların evlenmek istedikleri dizi karakterleri11
- eloande'ye zengin koca bulmak8
- aşık olmak12
- mimarlığı bırakmak13
- erkeklerin iğrenç özellikleri21
- keki kabarmayan sözlük kızı30
- sözlükteki kızlar mı dışardaki kızlar mı10
- deniz gezmiş25
- fenerbahçe neden şampiyon olamıyor17
- eloande13
- fener olmasa galatasaraylılar kimle dalga geçecek9
- 6 mayıs 2024 konyaspor fenerbahçe maçı23
- bik bik'in 18 saat 30 dakikadır sözlüğe girmemesi12
- hayatta kalmak için cebinde köpek maması taşı9
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni9
- icardi'nin burnuna kafa atacak olmam13
entry'ler (1685)
38.711.602 kişidir. *
yüzdelik olarak %49,8 una tekabül etmektedir.
ve bu kadınların yalnızca %27 si çalışmaktadır.
çalışmayan kadın ekonomik bağımsızlığını kazanamıyor.
bağımsız olmayan kadın, erkek tarafından şiddet görmektedir.
tecavüzlerin meşru gösterilmesinin nedeni bu cinsiyet ayrımcılığıdır.
kadının güçlü olması gerek.
bunun için eğitim şart!
yüzdelik olarak %49,8 una tekabül etmektedir.
ve bu kadınların yalnızca %27 si çalışmaktadır.
çalışmayan kadın ekonomik bağımsızlığını kazanamıyor.
bağımsız olmayan kadın, erkek tarafından şiddet görmektedir.
tecavüzlerin meşru gösterilmesinin nedeni bu cinsiyet ayrımcılığıdır.
kadının güçlü olması gerek.
bunun için eğitim şart!
ilk önce burada yapılan eleştirilere cevap verelim. ekonomiye siyasetin etkisini göz ardı ediyor denmiş, aksine son konuşmasında şunun altını net bir şekilde çizdi. siyasiler bu denli demeç verdikçe piyasalar normale dönmeyecek, bunun etkisini hepimiz göreceğiz. siyasilerin merkez bankasına karışmaması gerekliliğini, faizleri düşürün diye tutturmanın mantıksız hamleler olduğunu sürekli dile getirmekte. ki zaten olaylara geniş açıdan bakan birinin siyasetin etkisini göz ardı etmesi saçma gelmiyor mu.
ikinci eleştiri olarak demirtaş ın fen liseleri olsun diye tutturması türkiye de işe yaramaz yazılmış, oraya gidenler zaten üstün beyinliymiş. bakın sanırım şu noktayı atlıyorsunuz, türkiye 80 milyonluk bir ülke, bu ülkede öyle yetenekli kafası çalışan çocuk var ki bir çoğu eğitim kalitesizliğinden istemediği üniversitenin işe yaramaz bölümüne gidiyor. lise çağında fen matematik eğitimini gören çocukta en azından bir ışık olur. öğrencinin lisede dahi matematikten fen bilimlerinden uzak olması, üniversite çağına geldiğinde tamamen sözel bölümlere yönelmesi demektir. sözel okumak tabi ki kötü değildir fakat ülkenin kalkınması için bilime yatırım olması artık tartışılmaz bir gerçek haline gelmiştir. o nedenle fen liselerinde olabildiğince fazla öğrenciye eğitim verilmesi gelecek için büyük bir yatırımdır. zaten her mezun olan bilim adamı olsun gibi amaç yoktur, fakat içinden bir öğrenci bile üniversiteye gittiğinde yazılım geliştirerek bunu dünya kullanırsa ülke gelişebilir.
ülkesini seven her insan gibi kendi bilgi düzeyi ölçüsünde tavsiyelerde önerilerde bulunmuş bir adamdır. ekonomist sayılarla istatistiklerle gerçeği ortaya koyar, türkiye için fotoğrafın kötü olduğunu söylüyor ve önerilerini ortaya koyuyor buna çamur atmak yerine daha iyi bir çözüm yolunu siz öne sürün. bence ülke için çok faydalı biridir ve umarım sözleri dikkate alınır da bir şeyler yapılır.
ikinci eleştiri olarak demirtaş ın fen liseleri olsun diye tutturması türkiye de işe yaramaz yazılmış, oraya gidenler zaten üstün beyinliymiş. bakın sanırım şu noktayı atlıyorsunuz, türkiye 80 milyonluk bir ülke, bu ülkede öyle yetenekli kafası çalışan çocuk var ki bir çoğu eğitim kalitesizliğinden istemediği üniversitenin işe yaramaz bölümüne gidiyor. lise çağında fen matematik eğitimini gören çocukta en azından bir ışık olur. öğrencinin lisede dahi matematikten fen bilimlerinden uzak olması, üniversite çağına geldiğinde tamamen sözel bölümlere yönelmesi demektir. sözel okumak tabi ki kötü değildir fakat ülkenin kalkınması için bilime yatırım olması artık tartışılmaz bir gerçek haline gelmiştir. o nedenle fen liselerinde olabildiğince fazla öğrenciye eğitim verilmesi gelecek için büyük bir yatırımdır. zaten her mezun olan bilim adamı olsun gibi amaç yoktur, fakat içinden bir öğrenci bile üniversiteye gittiğinde yazılım geliştirerek bunu dünya kullanırsa ülke gelişebilir.
ülkesini seven her insan gibi kendi bilgi düzeyi ölçüsünde tavsiyelerde önerilerde bulunmuş bir adamdır. ekonomist sayılarla istatistiklerle gerçeği ortaya koyar, türkiye için fotoğrafın kötü olduğunu söylüyor ve önerilerini ortaya koyuyor buna çamur atmak yerine daha iyi bir çözüm yolunu siz öne sürün. bence ülke için çok faydalı biridir ve umarım sözleri dikkate alınır da bir şeyler yapılır.
herkesin kendince bir büyük resmi vardır. kimsenin resmine kimse karışamaz.
duyarlı(!) vatandaşlar tarafından yapılmıştır. şu ülkede ne kadar duyarlı insan var allah aşkına. çocukları öldürene, bombaları patlatana, terörü devam ettirene hiiiç bir şey yapma, fakat bir kişi laf etti diye onlarca kişi toplanıp linç et adamı. insan olsak biraz keşke.
twitter fenomeni olması beklenen spiker.
kaz eti demişler, hemen deniyorum.
eminim ki ileride çok daha fazla ismini duyacağız. kaliteli videoları, farklı tarzıyla kendisini takip ettiren belgesel yapımcısı.
dizi ve filmlerdeki kompozisyon kurallarını açıklaması "ufku 2 katına çıkaran şeyler" başlığına girecek cinsten.
dizi ve filmlerdeki kompozisyon kurallarını açıklaması "ufku 2 katına çıkaran şeyler" başlığına girecek cinsten.
madde kullanımının kaçınılmaz sonu. ilk madde alındığında eşiği aşmış olursunuz, o ilk andaki mutluluğa ulaşmak için her seferinde bir öncekinden fazla doz almak gerekir ve sonunda overdose.
(bkz: homeland)
homeland seviyesine yaklaşamayacak fakat içindeki yasak aşk, entrika, dedikodu temalarıyla türk halkını ekrana kilitleyecektir.
homeland seviyesine yaklaşamayacak fakat içindeki yasak aşk, entrika, dedikodu temalarıyla türk halkını ekrana kilitleyecektir.
öyle yada böyle ülkemizde değişmez dediğimiz şeyleri değiştirebilmiş ancak bir çoğu toplumda etkisini gösterememiştir. bu sene kamu spotlarıyla yakından ilişkimiz olacak, iyi anlaşmaya çalışıyorum.
en sevdiğim.
bir yaz günü antrenman yapmaya karar verdim ve yol bisikletimi çıkarıp evden kilometrelerce uzaklaşmaya hazırlandım. 30 km gitmiştim ki hava bulutlanıp bozmaya başladı. yanıma da yağmurluk almayı akıl etmemişim. o sırada gök gürültüsüyle birlikte hafif hafif yağmaya başladı. yaz yağmurudur bir şey olmaz diyerek gitmeye devam ettim, yol kenarında benzin istasyonunda bekleyeyim de dinince geri dönerim dedim. 1 saat geçti yok, 2 saat geçti yok, dinmiyordu lanet yağmur. şimdi eve gitmeye başlamazsam hava kararacaktı. ikilemde kaldım ve yağmurda bisiklet sürmeyi göze alarak çıktım yola. hızlı hızlı sürüyorum ve alnımdan düşen terler yağmur suyuyla karışıp ağzıma giriyordu. tadının ne garip olduğunu düşünüyordum o anda, yemeğe sos olarak dökülse acaba ne olurdu, peki ya yolda oluşan çukurların içine dolan çamurların tadı? hepsinin tadına bakma fırsatım oldu. gözlüğüm çamurla kaplandı ve çamurlanmamış ufak bir delikten yola bakarak eve kadar ulaştım. her yerim ıslak ve çamurla kaplıydı. tanınmaz hale gelmiştim ama aldığım keyif de bambaşkaydı. şuan yapar mıyım bilmiyorum ama gençken hayatı çok başka yaşıyormuşum.
bir yaz günü antrenman yapmaya karar verdim ve yol bisikletimi çıkarıp evden kilometrelerce uzaklaşmaya hazırlandım. 30 km gitmiştim ki hava bulutlanıp bozmaya başladı. yanıma da yağmurluk almayı akıl etmemişim. o sırada gök gürültüsüyle birlikte hafif hafif yağmaya başladı. yaz yağmurudur bir şey olmaz diyerek gitmeye devam ettim, yol kenarında benzin istasyonunda bekleyeyim de dinince geri dönerim dedim. 1 saat geçti yok, 2 saat geçti yok, dinmiyordu lanet yağmur. şimdi eve gitmeye başlamazsam hava kararacaktı. ikilemde kaldım ve yağmurda bisiklet sürmeyi göze alarak çıktım yola. hızlı hızlı sürüyorum ve alnımdan düşen terler yağmur suyuyla karışıp ağzıma giriyordu. tadının ne garip olduğunu düşünüyordum o anda, yemeğe sos olarak dökülse acaba ne olurdu, peki ya yolda oluşan çukurların içine dolan çamurların tadı? hepsinin tadına bakma fırsatım oldu. gözlüğüm çamurla kaplandı ve çamurlanmamış ufak bir delikten yola bakarak eve kadar ulaştım. her yerim ıslak ve çamurla kaplıydı. tanınmaz hale gelmiştim ama aldığım keyif de bambaşkaydı. şuan yapar mıyım bilmiyorum ama gençken hayatı çok başka yaşıyormuşum.
böyle demek yerine; şuan biz neyiz, ne olacağız demek daha doğru olacaktır.
kitleleri manipüle etmenin yollarından biri de "tamamen ücretsiz" gibi anahtar kavramlar kullanmaktır.
bizim toplumumuz nitelikten çok niceliğe baktığı için bu söz oyunlarına aldanması çok daha kolay. bu cümleyi duyan vatandaş her şekilde karlı bir proje yapıldığını düşünür, buna inanır. halbuki işin iç yüzüne bakıldığında milyon liralık rantlar, rüşvet, kesilen ağaçlar, projenin gerekliliği-gereksizliği, adam kayırma, zenginleşen şirketler, vergi arttırımı gibi alt başlıkları kimse düşünmez.
bizim toplumumuz nitelikten çok niceliğe baktığı için bu söz oyunlarına aldanması çok daha kolay. bu cümleyi duyan vatandaş her şekilde karlı bir proje yapıldığını düşünür, buna inanır. halbuki işin iç yüzüne bakıldığında milyon liralık rantlar, rüşvet, kesilen ağaçlar, projenin gerekliliği-gereksizliği, adam kayırma, zenginleşen şirketler, vergi arttırımı gibi alt başlıkları kimse düşünmez.
dünyada onca yer onca toprak varken hala kalabalıklar arasına sıkışıp kalmak niye? doğayla baş başa kaldığında insan özgür olduğunu hissediyor bence.
fazla matah bir şey değildir. ancak çok geniş kitleye sahip olduğu için bilgi için tercih edilir. okuyucu olmak bana yetiyor.
metro turizm ile gönderirsen bir daha arkadaşın olmayacak.
kendine özgün tarzı olan şarkıcı. lenka gibi melodik şarkıları kulağa hoş gelir.
ilk come parçasını dinledim, makeba yı da tavsiye ederim.
ilk come parçasını dinledim, makeba yı da tavsiye ederim.
iş hayatına başlayana kadar artarak devam eden durum. en fazla türkiye de görülür, gençlerin çalışma hayatından uzak kalması ve sosyal hayata hazırlıksız olması ana sebepleridir.
inanmayan biri için korkunç.
koşu ayakkabısı endüstrisinde büyük bir yere sahiptir. japon teknolojisinin hakkını veriyor, özellikle wave teknolojisi ile anılır. yalnızca teknoloji değil tasarım olarak da harika modelleri vardır. (bkz: mizuno paradox)
eğer gerçek anlamda koşmak istiyorsanız adidas ın dandik modeline 400 lira vermek yerine bu markaya da bir bakın derim.
eğer gerçek anlamda koşmak istiyorsanız adidas ın dandik modeline 400 lira vermek yerine bu markaya da bir bakın derim.