bugün

sevdiği entry'ler

anın görüntüsü

Hangi şarkıyla başlardınız, hayal gücünüze bırakıyorum.

görsel

yengeç burcu kadını

hayatı kendine zindan eden kadındır. en küçük şey bile canını sıksa bütün gün asık surat gezebilir veya tam tersi 5 dakika sonra gülmeye başlar. dengesizdir. boğa erkeği arar durur,bulunca da bu muymuş der kaderine küser...
hep vericidir,sevdiklerine karşılıksız her şeyi verebilir (sevgi,aşk,dostluk konularında);ama bir şeyler canını sıkmaya başladığında karşısından bir şey alamadığını farkedince(almaya vakti olamıştır çünkü durmadan vermiştir) bencillik denecekse bencilliği burda tutar çünkü unutmaz bir yengeç kadını. ne olur peki? üzülür durur manyak.

ilk buluşma

annem anlamıştı o gün bir kızla buluşacağımı. sırf bu yüzden evden çıkarken biraz daha para verdi.

randevularına hep erken giden ve geç geleni gelince geldiğine pişman eden ben, o yol boyunca, aval aval etrafa bakarak yürüyordum. yürüdüm, sanki ağaçlar, yollar, çocuklar , evet çocuklar , bir yirmi üç nisan da okullarından ellerindeki türk bayraklarıyla stadyuma kadar yürüyen çocuklar onlarda benimleydi.

yürüdüm, az sonra buluşacağımız yere gelmiştim. bir sigara yaktım, etrafa bakarken , aman allah ım geliyordu. o kız geliyordu.

hani, belgesellerde ceylanlar yürür çimenlerin üzerinde seke seke , o da öyle yürüyordu. ben bakıyordum. o an dünya yıkılsa umurumda olmazdı.

gözleri yaklaştı , daha da yaklaştı. ama bir şey vardı. sanki bir şey. hava birden kararmaya başladı. o yanımdaydı. elini tuttum. etrafta kimseler yoktu. öptüm. ama bir şey vardı.

ilk buluşma , oysa , hem okulda, hem okul dışında olmuyordu, ben çalışıyordum, okulda öğretmenler izin vermiyordu. şehir küçüktü, herkes herkesi tanıyordu.

bu gün ilk buluşma ve elleri elimde, ama bir şey vardı. oysa lisede harita almak bahanesiyle gittiğimiz harita odasında elini tutuyordum, beden derslerinde, bazı dersler de yanına oturuyordum. ders boyunca eli elimdeydi.

ama bu gün başka bir şey vardı.

sonra yürüdük. yürüdük. hiç bir şey söylemedi. ben yine heyacanlıydım. oysa fırlama , hiperaktif ben, sevdiğim kızın yanında , uysal bir kedi, hatta, köpek oluyordum.

sonra konuşmaya başladık. okuldan. birlikte üniversiteye gideceğimizden. hayallerimizden. sonra ailelerden. işte o an anladım bir şey vardı. evet sözlenmişti.teyzesinin oğluyla. öyle ya, biz farklıydık. o farklıydı. mezhep farklıydı.

hemde teyzesinin oğluyla, ve benim için sorun değildiki mezhep, onun içinde sorun değildi. ama ailesi.

çevresi, ama olsundu. peki dedik. ayrıldık. zaten ne paramız vardı. nede ailelerimizi dışlayacak gücümüz. evlendi. ben üniversiteye gittim.

beş yıl sonra, aynı yerde, elimde sigara bekliyordum en yakın arkadaşımı. baktım karşıdan geliyordu. ceylan gibi geliyordu. yanında annesi vardı.konuşamadık.

bakıştık, "nasılsın" der gibi baktım:
"iyiyim sen nasılsın" der gibi baktı.

"boşanmışsın" der gibi baktım
"evet ". der gibi baktı bana

" istanbuldaymışsın" der gibi baktı bana
" evet hayallerimizin peşiden gittim ben" diye baktım ona

"görüşürüz" der gibi baktı bana
"görüşelim" der gibi baktım ona
" ben seni unutamadım " der gibi baktı bana
"benide senin kadar zaten kimse sevmedi" der gibi baktım ona...

lise aşkı

unutulmayandır.

sıra olurduk bahçeye
ona bakardım .
ulan insan lisedeyken böyle sevebilir mi bir insanı?
kanım fıkır fıkır ,
istanbul hayallerimde bile yok
o var .
hala iki pantolonum
cebimde iki lira
onlar da delik cebimden düştü düşecek.

ama seviyordum onu .
ankara savaşı nın tarihini bilmiyordum ama
onun doğum gününü biliyordum .
tabi hediye falan alacak parada yok
çiçekleri şehrin parklarının
üstelik insanda kaç kemik vardı,
bilemezdim ,
sayamazdım ,
onun saçının tellerini sayabilirdim bir ömür.

hışt ldya konuşma gel bakim sen buraya .
ne konuşması hocam ,
ben dilsiz olmuşum.
ne bileyim şimdi
amerika nın yerini, bana
aşkımın adresini sor tarif edeyim .

geceleri kestirme yolda biliyorum
ara sokaktaki apartmanın avlusundan geçin
geceleri daha kestirme oluyor.
ve o avluda güller var ,
gıyabında sevgilimin evinin önüne çiçekler bırakıyorum .

ver hoca sıfırı ver bakim .
aman dur
hocam, onun yerine de ben tahtaya kalkayım, bana sor
bak açtım ellerimi
cetvelle vur bana .
veliler toplantısı varmış
bana mecnun gelsin hocam o olsun benim velim

ah hocam ne kızıyosun şimdi ona
ayyaş bir babası var
alacaklar zaten okuldan onu
bende gelmem artık okula beklemeyin
hayata atılıp çalışmam gerek
ona bakmalıyım

hocam ah hocam şimdi sırasımı what is your name diye sormanın
bana ı love you demeyi öğret
dünyanın bütün dillerinden aşk sözleri öğret

hocam kızın ona eteği kısa
biraz çeksin aşağıya
küfrede küfrede dostlarıma
küstüm onlarlada
ben
mahalenin kedilerine dokunmadım ama
bütün erkeklerine küfrettim
sonra okuldaki bütün erkek öğretmenlere
din kültürü hocam hariç
o severdi beni
bilirdide onu sevdiğimi

sıralara hiç yazı yazmadım
kazımadımda onları
rüyalarıma işlemiş
tahta bir masada olsa ne
hayaller kurardım
okulu teröristler basmış
onu rehin almışlar
kurtarmışım onu
bütün okulu
sonra bir ses
ilhan ne bakıyosun boş boş. ben ne söyledim
en son
ha söyle bakalım beyefendi
şey eller yukarı teslim olun
git çöpü boşalt. ders bitene kadar oyalan
aman yapmayın hocam
dersin bitmesine daha çok var
ben onu görmeden yapamam

yaparım yaparım neyse
gideyimde bir sigara içeyim bari
bu yaşatda gidiyor be sigara
taze ciğerlerim
can çekişiyor ama
aşk dedikleri şeye de bir sigara
birde buzbağ şarap iyi geliyor

küçük ilçemizin
bir sahil kasabası olmasını isterdim
deniz görmemiştim henüz ama
onun zeytin karası gözlerini görmüştüm
denizde öyle bir şey olmalıydı
gizlice baktım
hep adını koluma kazımıştım
canım yanmadı ama
o yarayı göstermemek için çok uğraştım
serseri dediler
salak kendine acı veriyor piskopat dediler
ne dediler
üniversiteye gitmem gerekiyordu
babam işçi maaşıyla okutuyordu bizi
annem
vali olmamı istiyordu
annem hep vali olmamı istiyordu
birde televizyon spikeri
annem çok şey istiyordu
zengin bir gelin istiyordu
ama annem bunları benim için istiyordu
ve biliyorduki
benim sevdiğim kızı benden çok seveceğini

köpekler kovaladı beni
ben kovaladım iki aykalı arabalı köpekleri
ülkü ocağına takıldım
solcu oldum
aşık oldum
ülkeme dair şiirler ezberledim
barış dedim
kardeşilk dedim
okulun bahçesine sıra olurduk
bakardım
bakardım
saçlarına rüzgar değerdi
ben değemezdim

arkadaşlarım si evlenirsiniz diyordu
oysa hiç düşünmemiştim evliliği
elimde poşetler eve gitmeyi
ben onu seviyordum ama
evli olmayı hiç düşünmemiştim
çalışkandım. sadece zeki olduğum için derslerim iyiydi
fazladan bir şey yapmıyordum
onu düşünüyordum

gülüyorduk çok gülüyorduk
okula kurbağa sokup
ders kaynatıyorduk
kızlara belden aşağı fıkralar anlatıyordum
ona anlatamıyordum
anlat diyordu
anlatamıyordum
espri de yapamıyordum
dilim tutuluyordu
oysa edebiyat derslerinde ki üniversitede böyleydi
hep şiir okuturdu öğretmen bana
sonra bayramlardada
okurdum
ama ona okuyamıyordum
küçük ilçemizin en güzel kafetaryasına gidiyorduk
kütüphaneye
elime bir kitap alıp tam karşısına oturup
ona bakıyordum
kütüphaneye başkada gitmedim
çok kitap okudum hala okurum ama
ondan beri hiç gitmedim
hatta birgün kütüphanede elime aldığım kitaba bakmadan okuyordum herkes bana
bakıyordu
baktım
kitabı ters tutuyorum
ben hayatı ters yaşıyorum abi
kitabı tutsam ne olur

ellerini tuttuğum o günü hiç unutmadım
sonra hangi kızla el sıkıştıysam beni sevip sevmediğini parmaklarından anlarım
bu kaldı ondan bana
aristo mantığı bulmuş ama
aşkın mantığını geliştirememiş diye düşünürdüm
yoksa yerler ıslaksa yağmur yağmıştır demek
mantıklı bir önermeyse
kalbim küt küt atıyorsa aşığım demek
daha mantıklı bence
sonra marks
ona görde herşey madde
öyleyse elimde tuttuğum el
onun bana verdiği
ki tarif edemem
o ne

ilçemiz büyüyordu
yaşımda
okul bitecekti
hatta liseye başlarken okulun avlusuna diktiğimiz çam ağaçları kocaman olmuştu
zaten biz liseden ayrılıncada
daha çabuk büyüdüler
öyleya az top oynamadık az sigara saklamadık dallarına ağaçların
oysa yaz tatillerinde babamın
hem işçilik hem aşçılık yaptığı
fabrikada
çalışırken gelirdi aklıma evlilik hayalleri
ama
ne kadar takdir etsem de
babam la gurur duysamda
bu işi yapmayacağımı
yapmak istemediğimi biliyordum
öğrenci olmalıydım
elimde kitaplar olmalıydı
sıra altında bırakıp onları sene sonunda almadan
okumalıyıdım
istanbul geldi gözlerimin önüne
ilçemiz büyüyordu ama
ama hayyaller küçülüyordu büyüdükçe
büyüdükçe yaklaşıyorduk
cami avlusunda oturan amcalara
oysa daha dün
abiler maç yaparken kaleye geçiyordum
ve hala milli takım
beş altı yiyordu
ama bu bizi
ülkemize daha çok yaklaştırıyordu

o gün ayrılırken şehirden. gaddarın kahvesinde yazdığım şiir hala
dost sohbetlerinde en çok istek alan
şiirdir
o gün giderken otobüsle
urfaya
şöyle bir manevra yaptı otobüs
eğildi dağlar
işte dedim geldi
ben ona gitmeden
ama gelmemişti askerlerdi yolumuzu kesen
asker kaçağı arıyorlardı
beni aramadılar oysa ben ondan kaçmıştım
ben annemin isteyeceği kızdan kaçmıştım

şehirler dolusu kızlar vardı etrafta
hepsi ona benziyordu
hiçbiri ona benzemiyordu
ben benzemiyordum bana
tebeşir tutan ellerim
limonata lekeli gömleğim yoktu artık o yoktu
sırada olmuyorduk artık bahçeye
yirmi yaşını geçmiştim
sandımki artık büyüdüm
büyüdükçe küçülüyordum
şarkılar söyleyip şarkılar dinliyordum.
ve hergün
onsuz tükenip
annesiz büyümek zorunda kalıp
birde aşksız çürüyordum. ayrıca (#3279373)

bir bayana en çok yakışan meslek

'kadın .... mı olurmuş canım? cık cık cık' denilen her meslek. askerlik, inşaat mühendisliği, mimarlık, avukatlık, arkeolog hatta otobüs şöförlüğü... işini layıkıyla yaptığı sürece kadına her meslek yakışır.

15 temmuz türkiye tiyatro günü

ulan ne komik bir ulkeyiz ya. devlet terorunu kutluyoruz adina da demokrasi günü diyoruz. saka gibi arkadaş bu.

yahu bütün Türkiye bilmiyor mu en buyuk fetocunun reisleri olduğunu.

hepiniz biliyorsunuz amina koyayim. ne istediler de vermedik, aman hoca efendi memleketine dönsün, hasret bitsin diyen adam o değil miydi?

ulan gerizekali falan misiniz yoksa kor musunuz?

bilinçaltına falan mi atmaya çalışıyorsunuz anlamak zor.

oğlum 15 temmuzda ölen yüzlerce insanin kani bugün mitingine gittiğiniz parti devletinin elindedir.

yani cahilsiniz, yıllarca kendinizi ezik hissettiniz tamam, sizden daha kalifiye bir adamı yönetici olarak istemediniz tamam da bu kadar da gerizekali olunmaz AMK.

yazar profil fotoğraflarının hikayeleri

çünkü (bkz: gumball) ve (bkz: darwin watterson) a aşığım.

anın görüntüsü

görsel
Ne aşklara tanık oldu kim bilir.

anın görüntüsü

görsel

bu fotoğraftaki cemal amca. yaklaşık 5 sene önce, biz bu sokağa taşınmadan alzheimer olmuş. kimseyi tanımıyor.
bu balonları eline kim verdi, ne zaman verdi hiç bilmiyorum. ama iyiki de vermiş. bugün bu balonları elinde görünce içim bir hoş oldu. o balonları hiç bırakmayacak gibi tutması, cemal amcanın hala hayata bağlı olmasının en büyük göstergelerinden biri.

çok yaşa cemal amca.

siz lisede hangi tiptiniz gencolar

Arka sırada derslerde resim çizen çocuktum ben. Hocam hep kızardı hatta veli toplantısında şikayet ederdi beni ama ben ressam oldum.

Şimdi de derste resim çizen bir öğrencim var ve kızmaktansa yönlendirmeye çalışıyorum.